"Eski Dostum!" yoksa "Yeni Düşmanım" mı demeliydim.

Sonunda gelebilmişti,arabadan ihtişamla inip gözlüklerini havaya kaldırdı.Arabayı sürerken rüzgarın etkisiyle karışmış saçlarına daldırdı birden ellerini ve karışan saçlarını toparladı.Kıyafeti pek gösterişli değildi hatta hiç değildi dar bir bluejean üzerine ise olabildiğinden fazlaca bol bi tshirt ama bu halinle bile gösterişin ta kendisiydi Dylan.
"Starbuck! " diye mırıldandı kendi kendine JR ile buluşmasına rağmen mutluydu çünkü cezasının süresi dolmuştu.Caramel Macchiato iyi gider düşüncesiyle içeri daldı.Gözleri JR den çok yeni arkadaşlarına takıldı hepsine selam verdi o masum ve bir o kadarda yapmacık gülümsemesiyle.Gözleri bu sefer Jasmine'i aradı ortalıkta yoktu.Gelmesini de o sölemişte ama gelmeyen o görünüyordu?
Yüzündeki masum ve yapmacık gülümseme silinmiş yerini kızgınlığa bırakmıştı hemde yapmacık olmayan bir kızgınlık.Cam kenarına doğru yürüyüp oturdu.Sinirle çantasını eline aldı ve telefonunu aramaya koyuldu.Eline aldı ve JR'ye mesaj gönderdi mesaja kızgınlığını yansıtmamalıydı yoksa JR'nin üstesinden gelemezdi.


"Jasmine benimle alay mı ediyorsun? Ben burdayım ama görülmeyen o ki sen yoksun 10 dakika içinde burada ol yoksa giderim! D."

Dayanamayıp Dylan'a mesaj gönderdi çünkü yaklaşık bir saattir bekliyordu.
"Yaklaşık bir saat oldu D. nerede kaldın?"
Daha sonra cebini çantasına koyup mavi gözlerini her zamanki gibi süslü kol saatine dikmiş saniyeleri sayıyormuşcasına mırıldanıyordu. Bir an duraksadı etrafına baktı. Onu görenler deli sanabilir diye korkmuştu. Neyseki etrafında kimse yoktu. Bazen kendisinin bile anlamadığı şeyler yapıyordu, neye uğradığını şaşırırmışcasına kıkırdadı. Sonra mesaj sesiyle irkildi çantasını yavaşça açtı fermuara sarı saçlarına sıkıştırdı. İşte bu sefer tam bir deli gibi gözüktüğüne emindi. Acıdan dolayı ufak bir "Aa!" sesini çıkarmıştı. Saçındaki teller kopuyordu sonuçta. Fermuardan saçlarını kurtardıktan sonra etrafa tekrar bakındı. En kuytu yere oturduğu için kimse bakmamış olduğuna sevindi. Fermuardaki saçları temizleyerek cep telefonunu çıkarttı.
" Yoldayım az kaldı sabret,beni bu kadar özlediğini bilseydim
önceden yanlışlıkla sana mesaj atardım JR. neyse geldim sayılır sabret! " yazmıştı Dylan.
Daha sonra lavaboya gitti. Uzun süre oyalanmıştı tabiî. E, o kadar makyajını tazeleyip, saçlarını düzeltip çeki-düzen vermek uzun işti. Daha sonra tekrar mesaj sesiyle Dylan'ı unuttuğunu fark etti. Fermuarı bu sefer dikkatlice açtı.
"Jasmine benimle alay mı ediyorsun? Ben burdayım ama görülmeyen o ki sen yoksun 10 dakika içinde burada ol yoksa giderim! D." yazmıştı D. Rachel sinirlendi. Ne demek oluyordu bu? Kimse Rachel'le böyle konuşmaya cürret edemezdi. Rachel öfkesi yüzünden biraz daha bekletecekti anlaşılan. Hemen mesaj yazmaya başladı; "Seni o..." Masum rolünü unutmamalıydı. Sildi biraz daha sakinleşti telefonunu çantasına attı. Wcden çıkıp aşağıya indi. Cam kenarında Dylan'ı görünce gülümseyerek Dylan'a el salladı. Düşman ve dostun mücadelesi şimdi başlayacaktı...

Sonunda onu görmüştü az ileride durmuş ona gülümseyip,el sallıyordu.O sinsi suratında da ne kadar güzel barınıyordu masum gülücükler..

Dylan olduğu yerde şaşırıp kalmıştı onca yaşanan olaylardan sonra bu tarzı takınması oldukça garipti.Herşeyi geride bırakmak lazım diyerekten oda gülümsedi en zor gülümsemesiyle.
"Hey Jasmine uzun zaman oldu otursana" Jasmin dudaklarını kıvırdı üzülmüş ifadesi takınarak kollarını havaya kaldırdı ve "Heeey! Buraya gel seni Küçük.. " birden boğazını temizledi ve devam etti " ..melek! " Dylan olduğu yerden isteksizce kalktı ve J.'nin açılmış onu bekleyen kollarına yürüdü.Sarılmasına karşılık olarak o da sarıldı ama onun kadar içten değildi.Jasmin kıkırdadı ve sözüne devam etti "Ee tatlım ne içiyoruz? "
Dylan'ın Caramel Macchiato isteğine ne olmuştu şimdi? İç geçirerek karşılık verdi " Espresso"
Jasmine listeye uzandı ve göz gezdirdi " Imh.peki ben ne alsam? "
Dylan içinden kendi kendine söylendi "O kalkık p*pona tekmeye ne dersin seni küçük yılan? "
Jasmin sanki onu anlamışçasına gözlerini ona dikti " Birşey mi oldu D.? " Dylan dirseğini yavaşça masaya koyup elinle listeyi gösterirken,keskin ve bir o kadar parlak mavi gözlerini onun keskin ve parlaklığı kaybolmuş gözlerine dikti "Java Chip Chocolate al senin sevdiğin buydu yanlış hatırlamıyorsam?" dudakları yanaklarına doğru çıkarken J.'nin donuk bakışlarının yukarı doğru çıktığını hissetti.Hangi rolü hangisi oynuyordu? Belli değildi.

"Java Chip Chocolate al senin sevdiğin buydu yanlış hatırlamıyorsam?"
Drip Drop'umuz doğru hatırlamıştı. Jasmine en ünlü gülümsemesini yaptı ardından "Evet doğru hatırladın DD" dedi. Jasmine ayağa kalktı ve ortamdan kaçarmışçasına "Ben gidip alayım." diye ekledi. Drop ses çıkarmadı sadece tamam manasında kafasını salladı. Drop camdan dışarı bakıp yakışıklıları kestirmeye başlamıştı bile. Jasmine'in geldiğini bile farketmedi çok dalgın bir hâli vardı. Sanırım Jr.'nin amacının ne olduğunu düşünüyordu. Garip olan şey Rachel'ın bir amacının olması için bir olay olmamıştı. İşte bu Dylan'ı şüpheye düşürüyordu. "Dylan?" diye yokladı Rachel. Dylan "Ne kadar çabuk geldin." diye atıldı. Jasmine şaşırarak "Hı, evet bugünlerde hep sakin burası." dedi. Ardından Jasmine yerine oturarak pipetle bardağını karıştırmaya başladı. Drop ise kahvesini yudumlamaya başlamıştı. Ortam çok sessiz yoksa bu sessizlik fırtına öncesi sessizlik miydi?

Dylan kahvesinden pek tat alamıyor gibiydi.Yudumladı yudumladı ardından tekrar yudumladı.Sessizlik ortama hakim olmuştu ikiside susmayı tercih etmişti anlaşılan.Dylan bu gibi durumlardan nefret ederdi ama ilk söze başlayan o olmamalıydı.Jasmine'nin konuşmasını bekledi fakat ondan da ses seda yoktu.İçinden kahveyi Jasmine'nin suratına çarpmak gelsede yapamazdı.İç geçirerek sessizliği bozmaya karar verdi." Bi ara ortalıklarda yoktun neler oldu" Jasmine ellerini yavaşça kaldırıp hiçbirşey olmadı manasında kafasını salladı." Hmm.. " diyerek sustu Dylan.Ardından muzipçe gülüp devam etti "Gossip Girl'de bi ara dedikoduların tavan yapmıştı.Hergün kaç tane senin hakkında uçuk kaçık dedikodular" susarak ardından devam etti bu söylediklerini dahada bi vurgulu söylemişti;"Anlaşılan artık iyi kız olmaya karar verdin? " sinsi ve bir o kadar alaycı gülümseyişini onun gözlerine kazırken içinden de mırıldandı "Ne oldu seni ölü balık gözlü. "

"Anlaşılan artık iyi kız olmaya karar verdin? " dedi Dylan. Bir bakıma doğru gibi gözüküyordu. Belki de doğruydu. Yinede Rachel'in ne yapacağı belli olmazdı. Dylan'ın sinsi bakışlarından rahatsız olan Jasmine sadece "Belki." dedi her sıkıştığında söylediği gibi. Dylan'ın sinsi bakışları biraz olsun azalmıştı sanki. Ardından yine küçük bir sessizlik oldu. Jasmine planındaki diğer hamleyi mi düşünüyordu yoksa sadece ne yapacaklarını mı? Belki alış-veriş iyi olabilirdi. Neyse Dylan tekrar sessizliği bozdu "Ee? Görüşmeyeli neler yapıyorsun?" diye sordu. Rachel gülümsedi ve " Hep aynı şeyler, aslında hiç bir şey desem daha doğru olacak. Evde tıkılı kalmış gibi hiç çıkmak istemiyorum evden, alış-verişte yapmak gelmiyor içimden. Sen neler yapıyorsun? " diye topu ona attı anlaşılan. Dylan " Hmm. Bende senin gibiyim şu aralar babam ceza vermişti sade..." Dylan ağzından kaçırmıştı. Şimdi ne olacaktı? Jasmine neden ceza aldığını soracak ve belki de Jasmine'in eline koz geçecekti. Pek düşünmeden sözüne devam etti. "...ce bilirsin ufacık şeylerde suç hemen üzerine kalır." dedi Dylan. Jasmine neden ceza aldığı konusunda merakı olmamış gibi birazda sıkılmışçasına " Bilirim. Neyse boş ver. Geç olmadan gidelim ne dersin? Sanırım yağmur yağacak, trafik kalabalıklaşmadan kalkalım." dedi. Dylan şaşırdı çok sıradan bir gün olcağını düşünmesede sıradan bir gün olarak mı bitecekti?

Rplerimiz -5 ile 5 arasında değerlendirilmektedir. Rpnizin uzunluğu, betimlemeleriniz, görselliği ve uzunluğu bu puanlamanın ana dallarını oluşturmaktadır. Puanlamamı açıklıyorum;;

Dylan Drop Wilcox;; +3
J. Rachel Carler;; +3

Ünleriniz veriliyor.