İkisi de seçtikleri çantayı kasiyere doğru götürdüler. Blanche Barney's paketini eline aldı, oysa Roche'un daha çok şey alacağı belliydi. Bir de gereksiz yere o çantayı taşıyamazdı. Hızlıca elbiselerin bulunduğu tarafa doğru yürüdü, Blanche de onu takip ediyordu. Gerçekten mükemmel elbiseler gelmişti. 'Hmm, gerçekten güzeller.' Evet, öyleydiler. Blanche'nin bu lafı karşısında güldü. Askılardaki elbiselerin hepsini eline alıp teker teker inceliyordu, bu fazla uzun sürse de umurunda bile değildi. Özellikle Jason Wu elbiseleri çok beğenmişti, ve hepsininde bedenini bulmuştu. İlk seçtiği elbisenin dar, yuvarlak bir yakası vardı. Omuzlarının hafif altından yakasına doğru siyahtı, diğer kısımlarıysa maviydi. Belinden siyah bir kemerle bağlanıyordu ve uzun, bol cepleri vardı. İkinci seçtiği elbise de kemerliydi, kolları dirseklerine kadar uzanıyordu ve kareli bir deseni vardı. Kendi kendine 'Kemerli elbiselere taktım anlaşılan.' diye mırıldanıp güldü. Blanche onun aksine yazlık elbiseler seçmişti, oysa Roch bunların alışverişini önceden yapmıştı. Şu an Sonbahar/Kış sezounu onun için daha önemliydi. Tam tamına on iki elbise seçmişti, ve bunların 6-7 tanesi kemerliydi. Hayır, gerçekten abartmamıştı. Her gün farklı bir kıyafet giyiyorsanız siz de böyle bir alışveriş yaparsınız. İki kız da seçtikleri elbiseleri kapıp deneme kabinlerine doğru yürüdüler. Roche'un denemesi fazlasıyla uzun sürecekti anlaşılan.
Sonunda on iki elbisenin hepsini deneyip kabinden çıktığında Blanche çoktan onu bekliyordu. Elbiselerin hepsinin üzerine tam olması harikulade bir şeydi, hiç böyle şanslı bir alışveriş yapmamıştı. Kıza dönerek konuştu. 'Bir daha hep seninle alışverişe çıkacağım, bana şans getirdin. İnanabiliyor musun, hepsi üzerime uydu.' Bunları söylerken gülmeyi de ihmal etmedi. Satıcı ona şaşkın şaşkın gözlerle bakarken onu doğrularcasına 'Evet, hepsini alıyorum. Paketleyebilirsiniz.' dedi. Görüyor musunuz, alışveriş insanı nasıl da mutlu kılıp kibarlaştırıyor. Blanche de seçtiği elbiselerin hepsini alıyordu anlaşılan. Gerçi o sadece üç tane beğenmişti, ne büyük bir kayıp. Kırmızı rugan topuklularını çıkardığı sesleri dinleyerek kasaya doğru gidip ödemeyi yaptı. Bu arada hala etrafa göz gezdiriyordu. İkisi de ödemeyi tamamladıktan sonra çıkışa doğru yöneldiler ve Blanche konuştu: 'Ee, ne yapıyoruz bakalım?' Tam cevap verecekti ki, Blanche'nin telefonu ötmeye başladı. Kız mesajı okuduktan sonra 'Özür dilerim. Eve gitmem gerekiyor, başka bir zaman tamamlarız olur mu?' dedi. Anlayışla karşılayabilirdi bunu, kendi kendine de gezinebilirdi. 'Sorun değil tatlım.' dedi ve kıza eliyle öpücük yollayıp aksi yöne doğru yürümeye başladı.