İlginç tanışma..

Ha! Yeni bir gün daha... Havalı cip'imden inip tek elimle çantamı sırtıma atıyorum. Gömleğimin düğmelerinin açık olması çok seksi ve havalı olmasını sağlıyor. Kızların bakışları üzerimde. Beni böyle seyretmelerinden zevk alıyorum. Arkadaş grubumu gördüğüm anda ''Hey. Adamım! Naber?'' klasik selamlaşmamız. Başımı öne eğip umursamaz bir gülümseme atıyorum ve ''Bugün bir kaç kız avlamayı düşünüyorum'' diyorum. ''Hergün yapıyorsun zaten..'' diyorlar. Carlie, sevgilim ama bu halimi kabul ediyor. Nasıl olsa ondan başkasını gerçekten sevmem... Uzaktan bir kız geliyor. Yanımdaki arkadaşım ''Lindsay Lohan'ın kalçalı halt etmiş!'' diyor. ''Hey.. Bu av benim. Gidin kendize başka avlar bulun!'' Diyorum gülerek. Onaltra tek tek göz gezdirdikten sonra, Havalı adımlarda ilerlemeye başlıyorum. Kızında beni kestiği hissediyorum. Ve bilerek Ona sert bir şekilde çarpıyorum. Sonra arkamı dönüp sinirli yüzüne yakından baktığımda güzle olduğunu görüyorum. İçimden Hey Josh! Carlie! Sen onun gerçek aşkısın! sesi yankılanıyor ve o yüze hayran hayran bakmaktan kendimi zar zor toparlıyorum. ''Ah çok özür dilerim. O dar pencereli dünyandan çıkıp etrafındaki gelip geçene dikkat etsen diyorum'' dedim ve suratıma kibirli bir gülümseme taktım. Arkadaşlarım beni izliyor olmalı ve gülüyor olmalıydılar. Kıza baktıktan sonra bugünün çok eğlenceli olacağını anladım. Hala yüzümde o kibirli gülümsemem duruyordu. Nede olsa... O benim düşüncelerimi maskeliyordu..

Constance Billard'ın girişi yine havalı insanlarla doluydu.Günün başlangıcında böyle olurdu hep.Herkes ciplerinden veya aşırı lüks arabalarından birinden iner havalı bakışlarla etrafını süzerdi.Üzerlerinde okul forması olmasına rağmen yine de hepsi birer moda ikonu gibi olurdu.Tabi eğer burslu öğrenci değilseniz.Erkeklerin kızları kesişleri,kızların da dedikoduları ve her zamanki asil havalarıyla okul pahabiçilmez bir havadaydı.Burayı dışardan gözlemleyen ezik orta sınıf öğrenciler burasının bir harikalar diyarı olduğunu söyleyebilirdi.Yine öyle bir gündü bugün.Üzerimde ekstra mini okul eteğim,Tory Burch marka altın rengi babetlerim,göğsümün bir kısmını gösterecek kadar açık gömleğim ve şık altın rengi tacımla kesinlikle seksi görünüyorum.Parmaklarımı annemin seyahatten gelirken aldığı üç yüzükle donatmışım.Hepsi birer moda harikası.Ailem benimle manevi olarak ilgilenmedikleri için bu açıklarını hoş ve pahalı hediyelerle kapatmaya çalışılardı.Bunlardan biri de bana bu yaz aldıkları Mercedes SCL600 model arabamdı.Artık araba kullanabilecek yaştaydım ve hediyeleri güzeldi.Daha sonra bunları düşünmeyi bırakatım Hafifçe elimi sallayarak kızlarla dedikodu yapmaya devam ettim ve ilerden gelen çocuğu gördüm.Esmer bir teni vardı ve kesinlikle kibirli bakışlarla etrafını süzüyordu.Yavaşça gülümsedim ve belimi hafif yana kıvırdım.Etrafındaki çocuklarla konuşuyor ve gülüyordü.Ardından çantasını tek omzuna atmış bana doğru ilerlemeye başladı.Yavaşça arkamı döndüm ve aradan kısa bir süre bile geçmeden bana çartı.Ona doğru döndüğümde yüzündeki kocaman biraz şımarık gülümsemesiyle karşılaştım.Hayran hayran bakıyordu bana.''Ah çok özür dilerim. O dar pencereli dünyandan çıkıp etrafındaki gelip geçene dikkat etsen diyorum'' dedi sonra.Bana bilerek çarptığı açık bir şekilde ortadaydı.Yine de kibirini elinden bırakmamıştı. ''Evet haklısın.Özellikle gelip bana çarpmanın nedeni benim dar pencereli hayatımdan çıkmamı istemen miydi?'' dedim ve gülümsedim.Yanımdaki kızlar da benim cevabımla birlikte kıkırdamışlardı.Sonra hepsi birden fısıldaşmaya başladılar. ''Pencerem kesinlikle geniştir ama senin zaten geniş olan penceremi daha da genişletmek istemen çok hoş...'' dedim ve bu sefer saklamadan kıkırdadım.Çocuk etkilenmişe benziyordu.Böyle hazır cevap olacağını tahmin edememişti büyük ihtimalle.Benim sadece seksi bir kızdan ibaret olduğunu zannediyor olabilirdi.Ama ne kadar zeki olduğumu yakın çevrem iyi bilirdi.İri ve ışıltılı gözlerimi onun gözlerine diktim.Benden etkilenmişe benziyordu...

Bu kibirli davranışımla 1-0 önde olduğumu sanıyordum ama kız çok hazır cevaptı. Ama ben, onun gibi kızları çok görüyordum. Özellikle seksi ve kendini zeki sanan kızları.. ''Evet haklısın.Özellikle gelip bana çarpmanın nedeni benim dar pencereli hayatımdan çıkmamı istemen miydi?'' açıkçası böyle bir cevap beklemiyordum. Tam bir şey söylemek üzre ağzımı açmışken kız, ''Evet haklısın.Özellikle gelip bana çarpmanın nedeni benim dar pencereli hayatımdan çıkmamı istemen miydi?'' evet işte bukadar yeterdi. Yanındaki kızlar bile gülmeye başlamışlardı. Bu benim tarzım değildi. ''Evet. Tabi ki nedeni buydu. O dar penceren yüz kilometre uzaktan bile belli oluyor!'' dedim gülümsemeye devam ediyordum. Evet şimdi ben öndeydim. Benimle başa asla çıkamazdı. Ben o klasik St. Jude çocukalrından bile daha üstün bir üne sahiptim. Tabi buda benim şımarıklığıma ve vurdumduymazlığıma sebeb oluyordu. Çevremdeki herkes beni böyle sevdiği ve kabullendiği için bende bu huyumu değiştirme gayretinde bile bulunmamıştım. ''Ben Joseph. Kısaca Josh de. Yeter! Umarım o dar penceren biraz olsada açılmıştır.'' dedim ve dahada sırıtmaya başladım neredeyse otuz iki dişim bile belli oluyor gibiydi. Yanındaki kızların bana hayranlıkla baktığını hissediyordum. Birisine baktım. Neredeyse eriyecekmiş gibi duruyordu. Ah tanrım! Ben nedne bukadar yakışıklı olmak zorundaydımki...

Çocuk biraz alınmış ve sinirlenmişti.O anda kollarına baktığımda bütün kasları gözüküyordu.Bayağı sinirlenmiş olacakki yumruklarını sıkmıştı.Umursamaz bir tavırla saçımla oynamaya başladım.Gözleri biir an sinirden ışıldadı ama daha sonra kibirli ifadesi geri gelmişti.Şu anki yüz ifadesinden beni ezmek ve aşığalamak istediğini anladım.Benden böyle bir cevap beklemiyordu.Çabuk sinirlenen biriydi galiba.Amacım yalnızca biraz eğlenmekti.Böyle bir tepkiyi ondan beklemiyordum açıkçası.Çocuk bir anda benden soğumuştu.Ya gözü korkmuştu ya da beni kendini bir şey zanneden geri zekalılardan zannetmişti.Kim bilir...Durum gerçekten garipleşmeye başlamıştı.''Evet. Tabi ki nedeni buydu. O dar penceren yüz kilometre uzaktan bile belli oluyor!'' dedi gülümsemeye devam etti.Bu lafa hiç gerek yoktu ama çocuk kendini bir erkekle kavgada olduğu gibi havaya sokmuştu.Biraz şaşırdım biz kızla böyle konuşulmaması gerektiğini bilmesi gerekirdi.Hele de ağız dalaşına girmemesi gerektiğini.En azından onun gibi birisinin.Çocuk şimdi öne geçtiğini düşünüyor belirgin bir şekilde sırıtıyordu.Bu çocuk gerçekten ilginçti ama eğlenceli birisine benziyordu.Onunla aramı yapabileceğimi düşünüyorum.Gerçekten çok eğleniriz diye geçirdim içimden ama çocuk konuşmamı bile beklemeden hırsla atıldı.''Ben Joseph. Kısaca Josh de. Yeter! Umarım o dar penceren biraz olsa da açılmıştır.'' dedi ve her zamanki sırıtışını biraz daha arttırdı.Yavaşça konuşmasının bitmesini bekledim ve elimi saçımdan çektim.Onu yumuşatmalıydım.Hoş çocuğa benziyordu ve zekiydi de.Sadece haddinden fazla kibirli ve ukalaydı.Ama ondan hoşlanmıştım.Gülümsedim.Etraftaki kızlar sanki hiç erkek görmemiş gibi ona bakıyorlardı.Evet en sevmediğim kız tiplerinden biri kibirli ve zengin bir erkek görünce ağzının suyu akan kızlar.Ama çocuk benimle konuşuyordu.Aramızı düzeltecektim. ''Bugün tersimizden kalktık sanırım Joseph.Ah pardon Josh.Önce bana çarptın ve sonra da penceremin dar olduğu gibi bir şeyler söyledin.Sanırım bilmeden sana bir şey yaptım?Bence öyle olmalı.Ama aramızı düzeltmek isterim.Ben Victoria....'' dedim ve ona hafifçe göz kırptım.Josh hoş bir şekilde gülümsedi.Aramız düzeliyordu sanırım.Kavga etmenin bir anlamı yoktu ne de olsa... ''Ayrıca bayanlara karşı daha nazik olmalısın.Benimle kavga ederek eline bir şey geçmez ne de olsa.Hele de çarpışma gibi saçma bir nedenle...'' Çocuk bu sefer gerçekten yumuşamıştı.Sinirinin geçtiği belliydi.

Biraz sert bir giriş yapmıştık ama onu tabiki de yumuşatmıştım.Ayrıca hoş br çocuğa benziyordu.Onunla kavgaya girmemin ne bana ne de ona bir faydası olurdu.O konuşmaya başlamadan baştan aşağıya süzdün onu farkettirmeden.Esmer bir teni ve bayağı kaslı bir vücudu vardı.Kesinlikle çok güçlüydü ve öyle erkeklere bayılırdım.O ise arada göz ucuyla diğer kızları da kesiyoru.Kızlarsa eriyecek gibi saçma sapan hallere giriyorlardı.Ne kadar ezikler diye geçirdim içimden ve tekrar Josh'a baktım.Bu sefer bana sevecen bir yüzle bakıyordu.Onunda benimle kavga etmek istemediği açıkça ortadaydı.Yalnızca kendini biraz fala kaptırmıştı.Biraz sinirli ve kibirli olmasından kaynaklanıyordu ama pek önemsemedim.Ben de ona gülümsedim yavaşça. ''Üzgünüm biraz fazla kavgaya dönüştürmek gibi oldu.'' Hala gülümsüyordu.Bana kendini affettirmek istediği belliydi.Yavaşça elimi belime koydum ve delici bakışlarımla gözlerinin içine baktım.Bunun üzerine konuşmaya devam etti.Bu kez o da bana bakıyordu.Etraftaki kızlara artık bakmadığını görebiliyordum.Zaten o kızlar her ağa tav olan cinstelerdi.Ve onları o kadar da taktığını zannetmiyordum Josh'ın.Onun büyük lokmaları sevdiği belliydi. Gözlerime bakarak konuştu. ''Eee..Bugün kendimi sana affettirmek isterim.'' Bunu başabilirdi belki de..Ama biraz ince olması gerekliydi.Pek duraksamadan ekledi. ''Kendimi affettirmem izin verir misin?'' dedi ve bana biraz yaklaştı.Bu hoşuma gitmişti.Onu güldürecek bir cevap verecektim. ''Biraz daha kibar olursan neden olmasın?'' dedim ve melodi gibi bir sesle kıkırdadım.O ise bayağı gülmüştü bu cevabıma. ''Bir de nasıl affettireceğine...'' dedim ve elimi belimden çektim.

Şimdi gzöleri tamamen benim üzerimdeydi.Bu tabiki de hoşuma gitmişti.Hafifçe gülümsedim.Bana kendini affettirmeye çalışıyordu ve bu çok hoştu.Bir süre beni süzdü ve beğenmiş olacakki gülümsemesi kibirli ve biraz seksi bir hal almıştı.Sonra yavaşça gömleğinin bir düğmesini açtı.Şimdi kasları daha da gözükmeye başlamıştı.Artık az önce olduğu gibi sinirli veya kibirli değildi.Zaten bana hakaret etmeye devam etseydi onunla konuşacak bir şeyim kalmazdı.Zekice sözler etmeyi severdim ama mahalle kadınları gibi kimseyle -erkek ya da kız- ağız dalaşına girmezdim.Bu bana ailem tarafından öğretilmişti.Diğer kızlara göre belki de fazla asildim ama bu hoşuma gidiyordu.Yalnızca biraz fala içersem arada çıldırıyordum ama bu kimin umrundaydı.Zaten eğlenmek için içiyordum asilleşmek için değil.Bu aklımdan geçenlerle kendimi gülmemek için zor tutarken Josh konuştu. ''Okul sonrası bir gezintiye ne dersin?'' dedi ve çantasını tek omzuna aldı.Benim için hava hoştu.Gezinti falan.Olabilirdi ve fena fikir değildi. ''Tabi..Neden olmasın...'' dedim ve o anda etraftaki ezik sürtükler yavaş yavaş dağıldılar.Sonunda diye geçirdim içimden ve tekrar Josh'a baktım.Onunla yalnızca akşama kadar gezebilirdim.Gece için Bless'e söz vermiştim.Zaten ilk tanıştığımız günden onunla gece dışarı çıkma gibi bir niyetim yoktu.Diğer kızlar gibi hemen kendimi onun kollarına atacak değildim...

Rp puanlanmıştır.