Loretta Ann McLoren Constance Billard IV.Sınıf
Mesaj Sayısı : 193 Kayıt tarihi : 30/07/10 Lakap : Lory
Şöhret Puan: 41
| Konu: Alışveriş Cuma Ağus. 13, 2010 1:55 am | |
| Loretta Ann McLoren & Spencer Adelaide Leatrice
Bir kaç gündür Jeremy ile yüzyüze görüşemiyor olmaları Loretta'yı gerçekten üzüyordu. Elbette çok önemli bir işleri yoktu ama başka arkadaşları ile görüşmekten birbirlerine vakit ayıramamışlardı. Araya giren bu mesafenin bir sorun çıkartmasından gerçekten çok korkuyordu. Belki de Jerry arkadaşlarıyla, sırf Loretta ile görüşmemek için buluşuyordu. Bunun olabilme ihtimalini düşünürken ne kadar saçmaladığını fark edememişti. Jeremy, Loretta ile görüşmek istemeseydi - ki bu ondan hoşlanmadığı anlamına gelir bunu ona direk söylerdi. Loretta'dan hoşlanmıyorsa, onun hislerini umursayacağını pek düşünmüyordu. Böyle bir ihtimal olmadığı için suratına hafif bir tebessüm yerleştirirken, her gece telefonda konuştuklarını aklına getirdi. Ah, bunu unutmuştu. Jeremy ile neredeyse her gece, bir kaç saat boyunca aralıksız konuşuyorlardı. Bu durum aralarında eğlenceli diyalogların yaşanmasına da sebep oluyordu. Bir kaç gündür hayatından oldukça memnundu, okulda ki herkes Gossip Girl'de çıkan skandalı unutmuş gibiydi. Bu onun keyfini çok daha fazla yerine getiriyordu. Artık o saçma haberi konuşmayı bırakmışlardı ve Loretta eski gücüne kavuşuyordu. Onunla konuşmaya cesareti olmayanlar - yeniden - eski haline dönmüştü ve onunla rahat rahat konuşamıyorlardı. Okul, Jeremy, entrikalar derken günler hızla geçiyordu. Bu sayede yeni moda takıları, elbiseleri, çantaları ve ayakkabılarını takip etmekte büyük zorluk çekiyordu. İşte bu yüzden sabah, güzel bir güne gözlerini araladığı rahat yatağında uzanırken, komidinin hemen üstünde duran telefonunu eline aldı. Bir kaç dakika boyunca kalabalık rehberini incelerken en doğru kişiyi seçmek için tüm dikkatini toparladı. En sonunda birlikte alışverişe çıkmaktan hoşlandığı kişilerden iki tanesini seçebilmişti. Büyük bir kararsızlıkla gözlerini kapattı ve ikisinin arasından birisini seçti. Parmağının dokunduğu ekrana baktığında Spencer'ı seçmiş olduğunu gördü ve gülümsedi. Zaten aklından geçen kişi de Spencer'ın ta kendisiydi. Yatağından büyük bir enerjiyle çıkarken odasının kapısının tıklatıldığını duydu ama bir tepki vermedi. Bunun üzerine Jane, elinde kocaman bir kahvaltı tepsisiyle zorlanarak odanın kapısından içeriye girdi. Loretta yardım etme tenezzülünde bulunmadan elbise dolabına yönelmişti. Kot eteklerinin bulunduğu bölümden oldukça mini bir kot etek çıkartıp yatağına fırlattı. Daha sonra renklerine göre dizilmiş bluzların olduğu tarafa yöneldi. Beyaz dar, ince askılı bir badiyi çekip çıkarttı ve mini eteğinin yanına fırlattı. O sırada Jane zorlukla taşıdığı tepsiyi komidine bırakıyordu. Taze sıkılmış portakal suyunun kokusu burnuna geldiğinde karnının ne kadar aç olduğunu fark etti. Jane ufak bir selamın ardından odadan çıkarken, Loretta saten geceliğini çıkartmaya başlamıştı bile. Mini eteğini hızla üstüne geçirdikten sonra kısa bir süre ayna da bacaklarını inceledi. Arkasından beyaz badiyi giyindi, belinin bir kısmı açıktı ve kasığındaki 'L' harfli dövme dikkat çekiyordu. Kızıla boyadığı uzun ve kabarık saçlarını omuzlarına serbest bir şekilde bıraktıktan sonra daha fazla midesinden gelen seslere hakim olamadı ve yatağına oturarak tepsiyi kucağına aldı. Üzerinden dumanlar çıkan, nefis kokulu omletten bir parça kesti ve ağzına götürdü. Hemen arkasından portakal suyundan kocaman bir yudum aldı. Telefonu çaldığında tepsiyi yeniden yatağının üstüne bıraktı ve telefonuna baktı. Spencer olumlu yönde bir cevap atmıştı. Daha fazla yemek istemediğini anlayan Lory, yeniden dolabına yöneldi ve beyaz yüksek topuklu ayakkabılarını dolaptan çıkartıp, giyindi. Hızla odasından çıkarken, son anda çantasını unuttuğu aklına geldi ve beyaz parlak çantayı koluna geçirdi. Hızlı bir şekilde hareket etmeye özen gösterek önce odasından daha sonra evden ayrıldı. Kapıda onu bekleyen şoförüne gülümsedi ama davet ettiği arabaya binmedi. Onun yerine evin hemen sağındaki garaja yöneldi ve beyaz porche'una bindi. Torpido gözünde bulunan beyaz çerçeveli, gözlüğünü taktı. Kıyafetleri ve arabası büyük bir uyum içinde parlıyorlardı. Yavaş yavaş arabayı garajdan çıkarttı. Caddeye çıktığında ise ufak bir egzoz sesinin ve arabanın arkasından çıkan yoğun sis bulutunun ardından hızla Manhattan Alışveriş Merkezinin istikametinde arabayı sürmeye başladı. Alışveriş merkezine geldiğinde arabanın garip bir ses çıkartmasına neden olacan ani bir frenle durdu. Hızla üstü açık arabasından atladı ve Spencer'ı beklerken aracın üstüne hafif bir şekilde oturdu. | |
|
Spencer Adelaide Leatrice Constance Billard IV.Sınıf
Mesaj Sayısı : 135 Kayıt tarihi : 20/07/10 Lakap : Spenc.
Şöhret Puan: 0
| Konu: Geri: Alışveriş Ptsi Ağus. 16, 2010 12:01 pm | |
| Kafamı resimlerimden kaldırıp biraz arkadaşlarımla vakit geçirmem için başımda ötüp duran annemi sakinleştirmek bayağı zamanımı almıştı. Arkadaşlarımla vakit geçirmediğimi nereden çıkarmıştı ayrıca? Bugün hiç bir planım yoktu ve evde kalıp resim yapmak istemişti canım, işime burnumu sokması neden bu kadar önemliydi? Ellerimin boyalı olduğunu unutup yatağımın üzerine yattığımda tokamı çıkarıp saçlarımı serbest bıraktım. Gözlerimi tavan diktiğimde ise annemin çalışma odasından gelen mırıldanmaları duyabiliyordum. Sanırım hizmetçilere beni çekiştiriyordu. Ne kadındı ama? Gülümseyerek kalktım yataktan. Resim malzemelerimi topladıktan sonra duşa girmek için kıyafetlerimi yatağın üzerine bırakırken yatağımda oluşan renkli el izlerine baktım ve gülmeye başladım. Annem sesimi duyup odaya girdiğinde yatağımın üzerindeki el izlerini gördü, kızacak gibi bir ifadeye bürünen suratı aniden kahkahalarla sarsılmaya başladı. Nedenini bilmiyorduk fakat gülmek rahatlatıyordu. Rahatladıkça gülüyor, güldükçe rahatlıyorduk. Çıkışı olmayan bir döngünün içerisindeydik sanki. Karnımızı tutarak gülmeyi kestiğimizde ikimiz de gülmekten bitap düşmüş halde yere uzandık. Gözlerimde biriken yaşları boyalı ellerimle sildikten sonra annemin kalkıp odadan çıkışını izledim. Bir süre daha yerde yatıp tavana bakarak düşüncelerimle boğuştum.
Yerde yatmaktan sıkıldıktan sonra ayağa kalkıp üzerimdekileri çıkardım ve odamın köşesindeki kirli sepetine fırlattıktan sonra duşa girmek için banyoya girdim. Kapıyı arkamdan kapatırken gözüm yatağımın üzerindeki saate takıldı. Flaş patlaması gibi bir aydınlık sonucunda bugün aslında bir planım olduğunu ve geç kalmak üzere olduğumu farkettim. Kendi kendime küfrederek duşa girip üzerimdeki boyaları çıkarmak için insanüstü sayılabilecek bir hızla hareket ettikten sonra tamamen temizlenmiş biçimde duştan çıkıp giyindim. Aynamın karşısına geçip makyaj malzemelerimle resmen savaştıktan sonra aynaya baktım. Görünüşümü beğendikten sonra çantamı kaptığım gibi arabama koşmaya başladım. Gerçi ayağımdaki topuklularla koşmam bir hayli zor oluyordu ama alışmıştım artık. Arabama binip son sürat alışveriş merkezine sürmeye başladığımda açık camdan içeriye giren hava saçlarımşa oynuyordu.
Arabamı alışveriş merkezinin otoparkına parkettikten sonra Loretta'nın yanına doğru yürümeye başaldım. Güneş gözlüklerimi gözümden çıkartıp kafama taktıktan sonra arabasının üzerine oturmuş, beni bekleyen Loretta'yı selamladım. " Selam, nasılsın bakalım? " Gossip Girl'de çıkan haber yüzünden bir süre moralinin bozuk olduğunu biliyordum, ama bunu ona hatırlatmamak için de elimden geleni yapmalıydım değil mi? | |
|