Gossip Girl R-Play
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


You know, you love me. XOXO Gossip Girl
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Buluşma

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
Blessing Ivalyn
Constance Billard IV.Sınıf
Constance Billard IV.Sınıf
Blessing Ivalyn


Mesaj Sayısı : 499
Kayıt tarihi : 19/07/10
Lakap : Bless

Şöhret
Puan: 42

Buluşma Empty
MesajKonu: Buluşma   Buluşma Icon_minitimeCuma Tem. 30, 2010 3:32 pm

Buluşma Cheryl-cheryl-cole-13666829-100-100~Buluşma Ar6
Blessing Ivalyn ~ Archles Samael Frohagen
Zaman; Saat altı suları.
Kurgu; Uzun zamandan beri görüşmeyen iki dostun buluşması.


    Gözlerini açtığında pencereden ona gülümseyen güneşe aynı tepkiyi vererek yatağında doğruldu Blessing. Güzel bir gün olacağını umuyordu. Yatağından kalkarak kendine gelmek için lavaboya gitti ve elini yüzüne yıkadı. Saatin kaç olduğunu bilmiyordu ama sıcağa bakılırsa öğle saatleri olabilirdi. Yüzüne birkaç avuç su çarptıktan sonra lavabodan çıktı ve tekrardan odasına yöneldi. Fakat üzerini çıkartmak için değil yatağını toplamak içindi. Üzerindeki pijamalar oldukça rahattı ve onları kahvaltıdan sonra çıkarsa daha iyi olurdu. Yatağını toparladıktan aşağıdaki sesleri duydu. Kardeşlerinin kalktığı kesindi. İçeriden gülüşmeler yükseliyordu. Blessing hemen aşağıya indi. ‘’ Günaydın kızlar. Bensiz mi eğleniyorsunuz bakalım? ‘’ diyerek gülümsedi. Kardeşleri kahvaltıyı hazırlıyorlardı. Hemen aşağıya indi ve masanın üzerindeki zeytinden bir tane alarak ağzına attı. Kendisine bir tane sandalye çekti. ‘’ Günaydın tatlım. Kahvaltı hazırlarken Blysse ile şakalaşıyorduk da. Ona gülüyoruz. ‘’ diyerek gülümsedi ve Blysse göz kırptı Blanc. Blessing’in karnı iyice acıkmıştı. Masa da olanlardan teker teker yerken kardeşlerine gülümseyerek bakıyordu. ’ Hadi ama oturunda yiyelim bir an önce açlıktan ölüyorum. ‘’ dedi ve onların oturmasını bekledikten sonra hemen yemeye başladı. Gerçekten dün akşamdan beri karnı çok acıkmıştı Blessing. Kardeşleriyle hem konuşuyor hem de yemek yiyordu. Bugün kesinlikle iyi geçecekti Blessing için.

    Yemeğini yedikten sonra hemen odasına çıktı. Artık üzerindeki pijamalardan kurtulmak istiyordu. Odasına geldiği anda telefonunun mesaj sesini duyduğu anda hemen telefonuna koştu. Mesaj atanın en yakın dostu Arch olduğunu görünce çok heyecanlanmıştı Blessing. Çünkü onu uzun zamandan beri görmüyordu ve gerçekten öyle çok özlemişti ki. Mesaja bakmadan önce kısa bir süre bekledi ve daha sonra okumaya başladı. ‘’ Selam B. nasıl gidiyor? Kendini bu kadar özletmemelisin. ‘’ yazıyordu. Evet, tahmin ettiği gibi Arch’da çok özlemişti dostunu. Blessing yüzünde kocaman gülümseme ile yatağına oturdu ve art arda mesajlaşmaya başladı.

    ‘’ Selam Arc. Evet, uzun zamandan beri görüşemiyoruz. Bende seni özledim. Artık görüşmemizin zamanı gelmedi mi sence? Bir yerler de buluşmaya ne dersin? ‘’
    ‘’ Elbette bebek. Yer ve zaman söyle yeter. ‘’
    ‘’ Bugün nasıl? Uygunsan birkaç saat sonra buluşabiliriz. Nerede olduğu benim için önemli değil istediğin bir yer varsa, özellikle gitmek istediğin bir yer falan. ‘’
    ‘’ Pekâlâ, Starbucks'a ne dersin? Birer kahve fena olmaz. ‘’
    ‘’ Harika olur. Beni evden alır mısın? Yoksa orada mı buluşalım? ‘’
    ‘’ Evden alırım. Saat altıda hazır ol güzelim. ‘’
    ‘’ Peki Arch. Altı da görüşmek üzere bekliyor olacağım. Öpüldün. ‘’

    Birkaç dakika mesajlaşmanın ardından saat altı da en yakın dostu Arch ile buluşacaktı Blessing ve çok heyecanlıydı. Onu birkaç aydan beri görememişti. Uzun zaman sonra onunla buluşmak çok iyi olacaktı. Blessing telefonu elinden bırakmadan önce saate baktı ve saatin dörde geldiğini görünce hemen telaşlandı. Aslında ne gerek vardı ki telaşlanmaya. Basit bir buluşma olacaktı ve zaten Arch dostu olduğu için giyinişine fazla önem vereceğini sanmıyordu ama yine de her genç kız gibi güzel olmak istiyordu Blessing. Telefonunu hemen yatağına fırlattı ve dolabına yöneldi. Bugün renkli bir şeyler giymek istiyordu Blessing. Biraz eğlenceli olmak istiyordu çünkü. Bu buluşmanın da özel olmasını istiyordu ama bunu nasıl yapacaktı bilmiyordu. Hemen dolabından kısa kot şortunu çıkardı. Onun üzerine de mavi bluzunu çıkartarak şortunun yanına yatağın üzerine attı. Dolabının kapağını örterek yatağının üzerindeki kıyafetlerini aldı ve hemen giydi. Odasının içinde bulunan boy aynasından da kendisine baktıktan sonra çok güzel göründüğünü anlayınca kendi kendine gülümsedi. Kendine birkaç saniye baktıktan sonra saçını yapmak için saçlarını ellerinin arasına aldı ve şekillendirmeye başladı. Saçını şekilden şekle sokuyordu ama hiç birini de beğenmiyordu. Son olarak en doğal halinin olmasını istediği için saçını omuzlarına döktü. Evet, böyle daha güzel olmuştu. Hafiften makyajını da yaptıktan sonra buluşma için hazırlanmıştı. Kardeşlerinin daha Arch ile buluşacağını bilmiyorlardı. Hemen aşağıya indi ve gülümseyerek kendi etrafında birkaç kez dönerek kendisini gösterdi. ‘’ Nasıl olmuşum kızlar? ‘’ dedi. Kardeşleri Blessing’in bunu neden yaptığını bilmedikleri için şaşkın yüz ifadesiyle bakakalmışlardı birbirlerine. Blessing onların bu ifadesini görünce kendini gülmeden alamadı. Onları daha fazla meraklandırmamak için olanları teker teker anlattı. Buna tabii ki sevinmişlerdi Blanc ve Blysse. Arch’in gelmesine daha bir iki saat vardı ve Blessing kardeşleri ile konuşmaya dalmıştı bile. Arch ile ilgili konuşuyorlardı genellikle. Ama genel de kızlar Blessing’e soruyorlar ve Blessing’ de cevaplıyordu tabii ki. Bu kızların bu kadar meraklı olduğunu bilmiyordu Blessing. Gören bakan da sevgilisiyle buluşur sanırdı doğrusu.

    Ve kapı çaldı. Blessing kardeşleriyle konuşurken zamanın nasıl geçtiğini fark etmemişti bile. Hemen bir telaşa kapıldı. Kardeşlerine güzel olup olmadığını sorup duruyordu. Onlar da her soruşunda güzel olduğunu söylüyorlardı. Üzerine son bir kez daha çeki düzen verdikten sonra Arch’ı daha fazla bekletmemek için hemen kapıya doğru yöneldi ve derin bir nefes alarak kapıyı araladı. Arch karşısında o tatlı gülümsemeliyle dururken Blessing de gülümsemeden kendini alamadı. ‘’ Hoş geldin canım. ‘’ dedi. Tabii bunları derken bacakları zangır zangır titriyordu Blessing’in. Uzun zamandan beri görmediği için heyecandandı belki de. Arka da duran kardeşleri de Blessing’in bu haline gülmemek için kendilerini zor tutuyor gibiydiler.

    ‘’ Hoş buldum bebeğim. Hiç değişmemizsin her zamanki gibi harika görünüyorsun. Hazırsan çıkalım mı? ‘’
    ‘’ Ay çok teşekkür ederim canım. Sen de hiç değişmemişsin. Her zamanki gibi çok yakışıklısın. İçeri gelmez misin? ‘’
    ‘’ Yok, teşekkür ederim güzelim. Yerimizi ayırttım geç kalmak istemeyiz öyle değil mi? ‘’
    ‘’ Peki canım. Çantamı alıp hemen geliyorum. ‘’

    Blessing gülümseyerek hemen çantasını aldı ve kardeşlerine görüşürüz dedikten sonra Arch’ın koluna girerek evden çıktı. Çok yakışıklı görünüyordu Arch. Gerçekten hiç değişmemişti. Manhattan sokaklarında yürürken cafeye gelmeden önce bir şeyler konuşmak istiyordu Arch ile onu çok özlemişti çünkü. ‘’ Nasıl gidiyor dostum? Uzun zaman oldu görüşmeyeli ama sen hiç değişmemişsin. Bu formunu neye borçlusun bakayım? ‘’ diyerek gülümsedi ve koluna iyice girdi. Sokakta sadece Blessing’in topuklu ayakkabılarının sesi duyuluyordu. Ve birkaç araba kornası.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Archles Samael Frohagen
St.Jude IV.Sınıf
St.Jude IV.Sınıf
Archles Samael Frohagen


Mesaj Sayısı : 204
Kayıt tarihi : 25/07/10
Lakap : Arch.

Şöhret
Puan: 6

Buluşma Empty
MesajKonu: Geri: Buluşma   Buluşma Icon_minitimeCuma Tem. 30, 2010 5:39 pm

' Ailemizi düşürdüğün bu.. bu zor durumun farkındasındır umarım. '
' Bizi çok utandırdın Archles, bunun üzerini bir şekilde örtmeliyiz. '


Söyledikleri her kelime biraz daha boğuyordu Archles'ı. Manhattan'da ki gösterişli evlerinin salonundaydılar. Cömertçe - ya da belki en doğru sıfat savurganca olacaktı - dizayn edilmiş salonlarının siyah renkteki rahat, tek kişilik koltuğunda oturuyordu. Ne kadar sıkıldığını suratından anlamak mümkündü. Anne ve babası bu kez Miami'ye dönüşlerini 1 haftalığına ertelemeye karar vermişlerdi, şansa bakın ki Arch'ın kumar sonrası bir gurup fahişe ile gece kulübünde yaptığı dansın - ya da ayaküstü seksin - videosu tam da bu sıra göndeme düşmüştü. O gece içkiyi fazla kaçıran Arch kumarda epeyce para kaybettikten sonra stres atmak için bir striptiz bara gitmişti, o gece epey kalabalık olan barda dansçlılarında ayartmalarıyla kendini sahnede bulmuş ve grup seksten hallice bir dansı onlarca insanın gözü önünde yapmıştı. Oradakilerden biri bu anı ölümsüzleştirmek istemiş olacak ki video kaydı yapmış ve bunu tüm Manhattan'a dağıtmıştı. Şimdilerde bu video tüm gençlerin, hatta anne ve babasının görüştüğü asil ailelerin dahi ağızlarındaydı. Elbette Gossip Girl'de bunu haber yapmakta gecikmemişti! Bir davet sırasında tesadüfen bu olayı duyan babası hemen annesiyle konuyu konuşmuş ve evlerinde acil bir aile toplantısı yapmayı uygun görmüşlerdi. Ve işte şimdi konuşulan konu buydu. Köşedeki gri koltuklardan birine oturmuş olayları uzaktan izleyen Floja kahkaha atmamak için kendini zor tutuyor gibi görünüyordu. Annesinin cırtlak sesi kulaklarını tırmalarken sıkıntıyla kollarını göğsünde birleştirdi. ' Archles, seninle konuşuyoruz. Bizi nasıl böyle bir duruma düşürebilirsin? Sen bir Frohagensin. Daima asil, say...' 'Saygılı, ağırbaşlı olmalıyım, tıpkı bir Frohagen gibi! ' Diye tamamladı Archles babasının her fırsatta söylediği ve çoktan ezberlemiş olduğu klasik cümleyi. ' Saygısızlık etmeyi bırak, sözümü kemeyi de. Artık çizmeyi aştın, bunu nasıl temileyeceğiz biz? ' Babası kalın sesiyle ve otoriter bir tavırla söylemişti bunları, Archles omuz silkmekle yetindi. ' Tanrım, neden bizi sınıyorsun? itibarımız senin yüzünden iki paralık oldu, herkes bizden söz ediyor. ' Annesinin o aptal ses tonuyla ettiği her kelime Archles'ın adeta beynine saplanıyordu ' Seninde istediğin bu değil miydi anne? Herkesin Frohagenleri konuşması. İşte, istediğin oldu! ' Dedi Arch alayla. ' Saçmalamayı kes,bizi yerin dibine soktun. Asil bir Frohagen'in asla yapmaması gereken davranışlar bunlar. Sende yarın bizimle Miami'ye geliyorsun. ' Diyerek noktayı koydu babası. ' Ne? Miami mi? Siz rüya görüyor olmalısınız, böyle bir şey olmayacak.' Dedi Archles işte şimdi sinirlenmişti, ailesinin onun hayatına müdahale etmeye hakları yoktu. Hemde hiç. ' Elbette geleceksin. Ve davranışlarını düzeltene dek buraya geri dönmeyeceksin. Anlaşıldı mı? ' ' Hayır hiçbir şey anlaşılmadı anne. Şu asillik zırvalarını bırakın artık. Biz Frohagenler var ya. Hiçbir b.k değiliz! ' Diye bağırdı genç adam oturduğu yerden kalkarken. Annesinin yapmacık nidası ve babasının çatık kaşlarına aldırmadan koltuğun üstündeki ceketini aldı ve kapıya yöneldi. ' Archles Samael Frohagen! Hemen geri dön. ' Diye cırladı annesi botokslu suratını kasmamaya özen göstererek. Archles tam çıkmak üzereyken arkasına döndü ve ' Biliyor musunuz, canınız cehenneme! ' Dedi ardında şaşkın bir aile bırakırken kapıyı çarparak kendini dışarı attı.

Gökyüzünde tüm ihtişamıyla parıldayan Güneş yavaş yavaş aşağıya doğru süzülüyor, sahneyi terk etmeye hazırlanıyordu. Esen rüzgar genç adamın saçlarını uçuştururken Archles adeta ateş saçarak arabasına yöneldi, anahtarın açma dümesine basıp kapının kilidini açtıktan sonra kandini siyah Porsche'una attı. Anahtarı kontağa takıp çevirdi, çalışan motorun gürültüsünü dinleyerek derin bir nefes aldı, kendini yatıştırmaya çabalıyordu, ama ne fayda! Elini direksyona doğru savurup sert bir hamleyle vurdu. Birden öten korna onu yerinden sıçratmıştı ' Hay ben senin... ' Dedi öfkeyle. Ardından motoru kapattı, biraz sakinleşmeye ihtiyacı vardı. Nereye gideceğini düşündü. Yalnız olmak istemiyordu. Sonunda telefonunu çıkartıp rehberi açtı. ' B ' harfine geldiğinde kime mesaj atacağını bulmuştu. Bess'e mesaj yolladı, cevap gecikmemişti. Starbucks'ta buluşmayı teklif etti sonra, kız onayladı. Arch, Bless'i evinden almak üzere yeniden motoru çalıştırıp arabayı hareket ettirdi. Arabanın hız göstergesi saatte 150 kilometreyi bulurken siyah canavar şeritleri yutuyordu adeta. Ardında dek açtığı camdan içeri dolan hava rüzgarlıydı, Arch'ın altın sarısı saçlarını geriye doğru savuran rüzgar, suratında her çarptığında Arch biraz daha neşeleniyordu. Bless onu anlardı, onunla konuşmaya kesinllikle ihtiyacı vardı. Sonunda Bless'in evinin önüne geldiğinde arabayı artistik bir manevra ile park edip aşağı indi. Kapıya doğru yürürken bu evle ilgili eski anılarını anımsamadan edemedi, ve Blanche ile ilgili olanları. ' Güzel günlerdi. ' Diye düşündü kapıyı çalarken. Biraz bekledikten sonra nihayet kapının diğer tarafında sesler artmıştı, çok geçmeden kapı ardına dek açıldı. Karşısında büyük bir gülümseme ile Blessing duruyordu. Kızın karşılaması canayakındı, ite bu yüzden onunla konuşmayı seçmişti. Bless her zaman pozitif bir insan olmuştu ve bu enerjisini etrafındakilere de yaymayı çok iyi beceriyordu. Arch Bless'in içeri girmek konusunda yaptığı teklif üzerine göz ucuyla kapıdan içeri doğru baktı. Blanche elbette oradaydı, en az Bless kadar nazik olmaya çalışarak teklifi reddetti ve ikili kapıyı arkalarından kapatıp arabaya yöneldiler.

Arabayı caddenin hemen dışına park etti Arch ardından koşup Bless'in kapısını açtı ' Majesteleri. ' Dedi eğilerek. Kız küçük ve neşeli bir kahkaha ile arabadan indi ve Arch'ın ona uzattığı kola girerek yürümeye başladılar. Sokak kalabalıktı, her zamanki gibi. Taş zeminde ilerlerken ’ Nasıl gidiyor dostum? Uzun zaman oldu görüşmeyeli ama sen hiç değişmemişsin. Bu formunu neye borçlusun bakayım? ‘ Dedi Bless. Arch güldü ' Hımmm, okulun havuzunda yaptığım yüzüşlere belki de. Peki ya sen? Nasıl oluyorda her gördüğümde daha da güzelleşmiş buluyorum seni? ' Dedi. Bless ile ilişkileri böyleydi işte, normal, kolay. Her zaman konuşacak bir şeyler bulurlardı, başkalarıyla ilişkilerinde olan o uzun ve rahatsız edici sessizliklerin onların ilişkisinde yeri yoktu. Starbucks'ın yeşilli şemsiyelerinden birinin altındaki masaya oturduklarında Bless' de Arch'a yanıt vermekle meşguldü.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Blessing Ivalyn
Constance Billard IV.Sınıf
Constance Billard IV.Sınıf
Blessing Ivalyn


Mesaj Sayısı : 499
Kayıt tarihi : 19/07/10
Lakap : Bless

Şöhret
Puan: 42

Buluşma Empty
MesajKonu: Geri: Buluşma   Buluşma Icon_minitimeCuma Tem. 30, 2010 7:51 pm

    Blessing, Arch’ın koluna girmiş bir şekilde sorusunu yönelttikten sonra Arch o tatlı gülümsemesini sergileyerek Blessing’e cevap verdi. Gerçekten Arch’a yüzmek çok iyi geliyordu. Blessing ise inanılamayacak şekilde hiçbir şey yapmıyordu. Aslında vardı. Spor yapmak. Asla spor yapmaktan vazgeçmiyordu Blessing. Çünkü spor hem güzel görünmeye hem de zihninin daha hızlı çalışmasına neden oluyordu. En çok sevdiği sporlardan biri ise voleyboldu. Ama bunu Arch’ın bildiğini sanmıyordu Blessing çünkü onunla sık görüştükleri zaman da fazla bir ilgili duymuyordu. Bir ay öncesinde bu spora merak salmıştı. Evet; Arch ile görüşmeyeli tam bir ay olmuştu ve bu bayağı uzun bir zamandı. Starbucks’a geldiklerinde yeşil şemsiyelerden birinin altına oturduktan sonra Blessing Arch’a cevap vermek için dudaklarını araladı. Bir yandan da gülümsüyordu. ‘’ Aslında tek yaptığım spor canım. Onu da hafta da bir ya da iki kez yapıyorum o kadar. Sanırım etkisi olmuş değil mi tatlım? ‘’ diyerek gülümsedi ve göz kırptı. En yakın dostunu gerçekten çok özlemişti. Oturdukları yer de bir sürü kişi vardı ama Blessing onlara aldırmadan dayanamayarak onun boynuna sarıldı. Dışardan bakan bir göz onları sevgili sanırdı ama Blessing onu sadece dostu olarak görüyordu ve hep öyle kalmasını istiyordu. Çünkü onu kesinlikle dost olarak çok seviyordu. Arch bu yaklaşıma bir an şaşırsa da o da Blessing’e olumlu bir tavır sergileyerek ona sımsıkı sarıldı. Gerçekten harika bir duyguydu. Onu çok özlediğini o sarılma anında yaşamıştı ve içi bir tuhaf olmuştu. Yüzünde kocaman bir gülümsemeyle kollarını Arch’ın boynundan ayırdı ve kendi kucağına koydu. Biraz duygulanmıştı. Ama Blessing’e neler oluyordu böyle? Fazla duygusal olmayan kız bir an da duygusallaşmıştı ve bu iyi miydi kötü müydü bilmiyordu Blessing? Fakat kötü olmadığı kesindi. Tekrardan dostunun gözlerinin içine bakarak konuşmaya başladı. Bu söyledikleri kesinlikle gerçek duygularıydı. ‘’ Ben seni çok özledim Arch. Neden bu kadar arayı açtın? Daha önce hiç böyle yapmazdın. Nerelerdeydin bu zamana kadar? ‘’
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Archles Samael Frohagen
St.Jude IV.Sınıf
St.Jude IV.Sınıf
Archles Samael Frohagen


Mesaj Sayısı : 204
Kayıt tarihi : 25/07/10
Lakap : Arch.

Şöhret
Puan: 6

Buluşma Empty
MesajKonu: Geri: Buluşma   Buluşma Icon_minitimeCuma Tem. 30, 2010 8:48 pm

‘ Aslında tek yaptığım spor canım. Onu da hafta da bir ya da iki kez yapıyorum o kadar. Sanırım etkisi olmuş değil mi tatlım? ‘


Archles gözlerini kısıp yanında oturan kızı inceledi bir süre ' Hem de nasıl! Göz kamaştırıyorsun güzelim. ' dedi gülümseyerek. Bu kızı seviyordu, her türlü sorununu çekinmeden konuşabilirdi onunla. Utanmasına ya da bir şeyleri alehinde kullanır diye saklamasına hiç gerek yoktu. Bless harika biriydi, samimi ve içtendi. Floja dışında etrafında bu özellikleri taşıyan başka kimsesi yoktu. Zaten ne zaman bir sorunu olsa ya Floja ile ya da Bless ile konuşurdu. Onların ilişkisinde yapmacıklık yoktu, sırlar, etnrikalar yoktu. Doğaldı, eğlenceliydi. O Bless'in gülen suratına bakıp bunları düşünürken boynuna dolanıveren ince kollar Archles'ı şaşırtmıştı. Beklediği bir şey değildi bu, yine de halinden şikayetçi olduğu söylenemezdi. Bless de onu en az kendisi kadar özlemişti demek ki. Bu düşüncenin verdiği mutlulukla Arch'da ona doladı kollarını. Kızın teninden yükselen buram buram ahududu kokusunu alabiliyordu. Birkaç saniye boyunca öylece kaldılar ardından Bless geri çekildi ve utangaç bir tavır takındı. Arch onun bu çocuksu haline gülümsedi. ’ Ben seni çok özledim Arch. Neden bu kadar arayı açtın? Daha önce hiç böyle yapmazdın. Nerelerdeydin bu zamana kadar?’ Blessing'in bunları söylerken samimi olduğunu biliyordu Arch. O hep içinden geleni söyleyiverirdi, bu güzel bir şeydi çünkü Arch'a da cesaret veriyordu. Bless'in pürüzsüz ve yumuşak yanağını işaret parmağıyla hafifçe okşayıp ' Bende seni özledim B. Son iki haftadır annem ve babam burada. Onlar ve onların aptal dertleriyle uğraşıyordum. Seni ihmal ettiğim için üzgünüm hayatım. ' Dedi. Bless'in az önceki hüzünlü hali bir anda kaybolmuştu, sorunun kendisiyle ilgili olmadığını duymak onu rahatlatmış olmalıydı. Büyük kahverengi gözlerini Archles'a dikerek ' Hey, bundan haberim yoktu. Neler oldu anlatsana ? Eminim çok eğlenmişsindir. ' Dedi alayla ardından da bir kahkaha attı. Gülümsediğinde ortaya çıkan gamzelerinin gerçekten çok şirin olduğunu düşündü Archles. ' Evet gerçekten eğlenceli günlerdi. ' Dedi Archles okyanus mavisi rengindeki gözlerini sıkıntıyla devirerek. Sonra yeniden B'ye bakıp. ' Pekala güzellik sana anlatıcak çok şeyim var ama önce bir şeyler içelim. Söyle bakalım ne içersin? ' Dedi ayağa kalkarken. ' Hımmm... Latte. ' Dedi kız gülümsemesini bozmaksızın. Arch göz kırpıp içeriye yöneldi.


Az sonra elinde iki latte ile geri dönmüştü ' Çok sıra vardı. ' Dedi alnındaki hayali terleri silerken. B ' Bir an senden ümidi kesmiştim. ' Diye karşılık verdi sarışın adama. Archles sandalyesini onunkine biraz daha yaklaştırırken ' Ama bak işte buradayım ve işte bu da latten. ' Diyerek az önce masaya bıraktığı latteyi onun önüne doğru hafifçe ittirerek. Deniz kızı sembolünün basılı olduğu bardağı dudaklarına götürüp büyük bir yudum alan Blessing ' Evet, nerede kalmıştık? ' Diye sordu kızıla çalan kahverengi saçlarını kulağının arkasına atarken. ' Hım.. Birbirimizi ne kadar özlediğimizden söz ediyorduk sanırım. ' Dedi aptal bir sırıtışla. B kafasını iki yana salladı bu sırada Arch lattesini yudumluyordu. ' Ailenden söz ediyorduk. Neler olduğunu anlat lütfen. ' Dedi, Archles onun kendisi için gerçekten endişelendiğini biliyordu. Ona sahip olduğu için ne kadar şanlı olduğunu bir kez daha anladı ve bugün yaşanan her şeyi anlatmaya başladı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Blessing Ivalyn
Constance Billard IV.Sınıf
Constance Billard IV.Sınıf
Blessing Ivalyn


Mesaj Sayısı : 499
Kayıt tarihi : 19/07/10
Lakap : Bless

Şöhret
Puan: 42

Buluşma Empty
MesajKonu: Geri: Buluşma   Buluşma Icon_minitimeCuma Tem. 30, 2010 9:39 pm

    Blessing, Arch’ın cevabını bekliyordu sabırsızlıkla. Çünkü burada değilse kesinlikle bir yerlere gitmiş olmalıydı. Ve orada eğleneceğinden de şüphe yoktu. Arch’ın ailesi ile olduğunu ve onun dertleriyle uğraştığını öğrenince yüzünde küçük bir gülümseme oluştu. Az önce ki hüzünlü tavırları kaybolmuştu sanki. Fakat bundan harika yoktu Blessing’in. Şaşkın bir tavır takınarak konuşmaya başladı. ‘’ Hey, bundan haberim yoktu anlatsana? Eminim çok eğlenmişsindir. ‘’ dedi. Bunu alaylı bir tavırla söylemişti ve kendini tutamayarak kahkaha patlattı. Arch’da onunla birlikte gülerken daha da mutlu oluyordu Blessing. Çünkü başka birisi olsa aile içi sorunların gülünesi bir şey olmadığını bilirdi ama Arch da bu durumdan hoşlanmadığı için olumsuz bir tepki vereceğini sanmıyordu Blessing ve öyle de olmuştu. Onunla birlikte gülmüştü bile. Blessing bu çocuğu gerçekten çok seviyordu. Her şeyi anlatmaktan hiç çekinmiyordu ve bundan hoşnutluk duruyor gibiydi. Bu da Blessing’in Arch’a daha da yakınlaşmasına sebep olmuştu zaten. Tabii Arch da Blessing’inden laf çıkmayacağını bildiği için ve en yakın dostu olduğu için olanları anlatıyordu başka birisi olsa asla yapmazdı bunu. Fakat Arch eğlenceli günler geçirdiğini söyleyince gözlerini olumsuz anlamda devirmişti ki bu hiç olumlu şeylerin olmadığının göstergesiydi fakat Arch’ı tanıyordu ve olanları hiç de kafaya takmayacağını da biliyordu. Arch olanları anlatmadan önce ne içmek istediğini Blessing’e sorduğunda bir an için düşündü ve ‘’ Hımmm... Latte. ‘’ dedi. Evet, onun tadına Arch gibi bayılıyordu. Zaten Arch’ın sayesinde alışmıştı. Ama hiç de kötü bir alışkanlık değildi doğrusu. Arch, Blessing’e göz kırparak içeriye doğru ilerledikten sonra Blessing’in aynasını çantasından çıkardı ve yüzünün nasıl göründüğüne baktı. Sıcak olduğu için makyajının aktığını düşünüyordu ama hiç de öyle bir şey olmamıştı. Hafiften gözlerini düzelttikten sonra aynasını çantasına koydu ve Arch’ı beklemeye başladı. Fakat her nedense Arch daha gelmemişti.

    Biraz daha bekledikten sonra sonunda elinde iki adet Latte ile çıkagelmişti Arch. Çok sıra olduğunu söylerken alnındaki terleri de koluyla sildi. ‘’ Bir an senden ümidi kesmiştim. ‘’ diyerek gülümsedi ve Arch’ın sandalyesini kendine doğru yaklaştırmasını izledi. Daha sonra latteyi Arch, Blessing’e doğru itti. Blessing de eline alarak gülümsedi ve Denizkızı sembolünün basılı olduğu bardağı dudaklarına götürüp büyük bir yudum aldı. Lattesini yudumladıktan sonra ‘’ Evet, nerede kalmıştık? ‘’ diye sorarken kızıla çalan saçlarını eliyle kulağının arkasına attı. Arch konuyu unutmuş olmalı ki Blessing kafasını iki yana salladı ve lattesini yudumladıktan sonra devam etti. ‘’ Ailenden söz ediyorduk. Neler olduğunu anlat lütfen. ‘’ dedi. Neler olduğunu duymak istiyordu çünkü onu önemsiyordu. Onun başına bir şey gelmesini asla istemiyordu. Neler olduğunu Arch’ın anlatacağını da bildiği için onu dikkatle dinlemeye başladı. Onu dinlerken bir yandan da lattesini yudumluyordu.

    Blessing, Arch’ın anlattıklarını şaşkınlıkla dinliyordu. Böyle bir şey olduğuna inanamıyordu. Kumarda parasını kaybettikten sonra stres atmak için striptiz bara gitmiş ve fahişelerle sözüm ona seks yapmıştı. Buna hala inanmak istemiyordu Blessing. Ve bu Gossip Girl’e haber olmuştu fakat Blessing’in görmemişti bunu. Arch anlattıklarını bitirdikten sonra Blessing şaşkınlık içinde ona bakıyordu. Hala inanamıyordu. İnanmak istemiyordu. Ama bu lanet içki var ya her şeyi o yaptırıyordu. Şaşkınlığını sadece gülerek atmaya çalıştı. Bu yaptığı kötü bir şeydi ama nedeni içkiydi. Kendisine geldiğinde kelimeleri seçerek konuşuyordu. Ne söyleyeceğini bilmiyordu. İlk önce Arch’ın anlattıklarını sindirmeye çalışmalıydı daha sonra konuşmalıydı ama Blessing fazla beklemedi. ‘’ A-Arch. Buna inanamıyorum. Na-nasıl ya? Bu gerçekten doğru mu? Yani bu anlattıkların... Tüm bunlar? Aklım almıyor Arch. İnanamıyorum. ‘’ dedikten sonra Arch’ın yüzüne bakıyordu. Blessing şaşkınlıktan gülüyordu. Bir şeyler söylemesini bekliyordu Arch'ın ama kısa süre sessizlik oldu. Blessing’in böyle tepki vereceğini düşünmüyordu anlaşılan ama Blessing de inanmak istemiyordu bu anlattıklarına. Şaka gibi geliyordu ona. Doğru olmasını istemiyordu. Arch’ın böyle biri olduğunu sanmıyordu. Başının ellerinin arasına aldı. Şaşkınlıktan sadece gülebiliyordu. Bu saçmaydı ama gülüyordu işte. Blessing hayal kırıklığına uğramıştı sanki. Tamamen yıkılmıştı. Ama asla Arch’a kızamazdı, kızmazdı. Fakat bir açıklama borçluydu Arch. ‘’ Bana bir açıklama borçlu olduğunu söylememe gerek yok sanırım Arch. ‘’

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Archles Samael Frohagen
St.Jude IV.Sınıf
St.Jude IV.Sınıf
Archles Samael Frohagen


Mesaj Sayısı : 204
Kayıt tarihi : 25/07/10
Lakap : Arch.

Şöhret
Puan: 6

Buluşma Empty
MesajKonu: Geri: Buluşma   Buluşma Icon_minitimeCuma Tem. 30, 2010 11:12 pm

Altında oturdukları tentemsi yeşil şemsiye onları Güneş'in kavurucu sıcağından koruyordu, devasa alev topu kavurucu sıcağının yanında tatlı bir esinti de getirmişti. Kuzeyden esen hafif meltem çocuğun parlak sarı saçlarını okşarken konuşmaya başladı Archles. ' Geçen cumartesi St. Jude'dan birkaç arkadaşla bir kulübe gittik. Kumar oynamak için, feci şekilde kaybettim. Herneyse daha sonra bir striptiz kulübüne gitmeye karar verdim. İçkiyi biraz fazla kaçırmışım ne yaptığımı bile hatırlamıyorum. Ama en son kendimi sahnede striptizcilerle dans ederken bulmuştum. GG bunu haber yapmış, bizimkiler öğrendi. Üstelik biri o geceyi videoya almış ve şimdi herkesin elinde. Videoda anladığım kadarıyla o kızlarla dans etmekten biraz daha fazlasını yapmışım ' Dedi durdu ve lattesinden bir yudum daha aldı, bir yandan da Bless'e bakıyordu. Kızın bakışları şaşkındı, bu videoyu izlemediği belliydi. Henüz izlememişti. Archles kısa bir sessizlikten sonra kaldığı yerden devam etti sözlerine ' Dün gece bir davette bizimkiler bunu öğrenmiş. Bu sabah evde tam anlamıyla bir kriz masası kuruldu, beni Miami'ye götürmek istediklerini filan söylediler. Onlara bunun asla olmayacağını söyledim ve kapıyı çekip çıktım. ' Diyerek sözlerini tamamladı. Bless'in duruma nasıl yaklaşacağını merak ediyordu. Ne de olsa bu kız onu hep şaşırtıyordu ama verdiği tepki kesinllikle Archles'ın beklediği bir şey değildi. Önce buruk bir gülümseme belirdi suratında, koyu kahve gözlerinde ise hala bir şaşkınlık perdesi vardı. ’ A-Arch. Buna inanamıyorum. Na-nasıl ya? Bu gerçekten doğru mu? Yani bu anlattıkların... Tüm bunlar? Aklım almıyor Arch. İnanamıyorum. ‘ Demişti Bless. Bu durum karşısında kahkaha atmasını, ailesinin saçma davrandığını söylemesini bekliyordu oysa ki Arch. Blessing ise duruma çok farklı bir boyuttan yaklaşıyordu anlaşılan. Archles bir şeyler söylemeye çalışsa da konuşamadı bunun üzerine Blessing devam etti konuşmasına ’ Bana bir açıklama borçlu olduğunu söylememe gerek yok sanırım Arch. ‘ İşte bu hiç ama hiç beklemediği bir cümleydi. Birkaç saniye kıza bakakaldı Archles. Ne yani o Arch'tı! Sokakta onu tanıyan kime sorsan bu hareketin son derece normal olduğunu söylerdi, bu tepki de neyin nesiydi böyle? Sonunda kızın şaka yapmadığını anlayan genç adam ' Sen neden söz ediyorsun Bless? Aklının almadığı şey ne? Ve ne tür bir açıklama yapmalıyım sana? ' Dedi, sesi istemsizce de olsa biraz sert çıkmıştı. Ailesinden sonra yakın dostlarından birininde böyle bir tepki vermesi onu hüsrana uğratmıştı. Gerildiğini hissediyordu. Tanrı aşkına! Bu insanların nesi vardı böyle? ' Archles. Sen böyle bir şeyi nasıl yaparsın? Kendini nasıl bu kadar... rezil edebilirsin? ' dedi Bless, sarışın çocuk bir yanıyla hala kızın şaka yaptığına inanmak istesede B son derece ciddi görünüyordu. Surat ifadesi değişmişti, kaşları çatıktı ve bir şey daha okuyordu Archles kızın suratından. Doğru olmamasını umduğu bir şey, bir duygu; hayal kırıklığı...' Hey! Bless. Kendinde olduğuna emin misin? Burada benden söz ediyoruz. Archles Frohagen'den! ' Dedi yüksek sesle, ona bu dünyadan değilmiş gibi bakıyordu. Kız şaşkın tavrını bir an olsun bozmadan ' Archles, bu yaptığın çok... berbat bir şey! Yani, ailen haklı. Onları rezil etmişsin! ' Blessing'in seside öfkeliydi artık. Archles sinirlendiğini hissediyordu, gerçekten sinirlendiğini. Sonunda ne olacağını umursamadan ' Hey! Kesin artık şu aile saçmalığını... Ben Archles'ım tamam mı! Ben buyum, içki içmek, kızlarla vakit geçirmek, ne olacağını düşünmeden hareket etmek... Bunlar benim özelliklerim, beni değiştirmeye çalışmayın, yaptıklarımı sorgulamayın. ' Öfkeden çılgına dönmüştü, yarı bağırır halde sarf ettiği sözlerden pişman olacağını biliyordu ama o an hiçbir şey umurunda değildi, etrafındaki insanlarda hatta Bless'i ne kadar kırdığı bile umurunda değildi Arch'ın.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Blessing Ivalyn
Constance Billard IV.Sınıf
Constance Billard IV.Sınıf
Blessing Ivalyn


Mesaj Sayısı : 499
Kayıt tarihi : 19/07/10
Lakap : Bless

Şöhret
Puan: 42

Buluşma Empty
MesajKonu: Geri: Buluşma   Buluşma Icon_minitimeCuma Tem. 30, 2010 11:33 pm

    Arch sanki Blessing'in şaka yaptığını sanıyor gibi suratına bakıyordu. Neden böyle davrandığını bilmiyor gibi bir hali vardı. Sanki bu yaptığının çok güzel bir şey olduğunu sanıyor gibiydi. Ama berbat bir şeydi. Blessing kesinlikle hayal kırıklığına uğramıştı ve Arch'lesin bunu nasıl temizleyeceğini bilmiyordu. Ama ona bağıracağını sanmıyordu. Blessing sadece düşüncelerini söylüyordu ve haklıydı da. Arch hala anlamamazlıktan geliyordu. Neler oluyordu böyle ona? Neden böyle davranıyordu? Arch konuşurken sesi sert çıkmıştı ve bu biraz da olsa Blessing'i geriye itmeye yetmişti fakat yine de aklındakileri söylemeden edemedi. O da sinirlenmişti çünkü. ‘’ Archles. Sen böyle bir şeyi nasıl yaparsın? Kendini nasıl bu kadar... rezil edebilirsin? ‘’ Arch hala kızın şaka yaptığını falan sanıyordu ama suratı gayet ciddiydi. Blessing istemsizce kaşlarını çatarak ona bakıyordu. Hala inanamıyordu bu yaptığına. Yüzünde iki şey vardı. Bir şaşkınlık, bir de hayal kırıklığı... Ama Arch hala buna kabullenemiyordu. Hala Blessing'in kendinde olup olmadığını sorup duruyordu. Ama bu saçmaydı. Blessing'in tanıdığı Arch kesinlikle böyle bir şey yapmazdı. Neden? Neden? Arch sesini iyice yükseltmişti. Bu durum Blessing'in hiç hoşuna gitmemişti. Ama Blessing hala şaşkındı ve olanlarak inanamayarak konuşmasını sürdürdü. ‘’ Archles, bu yaptığın çok... berbat bir şey! Yani, ailen haklı. Onları rezil etmişsin! ‘’ dedi. Sesi iyice yükselmişti ve sinirlenmişti. Bunu her hücrelerin hissedebiliyordu. Daha önce Arch'a hiç böyle davranmamıştı. Bu ilk kez oluyordu ve bunun sonu hiç de iyi biteceğe benzemiyordu. Ama Arch bu konuşmalara rağmen hala kendi burnunun dikine gidiyordu. Bu da Blessing'i sinir etmeye yetmişti bile. ‘’ Archles, sana neler oluyor böyle? Daha önce hiç böyle biri değildin sen? Yoksa ben mi seni yanlış tanımışım? Hayır bu imkansız. Böyle bir şey olamaz! Ne oldu sana he söylesene? Neden böyle davranıyorsun? Beni kırdığının farkında bile değilsin. Daha önce beni kırmaya çekinin, başıma bir şey gelmesine çekinen Arch gitmiş yerine başka bir adam gelmiş ne oldu sana böyle? Haksızsın ama hala üste çıkmaya çalışıyorsun. ‘’ dedi sesi hem hüzünlü hem de sinirli çıkmıştı ama daha çok hüzün vardı sesinde.


    Out; Enamm acilen yazdım üzgünüm kötü olduysa kusura bakmayın çok yazasım geldi de. ^^

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Archles Samael Frohagen
St.Jude IV.Sınıf
St.Jude IV.Sınıf
Archles Samael Frohagen


Mesaj Sayısı : 204
Kayıt tarihi : 25/07/10
Lakap : Arch.

Şöhret
Puan: 6

Buluşma Empty
MesajKonu: Geri: Buluşma   Buluşma Icon_minitimeC.tesi Tem. 31, 2010 12:53 pm

Blessing'in suçlamaları adeta kulaklarında çınlıyordu, daha az önce ne kadar anlayışlı bir insan olduğunu düşündüğü kız şimdi onu suçlayıp duruyordu. Evet Archles da biliyordu yanlış şeyler yaptığını, ama değişemezdi o böyleydi. Bless'in neden bu kadar tepki gözterdiğine anlam veremiyordu bir türlü. Bu kadar yakın arkadaşı olduğu halde gerçek Arch'ı tanımamış olması mümkün müydü gerçekten? Hoş, Archles o kızın yanında bambaşka biri oluyordu iyi, sevecen ve samimi. Bless onda ki iyi yönleri ortaya çıkarıyordu çünkü, iyi ama Blanche ile yaşadıklarına Bless de tanık olmuştu, Arch'ın nasıl biri olduğunu bilmesi gerekirdi. Blessing ard arda yağdırdığı suçlayıcı sözlerini bitirmişti nihayet, arkasına yaslanıp kollarını göğsünde birleştirdi, dudaklarını sarkıtmış çatık kaşlarının altındaki iri gözlerinde suçlayıcı bakışlarla Archles' a bakıyor ondan bir cevap bekliyordu. Archles ise kızın yüzüne bakmamayı tercih etti, sağ elini saçlarına daldırıp hafifçe karıştırdı. Surat ifadesi sıkıntılıydı, araya rahatsız edici büyüdükçe büyüyen bir sessizlik girmişti şimdi. Bu bir ilkti onlar için, Archles kelimelerini zihninde özenle seçmeye çabalıyordu. Birkaç derin nefesten sonra yavaş yavaş sakinleştiğini hissetti, aşırı tepki göstermişti. Kızın kalbini kırmaya hakkı yoktu, B onun iyiliğini istiyordu. Arch'ın bu yönüne alışık olmadığı için afallamıştı belki de.

Lattesindeki son yudumuda aldıktan sonra boş bardağı masaya geri bıraktı ve o da kollarını bağdaştırıp söze başladı. ' Bless, bak gerçekten üzgünüm tamam mı? Böyle sert çıkmak istememiştim. Ama..' Dedi birkaç saniyeliğine durakladı, söyleceği sözleri özenle seçiyordu ' Bak ben buyum. Archles böyle bir adam, beni tanıdığını sanıyordum. Yani tanımış olmalıydın... Serserinin tekiyim, lanet olsun ki öyleyim. Bunu değiştiremem.. Ama sen Bless, sen benim içimdeki iyi adamı ortaya çıkartıyorsun, hala saf olan yanımı buluyorsun, senin yanında ona dönüşüveriyorum. Ama bu kadar, sadece bu kadarını yapabilirim. Daha fazlasını değil.. ' Sesi sakin, sözleriyse bıçak gibi keskindi. Kendi gerçekleriyle yüzleşmek içini acıtmıştı Archles'ın.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Blessing Ivalyn
Constance Billard IV.Sınıf
Constance Billard IV.Sınıf
Blessing Ivalyn


Mesaj Sayısı : 499
Kayıt tarihi : 19/07/10
Lakap : Bless

Şöhret
Puan: 42

Buluşma Empty
MesajKonu: Geri: Buluşma   Buluşma Icon_minitimeC.tesi Tem. 31, 2010 6:13 pm

    Blessing anlam veremediği bir takım şeyleri Arch'a ard arda sormuştu ama bir hiç umurunda değildi. Hala neden böyle yaptığı hakkında hiçbir fikri yoktu. Kollarını göğsünde kavuşturup arkasına yaslanmıştı. Blessing onu çok iyi tanımıştı ve onun hakkında yanılmış olamazdı. Ya da Arch, Blessing'in yanında iyi yönlerini sergiliyor olabilirdi. Bu olasılık Blessing'in yanına hiçte iyi olmayan bir şeydi ama onu üç yıldan beri tanıyordu. Onu kaybetmek istemiyordu. Tek bildiği şey de buydu zaten. Bir süre sessizlik oldu. Bu sessizlikte de düşüncelerini iyice tartıyordu. Blessing her zaman dostunun iyiliğini istediği için böyle davranıyordu. Kesinlikle onun kötülüğünü istemiyordu. Blessing masanın üzerindeki lattesini eline aldı ve ona bakarak bakmaya başladı. Bir yandan da onun sözlerini dinliyordu.

    Blessing, Arch’ın sözlerini dinlerken sesini çıkarmıyordu. Çünkü ona istemsizce bağırdığı için kızıyordu. Ama Arch bu seferki ses tonu düşüktü ve özür dilemişti Blessing’ten. Sert çıkmak istememişti ama herkesin içinde bağırması sinirlerini bozmuştu Blessing’in. Bu aralar bazı nedenlerden dolayı çok duygusal olmaya başlamıştı ve bu hiç hoşuna gitmiyordu. Son sözleri Blessing’in az da olsa içini yumuşatmasına yetmişti ama bunu Arch’a fazla belli etmemeye özen gösteriyordu. Çünkü hemen yumuşadığını anlamını istemiyordu. Blessing onu seviyordu ve küçük bir nedenden dolayı da kaç yıllık dostuyla bozuşmak istemiyordu. Lattesini son damlasına kadar içti. Yine arkasına yaslanarak bacak bacak üstüne attı. Kollarını göğsünde kavuşturarak konuşmaya başladı. ‘’ Ben seni çok iyi tanıdığımın farkındayım Arch. Sen benim gözümde iyi birisin hatta çok iyi. Biliyorum bende biraz sert çıktım ama haksızsın Arch sonuna kadar hem de. Bana yine kız ama öylesin. Bu sefer bir şey demeyeceğim sana zaten çünkü seninle tartışmak istemiyorum. Sadece susup, dinleyeceğim. Tabii tekrar tartışmak istiyorsan… Ama şunu bil tek bir kelime dahi etmeyeceğim. ‘’ dedikten sonra gözlerini devirdi.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alex Mclain
St.Jude IV.Sınıf, Admin
St.Jude IV.Sınıf, Admin
Alex Mclain


Mesaj Sayısı : 1215
Kayıt tarihi : 18/07/10
Lakap : Lex

Şöhret
Puan: 113

Buluşma Empty
MesajKonu: Geri: Buluşma   Buluşma Icon_minitimePerş. Ağus. 19, 2010 5:30 pm

Rpleriniz puanlanmıştır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Buluşma
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Buluşma.
» 'Güzel' Kelimesiyle Betimlenebilen Bir Buluşma.

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Gossip Girl R-Play :: New York City :: Manhattan :: Starbucks-
Buraya geçin: