Tamam, sonunda buradayız. Arkamda sıraya dizilmiş altı kızla beraber Denter's defilesinin kulisinde. Heyecanlı mıyım, evet. Alışık olduğunuz şeyler bile siz de heyecan yaratabilir, bana güvenin. Bence defile harika olacak tam anlamıyla. Yeni tanıştığım ve sevdiğim London yeni bir tasarımcı olsa da bence çok fazla ilerleyecek. Unutmayın, bir zamanlar Coco Chanel de yeniydi. Kıyafetlerimiz harika ve arkada çalan müzik kendimi enerjik hissettiriyor. Gerçi elbisem bile neşeli bana göre bu yüzden şu an heyecanlı ve neşeliyim. Hatta o kadar mutluyum ki Clementine'ın burada olmasını bile umursamayacağım, bu mükemmel defileyi olay çıkararak mahvetmem yazık olur. Belki sonra. Şu an verdiğim bir karar üzerine defileden sonra London'ın mağazasına gidip bu kıyafetlerin hepsini alacağım çünkü ultra şirinler. Benim alışveriş hastası olduğumu hepiniz biliyorsunuz zaten, o yüzden bu konuyu daha fazla anlatmamın gereği yok.
Açılışı yapmak benim için büyük bir onur olacak. Çoğu kişinin finale önem verdiğini biliyorum ama benim için ikisi de aynı derecede önemli. Muhtemelen hazırlık ekibinden birisi bize moral vermek için bir espri patlatıyor ve çoğumuz gülüyoruz. Oldukça neşeli bir ortam olduğu için defilelere bayılıyorum. Sonunda zaman geliyor, kendi kendime "Tüm hünerini göster Roch." diye mırıldanıyorum. Adım anons ediliyor ve sakin olmaya çalışarak podyumda yürümeye başlıyorum. İlk olduğum için herkesin gözleri üzerimde ve tepkilerden anladığım kadarıyla bu ilk kıyafet oldukça beğenildi. Yüzümde kocaman bir gülümsemeyle yürürken podyumun sonuna ulaşıyorum. Geri dönmeden önce elimi belime koarak yan dönüyorum ve boştaki elimle izleyenlere bir öpücük atıyorum. Arkamı dönerek yürümeye devam ederken patlayan flaşlar ve sesler kendimi müthiş hissediyor. Kendimi evimde gibi hissediyorum, ben show dünyasına aidim. Tekrar kulise girdiğimde mutlu bir şekilde gülümsüyorum ve "Tanrım, mükemmel bir histi!" diye bağırıyorum. Bu lafım karşısında herkes gülüşüyor. Heyecanlarının biraz daha azaldığını görmek güzel, bir aksilik çıkmazsa defile harika gidecek gibi. Şu halime bakın, sanki defilenin sahibi benim ve endişeleniyorum. İçeriye doğru baktığımda anlayışlı bir gülümseme takınmış London'ı görüyorum ve yanına koşa koşa gidip aceleyle cümlelerimi sıralıyorum. "Tebrikler London! Kıyafetler mükemmel, bence çok iyi bir tasarımcı olacaksın!" Heyecanlı konuşmam karşısında teşekkür ederek gülen London'ı orada bırakarak tekrar kıyafetlerin bulunduğu bölüme gidiyorum.