Yasak eğlence

Konu: Yasak eğlence Ptsi Ağus. 16, 2010 9:36 pm

Oyuncular; Blessing Ivalyn * Victoria Sdney Morgen
Zaman; Gece 2 buçuk civarı.

Bardan çıktıktan sonra ikimizde Zil zurna sarhoştuk. Neden bu kadar çok içtiğimi de hiç hatırlamıyordum. Ama kesinlikle Sdney'in zoruyla olduğu kesindi. Çünkü kafam da olumsuz bir neden ve arkadaşlarım yanımda olmadıkça asla içmezdim. Genellikle onların zoruyla oluyordu ve bu da bana biraz pahalıya patlıyordu. Çünkü bünyem hassas olduğu için en fazla iki bardakta etrafımdakileri ikişer görmeye başlıyordum ve bu hiçte hoşuma gitmiyordu. Eve gidene kadar ne eziyetler çekiyordum. Ama şükür yanımda birileri oluyordu ve beni eve kadar taşıyorlardı. Ya da kardeşimi arıyorlardı. O yüzden tek içmek bana hiçte iyi gelmiyordu. Fakat bunun böyle olduğunu arkadaşlarımda bilmesine rağmen her seferinde ısrar ediyorlardı ve bende kıramıyordum. Sonucu da tabii ki böyle oluyordu. Ama bugün diğerlerinden farklıydı. Sdney'in fazla içmesine rağmen ben az içmiştim ve onun kadar sarhoş olmamıştım. Bu iyiye işaretti hiç değilse birimiz olumlu düşünebilirdi. Benim kafam da hiç olumlu düşünecek kadar ayık değildi ama neyse. Sokakta Sdney ile kol kola yürürken –yürümeye çalışırken- saatin gece yarısını bir ya da iki saat geçmek üzere olduğunu fark ettim. Zaman iyice geçmişti. Eve gitme zamanı gelmişti ama Sdney’e bakılırsa hiçte eve gitme isteği var gibi görünmüyordu. O benden baya bir fazla içtiği için dolayısıyla benden baya çok sarhoş olmuştu ve sözlerine bakılırsa hiçte ayık kafayla yapılacak bir davranış değildi. Bu saatte okula gitmek istiyordu ve nereden aklına geldiyse resim atölyesini dağıtmak istiyordu. Aslında dağıtmak değil resim yapmak istiyordu. Fakat tuvallere değil duvarlara. Evet, bu kız kesinlikle sarhoştu ve ne dediğini bilmiyordu. Okulda kimsenin olmadığını bende onun kadar biliyordum ama yakalanırsak nasıl bir ceza alacağımızı da biliyordum. Yürürken kızın suratına şaşkın yüz ifadesiyle bakıyordum. Hiçte olumlu konuşmuyordu doğrusu. Kendimi kısa sonra toparladım ve hiç vakit kaybetmeden kelimelerin dudaklarımdan dökülmesine izin verdim. Biraz da sert çıkıyorlardı. ‘’ Sen neden bahsediyorsun Sdney? Bunun tehlikeli ve yasak olduğunu bilmiyorsun her halde. Yakalanırsak kesinlikle en ağır cezayı alırız. Bilmem anlatabildim mi Sdney? ‘’ diyerek kıza bakmayı sürdürdüm o ise sanki beni dinlemiyor gibi davranıyordu. Aklından bu fikrin çok iyi bir olduğunu ve eğlenceli olacağını düşünüyor olmalıydı. Beni dinlediğini kesinlikle sanıyordum çünkü ardından gelen cümleler hiçte sözlerime yanıtmış gibi gelmemişti bana. Hala eğlenceli ve adrenalin dolu olacağını söylüyordu. Ben ise onu şaşkınlıkla izliyordum. Sdney bu kafayla ceza alacağını umursamıyordu her halde ya da aklına bile gelmemişti. Ona hatırlatmak için tekrardan konuşmaya başladım ama bu sefer kulağına bağırıyordum. Anlaması gerekliydi. ‘’ Beni anlamadın galiba Sdney! Yakalanırsak başımız çok büyük belaya girer! ‘’ dedikten sonra kızın suratına tekrardan baktım ama o hala eğlencenin peşinde olduğu için gülüp duruyordu. Bu sefer anlamış olsa gerek diye söyleyeceklerini dinlerken ‘’ Yakalanmayacağız ki? İşimiz bittikten sonra oradan uzaklaşacağız ve hiç kimse kimin yaptığını fark etmeyecek bile. ‘’ dedikten sonra tekrardan kahkahayı koyuverdi ve bana göz kırptı. Sessiz ve karanlık sokakta bu kahkaha bir çığlık gibi yankılanmıştı. Aslında biraz düşündükten sonra kulağa hiçte fena gelmiyordu. Bu saatte okulda bekçiden başka kimse yoktur. Onu da rahat bir şekilde atlatabilirdik. Daha sonra resim atölyesine ulaştığımızda her şey orada başlayacaktı. Evet, düşündükten sonra kulağa hoş geldiğini anladım ve kızın suratına bakarak sinsice gülümsedim. ‘’ Kim görecek değil mi? ‘’ diyerek okulun yolunu tuttuk. Kıkırdamalar eşliğinde yürüyorduk.

Okula geldiğimiz de içeriye girmek sandığımızdan da kolay olmuştu. Bekçinin yerinde olmadığını görünce hemen içeriye daldık. Etraf oldukça karanlıktı. Tek yapmamız gereken sessizce atölyeyi bulmaktı. Hemen merdivenlerden hızlıca çıktık. Etrafın aydınlanmasını ay ışığı sağlıyordu ve şimdi ay ışığına minnettardım. Kısa süre sonra atölyenin kapısına ulaştık. Bu kadar kolay olacağını sanmıyordum doğrusu. Ama sonradan aklım başıma gelmişti. Kapının kolunu açmak için yeltendiğim de. Kapı kilitliydi. Ama ne yapmam gerektiğini sormak için Sdney'e yöneldiğim de elinde bir anahtar tutarak gülümsüyordu. Ben sormadan arkadaşının verdiğini söyledi. O kadar sevinmiştim ki. Ama neden bu sevindiğimi de bilmiyordum. Sonuçta bunu Sdney istemişti. Ama aslında bende istiyordum. Birazdan eğlence başlayacaktı. Tabii sonu ne olacaktı artık bunu bilmiyorduk. Anahtarı elinden aldım ve gülümseyerek anahtar deliğine soktum. Bir kere çevirdiğim de klik diye bir çıktı. Kapıyı kolumla ittim ve kapı sonuna kadar açıldı. Sdney'e bakarak gülümsedim ve içeriye girdik. Eğlence başlıyordu.

Konu: Geri: Yasak eğlence Ptsi Ağus. 16, 2010 10:22 pm

Okul sonrasını her zaman severdim.Önce aile malikanesime gider minik kardeşimle zaman geçirirdim.Henüz yeni aldığım kıyafetlerimi giyer her zaman evde bulunan kuaförüme saçlarımı yaptırırdım.Ama makyajımı kendim yapardı.mKonu makyaj olduğunda benden ustası olmadığını düşünüyorum.Sonra ailemle yemek yer biraz evde oyalanırdım.Tabiki tüm bunlar anne ve babamın gözünü boyamaktan başka bir şey değildi benim için.Yoksa o asla evde oturup hanım kızları oynayacak bir tip değilimdir.Hayat evde değil sokaklardadır çünküı.Gece barlarda veya partilerde asıl hayat başlar bana göreu.Zaten ailemin gözünü iyi boyamıştım ve hergün saat onbirden sonra dışarıdaydım.Her gün ayrı bir bar,her gün başka erkekler...Ama takıldığım kızlar bellidir.Bugün de Bless'le takılacaktım.Tek sorun Bless'in az içiyor olmasıydı ama benim elinden böyle kolay kurtulamazdı tabi.Eğer benimle çıkıyorsa içecekti.İllaha şişelerin dibini bulacaktık.Zenginleğin tadı başka nasıl çıkabilirdi ki.Ezik orta sınıf kızları gibi evinin kızı olup hanım hanımcık oturacak değildik heralde.Barda hala içerken bir kadehin daha dibini bulmuştum.Bless'e de zorla da olsa bir iki kadeh Martini içirebildim şu ana kadar.Bense şimdi pahalı votkasımı yudumluyordum.Martini beni kesmiyorduİçkisimi yudumlarken Bless'le barın önünde duruyorduk.Geçen bir iki erkeği kestim ama hiç birisini beğenmemişti.mBugün bana göre havalı-yakışıklı bir tip yoktu.O zaman bugün başka bir eğlence bulacaktım kendime.Boşalan bardağı bara bıraktım.Yenisini istedim.Bir kaç bardaktan sonra kafamı iyi olmuştu bile.Artık her şey gözüme eğlenceli ve komik gözüküyordu.Yanıma gelip asılan bir kaç erkeği tersledim ve bardağımı masaya bıraktım.Biraz daha içersme bir yerlerde düşüp kalabilirdim.Böyle iyiydi durumum.Her şey eğlenceli geliyordu ve Bless'in her dediğine gülüyordum.Sonunda bardan çıktık ve başım feci şekilde dönüyordu.En son çare olarak Bless'in koluna girdim ve onun da yürüyüşünü bozarak yürümeye devam ettim.Bir yandan da nasıl eğlenebileceğimizi düşünüyordum.Sonunda aklıma bir şey gelmişti.Her yar karanlıktı ama bardan erken ayrılmıştık.Saat iki falan olmalıydı.Aklıma gelen şey beni okula doğru yöneltti.Belki okulu biraz dağıtarak kendime gelebilirdim.İçimdeki hırsı böyle açığa vururdum bazen.Bugün de kafamı kıyakken bunu yapmak iyi olacaktı.Fakat fikri Bless'e açıkladığımda onun yine iyi kızlığı tutmuştu.‘’ Beni anlamadın galiba Sdney! Yakalanırsak başımız çok büyük belaya girer! ‘’ dedikten sonra suratıma garipçe baktı.Biraz eğlenmekten ne çıkardı sanki diye geçirdim içinden.Şu an biraz gerilmiştim ama hala her dediğine gülüyordum Bless'in ve ilerlemekte güçlük çekiyordum.Bir şey demeden onu okula doğru sürükledim elimden geldiğince.Üzerimde ekstra mini dar bir elbise vardı ve saçlarım hafif dalgalı sırtıma uzanıyordu.Yoldan geçen birkaç it bizi beğenmiş olacak ki laf attılar.Onlara ağızlarının payını vermesini bilirdim aslında ama uğraşacak halde değildim.Şu anda aklımda okula gitmek vardı.‘’ Beni anlamadın galiba Sdney! Yakalanırsak başımız çok büyük belaya girer! ‘’ dedi Bless o anda ve yine anlamsız bir şekilde baktı.Bense onu doğru dürüst göremiyordum artık.Kafamı toparlamaya çalıştım ve haline güldüm yine.Bu gece okula gidilecekti.Kafama koymuştum bir kere.‘’ Yakalanmayacağız ki? İşimiz bittikten sonra oradan uzaklaşacağız ve hiç kimse kimin yaptığını fark etmeyecek bile. ‘’ dedikten sonra tekrardan kahkahayı koyuverdim.Bu sefer Bless ikna olmuşa benziyordu.Hınzırca sırıttı. ‘’ Kim görecek değil mi? ‘’ dedi ve bu benim kıkırdamalarıma o da katıldı.Uzun bir yoldan sonra sonunda okula varmıştık.Merdivenlerde düşmeden çıkmayı başardım ve sonunda resim atolyesindeydiler.Kapı kilitli olabilirdi ama bu Viki için sorun değildi.Yavaşça anahtarı çıkardı ve kapı deliğini zar zor buldum.Kapı açılmıştı.İçeri girdim ve cebimdeki küçük viski şişesinden bir yudum aldıö.Resim yapmayı çok severdim ve bugün duvarlara resim yapacaktım.Acaba ne yapsaydım?Çıplak bir kadın mı yoksa kanlı bir cinayet sahnesimi?Kıkırdayarak masaya oturdum.Boyaları arayacak halim kalmamıştı. ''Hey Bless!'' dedim ve gözlerimi kapadım biraz.Her yer durmadan dönüyordu ve ayakta durmakta zorlanıyordum. ''Şu boyaları getirir misin?Duvara çok seksi bir kadın çizeceğim!'' dedim ve dudağımın kenarını kıvırarak sırıttım.

Konu: Geri: Yasak eğlence Ptsi Ağus. 16, 2010 11:16 pm

İçerisi karanlık olduğu için zorlukla ışık düğmesini buldum ve yaktım. Karşımda kocaman bir atölye duruyordu. İçinde bizden ve resim malzemelerinden başka hiçbir şey yoktu. Bu da birazdan eğlenmeye yetecekti. İçeri de bir sürü renkte boyalar, çeşit çeşit fırçalar ve her boyda tuvaller vardı. Resim yapmayı severdim ama o kadar istediğim bir şey değildi. Sadece sıkıldığım zamanlar da içimi rahatlatsın diye yapıyordum ve oldukça da güzel oluyordu. Ama neden resme fazla ilgi göstermediğimi de anlamış değildim. Belki daha sonra biraz daha fazla resim yapmaya başlayabilirdim. Hobilerimden biri olabilir. Bugünden sonra da başlayabilirdim kim bilir? Atölyenin içinde dolaşırken Sdney'in bana seslendiğini duydum ve ona bakarken benden ayaklarımın dibinde duran boyalardan istediğini gördüm. Çizeceği şey de ilginçti. Çünkü sabah buraya gelen öğrenciler ve öğretmenler bunu görünce oldukça şaşıracaklardı bu kesindi. Zaten bunun için de yaptığı belliydi. Kıkırdayarak eğildim ve beyaz boya kutusunu dökmemeye çalışarak yerden doğru birkaç adım öte de duran Sdney'e sürükledim. Seksi kadın resmi kırmızıya oldukça yakışacaktı. Boyayı ona uzattıktan sonra gülmeye devam ettim. Benimde artık resim çizme zamanım gelmişti çünkü zaman gittikçe ilerliyordu. Sabah olmadan işimizi bitirmeliydik. Ama tuvallere resim yapmayacaktık tabi ki. Yoksa siz tuvallere resim yapacağımızı mı düşünüyordunuz? Evet, tuvallere bir gün resim yapabilirdik ama şimdi değil. Şimdi hiç yapmadığım şeyi yapacaktım. Duvara resimler çizecektim. Bu yaptığım bir şey değil ama ne kadar zor olabilir ki.

Ayaklarımın altında bulunan rengârenk boyalara baktım. Onlara bakarken ne çizeceğimi hayal ediyordum. Ama aklımda hiçbir fikir yoktu. Sanırım doğaçlama yapacaktım. Belki doğa resmi de yapabilirdim. Evet, şuan bu olabilirdi. Daha sonra ki resimlerim de ise farklı şeyler yapacaktım ama aklımdan seksi şeyler yapmak gelmiyordu. Aslında benim aklımdan daha delice şeyler geçiyordu. Biliyorum, doğa resmi yapmak delice değildi ama bu fikir daha sonra aklıma gelmişti. Ama şimdi aklımdaki şeyi yaparsak kesinlikle buradan bizi kimse görmeden uzaklaşmalıydık. Çünkü bizim yaptığımızı görürlerse veya öğrenirlerse işte o zaman biterdik. Hayatımızın en kötü cezasını alabilirdik. Duvara boya kutusunu boşaltmak oldukça delice bir şeydi. Hem de bir sürü rengi. Bunu Sdney’e söylesem mi bilmiyordum. O belki kabul ederdi ama bunu sarhoş olduğu için söylemiş olabilirdi. Ama ben ilerisini düşünüyordum. Yine de o kadar dağıtmak istemiyordum açıkçası. Sadece birkaç resim çizsek hiç fena olmazdı. Hem ne diyeceklerdi ki resim çizmeye. Aklımdaki düşüncelerden sıyrılmamı Sdney sağladı. Bana bağırmasıyla kendime geldim ve yaptığı resme bakarak gülümsedim. Elime yeşil boyayı alarak kızın yanına gittikten sonra resme yorum yapmadan da edemedim. Biraz ilginç olmuştu ama yine de güzeldi. ‘’ Oldukça güzel olmuş canım. Sarhoş kafana rağmen… İlginç. ‘’ diyerek gülümsedim ve o resmin yanında bulunan boş alana resim yapmak için boyamı koydum. Aklıma yine delice şey gelmişti. Sanki az önce düşükdüklerim kafamdan uçup gitmişti. Sanırım alkol etkisini gösteriyordu. Resmi elimle çizmek daha eğlenceli olabilirdi. Evet, elimle çizecektim. Fırçaya falan ihtiyacım yoktu sadece boyalar işime yarardı. Kıza bakarak kıkırdadım ve iki elimin tamamını boya kutusuna batırdığım da ellerim ağaç gibi yemyeşil olmuştu. Bunu sevmiştim. Doğa resmi falan yapmayacaktım. Zaten doğanın rengi de yeşil değil miydi? Ellerimle bütün duvarı boyayacaktım. Resim yapmayı sonraya bırakarak ellerimden yere damlayan boyalara aldırmadan elimi havaya kaldırdığım da kollarımdan aşağıya damlalar süzülüyordu. Şimdi duvar hariç tüm kollarım yemyeşil olmuştu. Sdney ne yaptığımı anlamamıştı ama o da kısa süre sonra aynısını yaparak ellerini boya kutusuna batırdı. Onun rengi ise maviydi. Onu beklemeden boyadan yemyeşil olmuş ellerimi duvara sürmeye başladım. Parmaklarımla, ellerimin avuçlarıyla saçma sapan daireler yapmaya başladım. Bir sürü yeşil daireler, yeşil çizgiler… Aynı saçmalığı Sdney de az önce çizdiği resmin üzerine uyguluyordu. Evet, oldukça eğlenceliydi. Ellerimi tekrardan boyaya batırmadan önce şaheserimi görmek için iki adım geriye çekildikten sonra oldukça güzel görünüyordu. Bunu görmesi için Sdney’e kıkırdadım. ‘’ Hey, Sdney! Gel de şaheserime bak. Çok güzel değil mi? ‘’ diyerek gözlerimi duvara çevirdim. Yeşil rengi bu kadar sevdiğimi hatırlamıyordum.

Konu: Geri: Yasak eğlence Ptsi Ağus. 16, 2010 11:51 pm

Bless'in önüme sürüklediği boyalara baktım.Gözlerim bir süre kapalı durduğu için az da olsa kendime gelmiştim.Boyalara dikkatlice baktım.Kırmızı olan işimi görürdü.Şimdiye kadar hiç sarhoşken resim çizmemiştim ama ayıkken çizdiğim resimler ve özellikle portreler görülmeye değerdi.Bugün de ilk kez bir duvara nü bir resim çizecektim.Bu kesinlikle keyfimi yerine getirecekti.Koyu kırmızı boya kutusunu ve zorla bulduğum bir fırçayı aldım ve yavaşça kadını çizmeye başladım.İlk olarak seksi vücut katlarını hafifçe belirledim.Yüzünü boş bırakacak şekilde kafasını ve saçlarını çizmeye çalıştım.Sarhoş oluşum işi zorlaştırıyordu ama resim hiç de fena olmamıştı.Daha sonra yavaşça ayrıntılara girmeye başladım.Kadının bacakları,göğüsleri ve omuzlarını belirginleştirdim.Kadın hafif yana dönük biçimdeydi.Ve resmen çıplaktı.Ama şu an düşünecek halde değildim yalnızca çiziyordum.Sonra kadını dolgun dudaklarını,iri gözlerini ve düzgün burnunu yerine oturttum.Biraz daha detay ekledikten sonra resim ayen beyan ortadaydı.Sarhoşluğumdan kaynaklanan hafif bir ilginçlik vardı resimde ama iyi bir eserdi yine de.Keşke bunu ayıkken yapsaydım diye geçirdim içimden.Zorlukla sırıttım.Ellerime kırmızı boyalar bulaşmıştı.Uzaktan gören beni cinayet işledim falan zannederdi.Bu görünümden kurtulmak için hiç umursamadan turkuaz rengi elbiseme ellerimde boyaları sildim.Sonunda resmim bitmişti.Beni duyması için Bless'e bağırmak zorunda kaldım.Belki de kulaklarım uğuldadığı için bağırdım.Bilemiyorum ve kafamı toparlayamıyorum.Resmime baktı ve hafifçe gülümsedi. ''Oldukça güzel olmuş canım.Sarhoş kafana rağmen.İlginçç..'' O da biraz alkolün etkisinde olacakki garip hareketler içerisine başlamıştı.Daha sonra kocaman bir boya kutusu oldı ve ellerini içine daldırdı.Fırçayla uğraşmak istemiyordu galiba.Sonra elleriyle gaip şekiller çizmeye başladı.Fikir bana da hoş gelmişti.Yanımda duran boya şişesine baktım.Eğer yanılmıyorsam maviydi.Ellerimi daldırdım ve duvara bastırmaya başladım.Yarın neler olacağını düşünmüyordum bile.Bless ise şaheserini çok beğenmiş olacakki geri çekildi ve zevkten dört köşe olmuş bir şekilde süzdü resmini.Hevesle şakıdı. ''Hey Sdney!Gel şaheserime bak.Çok güzel değil mi?'' Evet bütün duvar mükemmel görünüyordu.Ve benim seksi kız da kesinlikle baştan çıkarıcıydı.Yarın buraya gelecek ilk kişi aklını kaçırabilirdi.Bu ilk kez aklıma gelmişti ama bunun ne olduğunu anlayacak kadar kafam yerinde değildi.Ellerimi tekrar üzerime sürdüm.Elbisem mahvolmuştu.Hafifçe sendeleyerek bir sandalyeye oturdum.Bu sefer pek bir şey göremiyordum.Ve beni gerçekten sıkıntı bamıştı.Aklımda yine bir muzurluk vardı.Victoria's Secret imzalı kırmızı sütyenimi içimden çıkardım ve havada bir kaç kez sallayıp yere attım.Bu kez sıra Bless'teydi.Sırıttım ve ekledim. ''Haydi!Sen de...''

Konu: Geri: Yasak eğlence Salı Ağus. 17, 2010 12:28 am

Sidney de beğenmiş olmalı sırıtarak bana olumlu bir mesaj verdi. Bu da neşemin daha çok yerine gelmesine yardım olmuştu. Ben duvara bakarken o da sarhoşluğun etkisiyle masaya yığıldı. Gözlerimi ona çevirdiğim de ne yaptığını anlamam fazla zamanımı almadı. Evet, bu kız kesinlikle deli gibi sarhoştu ve birazdan delice şeyler yapabilirdi. Şimdi yaptığı gibi… Kızın sutyenini çıkarmasını izlerken gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Ama beynim zonkluyordu. Sanırım alkolün etkisi kesinlikle şimdi çıkıyordu. Birazdan bende saçma sapan şeyler yapabilirdim. Burada kimsenin olmadığına şükrediyordum. Sdney'in iç çamaşırını sallayıp yere atmasını izledikten sonra beni de onu yapmaya davet ettiğini duydum. Ah, hayır. Bunu yapmayacak kadar ayıktım ve ben böyle saçma şeyleri yapmayı asla sevmezdim. Kız bana sırıtan suratla bakarken bunu yapmayacağımı kafamla belirttim. Evet, kesinlikle yapmayacaktım. Bu oldukça deli bir davranıştı. Yani, bana göre değildi. Kafam biraz bulanık olsa da Sdney kadar olmadığı için şükrettim. Kıza güldüm ve sağ tarafımda bulunan boyalara doğru ilerledim. Bunu yapmayacağımı bilmeliydi. Bunu sarhoş olmasına veriyordum. Şimdi kafamı yine başka şeylerle dağıtmalıydım. Mor boyanın kapağını açtım ve yemyeşil olan ellerimi içine daldım. Bunu yaparken aklıma eğlenceli bir plan gelmişti. Evet, bunu kesinlikle yapacaktım ve çokta eğlenecektim. Hemen ellerimi mor boyanın içinden çıkardım. Ama sonradan tüm kutuya ihtiyaç duyduğumu anlayarak elime aldım ve sandalye de oturan kızın yanına doğru ilerledim. Aklımda hınzırca bir suikast vardı. Evet, ama çok eğlenceli olacaktı. ‘’ Hey Sdney! Biraz daha resim yapmaya ne dersin? ‘’ dedim. Kızın olumlu bir şekilde kafa sallayışını gördükten sonra kendimi şimdi yapacağım şey yüzünden gülmemek için zor tutuyordum. ‘’ Dur ben sana yardım edeyim. ‘’ diyerek kıza kalkması için yanına giderken tam beklenmedik zaman da elimde duran boya kutusunu kafasından aşağıya boşalttım. Kız ne olduğunu anlamadan kalktığı yere oturuvermişti. Ben ise onu görünce gülme krizlerine girmiştim. Tam bir mor menekşeye dönmüştü. İnanamıyordum. Bunu neden yaptığımı bilmiyordum ama çok hoşuma gitmişti. Sdney de neler olduğunu daha sonra anladığında saçlarında, elinde yüzünde her tarafında mor boya vardı. İlk olarak şaşkın bir şekilde duruyordu. Kızın kızmadığını boya dolu yüzünden anlamak zordu ama susmasından kızdığı belli oluyordu. Bende gülme mi kestim. Birkaç dakika sonra bana bağıracağını düşünürken o aniden kahkahayı patlattı. Ben şaka yaptığını düşünürken o gülmesini kesmediği için otomatik olarak bende gülmeye başladım. İkimiz de kahkahalar içinde gülme krizine girmiştik.

Konu: Geri: Yasak eğlence Salı Ağus. 17, 2010 1:46 pm

Ben geçen saatlerle yavaşça kendime gelmeye başlamıştım.Sütyenimi de çıkardıktan sonra buna emindim.Artık kafam yerindeydi ve etraf dönmüyordu.Biraz sonra burdan ayrılmayı düşünüyordum.Bless sutyenini çıkarmamıştı.Zaten bunu yapmayacağını biliyordum.Zorla oturduğum yerde doğruldum.Artık keinlikle kafam yerindeydi ve her şeyin farkına iyice varabiliyordum.Ve kesinlikle bu yaptıklarımı saçma buluyordu.Ama artık saçma şeyler yoktu.Aniden kız mor kutuyu aldı ve garip bir şekilde sırıttı.Aklından neler geçiyor böyle diye merak etmeden kendimi alamadım.Yavaşça mor boya kutusuyla bana doğru ilerledi.Şu andan benden daha sarhoştu ve ne yaptığını bilmediği kesindi.Kaşlarımı çatıp ona dikkkatle baktım.Bana doğru sendeleyerek geliyordu.Saçları karmakırışık olmuştu ve elleri boya içindeyd.Ben de ondan pek farklı değildim açıkçası.Sonunda zorla da olsa yanıma geldiğinde tüm dişlerini gösterecek biçimde sırıttı. ''Hey Sdney!Biraz daha resim yapmaya ne dersin?'' dedi.Sıkılmıştım ama yine de onaylar gibi başımı salladım.Birazdan onu burda bırakıp gidecektim.İnşallah kendisini buradan toparlatacak birisini bulurdu.Aslında kalkmakta zorlanmıyordum ama garip bir biçimde bana kalkmam için yardım etmeye çalıştı.''Dur ben sana yardım ediyim...'' Bu kız şu anda bana bir şey yapacaktı.Sadece olacakları izlemeye başladım.Sonunu merak ediyordum.Ve ne yaparsa yapsın elbet olayı kendi lehime çekerdim ben.Halbuki kendi ayakta dumakta zorlanıyordu.Yanıma geldiğinde birden elindeki kutuyu başımdan aşağıya boşalttı.Boyanın sadece dibinde biraz kalmıştı ama başımın üst kısmına ve yüzüme biraz boya gelmişti.Şu an gerçekten sinirliydim ve ellerimi havaya kaldırdım.Benim hiçbir şey dememem üzerine gülmesini sonunda kesmişti.Onunla zaten her zaman garip bir yarışımız olmuştu.Hem yakın arkadaş gibi arada takılırdık ama ilginç bir şekilde popülerlik yarışındaydık.Bunu bana bu yüzden yaptığını biliyordum.Sakin olmaya çalıştım vekısa bir süre düşündükten sonra aklıma gelen fikirle gülmeye başladım.O ise hala sarhoşluğun etkisindeydi ve onun yaptığı şeyle eğlendiğimi zannediyordu.Hiç bozuntuya vermedim ve bir süre güldüm.Daha da inanmasını sağlamak için : ''Bu çok hoşuma gitti.Eminim senin de hoşuna gidecektir...'' dedim ve mavi boya şişesini başından aşağıya boşalttım.Yüzü mavi boyayla kaplıyken arkasını döndü ve tam o sırada duvarları ve onun resmini çektim.Tanrıya şükür ki görmemişti.Çantamdan çıkardığım mendille yüzümü silerken o da bana doğru dönmüştü.Her yerimi sildikten sonra çantamdaki şapkayı saçlarıma geçirdim ve saçlarımı şapkanın altına sıkıştırdımBöylece üzerime boya döküldüğü hiç belli olmuyordu.Ona baktım ve yavaşça sırıttım.Kafamın düzelmesi alkole alışık olmamdandı.Düzgün düşünebiliyordum belki ama zorluk çektiğim konu ise konuşmaktı.Ama şuan sıkılmıştım ve artık gidecektim. ''Ben sıkıldım.Sonra görüşürüz..'' dedim ve göz kırptım kıza.Kanıt bırakmamak için de sutyenimi aldım.Onu gg'lemiyecektim ama sadece burda onu yalnız bırakacaktım.Boya kutusunu dökmesi hiç de hoşuma gitmemişti çünkü.Hafif sallanarak ağır ağır çıktım atölyeden...

Konu: Geri: Yasak eğlence Salı Ağus. 17, 2010 2:53 pm

İkimiz de gülüyorduk ama sanırım bu kızın gülmesi hoşuna gittiği için değildi. Aklından başka planlar geçiyor gibiydi. Ama umurumda değildi. O da aynı anda başımdan mavi boyayı döktüğünde çığlığı kopardım. Her tarafım boya içinde kalmıştı. Buna kızmamıştım ama boya içinde kaldığım için biraz sinirlenmiştim. Kız çantasından çıkardığı mendille boya içinde kalan yerlerini siliyordu. Saat iyice ilerlediği için benim de temizlenmem, sonra da buradan uzaklaşmam gerekti. Elimi yüzümü yıkamak için atölyenin sağında bulunan çeşmeye yöneldiğim de kızın gitmek üzere olduğunu görünce istemsizce şakıdım. ‘’ Hey! Nereye? ‘’ demiştim ama o beni duymamıştı bile. Sinirlenmiştim. Nasıl olur da beni burada yalnız başıma bırakabilirdi. Sanki buraya gelmeyi ben istemiştim, sanki burayı dağıtmayı ben kafama koymuşum gibi davranmıştı bu hareketiyle. Madem buraya birlikte gelmiştik birlikte gidecektik. Arkasından tabii ki nereye gidiyorsun diye koşmayacaktım. Ama keşke yapmasaydım diye düşünmeden edemiyordum. Yaptığım şey için pişman olmuştum. İlk defa! O kafasına taktığı şapkanın boyalardan arındığını sanıyordu ama nafile. Hiç vakit kaybetmeden elimi yüzümü yıkadım. Kısa süre de ellerim, kollarım ve yüzüm mavi boyadan arınmıştı. Saçlarımda hafiften vardı onları da temizledikten sonra hiç olmamış gibi tertemiz olmuştum. Buna sevinmiştim. Hemen bana ait olan tüm eşyalarımı aldım. Zaten sadece çantan vardı ve onun içinden de bir çıkarmamıştım. Çantamı aldım ve atölyeden çıkarken son kez dağıttığımız yere baktıktan sonra pişman olmuş bir şekilde oradan çıktım. Buraya iki kişi gelmiştik ama şimdi tek kişi olarak çıkıyordum. Durun bir dakika bir şeyi unutmuştuk. Anahtar! O anahtarı Sdney getirmişti ama delil bu anahtardaydı. Hemen geri çıktım ve atölyenin kapısından bulunan anahtarı, kapıyı kilitledikten sonra çekip çantama koydum. Merdivenlerden inerken derin bir Oh çektim. Çünkü bu anahtarı yakalarlarsa bu bittiğimizin resmiydi. Aslında aklımdan bu ‘benim anahtarım değil sonuçta Sdney getirdi’ diye geçirmeden edemedim ama sonradan bende orada bulunduğum ve orayı dağıttığım için beni de suçlayacaktı tabii ki ve bunu göze alamazdım. Tabi ki Sdney'e sinirlenmiştim ve bunun hesabını ona bir gün soracaktım. Belki yarın hiç kimsenin olmadığı bar yerde hesabını sorabilirdim. Sabah öğrenciler ve öğretmenler gelince çok şaşıracaklardı ve bende tabii ki hiç bir şey olmamış gibi orada olacaktım. Bu benim pek rastladığım ve yaptığım bir değildi ama sanırım bunu öğrenirlerse suçu içkiye verecektim ve en hafif cezayla atlamaya çalışacaktım. Tabi öğrenirlerse. Arka taraftan okuldan sessizce çıktım ve evin yolunu tuttum. Kimsenin göremediğini umuyordum.

Konu: Geri: Yasak eğlence Çarş. Ağus. 18, 2010 4:19 pm

Not:Rpg bitmiştir.

Konu: Geri: Yasak eğlence Perş. Ağus. 19, 2010 5:29 pm

Rpleriniz puanlanmıştır.

» Yasak Melodi