Gossip Girl R-Play
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


You know, you love me. XOXO Gossip Girl
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Savaş*

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
Priscilla L'Escallier
Constance Billard IV.Sınıf
Constance Billard IV.Sınıf
Priscilla L'Escallier


Mesaj Sayısı : 68
Kayıt tarihi : 15/08/10

Şöhret
Puan: 2

Savaş* Empty
MesajKonu: Savaş*   Savaş* Icon_minitimePtsi Ağus. 16, 2010 1:28 pm

Manhattan sokağının vıcıl vıcıl renkleri arasında yürüyordum. Saat daha henüz sabahtı, sokakların şimdiden dolu olmasının tek nedeni, cumartesi gününün boşluğuyla genç kızlardan yaşlılara kadar alışveriş meraklılarının indirime girmiş olabilecek ürünlerden birini kapmak istemesiydi. Biliyordum, çünkü ben de onlardan biriydim. Ray Ban gözlüğümü ittirdim yukarı doğru. Sabah olmasına karşın sıcaklığın yükselmesi beni delirtiyordu. Sokakta kimseye çarpmadan yürümeye çalışırken etrafa bakıyordum. Sonunda topuklu ayakkabı seslerinin yükseldiği mekana doğru yaklaştım. Barney's'in koskocaman yazısına baktım. İçim o bilindik heyecanla doldu. Küçük bir gülümseme oldu kırmızı dudaklarımda.
Çantamı iyice tuttum ve içeri daldım...
***
İçerideki kalabalık boğucuydu. Esnedim, alışıktım bu manzaraya, ilerlemek için sakin olmak gerekiyordu. Outlet'lerin yanından ilerledim. Orada yeni ürünler pek bulunmazdı. Ayrıca benim istediğim ürün değil Outlet'lerde kendi mağazalarında bile yoktu!
Birkaç ünlü mağazanın yanından geçtim, AberCrombie hala uyuyordu anlaşılan. Topuklu ayakkabımdan birkaç tıkırtı daha çıktı, ve şok içinde durdum.
"Dalga geçiyor olmalısınız!" Umduğumdan daha yüksek sesle söylemiştim ama umrumda değildi. Geri adım attım, Chanel'in önüne geldim. O siyah kusursuzluğa baktım... Gözlüğümü çıkarttım yavaşça.
Aylardır beklediğim çanta oydu, internet siparişleri, öne alınmış bekleme listeleri vs... Hepsine adımın yazılı olmasının dışında -ki büyük ihtimalle en yukarılardaydım- her gün oraya giden arkadaşlarıma soruyordum. Ama lanet olasıca müdür beni aramamıştı işte! O çanta geldiği anda arayacağına söz vermişti. Bunun için yüklü bir para da almıştı.
Birkaç saniye bunu düşündükten sonra koşarcasına içeri daldım. İçeride heryere yapıştırılmış büyük kağıtlar vardı.
%30 İNDİRİM
Bu indirim tabiikide yeni gelen o kusursuz çantada yoktu. Olamazdı zaten. Üstündeki ters tarafa dönmüş iki büyük C harfine baktım. Bütün kızlar o %30 indirimden pay koparmak için çanta hariç her şeyle ilgileniyorlardı. Etrafa göz attım, o tarafa yaklaşan kimse olmadığından emin olunca sakinleştim ve önüne çıkana "affedersiniz" diyerek ilerlemeye başladım.
Çantayı yukarı bir yere koymuşlardı. Varmama birkaç adım kala belli ki donut yemekten şişmiş bi kadın çıktı önüme. Affedersiniz diyordum ama elindeki mağazanın büyük ihtimalle en iğrenç çantasını incelemekle öyle meşguldü ki beni duyamadı. Gerçekten, böyle kişilerin böyle mekanlarda bulunması beni sinir ediyordu.
Parmak uçlarımın olabildiğince az değmesine dikkat ederek sertçe ittirdim kadını. Kadın bana döndü. Gözlerimi açtım. Tehlikeli biçimde "pardon" dedim. Kadın tekrar önünü döndü, ve işte ordaydı.

Elimi uzattım...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Evie C. Zamora
Constance Billard IV.Sınıf
Constance Billard IV.Sınıf
Evie C. Zamora


Mesaj Sayısı : 358
Kayıt tarihi : 18/07/10
Lakap : E

Şöhret
Puan: 39

Savaş* Empty
MesajKonu: Geri: Savaş*   Savaş* Icon_minitimePtsi Ağus. 16, 2010 1:59 pm

Yeni doğan güneşin o sarıp sarmalayan sıcaklığı bir yanda dursun, bugün yine yeni bir günün mutluluğuyla uyanmıştım. Tüm o dertler ve problemlerin arkamda kalacağına inandığım bir başka gün daha. Sonuç yine aynı olacaktı elbette, yine sorunlarım peşinden koşturacaktı ve bir kez daha bu karmaşıklıktan kurtulma çabalarım başarısızlıkla sonuçlanacaktı. Neyse ki bugün cumartesiydi, yani ben avutabilecek, küçüklüğümden beri bana küsmeyen tek dostum alışveriş bugün yine yanımdaydı işte. Cüzdanımın ikinci gözünde, çantamın içinde, kolumdaydı ve topuklu ayakkabılarımın çıkardığı sesin mutluluğuyla yürürken, üzerimde babamın yeni hediye ettiği Forever 21 deri ceketi vardı, elimde telefonumla Becky'e bir mesaj atmıştım, evdeyse Sylvia'ya söylesin benim çıktığımı diye. Iy be Sylvia, cidden sen benim üvey annem misin yoksa sürtük üvey ablam mı? Bu kadının kimliğine acil bir netlik getirmesi gerek.
Manhattan'ın güneşi yansıtan parlak camlarıyla döşenmiş mağazaların önünden geçerken hepsine hayranlıkla bakıyordum. Victoria's Secret, Louis Vuitton, Gucci, Lacoste, Banana Republic ve Tommy Hilfiger. Hepsinin kalbimde ayrı bir yeri vardı ancak bugün amacım kredi kartımı yolda gördüğüm her mağazaya girerek harcamak değildi, Barney's e gidecek ve işe yarar indirimde şeyler var mıdır diye bakacaktım. Aslında amacım o siyah Chanel çantaydı, bekleme listesini açalı bir gün bile olmazken çoktan 300 küsur kişi adını yazdırmıştı. Ben 143. sırada olsam bile, bu çantayı eminim bir yerde görecektim. Bir yanım ise bunun imkansız olduğunu, bekleme listesi olan bir çantanın Barney's in indirim köşelerinde ne diye süründüğünü sorguluyor ve zekamı küçümsüyordu. Olsun, benim gözüm yine o mükemmeliyetle parlayan siyah incili Chanel'i arayacaktı. Bu ayki gözbebeğim oydu ve benden önceki 142 kişiyi beklemeye dayanamazdım.
Barney's e geldiğimde önünde biraz bekledim, saat sabahın dokuzuydu ve insanlar çoktan kalabalığın arasında kendilerini ezme pahasına kıyafetleri savuruyorlardı. Tanrım, gerçekten onların hepsi zaten ucuz ki, indirime ne gerek var? Bana dönecek bakışları sevdiğimden de olabilir, onların dikkatini dağıttığı için aralarından geçmenin zevkinden de olabilir o bakışları seviyordum. Mağazaya girdim ve çantaları dirsek hizasına düşmüş, küpelerinin tekini o karmaşa sırasında kaybetmiş kadınlar topluluğu, vahşi bir hayvan sürüsünü andırıyordu. Benim işim basitti, insanlar ellerinde evirip çevirip bakarken ben indirim olmayan kısımda kendi işimi halledecektim. İndirimden de Sylvia için bir şeyler bakacaktım. Babamın emirlerine karşı gelmek isterdim ama konu alışveriş olunca o da en az benim kadar deli. Sağa sola bakarken attığım adımlar, indirim köşesinin sonu geldikçe hızlanıyordu. Aslında lacivert-beyaz çizgili bir elbiseye ya da bluze ihtiyacım vardı. Bir de kırmızı dolgu topuklu Tommy sandaletlere. Buradan o çizgili aradığım şeyi bulacaktım. Tanrım! O da ne? Cidden umutlarımı kaybetmişken, yo yo yo. Hayır, ciddi olamazsın! O Chanel'in burada ne işi var ki! Adımlarım birden yürüme hızından, koşma hızına dönüştü mağazanın bir tarafından tepede gördüğüm o bana gülümseyen ve 'Beni al!' diye bağıran Chanel çantaya doğru avına koşan bir aslan gibiydim. İnsanların arasından çarpa çarpa geçerken hiçbirine 'Affedersiniz. Pardon' gibi kelimeler kullanmaya tenezzül etmedim, birkaç saniye içerisinde o kutsal rafın önündeydim. Elimi uzattığımda ve çantayı kendime çekmek için aşağıya doğru indirdiğimde, çantanın bana gelmediğini, diğer taraftan çekildiğini hissettim. Yo, hayır. Gerçekten, alışveriş kavgası mı yapacağız?
Bakımlı ve benim yaşlarımda bir kız, elini 'benim!' çantamın üzerine koymuş onu kendine doğru çekiyordu. "Üzgünüm sana bu konuda hoşgörü gösteremem, gerçekten yani 143. sırada beklemedeyim ve eminim 100. sırada üretiminin kesildiğini söyleyeceklerdir. Ona bir sürü para vermiştim ben, rica etsem alabilir miyim? Uygun yoldan?" Kaba kuvvete geçmeden önce nazik bir teklif sunmanın kibar bir hareket olacağını düşünmüştüm. Ancak kibarlığım reddedilirse gülümseyen yüzümü o kızın görmesi biraz zor olacaktı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Priscilla L'Escallier
Constance Billard IV.Sınıf
Constance Billard IV.Sınıf
Priscilla L'Escallier


Mesaj Sayısı : 68
Kayıt tarihi : 15/08/10

Şöhret
Puan: 2

Savaş* Empty
MesajKonu: Geri: Savaş*   Savaş* Icon_minitimePtsi Ağus. 16, 2010 2:29 pm

Elimi uzattım...

Tuttum, hem de kenarından. O kadar heyecanlanmıştım ki. Kusursuz biçimde işlenmiş dokuya değdim. Kendime çektim hafifçe. Gelmedi. Şaşırdım bir an, çalınmasın diye alttan tutturulmuş muydu acaba?
Sinirlendim. Tekrar çektim, tekrar gelmedi. Ve benim çekmemin hemen sonrasında tam ters tarafa doğru çekildi. Çantaya neredeyse tırnağımı geçirerek sımsıkı tutundum. Böyle durumlara daha önce de gelmiştim. Ve genelde nasıl bittiğini biliyordum. Zafer sizin olsa bile çanta çekilmiş, derisi bozulmuş, mutlaka bir yerinde sakatlık olan bir çantaya dönüşüyordu. Bunu, bu özel üretim çantada bu zarar...! Aklım almıyordu doğrusu. Duygularını kontrol edemeyen zihnim parmak uçlarıma kadar sinir yaymaya başlamıştı. Hala sımsıkı tuttuğum çantanın arkasına baktım. Bakımlı bir kız duruyordu. Neyse ki o şişman kadın değildi. Kaybedilmiş bir dava olurdu yoksa. Kız hemen konuşmaya başladı. "Üzgünüm sana bu konuda hoşgörü gösteremem, gerçekten yani 143. sırada beklemedeyim ve eminim 100. sırada üretiminin kesildiğini söyleyeceklerdir. Ona bir sürü para vermiştim ben, rica etsem alabilir miyim? Uygun yoldan?" Olabilecek en tatlı gülümsemesini takındı. "Belki bilmiyor olabilirsin ama ben de aylardır beklemedeyim. Para verilmiş olsun ya da olmasın. Aynı parayı ben de ödedim. Ve hatırlatmak isterim, buraya ilk ben geldim." Hala gülümsüyordu. İkisinin de gülücüklerinin yalan olduğunun farkındaydı.
*Bırak şu çantayı, bırak şu çantayı, bırak şu çantayı* Tekrar ederse %0 ihtimalle gerçekleşebilecek ihtimali %1'e çıkartabilirdi belki. "Bu çantanın kavgayla yıpranmasını gerçekten istemiyorum."dedim. "Gel anlaşalım, ne kadar istiyorsan vereceğim sana, buradaki istediğin başka her şeyi alabileceğin kadar."
Aklıma izlediğim filmlerdeki alışveriş kavgalarını getirdim. Taktikler şarttı. Genelde bu küçümseyici bir durum gibi görülebilirdi ama alışveriş kavgaları büyük disipline, güce ve taktiğe dayalıydı. Tek bir saniye şaşırma ve başka bir çantaya-ayakkabıya gözünün kayması elindekinin gitmesi demekti. Ki bunun olmaması bizler için ne kadar zor olduğunu farkındaydık. Belki kabul ederdi teklifini. Böylece saçmasapan bir hale girmesine gerek kalmazdı. Kızın arkasına kaydı gözüm, şu %30'luk indirimden zaten herkes kavga ediyordu ya, orası ayrı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Evie C. Zamora
Constance Billard IV.Sınıf
Constance Billard IV.Sınıf
Evie C. Zamora


Mesaj Sayısı : 358
Kayıt tarihi : 18/07/10
Lakap : E

Şöhret
Puan: 39

Savaş* Empty
MesajKonu: Geri: Savaş*   Savaş* Icon_minitimePtsi Ağus. 16, 2010 2:53 pm

"Bu çantanın kavgayla yıpranmasını gerçekten istemiyorum. Gel anlaşalım, ne kadar istiyorsan vereceğim sana, buradaki istediğin başka her şeyi alabileceğin kadar." Çantaya bir şey olmasını en az onun kadar ben de istemiyordum tabi ki. Hayallerimin gözbebeğine bir şey olursa eski değerini yitirirdi ki o. Narindi, zarifti o çanta ve tek eksik sıfat 'Evie'nin çantası'ydı. Gerçekten parayla bir çantayı böylesine basit bir şekilde alabileceğini mi sanmıştı ki? Yok, hayır kesinlikle olmaz. Bu çanta bugün eve benimle gidecek! Biraz daha bekleme listesinde kalırsam çoktan çantanın modası geçmiş olacak ve ikinci el pazarlarında yarı fiyatına satılmaya başlanacak ve Brooklyn'in ücra köşelerindeki I. Sınıf Constance kızlarının elinde dolaşacaktı. Tanrım, bu hisleri olmayan bir kusursuz kumaş birleşimine bile ağır bir hakaretti. "Buradaki her şeyi alabilirim zaten, paraya ihtiyacım yok. İhtiyacım olan şey o çanta ve inan onun yıpranmasını ben de istemiyorum. Çantalarıma çocuklarım gibi değer veririm." Son cümleme doğru yine çanta aşkımın kabarmasından ötürü saçmalık getirdiğimi anladım ve hafifçe öksürerek devam ettim. "Gerçekten, bundan sadece bir tane mi var burada? Belki bir görevliye sorarsak bize bir tane daha verir. Parayı bana yediremezsin ama ona yedirebiliriz." Sinsi bakışlarımla kıza baktım, çantaya zarar vermeden amaca ulaşmanın en temiz yolunu seçmiştim. İlginç, genelde pis yollar çekerdi ya beni, bu kızda beni o temiz yola çeken bir şey vardı işte.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Priscilla L'Escallier
Constance Billard IV.Sınıf
Constance Billard IV.Sınıf
Priscilla L'Escallier


Mesaj Sayısı : 68
Kayıt tarihi : 15/08/10

Şöhret
Puan: 2

Savaş* Empty
MesajKonu: Geri: Savaş*   Savaş* Icon_minitimePtsi Ağus. 16, 2010 3:16 pm

"Buradaki her şeyi alabilirim zaten, paraya ihtiyacım yok. İhtiyacım olan şey o çanta ve inan onun yıpranmasını ben de istemiyorum. Çantalarıma çocuklarım gibi değer veririm." Duraksadım. Benim de çantalarımın kendilerine özel koskocaman büyük rafları olan bir dolabı vardı tabii ama, çocuklarım gibi sevmezdim. Ben çocukları sevmezdim ki! Kız devam etti; "Gerçekten, bundan sadece bir tane mi var burada? Belki bir görevliye sorarsak bize bir tane daha verir. Parayı bana yediremezsin ama ona yedirebiliriz." Kızdaki düşünce tarzını sevmiştim. Ayrıca çantaya bir şey olmayacağına daha çok sevinmiştim. Çantayı kaldırmaya çalıştım, çıkmadı. İlk düşündüğüm gibi, çalınmasın diye alttan o garip şeylerden yapıştırılmıştı. Aslında Chanel'de böyle şeyler pek yapılmazdı çünkü zaten bir şey çalmaya kalkışacak insanlar Chanel'de takılmazlardı. Onlar daha ucuz yerlerde kendilerine pahalı gelen ve kumaşı kötü şeyleri çalarlardı. Çantadan elimi çektim ve biraz ilerde bir bayana büyük ihtimalle ayağına oturmamış Chanel ayakkabısının bir büyüğünü getirmeye giden satış görevlisini durdurdum. Tatlı bir çocuktu, belli ki etkilenmeye açıktı. Normalde burada çalışan birine "bakabilir misiniz?" derseniz size vereceği cevap "birazdan geliyorum efendim" olurdu ve gelmezlerdi, ama ben beklemek istemiyordum. Eminim ki, öteki kız da.
"Hey... Bizimle biraz ilgilenebilir misin yakışıklı?"
Adam duraksadı. Elimle arkadaki kızı gösterdim. Gözlerimi kırpıştırdım. Eh, iki tane güzel bayana kim hayır diyebilirdi ki... "Zevkle" dedi çocuk. Memnuniyetle döndüm geri çantanın yanına. Çocuk hemen arkamızdaydı. "Bu çantadan bir tane daha istiyoruz" dedim. Çocuk hayal kırıklığıyla yüzünü buruşturdu.
"Maalesef kalmadı, bu sabah geldi ve bunun dışında kalanı birkaç dakika önce bir bayan aldı. O çanta da zaten göstermek için konuldu, yenisi gelene kadar çıkartılmayacak. Çok üzgünüm." Gerçi ben o çocuğa bu çantayı burdan çıkarttırmasını bilirdim ama önce öteki çantayı alan kadını bulmalıydım. İçimden küfrettim. Heyecanla etrafıma bakındım. Ödeme yerlerinin orada şaşırılmayacak bir sıra vardı. O tarafa doğru ilerledim insanları iteleyerek. Bir kadının elinde duruyordu işte. Önünde 2 kişi kalmıştı... Tanıştığım kız da arkamdan geliyordu. Bir şekilde o kadını kandırması gerekiyordu...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Evie C. Zamora
Constance Billard IV.Sınıf
Constance Billard IV.Sınıf
Evie C. Zamora


Mesaj Sayısı : 358
Kayıt tarihi : 18/07/10
Lakap : E

Şöhret
Puan: 39

Savaş* Empty
MesajKonu: Geri: Savaş*   Savaş* Icon_minitimePtsi Ağus. 16, 2010 4:25 pm

O kadından o çantayı almak basit olacaktı, çünkü kadının kızarmış gözlerinin içindeki o sinsi ve mahcup bakış her şeyi anlatıyor denilebilirdi. Ya çantayı aşırmıştı ya da onu alacağı kartı. Eski hizmetçimiz Sophie de biblolarımızdan biriyle beraber Sylvia'nın Dior kremini yürüttükten sonra benim odama gelip, bir şeye ihtiyacım olup olmadığını sorduğunda aynı yüz ifadesini kullanmıştı. Aile içi olayların insana bir çanta almak konusunda herhangi bir katkısı olacağını ne kadar düşünsem aklıma getiremezdim herhalde ama bu kızla, şu çanta olayını bir an önce halledip bir bardak kahve içmeye gidebilirdik. Ancak kadından o çantayı almanın yollarını düşünüyordum, konuşmaya direk, 'Çantayı çaldınız değil mi?' diye giremezdim. Yanımdaki, adını hala bilmediğim ama hoş biri olan kıza dönerek aklımdan geçenleri söyledim. "Bu kadın, ya çantayı ya da ona ödeyeceği parayı pis yollarla almış. Buna yüzdeyüz eminim, gözlerindeki bakıştan. Blöf yapmayı deneyeceğim, içimden bir ses olacak diyor." Evet, gidip kadına aynen şöyle diyecektim ya da neyse söyleyince anlarsınız zaten. Yanımdaki kız başka çaremiz olmadığını bildiği için kabul etmiş gibi görünüyordu. Ben de indirim köşesinin hemen yanındaki kasaların solundaki takı bölümünde duran o sahte sarışına doğru kararlı adımlar atmaya başladım. Uzun zamandır böyle bir iş yapmamıştım ve ne kadar eğlenceli olduğunu unutmuşum. Kesinlikle, küçük riskler hayatı daha da güzel hale getiriyor. Daha yaşanılası ve eğlenceli. Kadının yüzündeki o ifadeyi görmek beni çok mutlu edecek bunu biliyorum. Tanrım! Hayır, tam da aradığım şey! Başka bir kadının kolunda sallanıyor! Lacivert-beyaz çizgili uzun kollu ince yaz bluzu! Daha mükemmel bir eşleşme olamazdı ama şimdi çanta, o bluzden daha önemliydi. Ne de olsa o bluzu görmem, depoda daha bir sürü ondan olduğunun habercisiydi ancak aynı şeyi o mükemmel çanta için söyleyemezdim. Topuklarımın ses çıkarmasını sağlamak için sert basa basa kadının yanına ulaştığımda, kadın bir şey mi istiyorsunuz bakışıyla yüzüme affalayarak dönmüştü bile. "Kirli parayla iş yaptığınızı biliyorum bayan ve lütfen, elimdeki kanıtlarla bunu başkalarına belli etmeden elinizdeki çantayı rica edeyim." Kadının mavi olduğunu sandığım ama aslında lens olduğu belli olduğu gözleri pörtledi ve botoksla şişirilmiş dudakları aralandı. Bir iki saniye ne diyeceğini düşünmüş olmalı, sonra cevap verdi. "Bunu aslında ben yapmayacaktım, bunun için para ödediler." Kadının ilginç aksanı, onun bir hizmetli ya da benzeri bir şey olduğunu belli ediyordu. Yanımda o çantaya ulaşmak için bekleyen kız vardı ve bizi izliyordu. "Ee, o zaman işleri açığa çıkarmamak için yapabileceğin tek şey elindeki Chanel çantayı vermek . Tanrı aşkına dudaklarına yaptığın botoks yerine kendine biraz akıl alsaydın." Kadın eleştiren bakışlarını önce bana, sonra yanımdaki kıza, sonra onun elindeki çantaya çevirdi. Ardından çantayı elime tutuşturarak "Sizin olsun, zaten böyle işlere bulaşmak istemiyordum." Aman Tanrım! Çanta bendeydi nihayet! "Neyse ne, anlaşma için sağol." dedim ve arkamı dönerek takıların bulunduğu yerden uzaklaştım. "Bunun bir yolunu bulmamız çok iyi oldu." dedim yanımdaki kıza.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Priscilla L'Escallier
Constance Billard IV.Sınıf
Constance Billard IV.Sınıf
Priscilla L'Escallier


Mesaj Sayısı : 68
Kayıt tarihi : 15/08/10

Şöhret
Puan: 2

Savaş* Empty
MesajKonu: Geri: Savaş*   Savaş* Icon_minitimePtsi Ağus. 16, 2010 4:47 pm

Ellerimi belime koyup izlemeye başladım sahneyi. Bana kalsa direk kadının yanına gider "Ver o çantayı yoksa hayatını bitiririm" derdim, genelde işe yarardı. Tabii mafya çevresi olan birine çatmadıysam, ki bu kadında kesinlikle öyle bir tip yoktu. . "Bunu aslında ben yapmayacaktım, bunun için para ödediler." İçimden kahkaha attım, olmuştu bu iş. "Sizin olsun, zaten böyle işlere bulaşmak istemiyordum." çanta yanımdaki kıza geçti. Botokslu kadın ortadan yok olmuştu bir anda. Bu korkuyu daha birkaç gün unutmazdı herhalde. Gerçek bir mutlulukla sırıttım. "Bunun bir yolunu bulmamız çok iyi oldu."
"Kesinlikle katılıyorum, şimdi öteki çantayı almak kaldı." Dedim ve tekrar adamı bulmak için etrafa bakındım. Ordaydı işte, bize bakıyordu. Gerçek bir hayranlık vardı yüzünde. Baktığımı gördüğü zaman yüz ifadesini değiştirdi. Onaa doğru yaklaştım kıvırtarak. Bu arada elimi küçük çantama atmıştım ve içindeki bir şeyleri tuttum. "Hey, o çantayı gerçekten istiyorum, biliyor muydun?" dedim. Adamın içini okuyabiliyordum resmen; *O çantayı verirsem kovulurum, ama bu kalabalıkta kim görecek ki? Kameralar var! Kovulsam n'olacak zaten sevmiyordum bu işi. Ama paraya ihtiyacım var.*
Gülümsedim. "Bence bunu yapabilirsin." Dedim ve çantamda tuttuğum 5 Kağıt'ı olabildiğince yavaşça cebine yerleştirdim. 500 benim için önemli bir şey değildi ama kafasının karışıklığını geçirmeye yeterdi. Adam nefesini verdi. "Bunu gerçekten yapamam hanımefendi" *Vay, dürüst çocuk ha.. Göreceğiz*
"Bu akşam buluşmak ister misin?" Dedim. Adam şok olmuştu, ondan gerçekten hoşlandığımı sanmıştı. "Elbette..." Dedi. Suratımı astım. "Ne yazık ki bir gece çantam yok..." Adam ikna olmuşa benziyordu. "Bu-burda bekle-yani bekleyin lütfen. Kıpırdama." dedi ve gitti. Kıza döndüm. "Hayır onla buluşmayacağım." Güldüm. Erkekler çok çabuk inanıyorlardı. Daha doğrusu, Manhattan'ın zengin çocukları hariç olanlar. Onlar da kızları kandırıyorlardı. Böylece dengelenmiş oluyordu.
Bu arada adam çantayı zar zor ordan çıkartmayı başardı. 5 dakika sonra döndü. "9'da Barney's girişinde görüşürüz" dedim göz kırptım. Çantayı elinden aldığım gibi döndüm gittim.
"Herkesin bir fiyatı var." Kızla beraber ödeme sırasının sonuna geçtik. "Ben Priscilla." Dedim gülümseyip.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Evie C. Zamora
Constance Billard IV.Sınıf
Constance Billard IV.Sınıf
Evie C. Zamora


Mesaj Sayısı : 358
Kayıt tarihi : 18/07/10
Lakap : E

Şöhret
Puan: 39

Savaş* Empty
MesajKonu: Geri: Savaş*   Savaş* Icon_minitimePtsi Ağus. 16, 2010 5:00 pm

"Ben Priscilla." dedi yanımdaki kız. Az önce tüm bunları yapması gerçekten ilginçti, onu eski halime benzettim aslında. Ancak ben şimdi bir erkeğe bunu yapamam herhalde, yani snırım. Gaza gelmedikçe yapamam. Neyse ki artık ikimizin de çantası vardı. Chanel ve herkesin bekleme listesinde yaklaşık.. hm.. ömürlerinin sonuna kadar bekleyecekleri bir çanta. Herhalde şu an sadece listenin ilk ellisine vermişlerdir. Büyük ihtimalle onlardan biri Madonna'dır, biri Keira Knightley, diğeri La Senza'nın genel müdürünün kızındadır. Bu ayrıcalık ise şimdi benim elimde ve yanımdaki, adı Priscilla olan az önce yaptığına hala şaşkın olduğum ama bir bakımda geçmişteki kendimi ayna gibi gördüğüm o kızdaydı. "Ben de Evie. Konuşurken şu yöne gidebilir miyiz acaba?" dedim işaret parmağımla indirim olmayan, bizim gibi iki kızın alışverişini yaptıkları bölümü göstererek. "Almam gereken bir şey daha var." Bu çanta benimse eğer, bundan önce gözümü koyduğum beyaz-lacivert çizgili o bluz de benim olacaktı! "Takıntılı diyebilirsin ama kafayı koyduğum zaman, vazgeçmem. Alışveriş bir zaaf ve bir dost. Umarım dediğimi anlıyorsundur, sende de o potansiyeli gördüm ben." Birkaç dakika önce hırçın bir yaban kedisi gibi baktığım, çantamı çalmaya çalışan kızın yerinde bambaşka biri vardı şimdi. Onu tanıdığıma sevinmiştim, ayrıca bu çantanın bende olmasının da tek hatırası uzun bekleme günleri değil, Barney's deki güzel bir hikaye olmuştu. Açıkçası o sabah aklımda dolan tüm dertlerim aklımdan uçup gitmişti, adeta buharlaşmışlardı. Belki de bu kıza teşekkür etmeliydim. Aslında garip olduğumu düşünüyor olmalı ama umrumda değil. Gün gelir bir kahve içeriz ve o zaman ona teşekkür ederim. Bu güzel serüven için.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Priscilla L'Escallier
Constance Billard IV.Sınıf
Constance Billard IV.Sınıf
Priscilla L'Escallier


Mesaj Sayısı : 68
Kayıt tarihi : 15/08/10

Şöhret
Puan: 2

Savaş* Empty
MesajKonu: Geri: Savaş*   Savaş* Icon_minitimePtsi Ağus. 16, 2010 5:26 pm

"Ben de Evie. Konuşurken şu yöne gidebilir miyiz acaba?" Kafamı salladım, o tarafa doğru ilerlemeye başladık. "Takıntılı diyebilirsin ama kafayı koyduğum zaman, vazgeçmem. Alışveriş bir zaaf ve bir dost. Umarım dediğimi anlıyorsundur, sende de o potansiyeli gördüm ben." Gülümsedim. "Evet sanırım bende de var, ve bu potansiyeli olmayanlar alışveriş yapmamalı." Dedim yandaki birine şöyle bir göz atarak. Kadın kıyafetinin üstüne bir t-shirt geçirmeye çalışıyordu. Tanrım! Bu işler için soyunma odaları yok muydu zaten? Evie lacivert, beyaz çizgili uzun kollu ince bir bluz aldı kendine göre olanını seçti.
Bu arada ben de etrafa bakındım ama kendime göre bir şey bulamadım. Saçıma baktım aynada, arkaya ittim biraz. Burası kadın parfümü kokusu dolmuştu. Hala tıkış tıkıştı ve istediğini aldığı için bu tıkışıklık onu sinirlendirmeye başlamıştı. O sırada Evie'nin yanımdan gittiğini farkeden fırsatçı adamı gördüm. Kafamı eğdim. *Lanet olsun*. Adam geldi yanıma. "Şey, bu arada isminiz...?" Ona döndüm. "Candy." adam gülümsedi. "Ben de Joe." Cevap vermedim çünkü o sırada Evie denemiş ve dönmüştü. Gülümsedim adama son bir kere. Kural 1 her zaman geçerliydi, buluşmayacağın kişiye gerçek adını söyleme.
Tekrar sıraya geçtik. Mağazalarda saygı duyduğum bir şey varsa o da ödeme sıralarıydı. Zaten bir kaç dakika sonra ödeme sırası bize geldi. Çantayı uzattım. "Güzel seçim..." Dedi kadın bana. Suratına bile bakmadım. Seçimime yorum yapmak ona kalmamıştı. Gülümsemediğim için bozulmuştu. "5000" dedi sadece. Ben de kredi kartımı uzattım. İmza atmam gereken dokunmatik ekrana kendi kalemiyle imzamı attım ve kredi kartımı geri aldım. Evie'i beklemeye başladım. O da parasını ödedikten sonra ona döndüm. Elimde alışveriş yaptığımı belli eden poşedin olması bana huzur vermişti.
"Akşam poker oynuyoruz, istersen gelebilirsin bir kaç arkadaşınla."

Gülümsedim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Evie C. Zamora
Constance Billard IV.Sınıf
Constance Billard IV.Sınıf
Evie C. Zamora


Mesaj Sayısı : 358
Kayıt tarihi : 18/07/10
Lakap : E

Şöhret
Puan: 39

Savaş* Empty
MesajKonu: Geri: Savaş*   Savaş* Icon_minitimePtsi Ağus. 16, 2010 6:02 pm

"Poker mi? Oynamayalı uzun zaman oldu aslında. Ben sana telefonumu veriyim, gelecek kişilere göre ve akşamki planıma göre anlaşırız." dedim ve çantamdan çıkardığım küçük bir no defterinden, bir kağıt koparıp çantamın içindeki rastgele bir kalemle telefon numaramı yazıp Pris'e verdim. "Her zaman açıktır." Poker oynamayalı baya bir zaman olmuştu aslında, belki altı ay olmuştur. Eski kimliğimden arındığımdan beri ne pokere, ne de sarhoşken strip pokere çevirilenlere elini sürmüştü. Gülümsedi, birkaç el kart oynamanın kime zararı olabilirdi ki? Ayrıca yeni çantası yanında oldukça ona şans getireceğini de biliyordu. "Akşam görüşürüz umarım." dedim ve kıza hafifçe sarıldım ardından Barney's den çıkıp sağa doğru döndüm ve alışveriş maratonuma devam etmek için gelecek durağımı düşünmeye başladım. Aa evet, o mükemmel yazların vazgeçilmezi Tommy dolgu topuklardan alacaktım. Ah şu süper cumartesi alışverişi gibisi yok.
Aslında ilginçti, bir yandan sanki eski kimliğimi özlüyordum ama aslında o kimlikten nefret ediyordum. Sürtük diye anılmama neden olan o hatıraları unutmak ve bir daha tekrarlamamak benim için en iyisiydi. Yine de içimde bir his bu akşamki pokerin başka yollara dönebileceğini söylüyordu bana. Ona inanmak istemedim, çünkü ben kendimi kontrol edebildikçe buna engel olabilecek tek şey içkiydi. Abartmadıkça tabi. Fazla içince ne yaptığımı bilemiyorum ama bunu bilen çok az insan var. Mesela Connor, içtikten sonra Harrison'daki o gece. Gerçekten, içirmeyin bana. Tommy'nin kapısından içeri girip, kapının tam tepesine tutturulmuş klimanın verdiği o güzel serinlik ve çalışanların sempatik gülümsemeleriyle her dükkanda doğan yeni bir güneş olayı bir kez daha tekrarlanmıştı. Ah, teşekkürler Pris. Bugünü özel kılan şey kesinlikle Chanel çantasıydı. Bayan Coco çantası için bunların yapıldığını görmediği için şanslı sanırım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Priscilla L'Escallier
Constance Billard IV.Sınıf
Constance Billard IV.Sınıf
Priscilla L'Escallier


Mesaj Sayısı : 68
Kayıt tarihi : 15/08/10

Şöhret
Puan: 2

Savaş* Empty
MesajKonu: Geri: Savaş*   Savaş* Icon_minitimePtsi Ağus. 16, 2010 6:20 pm

"Poker mi? Oynamayalı uzun zaman oldu aslında. Ben sana telefonumu veriyim, gelecek kişilere göre ve akşamki planıma göre anlaşırız."
Gülümsedim tekrar. Gelecek kişilerin çok problem olacağını zannetmiyordum. Ayrıca pokeri çok sık oynardım. Çok güzel bir akşam olacaktı. Hissedebiliyordum. "Her zaman açıktır." Kağıdı aldım küçük çantamın içine koydum. "Benimki de hep açıktır, akşam mekanı haber veririm sana."
"Akşam görüşürüz umarım." Görüşürüz dedikten sonra gittim oradan. Eh, aylardır aradığım bir şeyi aldıktan sonra o kadar önemli gelmiyordu öteki mağazalar. Kalmanın hiçbir anlamı yoktu.
Çıktım Barney's'den. Ray Ban gözlüğümü yerleştirdim gözüme. Chanel poşetim kolumda, öteki elimde telefon, boğucu havaya adım attım. Huzurla gülümsedim. Saçlarımı savurdu çok hafif bir rüzgar. Birkaç dakika boyunca topuklu ayakkabımın tıkırtısı duyuldu. İlerideki arabamın yanına gittim. "Eve dönüyoruz" dedim şoföre. Kafasını salladı. Yaşamak buydu. Gün daha yeni başlıyordu ama ben eve gidiyordum. Hazırlanılması gereken şeyler vardı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alex Mclain
St.Jude IV.Sınıf, Admin
St.Jude IV.Sınıf, Admin
Alex Mclain


Mesaj Sayısı : 1215
Kayıt tarihi : 18/07/10
Lakap : Lex

Şöhret
Puan: 113

Savaş* Empty
MesajKonu: Geri: Savaş*   Savaş* Icon_minitimePtsi Ağus. 16, 2010 11:51 pm

Rpleriniz puanlandı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Savaş*
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Gossip Girl R-Play :: New York City :: Manhattan :: Barney's-
Buraya geçin: