Manhattan yollarında hızlı adımlarla ilerliyordum. Beyaz dedektif pardösümü üzerime geçirmiş, siyah şapkamı ve siyah gözlüklerimi de takmıştım. Ayrıca üzerimdeki siyah elbise ve siyah topuklu ayakkabılar tamamen karamsarlığa bürünmeme ortak oluyordu. Oysa asla öyle biri değildim. Herkes tarafından iyimser biri olarak görülüyordum ve dedektif olmama bağlıyordum bunu. Yıllar önce ailemi kaybettiğim zaman bürünmüştüm bu mesleğe ve ucunu da hiçbir zaman bırakmamıştım. Hep ilerledim, hep insanlara yardım etmeye çalıştım, hiçbir zaman kendimi düşünmedim, varsa yoksa diğer insanların mutluluğuydu benim için. Onların gözlerindeki sevinci gördükçe ben daha çok mutlu oluyordum. Düşüncelerimden sıyrıldım, etrafıma gözlük altından keskin bakışlar atmaya başladım. Elbetteki kimse görmüyordu. Halletmem gereken bazı konular vardı şu sıralar. Bir kaç cinayet olayı yoruyordu beni. Ama bugün çalışmayacaktım. Sweet Revenge'ye gidiyordum çünkü, Cecilia ile bir randevum vardı. Kendisi Sweet'in sahibiydi zaten. Açılalı daha bir kaç gün oluyordu. İlk müşterilerinden biri olmayı çok istemiştim, ama açılışına ne yazık ki katılamamıştım ve bunu bugün telafi edecektim. Kolumdaki saatime baktım, öğleye geliyordu. Tam yemek vaktinde gidiyordum. Zaten fazlasıyla açtım, karnımdan gelen sesleri kulaklarımda duyabiliyordum.
Uzun uzun yürüdüm, gözlerim yerde aklım havadaydı. En sonunda Sweet Revenge'nin kapısına ulaşabilmiştim. Sakince iterek içeriye girdim. Gözlüklerimi çıkardım. Ahh, içerisi gözlerimi kamaştırmıştı. Etrafa baktım ve gözlerimle Cecilia'yı aradım. Onu gördüğüm an gülümseyerek şapkamı çıkardım ve ''Ceci !'' diyerek bağırdım. Ceci onun takma ismiydi, daha doğrusu isminin kısaltılmış haliydi. Yanına doğru ilerlerken etrafı inceliyordum. Ne çok büyük bir yerdi ne de çok küçük. Tasarımı harikaydı. Fakat içeride hiç müşteri yoktu. Bir anlamda sevindim, başbaşa olacaktık ve istediğimiz gibi konuşabilecektik. Ama diğer anlamda, müşterinin olmaması kötü bir durumdu. Adımlarımı yavaşça durdurdum, tekrar gözlerimi Cecilia'ya döndürdüm ve uzun uzun baktım.