Gossip Girl R-Play
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


You know, you love me. XOXO Gossip Girl
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
G. Arneilla Bianchett
Constance Billard IV.Sınıf
Constance Billard IV.Sınıf
G. Arneilla Bianchett


Mesaj Sayısı : 142
Kayıt tarihi : 02/08/10

Şöhret
Puan: 12

Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra Empty
MesajKonu: Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra   Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra Icon_minitimeSalı Ağus. 10, 2010 12:56 pm

Televizyonda açık kalan müzik kanalı pek tarzım olmayan şarkıları çalıyordu, ancak yine de keyif alıyordum. Belki kendi paramı kazanacağım bir iş bulduğum için, belki de bu lüks otel odasını terk edip normal bir eve taşındığım içindi. Çalan müzikle ortada dans ediyor, bazen de kendi etrafımda dönüyordum eşyalarımı toparlayıp yatağın üzerindeki bavula koyarken. Bir yandan da yeni yeni öğrendiğim şarkıya eşlik ediyordum. Doğrusu kuzenimin cenazesinden bir kaç gün sonra bu kadar neşeli olmam normal mi, bilemiyordum. Olmadığını tahmin edebiliyordum, ancak onu hiç kuzenim olarak görmemiştim. Aslında belli bir şey olarak görmemiştim de, sadece Kyndra'ydı benim için. Ya da kızıl saçlı bir sürtük, ikisi de aynı şey.

Çok büyük olmayan bavulumun fermuarını çektim ve yataktan kaldırıp kapının yanına bıraktım. Baş parmağımı dudaklarıma götürürken etrafıma bakınıyordum. Unuttuğum bir şey var mıydı? Yatağın yanındaki komidinin çekmecesinde, hayvanlarımı getirecek olan taşıma şirketinin bana verdiği fatura vardı. Bunu unutmamıştım ve yarın sabah otelden ayrılırken de hatırlayacağımdan emindim. Yine de çekmeceyi açıp bir zarfa konulan faturayı aldım ve bavulumun küçük, ön gözüne koydum. İşte, geride bir şey bırakmadığımdan emindim.

Ben dışarı çıkmaya karar verdiğimde şarkı bitmiş, sinir bozucu sahte kadınlardan biri çıkmış konuşuyordu. "... ve Me Against the Music'i dinlediniz. Madonna ile-" Devamını dinleyerek zaman kaybetmemiş, kumandadaki kırmızı tuşa basarak kapatmıştım televizyonu. Kadının bir anda susması nedense beni güldürmeye yetmişti. Tıpkı Kyndra'nın cenazesindeki makyajı dağılmış, kömürlükten çıkmış gibi duran kadınlar gibi.

Saat akşam dokuzu gösteriyorken, odadan çıkıp oteldeki son gecemi kutlamaya karar vermiştim. New York'a geldiğimden beri, hatırlamaya değer tek olaydı bu. Aynada kendime bir kez baktıktan sonra, kapının yanındaki bavulun üzerinde duran çantamı alıp çapraz olarak omzuma asmıştım. Neredeyse sabahtan beri süren neşem hala yerindeydi. Ve uzun bir süre öyle olacağını biliyordum. Kapıyı arkamdan kendime göre yavaşça kapatmıştım. Yine de kat görevlisi bana ters bir bakış atmıştı. Şey, en azından denemiştim ama. Değil mi?

Otelden çıktığımda yüzüme çarpan sıcak ve kirli havayla hızlı adımlarımı kesmiş ve iç çekmiştim. "Nereye taşınırsan taşın Arneilla, yine de New York'tasın." dedim yüksek sesle. Etrafımda duyacak birilerinin olmaması büyük şanstı aslında. Telefon numaramı bir yerden bulmuş, tanımadığım insanlarla ilgili dedikoduları gönderen ve kendine Gossip Girl diyen şu "kişiye" konu olmak istemiyordum. Hoş, okuduklarımdan sonra benimki oldukça basit ve gereksizdi. Sahi, ne olmuş kendimle konuştuysam? Bence bu bir çok insanın daha sık yapması gereken bir şeydi.

Yürümeye başladım. Nereye gittiğimi bilmiyordum. Ne kadar zamandır buradaydım, bir hafta mı? Sanırım bu altıncı günümdü. Vay be, ilk haftamın sonunda kendi evime çıkıyordum. Böyle detaylara fazla takılan biri olarak, yüzüme büyük bir gülümseme yerleştirmiştim. Sokak lambalarının altından yürürken, nerede duracağımı bilmemek ayrı bir keyif veriyordu açıkçası. Ancak hayatımın da böyle belirsiz olması beni tekrar meth kullanmaya itiyordu sanki. Hayır, uyuşturucuyu uzun yıllar boyunca kullanmadım. Saymadım ama herhalde iki ya da üç kere kristal meth kullanmışımdır. Elbette ki muhteşem bir duyguydu, kendimi her şeyi yapabilecek kadar güçlü ve enerjik hissediyordum. Ancak derimin altındaki kaşıntılar beni mahvediyordu. Bir süre sonra daha da kötüleşti. Aşağı yukarı 20 saatlik etkisi vardı ve bu sürecin ortasında, derimin altında böcekler yürüyormuş gibi hissediyordum. Bana veren çocuğun kolları da o yüzden kesikler içindeydi. O "böcekleri" çıkarmayı denemişti. Son kullanışımda bağımlılık yapmaya başladığını fark ettim. İşte o zaman bıraktım, küçücük bir maddeye bağımlı olmayacaktım.

Bütün bunları düşünürken, gösterişli duran ama bir o kadar da eğlenceli görünen bir barın önüne gelmiştim. Hiç düşünmeden içeri daldım. Bir süre sadece kapıda dikildim. Mekanı incelemek yerine, direk oturacak bir yer bulmaya çalışmıştım. İlk önce barın olduğu yere çevirdim başımı. O ince uzun taburelerde asla rahat edememiştim. Masalara baktığımda ise boş bir yer var gibi görünmüyordu. İleride, tanıdık birini gördüm. Biraz daha dikkatli bakınca bu çocuğun Kyndra'nın cenazesine kafası güzel gelen, onu sevdiğini söyleyen kişi olduğunu anlamıştım.

Hiç beklemeden onun oturduğu masaya doğru ilerledim. Karşısındaki sandalyenin arkasında durunca başını kaldırıp bana bakmıştı. "Merhaba. Oturabilir miyim?" dedim. Ses tonum bıkkın ve biraz da sertti. Ancak vurgulamalarım ve bakışlarım, sesimle büyük bir tezatlık oluşturarak bunun gayet nazik bir soru olduğunu ortaya koyuyordu. Basit bir baş hareketiyle onaylamıştı. Ne yani konuşmak bu kadar mı zor? Onun da basit, sığ, boş, cahil, kibirli, zengin, çapkın, dünyaya hiç bir katkısı olmayan ve olmayacak New York züppelerinden olduğu kararını vermiştim şimdiden. Yanımızdan geçen garsona alkollü bir şeyler getirmesini söyledim. Seçimi ise ona bırakmıştım. Benim için fark etmezdi zaten.


Spoiler:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
William T. Benetham
St.Jude IV.Sınıf
St.Jude IV.Sınıf
William T. Benetham


Mesaj Sayısı : 96
Kayıt tarihi : 21/07/10
Lakap : Will, Bill, Ted.

Şöhret
Puan: 11

Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra Empty
MesajKonu: Geri: Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra   Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra Icon_minitimeSalı Ağus. 10, 2010 2:55 pm

Sersemlemiş gibiydim. Şu son bir kaç gün, en iyi beş gün listeme kesinlikle giremezdi. Hayır hayır, girmeyi bırakın aday bile olamazdı. Kyndra öldüğünden beri kendimi içkiye vermiştim. Tabii bu cinayetin baş şüphelisi olan "ben"i sorgulamak isteyen polisleri bir hayli kızdırıyordu. Tekrar tekrar sorgulamaya neden ihtiyaç duyuyorlardı ki hem? İfademi en az on defa vermiştim. Her defasında polis merkezine gidip ifadei tekrar tekrar vermekten de sıkılmıştım açıkçası. Bu yüzden avukatıma ifademin fotokopisini verdim. O, isteyen herkese dağıtıyordu.

Kyndra'nın cenazesine gittiğimi hayal meyal hatıylıyordum. İçkiliydim, öldüğünden beri olduğu gibi. Ellerimde öldüğü gün hala kabuslarıma giriyordu. Hoş, daha kaç gün olmuştu ki? Lanet olası barda lanet olası kavgayı etmemizin, barı dağıtıp çıkmamın üzerinden, ara sokakta kanlar içinde bulumamın üzerinden kaç gün geçmişti ki? Ve neden kendimi suçlu hissediyordum. eğer ben o kavgayı yapmasaydım o sokağa gider miydi? O bıçağı kalbinde bulur muydum?

Gözlerime dolan yaşları sildikten sonra viskimi dikip bitirmiştim. Barmene ne yapması gerektiğini söylememe gerek yoktu. Zaten ne yapacağını biliyordu, bardağı tutuş şeklimden anlamış olmalıydı. Viskimi yeniledikten sonra işine devam etmesi hoşuma gitmemişti. Neden bilmiyorum, sadece hoşlanmamıştım işte. Son zamanlarda yaptığım, düşündüğüm şeylerin sebebini bilmiyordum. Zaten çoğu şeyi sebepsiz yapıyordum.

Bardağın içine bakarken viskinin dalgalandığını farkettim, viskimin içine ağlıyordum. Göz yaşlarımı silip gülümsedim. Sadece ismi bile beni ağlatmaya yetiyordu değil mi? Bar taburelerinden kalkıp boş bir masaya ilerledim. Daha oturduğum anda karşımda bitiveren kıza şaşırmıştım. Kafamı kaldırmadığım için yüzünü göremiyordum. Sanki benim buraya oturmamı bekliyordu, anında gelmişti yanıma.

"Merhaba. Oturabilir miyim?" Hayır desem de vazgeçecek gibi görünmüyordu. Bu yüzden konuşmaya bile gerek görmeden başımı salladım. Anında oturdu. Garsona alkollü bir şeyler sipariş etmesinden bu kızın "sıradan" kızlardan olmadığını anlamıştım. Kesin bir şeyler istememişti, sadece "alkollü" demişti. Değişik tekliflere açık gibiydi. Başka kim ne geleceğini bilmeden bir şey sipariş ederdi ki zaten? Masama oturan kıza bakmak için kafamı kaldırdım, açıkçası kan çanağına dönmüş gözlerimden biraz utanıyordum, ama olsun. Yüzüne baktığımda hayalet görmüş gibi bir ifade belirdi yüzümde -ki bir anlamda öyleydi- " Kyndra?! " Ağzımdan bu ismin fırlaması kadar doğal bir şey yoktu. Son günlerde her dakika söylüyordum ne de olsa. fakat şu anda karşımda oturan kızda Kyndra'dan bir parça vardı, bundan emindim. Kyndra'ya çok benziyoru ve nedenini öğrenmek için can atmıyor değildim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
G. Arneilla Bianchett
Constance Billard IV.Sınıf
Constance Billard IV.Sınıf
G. Arneilla Bianchett


Mesaj Sayısı : 142
Kayıt tarihi : 02/08/10

Şöhret
Puan: 12

Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra Empty
MesajKonu: Geri: Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra   Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra Icon_minitimeSalı Ağus. 10, 2010 5:39 pm

Karşımdaki çocuğun kıpkırmızı gözlerini görünce aklıma gelen tek bir şey vardı. Alkolü kaldıramayan bir başka çocuktu o da. Ve yine de fazla kaçırırlardı. Nede olsa demin kendi kendime onun gereksiz olduğu yorumunu yapmıştım. Birde yeni ortaya koyduğum senaryo, bu fikrimi oldukça destekliyordu. Bir yapboz parçası gibi üst üste oturmuşlardı. Kendimi bilmiş bir gülümse yerleştirdim yüzüme ve kollarımı göğsümde kavuşturup arkama yaslandım. Arada sırada göz ucuyla her masaya servis yapan garsona bakıyordum. Duyduğum ad karşısında irkilmiş ve kaşlarımı çatmıştım. Yüzümdeki gülümseme gerçekten büyük bir hızla solarken, sert bakışlarımı sarhoş çocuğun üzerine dikmiştim. "Ne saçmalıyorsun sen?" diye çıkıştım öfkeyle. Kyndra'nın adını bir kez daha duyduğum zaman, şüphesiz bir krize girecektim. Ardından üzerindeki toprağı eşeleyecek, onu yattığı yerden çıkartacak ve sakinleşene kadar cansız bedenine yumruk atacaktım. Sonra da köpeklerin falan yemesi için öylece bırakacaktım ortada. Belki de bir nekrofiliye falan denk gelirdi. Kyndra'nın hoşuna giderdi herhalde.

Garson siparişimi getirdiğinde boş gözlerle bardağa baktım önce. Ardından çoktan arkasını dönüp gitmiş adama çevirdim bakışlarımı hayretle. İnce uzun, zarif görünümlü bir kadeh duruyordu önümde. İçinde turuncu ve pembe arası bir sıvı vardı, üzerinde de "şeker mi şeker" bir şemsiye. Düşündüğün kadar kötü olmayabilir Arneilla. Kadehi dudaklarıma yaklaştırdım ve tereddütle bir kaç yudum aldım. Soğuk içecek boğazımdan geçerken yüzümü buruşturmuştum. Ne yani, şapşal herif benim nasıl bir kız olduğumu düşünmüştü? Meyveli, ucuz bir içki koymuştu önüme. New York'ta çıtkırıldım kızlar bunu içiyor olabilirdi ama ben, asla.

Basit bir el hareketiyle garsonu masaya çağırdıktan sonra küçümser bakışlarımı üzerine diktim. Bana doğru düzgün bir şeyler getirmesini istedim sadece iki yudum aldığım pembe içeceği geri gönderirken. Ah, belli ki buralarda daha spesifik olmak gerekiyordu.

Dirseklerimi masaya koyup hafifçe öne doğru eğildim. Diyecek bir şey düşünüyor, ancak bulamıyordum. Onun yerine etrafı incelemeye, insanları gözlemlemeye başladım. Çok lüks bir yer değildi, en azından bir bar için normaldi bana göre. Kafayı çektikten sonra kimin umrundaydı ki zaten ortam? Loş bir ışık vardı. Tek aydınlık yer, barmenin arkasına yerleştirilmiş aynaydı. Ah, klasik bir numara. Gerçi şu ana kadar havada bir kaç şişe çevirdi diye bahşiş alabilen bir barmen görmemiştim. Kaç kere barmen gördüğüm tartışılırdı ya gerçi... Mekanın klasikliğinden sıkılınca, birbirinden farklı insanlara çevirdim bakışlarımı. Çoğu oturuyordu. Bir ya da iki tanesi başlarını masaya yaslamışlardı, belki uyuyorlardı belki de içi boş kafaları taşıyamayacakları kadar ağır gelmişti. Tanımadığım insanları neden aşağılıyorum, bilmiyordum. Sadece fazla acımasız bir anımda olduğumu düşündüm. Özellikle bilardo öğretme ayağına kızlara yapışıp sıkıca sarılan zavallılara baktığımda, o isteka* ile yapılabilecek başka şeyler canlanıyordu gözümün önünde. Kavga çıkarmamak için başımı çocuğa çevirdiğimde fark edebilmiştim önüme konan yeni içkiyi.

Bu seferki daha kaba bir bardaktaydı. Kahverengi ya da kızıl gibiydi. Ne olduğunu anlayamıyordum. Ben sadece içme kısmıyla ilgilenirdim. Adını bile umursamıyordum şu anda. Bardağı dudaklarıma götürüp bir hamlede yarısına yakın bir kısmını yutarken, boğazımda bıraktığı acılık hoşuma gitmişti. Yine de sert bir içki değildi, belki de öyleydi ancak "normal insanlara" göre.

Sessizlikten sıkıldığım bir anda dudaklarımı araladım ve mantıklı bir şeyler söyleyebilmeyi umarak bir kaç şey geçirdim hızlıca aklımdan. Bir farkı olacak mıydı bilemiyorum. Karşımdaki çocuk ne söylersem söyleyeyim, anlarken zorluk çekecek gibi duruyordu. Konuşmak yerine yeni başlayan şarkıya eşlik etmeye başladım sadece ikimizin duyabileceği kadar kısık bir sesle. "He left no time to regret. Kept his dick wet, with his same old safe bet. Me and my head high and my tears dry, get on without my guy. You went back to wha-" Çocuğun şaşırmış bakışlarıyla birden susmuş ve açıklama yapma gereği duymuştum. "Afrika'da küçük çocukları ve yaralı hayvanları böyle sakinleştirirdim." Bundan bahsetmek bile gözümün önüne dikiş atılması için bekleyen ağlayan çocukları getirmeye yetmişti. Kalbime giren ağrı ve bedenimi ele geçiren hüzün ise onlara duyduğum acıma değil, evime duyduğum özlemdi.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
William T. Benetham
St.Jude IV.Sınıf
St.Jude IV.Sınıf
William T. Benetham


Mesaj Sayısı : 96
Kayıt tarihi : 21/07/10
Lakap : Will, Bill, Ted.

Şöhret
Puan: 11

Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra Empty
MesajKonu: Geri: Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra   Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra Icon_minitimeÇarş. Ağus. 11, 2010 11:19 am

Suratımda aynı şapşal ifade -ki bu ifade benimle bütünleşmek üzere- kızın suratına bakıp duruyordum. Ağzımdan çıkan söz üzerine aşırı tepki vermesini anlayamamıştım. "Ne saçmalıyorsun sen?"a Tamam, birincisi saçmalamıyordum. Kyndra'ya benzemesi benim suçum değildi. Ama illa birisine patlamak istiyorsa gidip ailesine patlamalıydı. Artık çocuk yaparken ucuza gelir diye Kyndra'nın eskilerini mi kullandılar bilemem. Ama aşırı dercede benziyordu ona. Sarhoşluğa adım attığımı işte bu düşüncelerle anladım. Çocuk yaparken nasıl ikinci el parça kullanılabilirdi ki? Hafifçe gülümsedim. Bu gülüş budalaca bir gülüş değildi. Kızların bana yakıştırdığı bir gülümsemeydi. Benim "özel" gülümsemem.

Garson içeceği getirdiğinde durup biraz inceledi ve bir yudum aldı. Beğenmediği her halinden belli oluyordu. Bu tip bir barda ne olduğunu bilmediğin bir içeceği içmemeli insan. Yabancı olabilirdi. Belki de turist. Ama farketmezdi, benim için bir önemi yoktu nasıl olsa. Buradan çıktığımda bir daha hatırlamayacaktım bile bu kızı, en azından planım öyleydi.

Benden umduğu ilgiyi bulamamış olacak ki bara göz gezdirmeye başladı. Gözlerinde ki merak oldukça hoşuma gitmişti açıkçası. Değişik bir hava vardı bu kızda. Diğerlerine benzemeyen bir hava. Tekrar bana baktığında ise önüne koyulan yeni içkiyi farketmişti. Bardağı eline alıp beni hayrete düşürecek çeviklikte yeni içkisininyarısını tek hamlede içmişti. Bünyesi çok sağlam olmalıydı. Ben şaşkınlıkla onu izlerken bu defa bir şarkı mırıldanmaya başlamıştı. Benim bakışlarımı gördüğünde ise konuşup açıklama tarzında bir şeyler söyledi "Afrika'da küçük çocukları ve yaralı hayvanları böyle sakinleştirirdim." Afrika? Afrikalı falan mıydı yoksa? Eğer öyleyse bir afrikalı için oldukça güzeldi. Ve değişik. sonradan mı taşınmışlardı acaba? Saçma sapan düşüncelerimden sıyrılıp yenden gülümsediğimde artık bir cevap vermem gerektiğini anlamıştım. Samimi olmasını umduğum bir ses tonuyla konuştum " Sakinleşmelerine şaşırmamak gerek, sesin oldukça güzel. " Daha sonra durdum ve az önceki davranışım için özür dileme ihtiyacı duydum " Ve şey, az önceki davranışım için özür dilerim. Ben, şey, sadece tanıdığım birisine benzettim umarım bir sorun olmamıştır? " Yüzümdeki "özel" gülümsemem insanlara iyi olduğumu söylerken takındığım bir yalandan ibaret değildi bu defa. Şimdi gerçekten içimden geldiği için gülümsüyordum ve bunun sarhoş olmamla bir alakası yoktu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
G. Arneilla Bianchett
Constance Billard IV.Sınıf
Constance Billard IV.Sınıf
G. Arneilla Bianchett


Mesaj Sayısı : 142
Kayıt tarihi : 02/08/10

Şöhret
Puan: 12

Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra Empty
MesajKonu: Geri: Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra   Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra Icon_minitimeÇarş. Ağus. 11, 2010 7:12 pm

"Sakinleşmelerine şaşırmamak gerek, sesin oldukça güzel." İlk önce bu dağılmış çocuğun düşündüğüm kadar kaba olmaması beni şaşırtmıştı. Ancak illa ki bir şekilde gıcık olacağım ya New York'lu bu sarhoşa, bu sefer de hayatımın en ilginç kısmına, yani Afrika'dan gelmeme değil de sesimin güzelliğine takıldığı için bozulmuştum. Elbette bunun bir iltifat olduğunu biliyordum. Ve herkese düşman olmama gerek olmadığını da. Karşımdaki çocuğun, Kyndra'nın ölmesiyle ne ilgisi olabilirdi ki? Yani bu lanet şehre onun yüzünden gelmemiştim ve tıpkı buralı bir züppe gibi davranmama gerek yoktu. Bu yüzden yeniden denemeye karar verdim. Sanırım onun için de aynı şey geçerliydi. "Ve şey, az önceki davranışım için özür dilerim. Ben, şey, sadece tanıdığım birisine benzettim umarım bir sorun olmamıştır?" Elbette olmuştu. Ama bunu söylemeyecektim. Omuz silktim ve gözlerimi önümdeki bardağa dikerek konuşmaya başladım. "Takma." İşaret parmağımı bardağın ağzında döndürmeye başlayarak devam ettim konuşmaya. "Hem beni Kyndra'ya benzeten tek kişi sen değilsin."

Son kelimelerimin ardından bardağı sıkıca kavrayıp geri kalanını da bir seferde içtim. Ne düşündüğünüzü biliyorum. Bu çocuğun hangi Kyndra'dan bahsettiğini nasıl anlamıştım? Öncelikle onu cenazede görmüştüm, ki görünüşe bakılırsa o beni fark etmemişti. Üstelik "Kyndra" uydurma bir isimdi. Fred'in düğün günü sarhoşken başka kelimeler yerine ortaya döktüğü bir harf topluluğudur. Gerçi, sanırım bir dizide geçiyordu. Neyse, bana ne ki zaten.

Garsondan basit bir el hareketiyle, demin bitirdiğim içkinin aynısından istedim. Anladığından emin olduktan sonra çocuğa döndüm, ve artık ona "çocuk" demekten sıkıldığımı fark ettim. Artık tanışma zamanımız gelmişti sanırım. Viyana'dan kalma bir nezaket ve mesafeyle elimi uzattım, ve kendimi tanıttım. "Galine Arneilla Bianchett. Ama Arneilla'yı tercih ederim." Kyndra ile akraba olduğumuzu öğrendikten sonra değişen bakışlarının ardından, o da adını söyleyip kendi elini uzatmıştı. El sıkışırken yüz ifadesinden bu hareketimi garip bulup bulmadığını anlamaya çalışıyordum. Ancak kuzenimin aksine, ben yüz ifadelerinden hiç anlamazdım. Elbette tahmin yürütebilirdim, ama başarılı yalancılar tanımıştım. Yüz ifadelerine, seslerine, bakışlarına hatta belki kendi düşüncelerine bile güvenemezdiniz.

Önüme bir içki daha geldiğinde, bunu hemen bitirmemeye karar vermiştim. Alkole karşı dayanıklı sayılırdım, yine de Viyana'da kız kıza eğlenirken yaptıklarım aklıma gelmişti ve hemen kendime çeki düzen vermiştim. Adını bilmediğim içkiden bir kaç yudum aldım ve tereddüt dolu bir sesle konuşmaya başladım. "Şey... Nasıl bu hale geldin?" Bir an beni yanlış anlamaması için daha dikkatli kelimeler ile ne kastettiğimi açıklamayı düşündüm. Ancak bu fikir, belirdiği hızla yok olmuştu. Genelde her zaman kendimi daha zor bir duruma sokardım. Bir yandan da bakışlarımı William'ın üzerinde gezdirmemeye çalışıyordum. Herhalde üstüne başına attığım yadırgayıcı bakışlar ona pek yardımcı olmazdı toparlanmasında.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
William T. Benetham
St.Jude IV.Sınıf
St.Jude IV.Sınıf
William T. Benetham


Mesaj Sayısı : 96
Kayıt tarihi : 21/07/10
Lakap : Will, Bill, Ted.

Şöhret
Puan: 11

Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra Empty
MesajKonu: Geri: Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra   Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra Icon_minitimePerş. Ağus. 12, 2010 12:51 pm

Sonunda sığı ve ayyaş görüntümü bir yana bırakıp konuşmak için bir iki şey söylediğimde rahatlamış hissettim. Günlerdir kimseyle konuşmadan sadece içiyor, oturuyordum. Yemek bile yemiyordum. Kıyafetlerim, üzerime yapışmak üzereydi. Duş almamış, parfüm bile sıkmamıştım. Sokaktaki sarhoşlardan tek farkım cüzdanımın dolu olmasıydı sanırım, ya da gidecek bir yerim olması...

Sonunda kafamı masadan kaldırıp karşımdakini yüzüne bakmaya başladım. O ise gözlerini bardağına dikerek konuşmaya başladı "Takma. Hem beni Kyndra'ya benzeten tek kişi sen değilsin." Söylediklerini anlamam için bir kaç saniye geçmesi gerekti. Kyndra'ya benzeten tek kişi derken ne demek istemişti? Kyndra'yı tanıyor muydu? Şans eseri gerçekten Kyndra'nın tanıdığı birisine onun hakkında bir şey mi söylemiştim? Ben hayretimi ifadesiz yüzümün altında gizli bir şekilde düşünürken kız bardağında kalanları tek seferde bitirmişti. Bu kız sağlam içici olmalıydı değil mi? Sonuçta kim bu derecede hızlı içebilirdi ki?

Bu kı- Tanrı aşkına! Bu kızın bir adı yok muydu? Neden sürekli "kız" diye düşünüyordum ki? Gerçekten sinir bozucu bir durum lduğu su götüremez bir gerçekti. Bu defa duygularım ifadesiz yüzümün ardına gizleyemeyeceğim kadar hızlı gelişmişti. gülümsemem silinmiş, yerini sinir dolu bir ifadeye bırakmıştı. Neyse ki bu tür durumlara dayanıkıydım. Surat ifadem tekrar eski halini almış, sinirimi gizlemiştim. "Kız" ise ben bunları yaparken garsondan içkisini yenilemesini istemişti. "Galine Arneilla Bianchett. Ama Arneilla'yı tercih ederim."y Ah, nihayet adını söylemişti. Ama keşke söylemeseydi. Bianchett, lanet olsun! Bu kızın ailesi her zaman karşıma çıkmak zorunda mıydı sanki? Nezaket gereği uzattığı eli sıkıp kendi ismimi söyledim. " William Theodore Benetham, herkes Will der. Gerçi ben Ted'i daha çok seviyorum "s Yine gülümsemekten alamdım kendimi, Ted isminden nefret ederdim. Ama değişmek istiyordum ve madem değişecektim, değişime ismimden başlamam gerekliydi.

Garson bir içki daha getirdiğinde ben de bir içki söylemek istedim, sonra vazgeçtim. Bugünlük bu kadar yeterliydi. Aslında iki-üç gün içerisinde iki aylık içki tükettim denilebilirdi. Arneilla beni süzmeye başladığında can alıcı sorunun geldğini hissettim. O konuşmaya başladığında ise yanılmadığıma emin oldum. "Şey... Nasıl bu hale geldin?" Bu soruya cevap vermek zordu açıkçası. Sanki Kyndra ölmüştü ve ben kendimi burada bu halde bulmuştum. Yine de kendimi cevap vermek için zorlamalıydım.

Kısa süre düşündükten sonra yalan olmayacak ama Arneilla'nın da canını sıkmaacak bir cevap buldum. " Ee, bol içki sıfır yemek, eve uğramadım. Üstümü hiç değiştirmedim ve kendime bakmadım. Cidden o kadar kötü mü görünüyorum? "r Bunları niye söylediğim konusunda pek bir fikrim yoktu. Söylemeyi düşündüklerimle ise uzaktan yakından alakası yoktu. Ama emin olduğum bir şey vardı. Artık Kyndra hakkında konuşma kveya geriye dönük yaşamak istemiyordum. İleriye bakacak ve hayatımı yaşamam gerektiği gibi yaşayacaktım. Arenilla, verdiğim cevabın sonunda sorduğum soruya cevap verdiğinde ben yeni bir şey sormaya hazırlanıyordum. Ve evet, bu aralar çok saçma cümleler kurduğumuda biliyorum. Her neyse, garsona varsa sert bir kahve ve bir iki asprin getirmesini söyledikten sonra Arenilla'ya döndüm " Afrika demiştin sanırım? Afrikada mı yaşıyordun? "
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
G. Arneilla Bianchett
Constance Billard IV.Sınıf
Constance Billard IV.Sınıf
G. Arneilla Bianchett


Mesaj Sayısı : 142
Kayıt tarihi : 02/08/10

Şöhret
Puan: 12

Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra Empty
MesajKonu: Geri: Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra   Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra Icon_minitimePerş. Ağus. 12, 2010 2:07 pm

Ona Ted demeyecektim, ya da Will. Lakaplara hemen geçmek bana göre değildi. O yüzden yine William demeye devam edeceğim. William açıklamasının arkasında birde basit soru eklediğinde sadece gülüp başımla onaylamakla yetindim. Hı, bir yandan da bu soruyu sorması için ne kadar sarhoş olması gerektiğini düşünüyordum.

Onun garsonla konuşmasını dinledim ciddiyetsiz bir tavırla. Bence sert bir kahve ile ayılması bir mucize olurdu. "Afrika demiştin sanırım? Afrikada mı yaşıyordun?" Bardaktan küçük yudumlar almak yerine, daha önce yaptığım gibi yarısını tek seferde mideye indirdim. Bir bakalım... Yeni tanıştığım bir sarhoşa geçmişimden bahsetmeyi istiyor muydum? Her ne kadar oradan bahsetmek keyifli olsa da, acımı dindirdiği söylenilemezdi. Ve anlatsam bile yarın hatırlayamayacaktı bence, boşuna kendime zarar vermeme gerek yoktu yani. Bu yüzden basit bir hı-hı ile geçiştirdim sorusunu. Umursamıyormuş gibi görünürsem orasıyla ilgili soru sormayı keser diye umuyordum. Orada mı doğdum, neden oraya taşındım, insanlar nasıldı, hayvanlar tehlikeli miydi, ... Hatta erkeksi hormonlarının getirdiği bir vahşilik ve macera aşkıyla bana aslanların nasıl avlandıklarını da sorabilirdi.

Afrika'ya duyduğum özlem, Viyana ile karşılaştırıldığında kat kat fazla olduğu için, ortaya yem olarak Viyana'mı atmaya karar verdim. Ancak konuyu değiştirmekte pek iyi sayılamayacağım için bu "parlak" fikrimi de bir kenara ittim. Zaten kendisiyle ilgili şeylerden bahsederek keyif alan bir kız değildim, yani on sekiz yıl boyunca yaşadığım şeyleri neden tekrar tekrar anlatayım ki insanlara?

"Peki ya sen? Burada mı büyüdün?" diye sordum. Öyle olduğundan emindim. Yani karşımdaki çocuk tipik bir New York'luydu. Hepsi unutamayacağı şeyler olduğunda içkiye sarılmaz mıydı? Hatalarının bedelini çekmek yerine içerlerdi. Hayatlarına devam etmek yerine karartılarla doldurur, geçiştirirlerdi. Hoş, onları suçlayamazdım. Çoğunun beş para etmez yaşamları vardı, hepsi sahteydi. Meşhur biri gibi, etrafındaki dostları gerçek değildi. Bu düşüncelerim sonunda nefes almamı engeller bir hale geldiğinde derin bir iç çekmekle yetindim. Önümdeki bardaktaki içkinin geri kalanını da bitirdim. Meraklı gözleri üzerimde hissedebiliyordum. Göz göze geldiklerinde tebessüm edemeyecek kadar tembel, başlarını çeviremeyecek kadar yüzsüz bir kalabalığın ortasında oturuyordum. Belli ki burada kızlar az önce bana getirilen gibi renkli meyveli kokteyller içiyor, ardından çabucak sarhoş olup milletin kucağına falan oturuyorlardı. Ah, bu bakışları çekmek zorunda değildim. "Önünüze dönsenize siz?" dedim duyulduğunu bildiğim ama yine de aşırıya kaçmayan bir ses tonuyla. Hepsi aslında istemediklerini belli ederek içkilerine dönmüşlerdi tekrar.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
William T. Benetham
St.Jude IV.Sınıf
St.Jude IV.Sınıf
William T. Benetham


Mesaj Sayısı : 96
Kayıt tarihi : 21/07/10
Lakap : Will, Bill, Ted.

Şöhret
Puan: 11

Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra Empty
MesajKonu: Geri: Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra   Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra Icon_minitimeCuma Ağus. 13, 2010 10:38 pm

Afrika adı geçtiğinde Arneilla'da ki değişiklik dikkatimi çekmişti. Çekmeseydi garip olurdu gerçi. Az önce küçük yudumlar aldığı içkisini yine yarısına yakınını mideye indirmişti. Ondaki bu değişikliğin sebebini az çok tahmin edebiliyordum. Hayır, sebebini değil. Sadece dolaylı olarak bir tahminde bulundum. Düşüncelere daldığı kısa bir süre sonunda daldığı düşüncelerden sıyrıldı ve bana baktı. Beni ölçüp biçtiğine emindim. Sanki bana güvenemiyordu, güvenmeye çalışıyor, ama güvenemiyordu. Ya da baştan beri güvenmemişti. Emin değildim.

" Peki ya sen? Burada mı büyüdün? " İşte sohbet artık onun tarafından alınmış, benim tarafıma fırlatılmıştı. Tedirgin olmuş muydum? Belki, sonuçta geçmişimle ilgili şeyler beni tedirgin ederdi. Tedirgin olduğumu belli etmemeye çalışarak kaçamak bir cevap verdim. " Pek sayılmaz, on yaşımda buraya taşındık. Yine de burada büyümüş sayılır mıyım? " Gözlerimi yeni gelen kahveme çevirip bir kaç yudum aldım. Tam beklediğim gibi, sert ve acıydı. Ve garip bir şekilde bana iyi geliyordu. Kahve fincanını tekrar masaya bırakıp Arneilla'ya döndüm ve istemeden de olsa sordum " Şey... Kyndra ile akraba mıydınız? "

Spoiler:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
G. Arneilla Bianchett
Constance Billard IV.Sınıf
Constance Billard IV.Sınıf
G. Arneilla Bianchett


Mesaj Sayısı : 142
Kayıt tarihi : 02/08/10

Şöhret
Puan: 12

Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra Empty
MesajKonu: Geri: Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra   Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra Icon_minitimeCuma Ağus. 13, 2010 11:01 pm

"Pek sayılmaz, on yaşımda buraya taşındık. Yine de burada büyümüş sayılır mıyım?" Belki evet, belki hayır. Nerede olgunlaştığına bağlıydı bu, ya da nerede kişilik özelliklerini kazandığına. Aslında burada öyle gençlerle tanışmıştım ki henüz büyümemişlerdi bile. Oturmuş bir kişilikleri yoktu, etrafındaki insanlara göre şekilleniyordu bir oyun hamuru gibi.

William'ın içtiği kahvenin kokusu rahatlıkla işitilebiliyordu. Bir süre ben de kahvesine baktım ve yeni bir içki söylememeye karar verdim. Keşke söylemiş olsaydım, çünkü yeniden lanet kuzenimin adı anıldığında sadece bir bardağı değil, bütün şişeyi kafama dikmek istemiştim. Onun yerine dudağımı ısırmak, masanın altındaki bir elimi sıkıca yumruk yaparak kendimi frenlemeye çalışıyordum. Oysa hislerimdeki bu hızlı değişiklik, yüz hatlarıma ve sesime de yansımıştı. Kontrol edilemez bir şekilde titreyerek çıkıyordu ağzımdan kelimeler. Sert, küfür edermişcesine konuşuyormuşum gibi bir tını hakimdi yine de sesime. "Evet, kuzenimdi güya."

Arada neler oldu bilmiyorum. Arada dediğim de, gözlerimin karardığı iki ya da üç saniye. İşte, sinirlerime bu yüzden hakim olmuyordum. İçimde tutmak bana zarar veriyordu. Serseme dönmüş bir şekilde önce sandalyenin sağ tarafına baktım, çantam yoktu. Sola döndüm, orada da değildi. Masanın altına baktığımda karşılaştığım şey yine aradığım şey olmamıştı. Bir yandan da kekeleyerek konuşuyordum. "B-bak ne diyeceğim." Bu sırada aslında çantamın onca süredir boynumda asılı olduğunu fark etmiştim. Ayağa kalktım ve ne yöne gideceğimi şaşırmış halde bir sağ tarafa, bir de sol tarafa adım attım. En sonunda önce arkamı masaya döndüm ve başımı eğdim. Ardından kendimi daha fazla tutamayacağımı kabullenerek çocuğa döndüm yüzümü ve iki elimi de saçlarımın arasına daldırarak konuşmaya başladım hararetle. "Gerçekten her yerde Kyndra Bianchett'in karşıma çıkmasından bıktım!" Sesimi biraz kıstım, derin nefes alıp verirken gözlerimi yumdum kısa süreliğine. "Pekala... Sonra görüşürüz, tamam mı?" Bir onay beklemediğimi belirtircesine cümlemi yarıda kesmişim gibi çıkmıştı. Bir şey demesine izin vermeden cebimden çıkardığım buruşuk bir kağıt parayı bardağımın altına sıkıştırdım ve bardan çıktım.

Otele dönerken elbette ki aklımda olan tek şey yine Kyndra'ydı. Bileğimdeki saate baktım, artık "yarın" değil "bugün" kendi evime çıkıyordum. Bu da demek oluyordu ki New York'taki en güzel günümü, öldüğü halde mahvedebilmişti bencil sürtük.


Spoiler:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
William T. Benetham
St.Jude IV.Sınıf
St.Jude IV.Sınıf
William T. Benetham


Mesaj Sayısı : 96
Kayıt tarihi : 21/07/10
Lakap : Will, Bill, Ted.

Şöhret
Puan: 11

Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra Empty
MesajKonu: Geri: Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra   Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra Icon_minitimePtsi Ağus. 16, 2010 10:59 am

" Evet, kuzenimdi güya. " Gizlemeye bile gerek duymadığı sert bir tonla söylemişti bunu. Elleri titremeye başlamış, belirgin derecede değişmişti. Az önceki kızdan eser yoktu karşımda. Sanki bir anda kötü ikizi gelmiş, ben farketmeden arşıma oturup onun yerini almıştı. Bütün bunlara bir anlam veremiyordum, Kyndra ile aralarında ne geçmiş olabilirdi ki bu kadar öfkeliydi ona karşı? Bu öfkenin kaynağı nereden kaynaklanıyordu ve neden merakımı bu kadar cezbediyordu? İçimde bir yerlerde saklanan cevap güneş ışığından kaçan vampirlerin geceleri aniden kurbanlarının önünde belirmesi gibiydi, ürkütücü ve heyecan verici. Ne kadar inkâr etsem de Kyndra hakkında, ailesi hakkında bir şeyler öğrenmek çok hoşuma giderdi. Ona aşıktım ama bugüne kadar hakkında neredeyse hiç bir şey öğrenemedim. İçinde bulunduğum saçma sapan düşüncelerden sıyrılıp kahvemi bitirecek büyüklükte bir yudum aldım. Zihnim yavaş yavaş açılmaya başlamıştı, kendimi iyi de hissediyordum.

Arneilla ise sinirden titreyerek -sinirden diyorum çünkü içerisi üşünemeyecek kadar sıcak- sağa sola bakınıyor ve bir şeyler arıyordu. Masanın altına bile bakıyordu. Bakarken de kekeleyerek konuşmaya çalışıyordu " B-bak ne diyeceğim. " Aradığı şeyin -çantasının- boynunda asılı olduğunu farkettikten sonra bana döndü, ellerini saçlarına daldırdı ve ondan hiç beklemeyeceğim bir ses tonuyla konuşmaya başladı. Aslında bu ses tonunu hangi erkek duysa korkup sinerdi. " Gerçekten her yerde Kyndra Bianchett'in karşıma çıkmasından bıktım! Pekala... Sonra görüşürüz, tamam mı? "s Daha ben şaşkınlıktan ağzımı açamadan buruş buruş olmuş bir kağıt masayı bardağının altına sıkışdırdığı gibi masanda kalkıp bardan çıktı. Anın şokunu üzerimden atar atmaz cüzdanımdan çıkardığım kağıt parayı masaya bırakıp peşinden koştum. Barın dışında sinirle yürürken yetişip önüne geçtim ve onu durdurdum. Şaşırmış görünüyordu, ne diyeceğimi bilemedim ve ağzımdan dökülen kelimelerden sonra daha fazla resil olamaz gibiydim. " Gerçekten özür dilerim, ne diyeceğimi de bilmiyorum! Bak Kyndra ile çok yakın değildik, hatta benden nefret ediyordu sanırım. Ama benim için değerliydi, yeni öldü ve ne yapacağımı bilmiyorum. Beni affetmelisin, hatta ne var biliyor musun? Yarın akşam seni yemeğe çıkaracağım. Bu pespaye halimle değil. Ş-şey bana numaranı ver yarın seni arayayım. Gerçek William Theodore Benetham'ı yarın tanıtma şansını ver bana. Lütfen... " Harika, kendimi rezil etmem yetmiyormuş gibi şimdi vereceği iğneleyeci laflarla dolu cevabı dinlemem gerekliydi. Ya da hiç arkama bakmadan buradan çekip gidebilir, içmeye bir başka barda devam edebilirdim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
G. Arneilla Bianchett
Constance Billard IV.Sınıf
Constance Billard IV.Sınıf
G. Arneilla Bianchett


Mesaj Sayısı : 142
Kayıt tarihi : 02/08/10

Şöhret
Puan: 12

Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra Empty
MesajKonu: Geri: Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra   Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra Icon_minitimePtsi Ağus. 16, 2010 11:24 am

Birden bire önüme çıkan bedenle irkildim. Gözlerimdeki öfkeli parıltı yerini şaşkınlığa ve ardından yorgunluğun sönüklüğüne bırakmıştı. William konuşurken tek yaptığım şey etraftan geçen insanları izlemekti. Kyndra'nın değerli olduğunu söylediğinde alaycı bir gülüş atmadan edemedim. Konuşmasını bitirdikten sonra çevrede gezdirdiğim bakışlarımı karşımdaki çocuğun gözlerine diktim. Sert baktığımdan emindim, ancak bir o kadar da bitkin görünüyor olmalıydım. Sanki Kyndra'ya karşı duyduğum nefret beni kurutuyordu. Hayır, hayır. Onu içimde tutmak zorunda olup bir şeyleri yumruklayamıyor olmaktı böyle yorucu olan. İç çekerek konuştum, yine de sesimdeki alaycı ton kendini oldukça belli ediyordu. "Kyndra'nın herhangi bir erkekle "çok yakın olmayacağını" hiç düşünmemiştim doğrusu."

Bir süre ikimiz de konuşmadık. Belli ki o bir cevap bekliyordu, bense vermekten kaçınıyordum. Aslında dilimin ucuna kadar gelen aşağılayıcı kelimeleri yutmaya çalışıyordum. Elbette ki William'a karşı özel bir nefretim falan yoktu, yani tanışalı ne kadar olmuştu ki? Ancak şöyle bir durum vardı ki, bir insanın Kyndra'ya değer vermesi için en az onun kadar aptal, çaresiz ve yüzeysel olması gerekiyordu. Dış görünüşünün altındaki kişiliğe önem veren biri olsaydı, kuzenimden hoşlanmayacağı bir gerçekti. İşte bu sebepten karşımdaki çocukla yemeğe çıkıp çıkmama konusunda kararsızdım. Yine de bir gece ne kadar ıstırap dolu geçebilirdi ki? Bütün sinirimi bir kenara bırakıp iç çektim ve ona telefon numaramı verdim. "Yarın akşam Kyndra'dan bahsetmemen daha iyi olur." diye uyardım onun numarasını kaydederken. Ardından şakalaştığımı belli eden bir ses tonuyla ekledim. "Tek banyosu olan bir evde, iki abi ile büyüdüm."

Bir yandan da yavaş yavaş yürümeye başlamıştım otele doğru. Aslında geceyi burada bitirmek istiyordum, ancak William'ın sohbet etmeye niyeti olduğu belliydi. O da yavaşça yürümeye başlamıştı. Korna sesleri, motor gürültüleri, yanımızdan kahkahalarla geçen insanlar, önünden geçtiğimiz gece kulüplerinde çalan müziklere rağmen her nasılsa sessizliğimiz beni rahatsız edebilmişti. "Ee, buraya taşınmadan önce neredeydin?" diye sordum. Yanlış hatırlamıyorsam Kyndra'dan önce bahsedilen şey buydu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
William T. Benetham
St.Jude IV.Sınıf
St.Jude IV.Sınıf
William T. Benetham


Mesaj Sayısı : 96
Kayıt tarihi : 21/07/10
Lakap : Will, Bill, Ted.

Şöhret
Puan: 11

Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra Empty
MesajKonu: Geri: Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra   Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra Icon_minitimePtsi Ağus. 16, 2010 2:02 pm

Kyndra'nın herhangi bir erkekle "çok yakın olmayacağını" hiç düşünmemiştim doğrusu. Bu sözlerin ardından bir süre ağzımı açmadım. O da susmaya dünden razı görünüyordu. Düşündüğünü biliyordum, evet demek istiyordu belki. Ama az önceki olay yüzünden hayır demek daha baskın bir dürtü olmalıydı onun için.

Telefon numarasını bana verip benim numaramı kaydettiğinde " Yarın akşam Kyndra'dan bahsetmemen daha iyi olur. " dedi. Tabii ki bahsetmeyecektim, sonuçta yarın geceyi bu gecenin telafisi olarak düşünmüştüm değil mi? Bu budalalığı tekrar yapmazdım. Şaka yapar gibi bir ses tonu ile " Tek banyosu olan bir evde, iki abi ile büyüdüm. Eğer bir mesaj vermeye falan çalışıyorsa hiç bir şey anlamadığımı belirtmeliydim, ama yapmadım. Belli ki çok bariz bir espri yapmıştı, kendimi tekrar budala konumuna düşürmemeliydim. Yavaş adımlarla yürümeye başladığında bende yanında yürümeye başladım. Bir yanım buradan hemen ayrılıp eve gitmek istiyor, diğer yanım ise burada kalıp sohbet etmke istiyordu. Tanrım, kişilik bölünmesi falan mı vardı acaba bende? Gürültülü NY, sıradan akşamlarından birisini yaşadığını bizleri ikna etmek istercesine belli ediyordu. Etrafımız sarhoş insanlarla doluydu. Kulağıma gelen gürültüler ise ayrı bir nahoşluk katıyordu ortama. Varoş barın sessiz sıcaklığını özlemiştim...

" Ee, buraya taşınmadan önce neredeydin? " Bu beklenmedik soru karşısında biraz şaşırdım. Şaşkınlığımı belli etmediğim için şanslıydım. Geçmişim karanlıktı ve ben bunu mümkün olduğunca keserek anlatmalıydım. " İtalya, ben orada doğmuşum. Her yaz buraya gelirdik tabii, ama buraya taşınana kadar pek fazla şey bilmezdim NY hakkında. " Yüzümü aya çevirdim ve devam ettim " Bazen oradaki hayatımı özlemiyor değilim. Sadece küçük bir çocuktum ve tek derdim babamın aldığı oyuncakların hepsiyle oynayabilmekti... İnsan hep çocuk olarak kalmak istiyor değil mi? "
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
G. Arneilla Bianchett
Constance Billard IV.Sınıf
Constance Billard IV.Sınıf
G. Arneilla Bianchett


Mesaj Sayısı : 142
Kayıt tarihi : 02/08/10

Şöhret
Puan: 12

Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra Empty
MesajKonu: Geri: Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra   Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra Icon_minitimePtsi Ağus. 16, 2010 2:35 pm

İtalya? Nasıl yani, ülke olan İtalya mı? Tabii ya, dört tane İtalya vardı hatta bunlardan ikisi gezegendi. Neler saçmalıyordum ben gece gece? Sadece şaşırmış olmalıydım. Ne de olsa oranın erkeklerini dinleriz hep. Ne kadar romantik ve karizmatik olduklarını. Üstelik Benetham, pek İtalyan soyadı gibi durmuyordu. Aklıma William ile ilgili doluşan düşüncelerin önyargı dolu, kaba ve New York'lulara özgü olabilecek türden olduklarını fark edip yorum yapmamakla yetindim. "Bazen oradaki hayatımı özlemiyor değilim. Sadece küçük bir çocuktum ve tek derdim babamın aldığı oyuncakların hepsiyle oynayabilmekti... İnsan hep çocuk olarak kalmak istiyor değil mi?"

Sorusu üzerine başımı ona çevirirken, düşüncelerle doluydum ve bu sefer hiç biri karşımdaki çocuğun nasıl bir hödük olabileceği ile ilgili değildi. Ya da lanet kuzenim ile. Afrika vardı sadece, çocukluğumu geçirdiğim yer. Belki de William bir onay bekliyordu ancak benim yanıtım bambaşkaydı. "Hayır, bence olgunlaşmak gerekir. Hem bana göre çocuk kalmak bambaşka bir şey, bir kaç yıl önceki yaşantını istemek olamaz. Çocuk kalmak isteyen çok kişiyle tanıştım. Ama bana göre onlar hayatını kontrol edemeyen insanlar." Evet, seçimleri olan bir insan pişmanlık duymazdı. En azından duymamalıydı. "Bilemiyorum, belki de ben hiç çocuk olmamışımdır. Yaşamadığın bir şeyi özleyemezsin, değil mi?" Sık sık aklıma gelen ancak üzerinde çok durmadığım bir konuydu bu. Tanrım, kendimi bildim bileli Afrika'da yardıma muhtaç insanların arasındaydım. Öğrendiğim bir şey varsa, o da hastaların yanında güçlü insanlar istedikleriydi. Belki bu yüzden olgunlaşmıştım erkenden. Birde annemle babamın insanlara ettiği gibi, ben de hayvanlara yardım ediyordum. Sorumluluk sahibiydim işte, onların hayatları söz konusuyken olayların merkezinde ben duruyordum. İç çektim. Aslında özlem doluydu, ancak dışarıdan nasıl duyulduğunu bilemem.

Bu kadar ciddi konulardan bahsetmek istemiyordum. Özellikle de hepsi henüz taze bir yaranın tekrar açılmasını sağlıyorken. Yüzüme bir gülümseme yerleştirmeye çalıştım ve konuyu geçmişlerimizden uzaklaştırmak üzerine başarısız sayılabilecek bir hamle yaptım. "Pekala, bir oyun oynayalım. Sana..." Biraz düşündükten sonra konuşmaya devam ettim. "... 10 soru soracağım. Dürüst bir şekilde yanıtlayacaksın." William ise kaşlarını kaldırmış, sorgular bir ifade ile bakıyordu. Belli ki oyunun adil olmadığını fark etmişti. Gülerek ekledim. "Tabii aynı şey benim için de geçerli." Hayır, değildi. En azından öncesinde değildi. Eh, bir itirazla karşılaşmayı düşünmüyordum. Bana göre New York'taki herkes aptal ya?

"İlk sorum. En çok hangi hayvandan korkarsın?" diyerek başlattım oyunu. Aslında sormak istediğim şey neden William'ın taksi şoförünü, Kyndra'nın cinayetinde tanık olarak göstermediğiydi. Yine de az önceki krizden sonra, o kızdan bahsetmek istememiştim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
William T. Benetham
St.Jude IV.Sınıf
St.Jude IV.Sınıf
William T. Benetham


Mesaj Sayısı : 96
Kayıt tarihi : 21/07/10
Lakap : Will, Bill, Ted.

Şöhret
Puan: 11

Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra Empty
MesajKonu: Geri: Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra   Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra Icon_minitimePtsi Ağus. 16, 2010 3:58 pm

Sorduğum sorunun ardından bana baktı. Düşüncelere dalmış görünüyordu ama yine de cevap verdi. " Hayır, bence olgunlaşmak gerekir. Hem bana göre çocuk kalmak bambaşka bir şey, bir kaç yıl önceki yaşantını istemek olamaz. Çocuk kalmak isteyen çok kişiyle tanıştım. Ama bana göre onlar hayatını kontrol edemeyen insanlar. Bilemiyorum, belki de ben hiç çocuk olmamışımdır. Yaşamadığın bir şeyi özleyemezsin, değil mi? " Aslında özlerdim. Yani, özlüyordum. Babamın benimle hiç oynamadığını bilmeme rağmen yine de onunla oynamayı özlemiştim. Aslında doğru kelime özlemek olmayabilirdi, özenmek mi demeliydim? Bilemiyorum. Bu konuya fazla takılmak işime gelmiyordu açıkçası.

Yürümeye devam ederken Arneilla'nın yüzüne yerleştirdiği gülümseme benim de gülümsememe neden olmuştu. " Pekala, bir oyun oynayalım. Sana... 10 soru soracağım. Dürüst bir şekilde yanıtlayacaksın. " Bu garip teklif karşısında sorgulayıcı bir ifade takınmıştım. Oyun hoşuma gitmedi değil aslında. Gayet hoşlandım, fakat daha yeni tanıdığım birisi ile bu tip bir oyun oynamak garip gelmişti. Kişisel sorular sorabilirdi değil mi? Benim düşündüğümü farkedip gülmüş ve eklemişti " Tabii aynı şey benim için de geçerli. " Oyunu kabul ettiğimi belirten kısa bir baş hareketiyle sorularına geçmesi bir oldu. " İlk sorum. En çok hangi hayvandan korkarsın? " Hafifçe gülümsedim tam bu noktada. Aklıma komik bir şey gelmişti çünkü. Düşünüyormuş gibi yapıp cevapladım soruyu " Hmm, sanırım akrep. Hani kime akrep desen rengi atar ya? Evet sıradaki soru? " Bu oyunu sevmeye başlıyordum sanırım. Yine de bir sonraki, ondan sonraki ve daha sonraki soruların korktuğum gibi çıkmaması için yalvarıyordum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
G. Arneilla Bianchett
Constance Billard IV.Sınıf
Constance Billard IV.Sınıf
G. Arneilla Bianchett


Mesaj Sayısı : 142
Kayıt tarihi : 02/08/10

Şöhret
Puan: 12

Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra Empty
MesajKonu: Geri: Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra   Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra Icon_minitimePtsi Ağus. 16, 2010 4:11 pm

Söylediği şey üzerine gülmüştüm. Komiğime giden şey, William ile bir akrep arasındaki ölçü farkı olabilirdi. Belki de akrep burcu olmamdı. Doğrusu bir insana "akrep burcuyum" derseniz, yine de rengi atıyordu. Tehlikeli geliyordum onlara. Hırslı, rekabetçi, kindar, güvenilmez, ... Burçlardan anlamadıkları da belliydi zaten. Sandıkları şeyler, akrep burcunun özelliklerinden sayılmazdı. Hem ne yani, astrolojide akrep deniyor diye o hayvana benzemek zorunda mıydım? Ki bana sorarsanız akrep onurlu bir hayvandır. Şu ateşin yakınında kendini zehirleme meselesi çoğu kişiye korkaklık gibi gelse de, benim hep hoşuma gitmiştir. Şerefiyle ölmek gibi. Her neyse, muhtemelen anlamazsınız. Sizin için o da sadece bir böcektir ne de olsa. Bu yüzden size akrep ile yılanın çöldeki yardımlaşmalarından da bahsetmeyeceğim işte.

Bir sonraki soruma geçmeden önce ekledim. "Akrep korkulacak bir hayvan değil. Yine de çakaldan falan korkmandan daha mantıklı. Ne de olsa çakal bir leş yiyicidir." Kendimi, hayvanlarla olan yakınlığım ile böbürleniyormuş gibi hissettiğim zaman sımsıkı birbirlerine bastırmıştım dudaklarımı.

Sorumu sormak üzere dudaklarımı araladığımda karşıdan neredeyse koşarak gelen kızın haykırışları üzerine susmak zorunda kaldım. "Will? Will!" Tam önümüzde durduğundaysa yaptığı şey William'ı omuzlarından tutup dudaklarına pek de masum olmayan bir öpücük kondurmak olmuştu. Mide bulantısıyla bakışlarımı başka bir yere çektim. "O geceden sonra beni hiç aramadın." diye sitem etti kız, sesini bir çocuk gibi çıkartıyordu. Tanrım, kızlar neden bunu yapardı ki? Gerçekten şeker olmuyorlardı. Başımı tekrar kıza çevirdiğimde, üzerimde gezdirdiği yadırgayıcı bakışlarıyla karşılaştım. Sonunda kelimelerini toparladığında bakışlarını üzerimden çekmeden sordu. "Arkadaşın kim?" Sesindeki küçümseme fark edilebiliyordu. Hani daha önce William'a iki abi ile tek banyolu bir evde büyüdüğümü söylemiştim ya? Bunun daha açık hali şudur: iki erkek kardeş ile büyüdüm ve istediğim şeyi elde etmek için onlardan daha iyi dövüşmeyi öğrendim. Yani inanın bana, bu kızın isteyeceği son şey benimle uğraşmak olmalı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
William T. Benetham
St.Jude IV.Sınıf
St.Jude IV.Sınıf
William T. Benetham


Mesaj Sayısı : 96
Kayıt tarihi : 21/07/10
Lakap : Will, Bill, Ted.

Şöhret
Puan: 11

Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra Empty
MesajKonu: Geri: Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra   Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra Icon_minitimePtsi Ağus. 16, 2010 5:16 pm

Verdiğim cevap üzerine gülmesi beni sevindrimişti. Sonuçta- bilmiyorum. Sevinmiştim işte. Nedeni olmalı mıydı? İlla bir neden sonucunda mı sevinmek gerkeliydi? Sanmıyordum. Zaten Arneilla'nın verdiği cevap daha çok gülmeme neden olabilirdi. Tabii karşıdan adımı haykırarak gelen kız dikkatimi dağıttı. Dudağıma yapışmasıda cabası tabii ki. Bu nereden çıkmıştı şimdi? Kamera şakası falan mıydı? " O geceden sonra beni hiç aramadın. " Tanrım! Yılan misali boynuma dolanan kollarından kurtulmak için kızı itmeye çalışıyordum ama avına yapışmış vampir gibiydi. Milim kıpırdamıyordu. Ya da ben kıpırdatamıyordum, her neyse o kısmı pek kurcalamamalıydım şimdi. Sesindeki bebeksi ton o kadar iticiydi ki ondan metrelerce uzağa gitmediğime şaşırıyordum. Bakışları Arneilla üzerinde odaklandı. Gözlerinde vahşi bir parıltıyla her an Arneilla'nın üzerine atlamaya hazır biçimde, duruşuyla tezat oluşturacak kadar yapmacık sesiyle sordu " Arkadaşın kim? " Gözlerimi devirerek cevapladım. " Tanrı aşkına! Ellerini boynumdan çeker misin? Ahtapot falan mısın?! " Kız ellerini boynumdan çekti. Bana kırılmış bir ifadeyle bakıyordu hiç umursamadım. Belli ki sarhoştu. Beni asıl tedirgin eden geçmişimden kalma bu kızın Arneilla'nın gözünde zaten çok düşük olan itibarımı yere geçirecek olmasıydı. Kız orada inatla beklerken Arneilla'ya bakarak yardım istemeye çalıştım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
G. Arneilla Bianchett
Constance Billard IV.Sınıf
Constance Billard IV.Sınıf
G. Arneilla Bianchett


Mesaj Sayısı : 142
Kayıt tarihi : 02/08/10

Şöhret
Puan: 12

Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra Empty
MesajKonu: Geri: Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra   Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra Icon_minitimePtsi Ağus. 16, 2010 6:02 pm

Şu kızın, William'ın sevgilisi olduğunu düşünüyordum. Ancak ona karşı sert tavırları, sadece tek gecelik bir ilişki olduğunu düşündürtmüştü. Aslında çocuğun bana diktiği, yardım dilenen bakışlarını görmezden gelip, tek başına nasıl üstesinden geleceğini izlemek isterdim. Ama kıza baktıkça Kyndra'yı görüyordum, aklı başında olmayan yılışık bir sürtük, ki bu da tepkisiz kalmamı zorlaştırıyordu. Sonunda boğazımdan çıkardığım hırıltıya benzer bir ses ile derin bir nefes aldım. Aslında sadece derin bir nefes almamıştım. Bir anlık öfkeyle kızı duvara yapıştırmamı önleyecek kadar fazla almıştım. "William?" dedim çaresizlikle, "şu kızdan bir an önce kurtulur musun?" demek istiyordum ki oldukça belli oluyordu bakışlarımdan ve sesimden. Kız yine kıkırdamıştı. Tanrı aşkına, sustuğu bir an var mıydı ki? "William mı? Sanırım onunla henüz yatmamışsın." Daha fazla dayanamayarak kızın dirseğinin biraz yukarısını sıkıca kavradım ve zaten dengede durmakta güçlük çeken sürtüğü basit bir hareketle kenara çektim.

"Sadece yürü." dedim William'a bakma gereği bile duymadan. Aslında bakmak istememiştim, çünkü gecelik kızlarla vaktini geçiren sığ bir New York genciydi işte yanımdaki. Yerde oturan kızın yanından geçtikten sonra sinirli sayılabilecek bir ses tonuyla konuşmaya başladım. "Pekala, ikinci soru! Kaç kızla yattın şu ana kadar?!"

Sesimdeki öfkeyi yatıştırana kadar susmaya çalışıyordum. Onu kıskandığımı mı düşünüyordu acaba? Bir başka kızı daha ayarttığını umuyordu ve yarın gece "gerçek William Theodore Benetham"ı tanıtacaktı ona? Belki de kıyafetleri yokken o olduğunu düşünüyordu. Hatta belki yarısı alkolle yıkanmış aklıyla, iki kızın onun için kavga ettiğini sanıyordu. Sert bir hamleyle kollarımı göğsümde kavuşturdum. Erkeklerle dövüşmeye alışıktım ve doğruyu söylemek gerekirse şu anda ona yumruk atmamak için kendimi zor tutuyordum. Özellikle küçük beynindeki pis hayallerin bir parçası olduğumu düşündükçe. Tıpkı gözümde canlanan Kyndra'nın cesedini dövme hayalim gibi, başka şeyler canlanıyordu şimdi. Görmek istemeyeceğim şeyler. Ah, lanet görsel zekâm hep benden bir adım öndeydi!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
William T. Benetham
St.Jude IV.Sınıf
St.Jude IV.Sınıf
William T. Benetham


Mesaj Sayısı : 96
Kayıt tarihi : 21/07/10
Lakap : Will, Bill, Ted.

Şöhret
Puan: 11

Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra Empty
MesajKonu: Geri: Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra   Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra Icon_minitimePerş. Ağus. 19, 2010 10:15 pm

Kıza karşı aşırı sert davrandığımı biliyordum. Ama yapabileceğim hiç bir şeyde yoktu. Hadi ama! Daha kızın adını bile bilmiyordum ve kız sokak ortasında -üstelik tam ben eğlenirken- adımı haykırarak beni boğmaya yeltenmişti, aslında sarılmıştı ama tam bir boğa yılanı gibi olduğunu inkar etmek imkansızın ötesindeydi. Arneilla'nın bana bakışları altında ezilip büzülürken, Arneilla seri bir hareketle kızı yere fırlattı ve ilerlemeye başladı. Peşinden yürümeye başladım. Kafamı çevirip arkama bile bakmaya tenezzül etmedim.

İlerlerken Arneilla ikinci sorusunu sordu " Pekala, ikinci soru! Kaç kızla yattın şu ana kadar?! " İşte bu cevap veremeyeceğim, vermeyeceğim bir soruydu. Yüzümün asıldığını hissediyordum. Moralim bozulmuştu, yapabileceğim bir şey yoktu. Arneilla'nın yüzüne baktım ve konuştum " Şey, yarın akşam görüşürüz gitmem lazım. " Ve arkama bakmadan yürümeye başladım. Eve gidiyordum...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alex Mclain
St.Jude IV.Sınıf, Admin
St.Jude IV.Sınıf, Admin
Alex Mclain


Mesaj Sayısı : 1215
Kayıt tarihi : 18/07/10
Lakap : Lex

Şöhret
Puan: 113

Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra Empty
MesajKonu: Geri: Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra   Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra Icon_minitimeCuma Ağus. 20, 2010 5:24 pm

Rpleriniz puanlandı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Cenazeden Bir Kaç Gün Sonra
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Yıllar Sonra

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Gossip Girl R-Play :: New York City :: Brooklyn-
Buraya geçin: