Gossip Girl R-Play
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


You know, you love me. XOXO Gossip Girl
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 We're not gay!

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
William T. Benetham
St.Jude IV.Sınıf
St.Jude IV.Sınıf
William T. Benetham


Mesaj Sayısı : 96
Kayıt tarihi : 21/07/10
Lakap : Will, Bill, Ted.

Şöhret
Puan: 11

We're not gay! Empty
MesajKonu: We're not gay!   We're not gay! Icon_minitimePtsi Ağus. 09, 2010 1:54 pm

We're not gay! 2552

Bütün gün günlük içki limitimi doldurabilmek için durmadan içmiştim. Tekila, viski, şarap hatta bira ve martini. O kadar içmiştim ki bir yerden sonra adımı bile hatırlayamaz duruma geldim. ne kadar sarhoş olduğum beni ilgilendiriyordu açıkçası, kapının hemen dışında beni eve götürmek için bekleyen bir şöför vardı ne de olsa. Ne kadar içmişim kimin umrundaydı?

Barmen bana endişeli gözlerle bakarak önüme bir tekila daha koydu. Ne kadar sarhoş olursam olayım umrunda değildi nasıl olsa, parasını her şekilde alıyordu. Önüme koyulan tekilaları ard arda yuvarlarken bir yerden sonra içemeyeceğime karar verip bardan çıktım. Şöförü es geçip yalpalayarak yürümeye başladım. Gideceğim yeri bilmeden yürüyordum sadece.

Esen rüzgarın saçlarımı havalandırıp gözlerimin önüne düşürmesi sonucu kısa süreliğine körleşip yere dökülmüş ve erimek üzere olan dondurmaya bastım, ayağım kaydı ve kafamı yolun ortasında ne aradığını bir türlü anlayamadığım direğe çarptım. Elimle saçlarımı gözümün önünden çekerken ettiğim bin bir küfürün yerini, elime bulaşan kırmızı sıvıyı gördüğümde oluşan şaşkınlık almıştı. Durup düşünmeye başlamıştım ister istemez *kafama ne zaman şarap döküldü ki?" bu saçma düşüncelerin arasında bir yerlerde bir jeton deliğine oturdu ve anladım. Kafamı direğe çarptığımda kaşım yarılmış olmalıydı, kafamdan "şarap" damlarken attığım kahkahalar arasında kanı temizleyecek bir yer ararken okula takıldı gözlerim. Yürüyebildiğim kadar hızlı bir şekilde okula girip soyunma odasına attım kendimi, yüzümü temizleyip yaramın durumuna bakacaktım. Sarhoş olduğum için acıyı bile hissetmiyordum. Arada bir ağzımdan fırlayan kıkırdamalar ile tam bir budala havası çizerdim, gören birileri olsaydı tabii.

Soyunma odasında yaramı temizlemeye başlamak üzereyken dolapların birine yaslanmış bir heykel dikkatimi çekti. Aslında heykel değildi, ama ben sarhoştum ve düşüncelerim iyice saçma sapan bir hal almaya başlamıştı. "Heykel" bana oldukça tanıdık gelen bir yüze sahipti. Asıl sorun şuydu ki Alex neden kıpırdamadan, boş gözler ve büyümüş gözbebekleri ile etrafı süzüyordu?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alex Mclain
St.Jude IV.Sınıf, Admin
St.Jude IV.Sınıf, Admin
Alex Mclain


Mesaj Sayısı : 1215
Kayıt tarihi : 18/07/10
Lakap : Lex

Şöhret
Puan: 113

We're not gay! Empty
MesajKonu: Geri: We're not gay!   We're not gay! Icon_minitimePtsi Ağus. 09, 2010 2:58 pm

Ne zamandır duvara baktığını bilmiyordu. Neden duvara baktığını da. Ne amaçla erkekler soyunma odasında saatlerce takıldığını da bilmiyordu. Sadece bir geceliğine yalnızlığın ne kadar huzurlu olabileceğini düşünüp burada bulmuştu kendini. Kızlar soyunma odasına gitmek istemişti ama oranın hayatında kötü bir izi vardı. Erkeklerin hayallerini kurduğu kızlar soyunma odası yüzünden geleceğini süsleyebilecek tonlarca şeyden mahrum bırakılmış ve bir balçık içinde yaşamaya zorunlu bırakılmıştı. Nefret ediyordu çevresinde olup biten her şeyden. Bir tek Clem iyiydi, o da doğal olarak verdiği tepkilerle Alex’i daha da huzursuz ediyordu. Şu dost acı söyler işinin gerçek olduğuna kesinlikle emindi Alex, bu da işleri daha beter hale getiriyordu zaten. Bu yaptığı bir nevi ona da isyandı, tabii ondan habersiz bir isyan. Clem bilse muhtemelen çok kızardı. O sahip olmadığı annesinin alması gereken ama almadığı huylarını almıştı nedense. Bu yüzden bir gün ev hapsine falan bırakacağını düşünmeye bile başlamıştı. Aynı evde kaldıklarında belki. Ama o Alex’i pek dizginleyemiyordu. Alex paketteki son sarılı ota da bakıp kusacak gibi oldu ama dudaklarına yerleştirip yaktı ve kafasını arkasındaki dolaba vurdu. Darbeyle tangırdayan dolap boş soyunma odasında cılız bir yankı yapmıştı. Her nefeste ayrı alemlere gittiğini hissederken çoğu yaptığı şeyi sadece gözleri kapalı düşlüyordu. Histerik bir titremeyle ayıldığında gözaltlarında bir ağrı vardı. Gözlerinin önündeki görüntü çok titrekti, sağa sola baktıktan sonra karşıya takıldı. Duvarda gördüğü şey onu korkutmuştu. Hareketsizce durarak onu izlemeye başladı.
İşte Will de tam bu sıralarda içeri girmişti. “Oraya yaklaşma” dedi gözlerini duvardan ayırmadan. Tabi bunu biraz geç söylemişti çünkü geç fark etmişti içeri girdiğini. Elindeki otu getirdiği ama şimdi boş olan buzdolabı poşeti zemine düştü. “Yavaş yavaş yanıma gel, gözlerine bakarsan saldırabilir.” Alex karşısında bir panter görüyordu. Hırıldayarak dişlerini gösteren kediye ürkmüş gibi bakarken bir anda çığlık atıp dolaba yapıştı ve gözlerini sımsıkı kapadı. Kısa bir zaman sonra kulaklarında gezinen hırıltılar sükunete karışmıştı. Gözlerini açıp derin bir nefes aldı ve Will’e bakarak verdi nefesini. Şimdi daha iyiydi, kolunda ve ensesinde karıncalar geziyormuş gibi hissetse de az öncekinden iyiydi. Gergin hareketlerle ensesini ve kollarını silkeledi, Will’e hoşgeldine benzer bir şeyler söyleyip ensesini ve boynunu kaşımaya devam etti dolap kenarında yere otururken.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
William T. Benetham
St.Jude IV.Sınıf
St.Jude IV.Sınıf
William T. Benetham


Mesaj Sayısı : 96
Kayıt tarihi : 21/07/10
Lakap : Will, Bill, Ted.

Şöhret
Puan: 11

We're not gay! Empty
MesajKonu: Geri: We're not gay!   We're not gay! Icon_minitimePtsi Ağus. 09, 2010 4:01 pm

Alex'i gördüğümde garipsememiş değildim bu durumu. Bu geç saatte okulda ne işi vardı? Ve niye karşı duvara boş boş bakıyordu ya da niye gözbebekleri bir mandanın gözleri kadardı? Kendi derdimi unutup yavaşça Alex'e yaklaşmaya başladığımda beni farkedip konuşmaya başladı “Oraya yaklaşma” Zaten büyük olan gözbebekleri korkuyla daha da büyümüş devasa boyutlara ulaşmıştı sanki. Korktuğu şeyi görebilmek umuduyla baktığı yere baktım ama tek görebildiğim soyunma odasının duvarlarıydı. farkedebildiğim herhangi bir anormallik yoktu. Bu sarhoş olmamadan da kaynaklanabiliyor olabilirdi. Fakat beni bu derece etkileyecek şekilde alkollü değildim, umarım değildim.

Kafamı tekrar Alex'e çevirdiğimde elinden yere düşen şeffaf torba dikkatimi çekti. “Yavaş yavaş yanıma gel, gözlerine bakarsan saldırabilir.” Saldırabilir? Kim, daha doğrusu ne saldıracaktı? Ben konuşmaya fırsat bulamadan çığlık atıp gözlerini sımsıkı kapatarak dolaba yapıştı. Ben şok içerisinde onu izlerken gözlerini açıp derin bir nefes aldı. Kendisine gelmiş gibiydi. Ensesini ve kollarını oynattıktan sonra bana bakarak bir şeyley mırıdandı. Söylediklerini anlamamıştım ama sanırım hoşgeldin tarzı bir şeyler gevelemişti.

" Alex, adamım iyi misin? " Alkolün verdiği etkiyle zenci özentiler gibi konuştuğumu farkedip sustum. İhtiyatlı bir şekilde yanına yaklaşıp yerdeki şeffaf torbayı aldım ve kokladım. " Aman tanrım! Alex sen ne yaptın? " Normalde söylemem gereken buydu. Oysa ben " Aman tanrım! Alex sen ne yaptın? Bu otu bensiz nasıl içebilirsin, umarım yanında biraz daha vardır. " demiştim. Alkol bana yaramıyordu, bunu defalarca acı bir şekilde öğrenmiştim. Ama fayda eden bir şey olmuyordu, bırakamıyordum ki. alkol tedavisinden çıktığım ilk gün alkolden kurtulmamın şerefine bir bara gidip içki ile kutlamıştım bu durumu. hiç bir olaydan ders almadığım gerçekten doğruydu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alex Mclain
St.Jude IV.Sınıf, Admin
St.Jude IV.Sınıf, Admin
Alex Mclain


Mesaj Sayısı : 1215
Kayıt tarihi : 18/07/10
Lakap : Lex

Şöhret
Puan: 113

We're not gay! Empty
MesajKonu: Geri: We're not gay!   We're not gay! Icon_minitimePtsi Ağus. 09, 2010 4:52 pm

" Aman tanrım! Alex sen ne yaptın? Bu otu bensiz nasıl içebilirsin, umarım yanında biraz daha vardır. " Alex oturduğu yerde kolları ile ilgileniyordu. Önce sağ elini kaldırdı, sonra solu. Fazla yukarıda tutacak kadar dayanıklı değildi, kolları yeniden içi dolu bir patates çuvalı gibi soğuk yer fayanslarına düştü. Alex bu olayı tekrarlayıp dururken Will’i duymamıştı, zeka özürlü gibi güldükten sonra daha kızlı kaldırıp salmaya başladı. Sonra aniden durdu, gülümsemenin yerine felaket şaşırmış bir ifade geldi. Sanki az önce Will uzaylı olduğunu ve annesinden bir çocuk yaptığını, bütün ailesini Mars’taki köşküne yaşamaya götüreceğini söylemiş gibi baktı. Hatta çok daha kötüsüydü. Will’in birkaç saniye ona öyle baktıktan sonra ifadesini bozmadan, göz bile kırpmadan sadece dudaklarını oynatarak konuştu. “Var. Yok. Var. Yok. Aslında ne var ki?” Yüz ifadeleri çok çabuk değişiyordu, yeniden başını arkasındaki dolaba vurup gülmeye başladı. Kahkahaları neyse ki fazla uzun sürmemişti. Yeniden Will’e baktı başını öne eğip. Boyun kasları işlevsizleşmiş gibiydi. “Var ama bunun için çabalaman gerekiyor!” dedi bardaki hafifmeşrep kızlarla konuştuğu ses tonuyla. Genelde bunu iç gıdıklayıcı buluyorlardı. Kafası normal davranamayacak kadar güzelken mantık ondan çok uzaktı. Yeniden ensesinde karıncalar dolaşıyormuş gibi kaşındıktan sonra Will’e bakışı değişti. Dizlerini biraz kırarak ayaklarını önüne uzattı ve yanındaki Will’in boynuna kolunu attı. Diğer eliyle üzerine giydiği şeyde oluşan kırıklıkları düzeltirken aslında olmayan ama var dediği otu çoktan unutmuştu. Will’in arkasından hipopotamların geçtiğini falan düşünüyordu. Hatta bir baykuşun kapıdan uçup çıktığına yemin bile edebilirdi. “Kıpırdama.” Dedi uyarırcasına. Bir anlık tereddüdün ardından dudaklarından sızan nefesini verdi ve gözlerini kapatıp Will’in yabancı dudaklarını kavradı. Yaptığı şey o haldeyken bile yanlış geliyordu ama tüm bu hatanın getirdiği zevk adrenalini kanına pompalarken omzundaki eli boynuna kaydı. Kısa kaçamak öpücüğün ardından geri çekilip büyümüş, karanlık gözbebekleriyle Will’in yüzüne baktı. Tekrar yaklaşıp dudaklarını Will’inkilere sürttükten sonra kısık gözkapaklarının altından Will’in kahverengi gözlerine baktı. Ertesi sabah hatırladığı anda kendine inanamayacak kadar garip bir olaya imza atmıştı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
William T. Benetham
St.Jude IV.Sınıf
St.Jude IV.Sınıf
William T. Benetham


Mesaj Sayısı : 96
Kayıt tarihi : 21/07/10
Lakap : Will, Bill, Ted.

Şöhret
Puan: 11

We're not gay! Empty
MesajKonu: Geri: We're not gay!   We're not gay! Icon_minitimePtsi Ağus. 09, 2010 10:09 pm

“Var. Yok. Var. Yok. Aslında ne var ki?”a Mimiklerinden bir anlam çıkarmak imkansızdı. Çok çabuk değişiyorlardı çünkü. Kafayı bulduğu kesindi, kafasını yaslandığı dolaba vurup kahkaha atmaya başlamıştı. Ancak kahkahası yarıda kesildi. Bana bakıp tekrar konuştu “Var ama bunun için çabalaman gerekiyor!”

Çabalamam? Nasıl çabalayacaktım ki? Üstelik neden benimle sokaktaki fahişelerle konuştuğu gibi konuşuyordu, buradan arkama bile bakmadan kaçmalı mıydım? Alex o kafayla beni kim olarak görüyordu? Kafama dolan tonlarca soruyla boğuşurken Alex'in hareket etmesiyle dikkatim dağıldı. Bana doğru yaklaşmış, elini boynuma atmıştı. Sarhoş olmasaydım bu belirtileri önceden anlardım fakat sarhoştum ve beynim düzgün çalışmıyordu. “Kıpırdama.” dedi sanki üstümde zehirli bir böcek varmış gibi. Beynim her ne kadar düzgün çalışmasada bas bas bağırdığını duyabiliyordum *kaç oradan, belirtileri anlamadın mı hala? Kalk kaç!* bu söylenenleri duymamazlıktan gelmek çok kolay olmuştu, olacakları merak ediyordum çünkü.

Bir kaç saniyelik tereddüdün ardından Alex'in dudaklarını dudaklarımda hissettim. Omzumdaki eli boynuma doğru hareket ettiğinde öpüşüne karşılık vermeye hazırlanıyordum fakat o geri çekildi. Kocaman olmuş gözbebekleriyle yüzümü süzdükten sonra dudakları tekrar dudaklarımla buluştu. Bu an sonsuza kadar unutamayacağım bir andı işte. William Theodor Benetham bir erkek tarafından öpülmüştü. Garip olan şey, bunun hoşuma gitmiş olmasıydı. Gay falan olmayacaktım, Tanrı korusun. Sadece önyargılarımı yıkmıştım sanırım, ve bu değişik bir histi. Zafer veya heyecan ikisi de olabilirdi şu anda hissettiklerim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alex Mclain
St.Jude IV.Sınıf, Admin
St.Jude IV.Sınıf, Admin
Alex Mclain


Mesaj Sayısı : 1215
Kayıt tarihi : 18/07/10
Lakap : Lex

Şöhret
Puan: 113

We're not gay! Empty
MesajKonu: Geri: We're not gay!   We're not gay! Icon_minitimeSalı Ağus. 10, 2010 2:35 am

Alex yeniden Will’in dudaklarına temas ettiğinde bunun çok farklı bir duygu olduğunu biliyordu. Farklı kelimesi bunu en iyi tanımlayacak şey olurdu. Karşısındakilerin dudaklarından aldığı alkol tadını onunkilerden de alıyordu fakat Will’in dudakları daha sert ve serindi. Ensesindeki eliyle onu kendine çekti, kontrolü elinde tutmayı seviyordu. Ağır kadın parfümü yerine alkol kokusu alırken hala içinden bir ses yanlış olduğunu söylüyordu ama o sesi işitmek bile güzeldi. O an fillerin de uçabildiğine inanıyordu zaten, o yüzden bütün inandığı şeyleri çöpe atmıştı. Tanrı aşkına, diye düşündü geri çekilmeden önce, bir paket sarılı marihuana bitirdim. İlkinde bile uçan benekler görürken beş tane içmek felaket bir şeydi. Sinir sisteminin onu uyuşturup iyice felç etmediğine memnundu. Ama Will’i öpmek doğru ve yanlış terazisinde yanlışa ağır basarken Alex kendisine eziyet etmenin yeni bir boyutunu bulduğundan seviniyordu. Kafası yerinde olsa, yani bu akşam değil de sabah ya da öğlen olsa anlamına geliyordu, bunun düşüncesinden bile nefret ederdi. Yine de şimdi yapabileceği en mantıksız şeyi yapıyordu, bir erkekle öpüşüyordu. Aniden gülme krizi bastırdığından dudaklarını ondan koparması gerekti. Kıkırdarken yine geri çekildi ve saçlarını geriye tarayıp derin bir nefes aldı. Komik olan şeyi bilmiyordu, aslında her şey komikti. Trajik olduğunu hatırlayabilirse, sabah fark edecekti. “Gay olmadığımı biliyorsun değil mi?” dedi Alex gülerken. Yüzünde gülümsemeyle Will’e baktı. “Yine de bunu merak etmiştim. Yani, anlarsın işte. Kendimle öpüşmek gibiydi.” Gülme krizi dizi arasındaki reklamlar gibi gidip geliyordu. Alex ellerini birbirine yaklaştırıp çizgi roman özel efekt sesi çıkardı ve gülmeye devam etti. “Cidden ben kadınlara bayılıyorum! Yani onlar çok… yumuşaklar. Saçları ipek gibi kokuları bebek gibi. Cik cik! Hani bu da farklı ve hım, ilginç bir şey. İnsan kendini günahkâr gibi hissediyor ve güzel olan kısmı da bu sanırım. Ama kadınlar, onlar apayrı. Puf sana güzel öpüştüğünü söyleyen olmuş muydu?” Alex tekme yemiş bir köpek gibi kıs kıs gülmeye devam ederken gözleri Will’in arkasındaki boşluğa doğru kaydığında yine ciddileşip yutkundu. “Bayan Jolie, hemşire elbisesi içinde ne yapıyorsunuz? Hayır hayır hayır, bunu yapamam siz evlisiniz, hayır. Çay partisi mi? Şapkacı ve Alice de gelir mi dersiniz? En azından Vinnie the Poof gelsin, yalvarırım. Bay Pitt ile mi yatmış?Alice mi? Ancak domuzlar uçarsa olur! Domuzlar uçuyor mu dediniz? Benim mor çorapların var. Jartiyer çok yakışmış, Bershka'dan mı ayol? Yok sümüğüm kalmadı az önce sümkürdüm. Mavi mavi, bence kesinlikle mavi. Greyfurtu gözünüze sıkıp masaj yapın. Dinazor budu fırında şahane olur...” Alex kendi kendine böyle konuşurken ne Will’i görüyor ne de az önce yaşananları hatırlıyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
William T. Benetham
St.Jude IV.Sınıf
St.Jude IV.Sınıf
William T. Benetham


Mesaj Sayısı : 96
Kayıt tarihi : 21/07/10
Lakap : Will, Bill, Ted.

Şöhret
Puan: 11

We're not gay! Empty
MesajKonu: Geri: We're not gay!   We're not gay! Icon_minitimeSalı Ağus. 10, 2010 10:46 am

Dudakları dudaklarıma kenetliyken neden bunu yaptığımı düşünüyordum. Neden durdurmadığımı bilmiyordum. Ayıkken bunu yapmayacağıma, düşünmeyeceğime de emindim. Ama şu anda hoşuma gidiyordu ve diğer şeyler benim için duvarın diğer tarafında kalmıştı. Ve onları oradan almaya hiç niyetim yoktu. Dudaklarının tuzlu tadı hoşuma gitmişti. Ne kadar ileriye gideceğimizi merak etmiyor değildim, ama şu anda hareket edemeyecek kadar şaşkındım.

Alex'in öpücüğü geçirdiği kahkaha nöbetiyle kesildi. Dudaklarım serbest kaldığında dudağımı yalayıp Alex'in dudaklarının tadını bir kez daha aldım. Alex kahkaha krizlerine ara verip saçma sapan konuşmalara başlamıştı. Şaşkınlıktan mıdır yoksa sarhoş olduğmdan mı bilinmez Alex'in söylediklerini beynim sadece homurtu olarak algılıyordu. Ayağa kalkmaya çalışıyordum. Ama ayağım kayıyor ve yine oturuyordum. Alex yanımda saçma sapan laflar ederken kanayan kaşımdan süzülen kan uzun saçlarımı ıslatıyordu.

ayağa kalkamayacağımı anladığımda emekleyerek havuza gittim ve kafamı daldırdım. kafam suya girdiğinde dünyam tepetaklak oldu ve bütün bedenim suyun içine gömüldü. Yukarı çıkmaya çalışırken havuzun dibine ilerlediğimi ancak nefesim biterken anladım. Ayaklarımla kendimi iterek suyun üstüne çıkıp kenara ilerledikten sonra havuzdan çıkıp kenara uzandım. Nefesim düzene girdiğinde zorlukla ve uzun çabaların ardından ayağa kalktım ve soyunma odasına, Alex'in yanına sarsak adımlarla yürümeye başladım. Soyunma odasının kapısından girdiğimde tekrar Alex'in yanına çökmek yerine karşı duvara yaslanıp kendimi yere bıraktım ve gözlerimi kapatıp Alex'i görmek yerine dinlemeye karar verdim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alex Mclain
St.Jude IV.Sınıf, Admin
St.Jude IV.Sınıf, Admin
Alex Mclain


Mesaj Sayısı : 1215
Kayıt tarihi : 18/07/10
Lakap : Lex

Şöhret
Puan: 113

We're not gay! Empty
MesajKonu: Geri: We're not gay!   We're not gay! Icon_minitimeSalı Ağus. 10, 2010 11:32 pm

Will dışarı çıktığında Alex şaşkınlıkla kapıya bakıp yanındaki hayali arkadaşını dürrüt. “Heyt Alejandro şunu gördün mü kapının içinden geçti!” Kafasını yine şu zaat-ı muhterem Ivan’a çevirdiğinde onun orada olmadığını fark etti, bu sefer gerçekten. ”Alejandro! Cazzo amigo!” Italyanca konuşmaya devam edip kendi kendine dostu Romé’dan bahsettikten sonra unicornlardan bir parti daveti alıp geleceğine söz verdi. Kapı tekrar açıldığında Will’in kafasından sular akıyor ve yeri ıslatıyordu. Sular kaygan fayansta yayılırken Alex ağır İtalyan aksanıyla “Cosa c'è amigo?” diye haykırdı, haykırdığının bilincinde olmadan. Yanındaki hayali asil İngiliz kaşiflere bir şeyler mırıldandı. Arada dili İtalyancaya kaysa da normale dönmüş sayılırdı. Yeniden kendi çapında bir dialoğa girdi. Sessizliği bölen tek şey onun anlamsız konuşmalarıydı. “Anne! Beş dakika daha uyusam? Dün bir şeker yedim ve beynime kadar çürüdü. Fikirlerimi dava edip para bile aldım. O eteği senin için alamam çünkü paramı yedim, en azından karnım doydu. Portakalı ağzına tam olarak sokamazsın, gözlerin patlar. Bu kanıtlanmış bilimsel bir şeydir ama delil yetersizliğinden serbest bırakılır gibime geliyor. Alejandro, sei pazzo. Stai zitto, tamam mı? Çok konuşkan bir kardeşim var ama ailenin tek çocuğu benim. Kart oynayalım mı, ama mukavva olmazsa oynamam. Mukavva demek çok güzel, mukavva, mukavva, mukavva…” Alex bir süre sadece farklı tonlarda mukavva dedikten sonra aniden sustu. O an sessizlik dünyanın en değerli şeyi gibi gelmişti. Ardından gelen kelimesini Will mantıksız bulabilirdi belki ama sesine tam anlamıyla bir ciddiyet hakim olduğundan aklının yerine geldiğini düşünmemek elde değildi. “Yakın bir zamanda ben ölürsem Will, benim için Claudia Chamberlain’e onu sevdiğimi söyler misin?” Gözleri karanlığa asılı kalmış Will’i arıyordu. Will’in konuştuğunu duydu. Bir süre yine sessiz kaldıktan sonra “Kör oldum!” diye bağırdı. “Non m'importa. Alejandro beni takip et! Will, öpücük için teşekkür edelim, etelim, edddd-e-rim. ederim. Hah oldu, ederim ahbap. Ama bu bizim küçük sırrımız olsun şşşt!” Kıs kıs gülerek ayağa kalktı ve tökezlercesine bir adım attıktan sonra son anda dengesini sağladı. Yanındaki boşluğun koluna girerek soyunma odasından çıkarken iki saniye öncesi tam anlamıyla bir boşluktu artık.


Cosa c'è? Sorun ne?
Cazzo 'Lanet olsun.' (Fuck)
Sei pazzo Delisin sen
Stai zitto Kapa çeneni
Non m'importa Önemli değil
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
William T. Benetham
St.Jude IV.Sınıf
St.Jude IV.Sınıf
William T. Benetham


Mesaj Sayısı : 96
Kayıt tarihi : 21/07/10
Lakap : Will, Bill, Ted.

Şöhret
Puan: 11

We're not gay! Empty
MesajKonu: Geri: We're not gay!   We're not gay! Icon_minitimeÇarş. Ağus. 11, 2010 10:46 am

Ben odadan çıkıp kendimi, bir nevi, havuza attıktan sonra her tarrafım ıslanmış ve birazda ayılmış şekilde odaya geri dönmüştüm. Bir kaç dakika öncesine göre daha mantıklı düşünebildiğim için kendi kendimi tebrik ederken Alex karşımda oturmuş haykırarak bir şeyler geveliyordu. Dürüst olmak gerekirse söylediklerine bayağı bir gülmüştüm. Hatta gülmekten karnıma ağrı bile girdi. “Anne! Beş dakika daha uyusam? Dün bir şeker yedim ve beynime kadar çürüdü. Fikirlerimi dava edip para bile aldım. O eteği senin için alamam çünkü paramı yedim, en azından karnım doydu. Portakalı ağzına tam olarak sokamazsın, gözlerin patlar. Bu kanıtlanmış bilimsel bir şeydir ama delil yetersizliğinden serbest bırakılır gibime geliyor. Alejandro, sei pazzo. Stai zitto, tamam mı? Çok konuşkan bir kardeşim var ama ailenin tek çocuğu benim. Kart oynayalım mı, ama mukavva olmazsa oynamam. Mukavva demek çok güzel, mukavva, mukavva, mukavva…”e Bir süre daha mukavva demeye devam ettikten sonra aniden susup dünyamı huzura bıraktı. Keşke öylede kalsaydı, ne var ki kafayı bulmuştu. Öyle bulmuştu ki bir daha kaybetmesi imkânsız gibiydi. Üstelik beni şaşırtan şey o kafayla şu tip bir cümle kurmasıydı,“Yakın bir zamanda ben ölürsem Will, benim için Claudia Chamberlain’e onu sevdiğimi söyler misin?” hadi ama, konuyla alakası bile yoktu. Bunu neden söylediğini anlayamamıştım. Ama susması için dua eerek cevap verdim " Elbette söylerim. Aslında biliyor musun, neden şimdi eve gidip öldüğünde ona vermem için bir mektup yazmıyorsun? " Bu fikir son anda aklıma gelmişti. Ve bunu söylerken artık eve gideceğini, beni burada sessizlik ve huzur içinde bırakmasını umuyordum. Verdiğim cevabı duyup duymadığı konusunda bir fikrim yoktu. Zaten başıma giren ağrıdan başka bir şey de düşünmek istemiyordum. Gözlerim kapalı olduğu için ortalığa çöken sessizliği nihayet gittiği şeklinde yorumladım. Bu teorim ise Alex'in “Kör oldum!” diye bağırmasının ardından tuzla buz oldu. Ağlamak üzereydim, nede nhala gitmiyordu ki? Beni bu baş ağrımla burada huzur içinde bırakmıyordu? Tanrım, bu adamın zoru neydi?! “Non m'importa. Alejandro beni takip et! Will, öpücük için teşekkür edelim, etelim, edddd-e-rim. ederim. Hah oldu, ederim ahbap. Ama bu bizim küçük sırrımız olsun şşşt!”n Odadan hayali arkadaşına tutunarak odadan çıktığında huzura kavuştuğumu düşündüm. Maalesef o anda da benim niye burada oturduğum aklıma geldi ve duvarlara tutunarak ayağa kalkıp çıkışa doğru yürümeye başladım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Chloe Cwonsin
Okul Müdiresi
Chloe Cwonsin


Mesaj Sayısı : 26
Kayıt tarihi : 08/08/10

Şöhret
Puan: 45486465

We're not gay! Empty
MesajKonu: Geri: We're not gay!   We're not gay! Icon_minitimeCuma Ağus. 13, 2010 2:27 pm

Puanlandı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
We're not gay!
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Gossip Girl R-Play :: St. Jude / Constance Billard :: St. Jude Bölümü :: Lavabo ve Soyunma Odaları-
Buraya geçin: