Gossip Girl R-Play
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


You know, you love me. XOXO Gossip Girl
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Her şey...

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
Blessing Ivalyn
Constance Billard IV.Sınıf
Constance Billard IV.Sınıf
Blessing Ivalyn


Mesaj Sayısı : 499
Kayıt tarihi : 19/07/10
Lakap : Bless

Şöhret
Puan: 42

Her şey... Empty
MesajKonu: Her şey...   Her şey... Icon_minitimeCuma Ağus. 06, 2010 11:18 pm

Oyuncular; Blessing Ivalyn * Melissa Ambrose

    ‘’ Hadi ama Lissa bu kadar yeter artık saat çok geç oldu eve gitmeliyiz. ‘’
    ‘’ Tamam canım bir bardak daha içtikten sonra gideceğiz. ‘’
    ‘’ Ama zaten sarhoş olduk hadi ama Lissa çok geç kaldık. Kalk hadi. ‘’

    Blessing daha fazla dayanamayıp yerinden kalktı ve kızın koluna yapışarak onu yerinden kaldırdı. Zaten zil zurna sarhoş olmuştu önünü göremiyordu hala içmeye çalışıyordu. Blessing de sarhoş olduğu için başı ağrımaya başlamıştı ve o yüzden bir an önce eve gitmek istiyordu. Saat gece yarısını geçtiği için nasıl gideceğini de bilmiyordu. Takıldıkları bardan hesabı ödeyerek çıktıktan sonra Lissa Blessing’in kolundan tutuyordu. Yürümekte biraz da olsa zorlandığı için. Blessing de onun kadar içmişti ama her zaman sarhoş olan kişi şimdi o kadar olmamıştı. Hiç değilse önünü görecek kadar. Aksi gibi öğlen hava çok güzel olduğu için arabayla gelmemişlerdi oraya. Şimdi pişman olmuştu. Sokak lambalarının altında yürürlerken bazı lambaların ve evlerin kapılarında sarhoş birkaç kişi vardı ve bu hiç de hayra alamet değildi. Blessing bir süre sonra kaldırımız yanına doğru yaklaştı ve taksi gelmesini diledi. Çünkü Lissa bayılmak üzereydi. Birkaç dakika bekledikten sonra koca sokakta aksi gibi bir tane bile taksi geçmemişti. Bu sinirlerini daha da bozuyordu çünkü yürümekten başka yapacakları bir şey yoktu. Daha fazla vakit kaybetmeden yürümeye devam ettiler. Blessing sarhoş kafayla bir şeyler yapacağını sanmıyordu ama yapmalıydı. Birkaç dakika düşündükten sonra aklına çantasındaki telefonu geldi. Kardeşlerini arayabilirdi. Hemen vakit kaybetmeden telefonunu çıkardı. Kahretsin! Şarjı bitiyordu. ‘’ Lanet olsun! Her şey üst üstemi gelmeli! ‘’ diyerek lanet okurken telefonunu fırlatmamak için kendini zor tutuyordu. Lissa’nın ise telefonu yanında bile değildi. Gerçekten her şey üst üste geliyordu. Artık buna şu andan itibaren emindi Blessing. Sessiz ve karanlık sokakta, Lissa’yı koluna takmış bir şekilde evi bulmak için dua ediyordu. Korkuyordu Blessing. Gece yarısı başlarına her şey gelebilirdi. Kapkaça uğraya bilirlerdi, serserilerin gazabına uğrayabilirlerdi. Çünkü gece yarısı iki genç kızın tek başına dolaşması hiçte olumlu sonuçlar doğurmazdı.

    Ne kadar yürüdüklerini bilmiyorlardı sadece evi bulmak için yürüyorlardı ama nafile. Karanlık olduğu için hiçbir şey göremiyorlardı. Sokak lambalarının ışıkları da teker teker sönüyordu. Blessing korkmuş bir şekilde etrafına bakarken Lissa da bir şeyler söylüyordu ama onun da nerede olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu. Karanlık birkaç adım sonra tam olarak çökmüştü e görebildiği sadece ayın ışığıydı. Ay ışığı yollarını az da olsa aydınlatmaya yetiyordu. Karanlık sokakta umutsuzca yürüyorlardı. Lissa az da olsa kendine gelmişti ve doğruldu. İkisi de etraflarına bakıyorlardı. Korkuyordu Blessing. Hem de çok korkuyordu. Etraflarında sadece gece kondular ve birkaç yanmayan sokak lambaları vardı. Terk edilmiş bir yere benziyordu. Ve oradan her türlü şey çıkabilirdi. Blessing yürüyordu ama bacakları korkudan tir tir titriyordu. Kendini düşmemek için zor tutuyordu. Artık en ufak sese ürker olmuşlardı. Küçük ağaç dallarının hışırtısı, sessizlikte çıkan topuklu ayakkabı sesleri ve birçok korutucu ses… Etraf çok sessiz olduğu için en ufak ses çığlık gibi geliyordu. Ve şu yürüdükten sonraki çıkan sinir bozucu topuk sesleri… Bir an içi duraksadı ve ayakkabılarını eline aldı. Çıplak ayakla daha rahat ediyordu çünkü. Hiç değilse ses çıkmıyordu. Aynı işi Lissa da yaptı ve sokakta yürümeye devam ettiler. Bu sefer ölüm sessizliğiydi etraf ve bu hiçte hayra alamet değildi. Blessing lanetler okuyordu. ‘’ Nerede bu lanet olasıca evin yolu! Kahretsin! Neredeyiz biz Lissa! ‘’


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Melissa Ambrose
Constance Billard IV.Sınıf
Constance Billard IV.Sınıf
Melissa Ambrose


Mesaj Sayısı : 310
Kayıt tarihi : 02/08/10
Lakap : Mell, M, Lissa.

Şöhret
Puan: 3

Her şey... Empty
MesajKonu: Geri: Her şey...   Her şey... Icon_minitimeÇarş. Ağus. 11, 2010 7:18 pm

"Senorita I feel for you,
You deal with things that you don’t have to,
He doesn’t love you I can tell by his charm,
But you can feel this real love if you just lay in my... ARMS!"


Bless'in endişe dolu buz mavisi gözleri önümde belirene kadar şarkıyı bağıra bağıra söylediğimi farkında değildim. Şuursuz bir kahkaha attım ve hazinemi - biramı - kafama diktim. Ağzıma değdiğinde üçte ikisi dolu olan şişe, masaya bıraktığımda bomboştu. "Hadi ama Lissa!" diye bağırdı B, gürültülü ortamda kendi sesini duyurma çabasıyla. "Bu kadar yeter artık. Geç oldu, eve gitmeliyiz." Beynimin derinliklerindeki bir ses Bless'in haklı olduğunu söylüyordu... Bana etki edemeyecek kadar derinlerdeydi ama. "Tamam canım," diye kıkırdadım, "Bir bardak daha içtikten sonra gideceğiz." Seksi barmenin sırıta sırıta uzattığı gizemli pembe içkiyi barmeninkine denk bir sırıtışla kaparken B'nin elini kolumda hissettim. "Ama zaten sarhoş olduk!" dedi, beni çekiştirerek. "Hadi ama Lissa... Çok geç kaldık. Kalk hadi!" Zaten sırılsıklam olup vücuduma yapışmış kısa, kırmızı elbisemi daha da ıslatmamak için içkiyi kendimden uzak tutarak B'yi takip ettim. Tanrım... Blessing hep dört gözlü müydü? Gözlerimi kırpıştırdım. İki burun, iki ağız... B'deki değişiklikleri aramak zaten ağrıyan başımı daha da ağrıtıyordu, o yüzden gözlerimi ondan ayırıp iştah açıcı bir rengi olan içkime çevirdim. Kadehi burnuma yaklaştırdım ve kokladım. Biraz çilek ve fazlasıyla alkol... Mükemmel. İçkiyi bir dikişte bitirdim ve... Her yer karardı.
***
Kendime geldiğimde karanlık bir ara sokaktaydık. Bless benim ağırlığımı taşımaktan - ve korkudan - nefes nefese kalmıştı. Hemen ona ağırlığımı vermeyi bıraktım ve kendim yürümeye başladım. B'ye karşı kendimi suçlu hissediyor, bir yandan buraya ne zaman, nasıl geldiğimizi hatırlamaya çalışıyordum. En son barmene asılıyordum ve... İçki içiyordum. Ah, lanet olsun! İçkiyi fazla kaçırmış olmalıydım. Umarım barmen içkime birşey katmamıştır, diye geçirdim içimden. Derken Bless'in eğildiğini gördüm. Topuklu ayakkabılarını çıkarıyordu... Kendiminkilere baktım. Hafif topuklarımın çıkardığı ses ölü sessizlikte bir çığlık gibi ürkütüyordu beni. Biraz düşündükten sonra ben de çıkarmaya karar verdim. Yolumuza çıplak ayakla devam ettik. Bir süre sessiz sessiz yürüdük, derken ağır ayak sesleriyle irkilip arkama döndüm. Bizi takip eden üç adamı görüp küfür savurmam bir oldu. Kolumla B'yi dürttüm ve "Bless... Adamlara bak." diye fısıldadım, "Sanırım bizi takip ediyorlar." Harika. Kaybolmuştuk, üstüne üstlük bir sapık grubu tarafından takip ediliyorduk. Kesinlikle şanslı günümde olmalıydım...


En son Melissa Ambrose tarafından Cuma Ağus. 20, 2010 12:32 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Blessing Ivalyn
Constance Billard IV.Sınıf
Constance Billard IV.Sınıf
Blessing Ivalyn


Mesaj Sayısı : 499
Kayıt tarihi : 19/07/10
Lakap : Bless

Şöhret
Puan: 42

Her şey... Empty
MesajKonu: Geri: Her şey...   Her şey... Icon_minitimeÇarş. Ağus. 11, 2010 8:33 pm

    Karanlık yolda korkmuş ve sessizce yürürlerken ne yapacaklarını ikisi de bilmiyordu. Dolunay hala tüm ihtişamıyla onlara bakarken yapacak bir şeyleri yoktu. Karanlıkta sadece yürümek ve şanslılarsa önlerine gelen yere girmek. Tabii kötü bir şey yoksa. Ama o anda kötü mü yoksa iyi mi diye düşüneceklerini sanmıyordu Blessing. Önlerindeki upuzun ve karanlık yolda nereye gittiklerini bilmeden yürürlerken Lissa’nın kolunu dürtmesi ile irkildi ve sözlerine kulak kesildi. Fısıltıyla konuşmuştu ama sanki sözlerindeki anlam çığlık gibi gelmişti. Lissa’nın koluna girerek korkarak arkasına baktı ve gözlerine inanmak istemedi. ‘’ Lanet olsun! Bir bu eksikti zaten! Sanırım bugün şansım yaver gitmeyecek! ‘’ dedi. Ayın ışığı sayesinde yaklaşık 7–8 adım öte de 3 serseri arkalarından geliyordu. Ve ellerinde gördüğü kadarıyla bira şişeleri vardı. Bir bu eksikti zaten! Bir de sarhoşlar! Diye homurdanırken kafasını yola doğru çevirdi ve hızlı adımlarla yürümeye başladı. O yürürken arkalarındaki ayak sesleri de daha da yaklaşıyordu ve neredeyse 4 adım yakınlarındaydılar. Lissa’nın koluna iyice yapıştı. O da çok korkuyor gibiydi. Arkalarından adamlar seslenmeye ve sapıkça konuşmaya başlamışlardı bile. Blessing iyice korkmaya ve kalbi deli gibi çarpmaya başlamıştı. Ne yapacağını bilmiyordu. Çünkü ayak sesleri ve adamların sesleri iyice yaklaşmaya başlamıştı. Blessing sanki onları görmemiş gibi ilerliyordu ama biraz daha hızlı. Onlardan kaçtığını belli etmek istemiyordu. Çünkü kaçtığını ve korktuğunu belli ederse zayıf görünürdü ve bu hiçte iyi olmazdı. Lissa koluna adeta tutkalla yapıştırılmış gibi yapışmıştı. Ve bedeni korkudan tir tir titriyordu. Onu sakinleştirmeye çalışıyordu Blessing ve aklına bir plan gelmişti. Adımlarını daha da hızlandırdı ve Lissa’nın kulağına sadece onun duyabileceği bir şekilde konuştu. ‘’ Bak canım. Şimdi elime iyice yapış ve sakın bırakma, ne olursa olsun. Üç diyince koşmaya başlayacağız tamam mı? Sakın durma! Tüm gücünle koş tamam mı? ‘’ diyerek kıza ümit vermek için gözlerinin içine bakmaya başladı. Lissa’nın başıyla onay vermesiyle Blessing’in elini sımsıkı tuttu. Blessing de gülümseyerek ona göz kırptı. Arkasındaki sesler iyice yaklaşmaya başlamıştı. Şimdi tam zamanıydı. Blessing ilk olarak sessizce saydıktan sonra son kelimesini sessizlikte bir çığlık gibi söylemişti. ‘’ Bir… İki… Üç… ŞİMDİ! ‘’ diyerek var gücüyle karanlık ve uçsuz bucaksız gibi görünen karanlık yolda nereye gideceğini bilemeden koşmaya başladı. Önünde hiçbir şey görünmüyordu sadece uzun bir yol sandığı karanlık bir boşluk. Arkalarından da tabii ki o serseriler geliyordu. Pes edeceğe benzemiyorlardı!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alex Mclain
St.Jude IV.Sınıf, Admin
St.Jude IV.Sınıf, Admin
Alex Mclain


Mesaj Sayısı : 1215
Kayıt tarihi : 18/07/10
Lakap : Lex

Şöhret
Puan: 113

Her şey... Empty
MesajKonu: Geri: Her şey...   Her şey... Icon_minitimePerş. Ağus. 26, 2010 1:09 pm

Puanlandı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Her şey...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Gossip Girl R-Play :: New York City :: The Bronx-
Buraya geçin: