Yanlış Adım

Jeremy'nin içinde yanlış olan birkaç his vardı. Şu anda geceyleyin kalmak için kucağında zar zor tuttuğu bir kızla Williamsburg oteline doğru ilerliyordu. Kız, sersemlik etmiş ve olabildiğince fazla dozda uyuşturucu almıştı. Küçük bebek Oceane'ın yanına asla bu halde bir kız götüremezdi; öte yandan kendisi babasının evinde kalmayı reddettiği için oraya hiç götüremezdi. Gitmesi gereken bir otele, omzuna dayanmış zorla tutunan bu kızın kendisine gelmesi gerekiyordu. Geceyi tam anlamıyla, otelin rahat yataklarında uyuyarak geçirmeliydi. Bu kız; daha birkaç gün önce tanıdığı Loretta'ydı. Ne aldığını, kiminle takıldığını bilmiyordu ama üzerindeki kokuyu daha önce birlikte olduğu çoğu kadından almıştı; hatta bu kokuya kendisi bir ad vermişti bile; seks kokusu.

Otele girdikleri zaman, rezarvasyon masasının ardında duran kızıl saçlı genç bir kadının tuhaf bir şekilde kendilerine baktığını hissedebiliyordu. Loretta'nın gözleri neredeyse kapanmış gibiydi. Uyuması Jeremy için de çok iyi olurdu; fakat yukarıya, odaya çıktıklarında bunu yapmasını tercih ederdi. Arada bir birkaç söz mırıldanmasını duymamış ve önemsemişti. Güç bela Loretta'yı tutarken, gözleri yerinden uğramış bu şaşkın kadına öfkeyle baktı ve adeta bağırırcasına konuştu.

"Ne duruyorsun öyle! Hemen özel odalarınızdan bir tane göster! Fakir biri gibi mi gözüktüm!" dedi Jeremy.

Kadın tırsarcasına yerinde hopladı ve rezarvasyon masasının üzerindeki siyah telefondan belli belirsiz bir tuşa basarak beklemeye başladı. Belli ki, herhangi bir personelini buraya çağıracak ve odalarını göstermesi için ona direktifte bulunacaktı. O aşağılık herif gelene kadar bekleyebileceğini sanmıyordu. Loretta'nın üzerine bir sümük gibi yapışması ve ağırlığını tam anlamıyla vermesi zaten yeteri kadar dertti. Bu sorumsuzluğundan ötürü niye ona yardım ettiğini bile bilmiyordu açıkcası. Belki de orada bulunan yaklaşık beş sümüklü erkeğin yanında onu elde etmek için çaba harcaması ve Loretta'nın da cevap veremeyecek bir halde onların peşinden sürüklenmek üzere olduğunu gördüğü içindi. Oraya neden gittiğini bilmiyordu; ama çok büyük bir rastlantıydı. Kendisini orada tek başına görmüştü. Yanında biri varsa gitmiş olmalıydı; ya da herhangi bir erkek tarafından çoktan bir otelde vakit geçirmekteydi.

Bu düşüncelerinin arasındayken, otel çalışanın kendilerine adeta koşarcasına geldiğini, şimdi rahatlıkla görebiliyordu. Adamın ne konuştuğunu duymamıştı; ama Loretta'yla uğraşırken konuştuğu herneyse, acele etmesi gerektiğini söylemişti. Otel çalışanı yanlarına doğru koşarcasına gelirken Jeremy, Loretta'yı kucağına aldı ve başını göğsüne doğru yaslayarak düzgünce tutmaya çalıştı. Bu üzerine yapışmış olan bir kızı kontrol etmekten çok daha kolaydı.

Otel çalışanı, lobinin sonundaki geniş asansöre binerken yüzünde endişeli bir ifadeyle Jeremy'i gözetledi. Bu kadına burada herhangi bir şey yapacağını düşünüyordu. Belki de yapardı; ama bu onu hiç ilgilendirmiyordu. Sinirleri zaten bozukken birde bu sümüklünün bakışlarını çekecek halde değildi. Onun için ne şans ki, gelmeleri gereken kata gelmişlerdi bile. Asansörün tam karşısındaki altın kaplama bir kapıya göz dikerken, adamın da tam oraya doğru yöneldiğini fark etti Jeremy. Elinden geldiğince hızlı bir şekilde, kucağında Loretta ile birlikte önlerine açılan altın kaplama kapıdan içeriye girdi.

Jeremy içeriye baktığı vakit oldukça ferah bir ortam olduğunu fark etti. Sağ tarafında normal bir evin salonu boyunda bar bulunmaktaydı. Böyle bir odaya gelen için, akşam vakti dışarıda içmeye gitmek anlamsızdı. Hemen odanın sağ köşesinde, oldukça geniş bir gardrop vardı. İçine rahatlıkla yirmi insan sığardı. Odanın ortasında yapay bir havuz bile vardı. İçerisine herhangi bir insanın girebileceği uzunlukta ayarlanmıştı. Jakuzi görevide gören bu havuzun hemen sol tarafında çift kişilik bir yatak vardı; fakat bu yatak öyle bir çift kişilik yataktı ki, üzerinde dört kişi kollarını açarak rahatlıkla yatabilirdi. Jeremy bu yatağın çift kişilik olduğunu, sadece iki kocaman mavi yastık konmasından anlayabilmişti. Yatağın yanındaki komidinin üzerinde kırmızı bir mumun yandığını fark etti. Adamın neden tuhaf bir şekilde baktığı şimdi anlaşılıyordu. Önemsemez bir ifadeyle dış kapıda kendilerini izleyen adamın yüzüne kapıyı kapatırken odanın, sol tarafına doğru yürüdü ve kucağındaki Loretta'yı o çift kişilik yatağa yavaşça bıraktı. Uyuyor gibi gözüküyordu; hareketsiz ve gözleri yarı kapalıydı. Jeremy, yatağın yanındaki komidinin ardında bulunan bir kitap raflığını fark etti. Bu geniş kitap raflığının hemen sağında da oldukça geniş kırmızı yeşil bir koltuk vardı. Yavaş adımlarla oraya doğru gitti ve kendisini adeta koltuğa yığarken derin bir nefes alarak gözlerini kapatıp olanları düşünmeye başladı...

Loretta bu gece neler olduğunu tam anlamıyla hatırlamıyordu bile. Tek hatırladığı eğleneceli bir akşam geçirecek olmasıydı ama bu eğlenceli akşam hiç de düşündüğü gibi sonlanmamıştı. Blanche'nin getirdiği o beyaz tozları içine çektiği an beynine büyük bir sancı girmişti. Düşündüğünün ve planladığının aksine bu olayın bir dozu yoktu. Varsa da Loretta bu dozu ayarlayamamıştı. Bu yüzden ne yapacağını bilemiyordu. Blanche'yi kaybetmişti, ona ne olduğuna dair en ufak bir bilgisi yoktu. Hatta kendisinin nerede olduğunu bile bilmiyordu. Barın çıkışı olduğunu düşündüğü boş bir sokakta, çevresinde beş tane daha önce hiç tanımadığı erkekle başbaşaydı. Ahmakların konuşmalarını duyabiliyordu ama tepki veremiyordu. Bir adım daha atsa yere düşecek gibiydi. Tüm içini belli belirsiz bir korku kaplamıştı. Şimdi ne yapacaktı? Bu geceyi, tanımadığı beş erkeğin koynunda bekaretini kaybederek mi geçirecekti? Sabah uyandığında ise nerede olduğunu ve neler olduğunu bile bilmeyecekti.

İçini kaplayan bu büyük korkuların son bulmasını sağlayan bir gelişme olmuştu. Tam olarak ne olduğunu anlayamasa da az önce aldığı o iğrenç adamların kokusu gitmişti, şimdi aldığı bu koku oldukça tanıdık bir kokuydu. Loretta'nın rahatlamasını sağlayan bir kokuydu. Bu mükemmel kokunun sahibi olan Jeremy'e çokta ağır olmayan bedenini dayadı. Gözleri yarı kapalıydı, bu yüzden neler olup bittiğini anlayamıyordu. Jeremy nasıl olmuştu da onu bulabilmişti? Loretta'nın zor durumda olduğunu nasıl hissetmişti? Bu soruların hiç birisinin cevabını bilmiyordu. Yine de bildiği tek bir şey vardı. Oda güvende olduğuydu. Bu gece sonlandığında ve bilinci yerine geldiğinde Jeremy'e büyük bir teşekkür etmesi gerekiyordu. Loretta'yı hayatını mahvedecek bir hata yapmaktan son anda kurtarmıştı.

Zar zor ayakta dururken, sıcaklığın hakim olduğu sokaktan ayrılıp, klimalar ile serinleten bir yere girdiğini vücut ısısının değişmesinden anlayabildi. Yoksa evine mi gelmişti? Ah, bu olamazdı. Jeremy, Loretta'nın evini bilmiyordu. Gözlerini yavaşca araladığında, karşısında üniformalı bir kadın gördü, kadının hemen arkasında bulunan ve bir çok numaranın yazılı olduğu duvarı gördüğünde ise otelde olduklarını anladı. Yine de hangi otelde olduğunu bilmiyordu - buraya gelirken geçtiği yolları da öyle... Anlamlandıramadığı bir takım konuşmaların ardından Loretta, ayaklarının yerden kesildiğini hissetti. Şimdi çok daha rahattı. Başını Jeremy'nin güvenli göğsüne dayadı ve o mükemmel kokuyu bir kez daha içine çekti. Jeremy'nin her hareketinde Loretta sallanıyordu ve bu midesinde inanılmaz bir bulantının olmasına sebep oluyordu. Yine de az önce yalpalayarak, zorla ve Jeremy'e yaslanarak yürümesinden çok daha rahattı.

Kısa süre sonra yumuşacık bir yere uzandığını hissetti. Daha öncenin aksine gözlerini çok daha rahat araladı. Kanındaki uyuşturucunun etkisi biraz da olsun gidiyordu. Jeremy'nin - rengini seçemediği - bir koltuğa oturduğunu görmüştü. Uzandığı yataktan doğrulmaya çalıştı. Ama pek başarılı değildi. Olduğu gibi yeniden düştü. Bilinci biraz olsun yerine gelmişti. Zorlanarak da olsa konuşmaya başladı. "B - ben" nefes aldı "Çok - çok teşekkür - ederim." dedi ses tonundaki pişmanlık belli oluyordu. Kesik kesik nefes alıyordu. Bünyesi içkiye alışıktı ama eroine değildi. Nedenini bilmiyordu, Jeremy'i yanında istiyordu. Kanındaki uyuşturucunun verdiği cesaretle fısıldadı "Yanıma gel..."

Güzel bir gün geçireceğini düşünerek tüm planlarını aynı doğrultuda ayarlamıştı. Bugün, daha önce yaşadığı şansızlıktan sonra tekrar Loretta ile buluşabileceği için kendisini bilinmedik bir heyecanın içinde bulmuştu. Bu şekilde buluşmayı hiç bir zaman istemediğine emindi; öte yandan Loretta'yı kurtarmasına seviniyordu. O beş adamın neler yapabileceğini düşünemiyordu. Bir an düşündüğünde yapmak istedikleri şeyi, Loretta'nın yüzlerce erkekle zaten yapmış olabileceği gerçeğiyle düşüncelerinden sıyrıldı. Hem neden bu kadar önemsiyordu ki? Gerçekten yapmış olsa bile bu onu ne ilgilendirirdi? New York'ta bekaretini kaybetmiş olan kaç kız tanıyordu ki? Şu ana kadar bekaretini kaybettirdiği bir kız bile olmamıştı. Hepsi zaten önceden kaybetmiş olan kişilerden oluşuyordu. Loretta hakkındaki o sapıkça fantazilerini düşünürken, daha önce yapmış olabileceği gerçeğine neden bu kadar takıyordu? Hiç haz almadığı bu değişim, kaç gündür başka kadınla birlikte olmasını bile engellemişti...

Gözleri kapalı bu kırmızı deri koltukta bunları düşünürken ne kadar zaman geçtiğini bilmiyordu. Gözleri hala kapalıydı ve ne yapacağını düşünmeye çalışıyordu. Yatakta uzanmakta olan Loretta'yı rahatsız etmek istemiyordu. Öte yandan neredeyse dört kişi için tasarlanmış bir yatağa da yatsa çok rahatsız etmeyeceğini de biliyordu; fakat istemiyordu. Onun düşüncelerini çelecek olan bir yanlış adımdan korkuyordu. Neden korktuğunu bile bilmiyordu. Bu anlamsızlığın, alacakaranlığında aşağı düşüyormuş gibi bir histi. Bu kadar önemsemek niyeydi? Hayatında değer verdiği insanların çeşidi oldukça kısıtlıydı. Sevdiği insanların zarar görmesine asla dayanamazken annesini kaybetmişti; ama hiç bu kadar duygusal olduğunu hatırlamıyordu. En azından annesinden beri tekrardan...

"B - ben" diye bir ses duydu Jeremy ve gözlerini hemen açıp, Loretta'nın yatmakta olduğu yatağa dikti. "Çok - çok teşekkür - ederim." diyerek ekledi Loretta. Sesindeki pişmanlık ifadesi fazlasıyla belli oluyordu.

Jeremy bu konu hakkında hiç bir şey söylemek istemedi. Loretta'nın uyuşturucu almış olması ne de olsa kendisinin bileceği bir işti. Çoğu kadının aksine onu önemsemesi elbette ilginçti; ama buna bu kadar takılmasına da anlam veremiyordu aynı zamanda. Orada o beş sapık heriften onu kurtarabilecek tek kişi kendisiydi; ismini söylemesi yeterdi. Brooklyn'in alt sınıfı birkaç gerizekalının, ismini duyduğunda geri çekilmemesi pek mümkün değildi.

"Yanıma gel..."

Jeremy bir anda şaşırmıştı. Bu 'Yanıma gel...' mesajı o kadar arzuluydu ki, bu akşam için -hatta Loretta ile tanıştığından beri- en arzu dolu sesi böyle çıkmıştı. Kendisini durdurmanın bir anlamı yoktu. Kaç gündür Loretta'yı arzuluyordu ve açıkcası ne olacağı umrunda değildi. Bu kızı düşünmekten ve onunla zaman geçirmekten zaten oldukça hoşlanıyordu. Kendisinin hoşlandığına da emindi...

Ayağı kalkarken derin bir nefes aldı ve birkaç adım sonra Loretta'nın yattığı yatağa kendisini yavaşça yığdı. Oturur pozisyonda onun yüzüne bakarak sırıttı ve az önce söylediği şeylere cevap verdi.

"Ah, önemli değil Loretta, ne de olsa seni oradan çıkarmam gerekiyordu öyle değil mi? Kim olsa bunu yapardı..." dedi Jeremy ve zoraki bir gülümsemenin eşiğinde lafını sonlandırdı...

Loretta hala bu sorumsuzluğu için kendini affetmiyordu. Ama şuanda tüm bunlardan öte bir his vardı içinde. Oda Jeremy'e karşı hissettiği ve bir türlü bastıramadığı duygulardı. Az önce yanına gelmesini isterken ses tonunun ne kadar arzulu olduğunu fark etmemişti bile. Bilincinin tam anlamıyla yerinde olmadığı bu sıralarda, beyni Loretta'nın isteklerinin dışında emirler veriyordu. Ya da Loretta'nın istediği ama kontrol edebildiği duygularını şuan da gün ışığına çıkartıyordu. Odanın ısı derecesi soğuk olmasına rağmen, Loretta'nın bedeninin tam tersi şekilde alev alev yanıyordu. Bunun nedeni bir saat önce aldığı uyuşturucu muydu yoksa Jeremy'i arzulaması mıydı? Bilmiyordu. Tek bildiği kıyafetlerinin ona fazla geldiğini hissetmeye başlamış olmasıydı.

Jeremy Loretta'nın uzandığı yatağa doğru gelirken, Loretta ayakkabılarını çıkartmaya çalışıyordu. Ama pek de başarılı olamıyordu. Siyah ayakkabılarının ipleri diz altına kadar uzanıyordu ve arkadan düğümlenmişti. Loretta'nın gücü, o ipleri açmaya yetmiyordu. Bu yüzden çabalayıp, zaten alt seviye de olan enerjisini boşu boşuna harcamadı. Bu enerjisini Jeremy'nin üzerine yoğunlaştırmayı, şuan da her şeyden çok daha fazla istiyordu. Gözlerini tam anlamıyla açmayı başardığında Jeremy'nin yatağa oturduğunu gördü. Az önce Jeremy'nin kalkmış olduğu ve Loretta'nın rengini seçemediği o deri koltuğun kırmızı renk olduğunu görebiliyordu artık Loretta. Bu gerçekten çok iyi bir gelişmeydi, zaten Blanche eroini ona verirken bağımlılık yapmayacağını söylemişti. Bağımlılık yapmayan bir şeyin etkisi ne kadar sert olabilirdi ki?

Bu tür düşüncelerle kendi içini rahatlatırken Jeremy'nin kadife sesi kulaklarıyla buluştu "Ah, önemli değil Loretta, ne de olsa seni oradan çıkarmam gerekiyordu öyle değil mi? Kim olsa bunu yapardı..." Bu konuda emin değildi. Loretta'ya değer vermeyen ve onu önemsemeyen birisi Loretta'yı elden geçirmek için bekleyen adamların sıra konusunda birbirleriyle olan kavgalarına katılabilirdi ve kendisine ait sıra numarasını kapabilirdi. Loretta tüm bu iğrenç düşüncelerden sıyrıldı ve kendisini kurtaran bu adama ufak - belki de büyük - bir ödül vermek istedi. Gücü olmadığı için yanına oturmuş olan Jeremy'e yavaş yavaş yaklaştı. Yatağa serili olan vücudunun bir kısmını Jeremy'nin kucağına bıraktı. Daha sonra giydiği gömleğin yakasından tuttu ve onu kendisine doğru çekmeye başladı. Dudaklarını dudaklarıyla birleştirip, oldukça arzulu bir şekilde onu öpmeye başladı. Boşta kalan eliyle Jeremy'nin kabarık saçlarını okşuyordu. Dudaklarını kısa bir süre dudaklarından ayırıp Jeremy'nin boynuna indirdi. Öpmeye devam etti.

Akşamdan kalma bir halle yatağa oturmuş belli belirsiz Loretta'nın yüzüne sırıtıyordu. Sanki kendisi de aşırı dozda uyuşturucu almış gibi bir hali vardı. Yanına çağırmasına karşılık resmen onu kullanır pozisyonuna düşmüştü. Bu huyunu babasından almış olabilme ihtimali yüksekti; ama biraz düşündüğü vakit bugün burada ne olacaksa Loretta'yı kullanmış olmayacaktı. Ertesi sabah boş bir yatakta uyanmasını sağlamak istemiyordu. Çoğu kişiye yaptığı bu şeyi ona yapmak istemiyordu. Elinden geldiğince yanında olabilmeyi istiyordu. Bu Jeremy için tamamen iyiye işaretti. Onun hakkında böyle şeyler hissettiği gibi kimseye karşı belirgin duygular içerisine girmemişti. Striptiz barda öpüşerek koklaşarak tanıştığı ucuz kızlara benzetti bir an onu; ama benzemediğinin farkına vardı. Dört dörtlük bir kız geldiğini düşünüyordu karşısına. O kullanılmışlık hissiyle bıraktığı tüm kızlar umrunda bile değildi. Loretta'nın umrunda olmasını sağlayan şey neydi? Açıkcası bunun sorusunu artık kendisine sormamaya karar verdi. Bundan sonra gidişatına bırakacaktı.

Düşüncelerinin arasında, bacaklarında sıcak bir ağırlık hissetti. Loretta kendini zorlayarak Jeremy'nin kucağına kendisini bırakmıştı. Bu gece bir şeyler olacağını hissediyordu; zira Loretta'nın bedeni alev alev yanıyordu. Bunun sebebinin sadece arzuyla ilgili olduğundan emin değildi. Aşırı dozda uyuşturucu almış birinin bu denli alevlenmesi normaldi. Odadaki klima yirmi iki derecede püfür püfür eserken bu denli yanmakta normal değildi. Jeremy bir an muzipçe kafasından 'Sen merak etme ben üstündekileri çıkartırım' düşüncesini geçirdi. Hemen sonra bu düşüncesini onaylayan bir hareketle şaştı kaldı. Loretta, Jeremy'i kendisine çekti ve dudağına şehvetle öpmeye başladı, hemen ardından diğer elini dağınık pasaklı saçlarına attı ve okşamaya başladı. Jeremy bundan çok tahrik olmuştu. Oturduğu yerden yavaşça doğruldu ve dudağını onunkilerden ayırmadan üzerine doğru çıktı. Alevli öpüşmelerinin arasından birkaç dakika geçtikten sonra elini onun siyah taytına doğru kaydırdı ve yavaşça aşağı indirmeyi başladı. Ayakkabısının uzun iplerine takılan taytı tam anlamıyla çekemediğini fark etti ellerini iplere doğru götürerek yavaşça çözmeye başladı. bunu yaparken olabildiğince tahrik edici bir şekilde elini bacağına hafifçe sürterken kendisinin de daha çok tahrik olduğunu fark etti. Ayakkabılarını tam anlamıyla çözdü ve taytını da çıkardı. Daha sonrasında ise üzerinde bulunan beyaz blüze geçti ve onu biraz daha hızı bir şekilde çıkartarak adeta 'Seni istiyorum...' mesajı verdi. Üzerinde sadece siyah dantelli sütyeni ve iç çamaşırı kaldığı an duraksadı. Loretta'nın yüzünde sanki korkulu bir ifade sezmişti. Bundan emin değildi ama bu kendi hissiydi; elbette öyle hissetmiyor da olabilirdi. Nedenini anlayamadan sütyenine doğru yeltendi ve yavaş hareketiyle onu Loretta'nın omzundan çıkarttı. Çıplak göğüslerini elleriyle birkaç saniye okşadı ve daha sonra iç çamaşarına geçti. Çıkartırken sanki Loretta daha hızlı soluk alıp vermeye başladı. Jeremy anlam veremiyordu; ama bu işte bir şey olduğu kesindi. Uyuşturucunun etkisi kendini daha fazla gösteriyor olabilirdi. Ya da başında da düşündüğü gibi bu sadece kendi hayal gücüydü; Loretta'ya bir şey olduğu yoktu...

İç çamaşarını tam anlamıyla çıkardıktan sonra üzerine kendisini bıraktı. Yüzünde belli belirsiz bir rahatlama ifadesi oldu. Daha önce birçok kadınla birlikte olmuştu ama bu farklıydı daha duygusaldı ve sanki... Daha sıcak... Bir süre sonra bir şeylerin döküldüğünü hissetti ve gözlerini aşağıya kaydırdı. Gördüğü şey karşısında büyük bir şok geçirdi ve kendisini geriye doğru çekti. Az önceki kızın bilmeden bekaretini kaybetmesine sebep olmuştu. Kendisini aşağılık babası gibi hissetti ve büyük bir pişmanlıkla kendisini yataktan yere atarak kanın aktığı yere doğru baktı. Canı oldukça acımış olmalıydı...

Loretta ne yaptığını biliyordu, dahası tam anlamıyla istediğinin bu olduğunu da biliyordu. Uyuşturucu aldığı için yaklaşmamıştı Jeremy'e, bunu biliyordu. Çünkü onu tanıdığı andan itibaren bu ana dair hayaller kuruyordu ve rüyalar görüyordu. Yine de bunu ilk kez yapacak olmanın verdiği korku ve heyecan kaplıyordu tüm bedenini. Bu onun için ilkti, oysa ki Jeremy için milyonlarca kez yaşadığı bir şeydi. Yine de özel olmayı istiyordu. Jeremy'e daha önce birlikte olduğu sürtüklerden çok daha fazla zevk vermek istiyordu. Her şeyden önemlisi yarın sabah kalktığında bomboş ve soğuk bir yatak yerine Jeremy'nin sıcacık kollarında gözlerini açmak istiyordu.

Eğer Jeremy, Loretta'nın düşündüğü ve her şeyden çok istediği gibi Loretta'nın onu değişirdiğini düşünüyorsa bu onun için hiçte kolay olmayacak bir şeydi. Çapkın erkeklerle pek karışlaşmamıştı ama bildiği bir şey varsa oda onların bir kişiye uzun bir süre bağlı kalamayacak olmalarıydı. Oysa Loretta, her geçen gün hatta teninin Jeremy'nin tenine değdiği her saniye ona daha fazla bağlanıyordu.

Jeremy Loretta'nın vücuduna yapışık olan taytını çıkartmak için bir hamle yaptığında Loretta'nın kalp atış hızı normalin çok üstüne ulaşmıştı. Taytın ayakkabılarına takıldığını hissettiğinde içinden küfürler ediyordu ama Jeremy'e yardım edemiyordu çünkü daha önce ayakkabılarını çıkartmayı denemişti ve başarısız olmuştu. Yardıma ihtiyaç duymadan büyük bir ustalıkla çıkartmıştı. Bu konuda oldukça usta biriyle bekaretini kaybedecek olması Loretta'yı mutlu etmesi gerektiği yerde üzüyordu. Yine de bundan öncekiler onun için önemli değildi. Önemli olan bu andan sonrakilerdi... Taytının ve bluzunun çıktığını hissettiğinde bedeni Jeremy'nin bedenine kenetledi. Korkuyordu. Yine de gözlerini açmıyordu ve kendini Jeremy'e bırakmıştı. İç çamaşırlarını hepsini çıkartmıştı Jeremy, Loretta'nın bedeni yavaş yavaş titremeye başlamıştı.

Bacaklarından akan kanın verdiği sıcaklık ve belli belirsiz bir acıyla Jeremy'nin sıcaklığının üzerinden gittiğini fark etti. Yataktan inmişti ve kendisini yere bırakmıştı. Loretta bunu ona daha önce söylememekle hata yaptığını düşündü ama zaten aralarında çok bir konuşma geçmemişti ki. Bunu nasıl söyleyecekti ki? Şuanda büyük ihtimalle kendisini kötü hissediyordu. Loretta doğru kelimeleri seçmeye çalışıyordu. Aynı zamanda canı çok yanıyordu... Çırılçıplak bedenini Jeremy'nin yanına attı ve elleriyle Jeremy'nin kafasını kavrayıp akan kan yerine kendisine bakmasını sağladı. Gözlerinin içine baktı ve konuşmaya başladı.

"Önemli değil... Bunu kendi isteğimle yaptım... Kendini suçlu hissetme..."

Başarılı olabildi mi bilmiyordu. Ama Jeremy'i bu duruma ikna etmeyi çok istiyordu. Yavaşca ona yaklaşmaya başladı. Bu zaten göze aldığı bir şeydi. Onu istiyordu... Dudaklarını yeniden Jeremy'nin dudaklarıyla birleştirdi ve yeniden onu büyük bir arzuyla öpmeye başladı.

Jeremy daha önce yaşamadığı anlardan birisine tanık olurken şok içerisinde hızlı hızlı soluk alıp veriyordu. Loretta'nın bacaklarından aşağı süzülen koyu kanın görüntüsü hiç hoş değildi. Kan görmeye kaşrı her zaman bir tiksintisi vardı; aynı zamanda da çok ürkerdi. Annesi birkaç Brooklyn serserisi tarafından gözü önünde bıçaklanarak öldürülmüştü daha çok küçükken... Bu kadar genç yaşta gördüğü kanın etkisiyle ne yapacağını bilemez bir tavırla annesinin cep telefonundan babasını aramıştı. Yaklaşık yarım saat sonra olay mahaline gelen o aşağılık herif, karısını görüp de ağlamamıştı bile... İçinde babasına olan öfkenin sadece ilgisizliğinden kaynaklanmadığını bildikçe, daha da çok sinirleniyordu...

O bu düşünceleriyle geçmişi yâd ederken, Loretta'nın yataktan aşağıya doğru kendisini bırakıp yanına doğru yaklaştığını fark etmemişti. Kafasının arkasında sıcak bir dokunuş hissetti. Bu dokunuş bakışlarını zorla, bacağının arasından çekip kendi gözlerine bakmaya yöneltmişti. Loretta'nın yüzünde oldukça memnun ama aynı zamanda acı çekmiş birinin ifadesi vardı. Kendisine doğru yaklaşmasındaki sebebe anlam veremiyordu. Bildiği tek bir şey varsa, bekaretini hiç kaybetmemiş olmamasını neden daha önce Jeremy'e söylemediğiydi. Biraz düşündüğü vakit aslında hiç fırsat olmadığını da fark etti. Yiyişerek tanışan iki kişiydi; onun dışında ise bugün mevzu bahsinin açılmasına imkan yoktu. Loretta kendisinde bile değildi...

"Önemli değil... Bunu kendi isteğimle yaptım... Kendini suçlu hissetme..." dedi Loretta.

Kendi isteğiyle yaptığını duyduğu an biraz rahatladı. Açıkcası hala ona nasıl güvenebilirdi bilmiyordu; ne de olsa az önce ona bakire olduğunu söylememişti. Büyük bir düşüncesizlikle ne yapmaya çalıştığını anlayamıyordu. Böyle bir durum mutlaka söylenmesi gereken bir şeydi. Daha önce hiç bir kadının bekaretini bozmadığını bildiği için, birden bire bunun gibi bir hisle karşılaşmak ona olabildiğince farklı ve aynı zamanda da rahatsız gelmişti. Bunları düşünmemesinin bir yolu yoktu; çünkü düşünmezse babası gibi bir zalim olduğunun da kanıtını kendi gözleri önüne sunmuş olacaktı. O kötü biri değildi. Evet, ilişkiler konusunda fazlasıyla çapkın ve vurdumduymazdı; ama asla babası gibi aşağılık bir herif olmamıştı...

Loretta birden bire dudaklarını tekrar Jeremy'ninkilerle birleştirmişti. Bu arzulu öpüşmeye karşı kendisini daha fazla tutabileceğini sanmıyordu. Belli ki, Loretta pişman değildi ve hala kendisini istiyordu. Tek söz söylemesine dahi gerek yoktu. Loretta'yı çıplak ve kanlı bacağının kuru kısmından kavrayarak sert zemin doğru sırt üstü yatırdı ve tekrar üzerine çıktı. Kendisini onun üzerine adeta bırakırken, Loretta'nın yüzüne bakmamaya çalıştı. Bunun onun için oldukça acı verici bir şey olduğunu biliyordu; ama kendisini istiyordu ve hayatının sonuna kadar sürecek bu ilk olma hissi, belli ki Loretta'nın gözünde büyük bir anlama sahipti. Bu düşünceleriyle ileri geri hareketlerinin ardından zamanın nasıl geçtiğini fark etmemişti. Loretta'nın tahrik edici inlemelerinin arasında birden bire rahatlamıştı. Nefes alış verişi o kadar sıklaşmıştı ki, biraz dinlenmenin kimseye yararı yoktu. Loretta'nın üzerinden kalktı ve onu tekrar kucağına alarak yatağın üzerine nazikçe bıraktı. Daha sonra çırılçıplak bir vaziyette kendisini hemen yanına bıraktı. Loretta'nın üzerini soyarken kendisininkini de aynı denli çıkarmış olması büyük başarıydı. Ne de olsa hayatına bir sürü insan girmişti... Nefes alış verişi biraz daha normalleştikten sonra kafasını sağa doğru döndü ve Loretta'ya bakarak konuştu.

"Su ister misin?"

Neden su isteyip istemediğini sorduğunu bilmiyordu. Açıkcası bunu diğer kızlara muziplik olsun diye söylerdi; ama şu an söyleme sebebi bu değildi. Kendisi feci anlamda susamıştı ve Loretta'nın da susayıp susamadığını merak ediyordu. Daha önce böyle hissettiğini hatırlamıyordu. Sanki biraz pişman olmuş gibi bir hali vardı. Ne yani bundan sonra bu kızın dizinin dibinden ayrılmayan bir sülük mü olacaktı? Peki ya nerede o çapkın Jeremy? Bunları düşünmenin şu an için anlamsızlığıyla adeta düşünceleri kafasından uzaklaştırdı. Onun hayatı kadınlarla geçmişti ve bundan sonra geçip geçmeyecek olması onun için bir anlam ifade etmiyordu.

Düşüncelerini bölen bir sıcaklığı çıplak göğsünde hissetti. Loretta kafasını onun göğsüne yaslayarak kendisine sarılmıştı Bunu yapmış olmasının normalliğiyle, pekte şaşırmamış bir ifadeyle öyleyece yatmaya devam etti. Ne de olsa Loretta gibi bir çok kız o kaslı göğüs üzerine kafasını koymuştu. Yinede bunda farklı birşeyler vardı. Loretta'nın kafasını koyduğu yer bilinmedik bir memnuniyet hissiyle, Jeremy'nin karnında adeta kelebekler uçuşmasına yol açıyordu. Bu hissi de daha önce hissetmediğini fark ederek; bu yaşından sonra hayatına girmiş olan bu kızla hissettiğini fark etti. Sıradan hayatı yavaş yavaş değişikliklerle dolu bir hayata dönmeye başlamıştı.

"Daha önce söylemediğim için üzgünüm." dedi Loretta aniden.

Jeremy bunu aslında gece boyunca bekliyordu. Söylemesi gereken bir şeyi nasıl olur da Jeremy'e söylemezdi?! Bu tamamen büyük bir sorumluluktu. Eğer bilseydi, Loretta'nın bu uyuşturucu içmiş haliyle onunla birlikte olmazdı. Ciddi iki insan olarak düşünürler, fikirlerini belirtir ve daha sonra ona göre davranırlardı. Açıkcası beklemediği bir olayın karşısında resmen şoka girmesi kendi suçu değildi. Dahası, böyle bir şey yaşamamış olması, bilmediği halde yapmasından ötürü kendisini fazlasıyla suçlu hissetmesine yol açacaktı. Annesinin ölümünde gördüğü o kan damlalarını, şimdi kendisi başkasından çıkartmıştı. Kötü hissetmesinin tek sebebi bekaretini bozmuş olması olamazdı; aynı zamanda annesini hatırlatan psikolojik etmenler de vardı tabi...

"Bu gece burada kalabilir miyim?" dedi Loretta.

Bu soru olabildiğince sıra dışıydı. Elbette burada kalacaktı! Ne yani? Jeremy birlikte olduğu ve bekaretini bozduğu bir kızı otel odasından dışarıya uyuşturucu içmiş bir halde kovacak mıydı? Ne tür bir zalim olduğunu düşünmüştü böyle? Açıkcası bu sorunun karşısındaki alınganlığını göstermeye niyetliydi. Loretta eğer onun hakkında böyle şeyler düşündüyse, neden az önce zorla onunla birlikte olmuştu ki?

"Bu soruyu sormadın olarak varsayıyorum Loretta. Hiç kıpırdama ve öyleyece kal sadece... Gözlerini kapat ve uyu..." dedi sakin bir ses tonuyla.

Sesine verdiği uykulu tonla, Loretta'nın bu halde uyuyakalabileceğini hissediyordu. En azından onun saçlarını okşarken bir kediymişcesine kendisini huzurlu hissetmesi sıradan Jeremy'e göre değildi. Kendisinin de, bu akşam çok yorulduğunu fark etti. Gözlerini kapatarak derin düşüncelerle, az önce yaptıklarını düşünmeye başladı. Gerçekten savunmasız bir kızın bekaretini bozmakla iyi bir şey mi yapmıştı? Eğer yarın sabah uyandıklarında bu yataktan kalkarak otel odasını terk ederse, yaptığı şeyin kötü bir şey olduğuna tanık göstermeye gerek kalkmayacaktı. Derin bir nefes çekişle, aklına giren kötü şeyleri uzaklaştırmaya çalıştı. Bunda pek başarılı olamasa da, bilincinin yavaş yavaş kaybolduğunu fark eder bir edayla rahatlamaya çalıştı. Birkaç dakika sonra tamamen uykuya dalmış bir vaziyette, üzerine esen klimanın etkisi ve göğsündeki sıcak tenin dokunuşuyla rahat bir uyku çekmeye hazırlandı...

5 yazmaktan sıkıldım işte 5 size.