Gossip Girl R-Play
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


You know, you love me. XOXO Gossip Girl
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Monoton Bir Günde Buluşmak

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Carolyn Essence Ravén
Constance Billard III.Sınıf
Constance Billard III.Sınıf
Carolyn Essence Ravén


Mesaj Sayısı : 59
Kayıt tarihi : 03/08/10

Şöhret
Puan: 0

Monoton Bir Günde Buluşmak  Empty
MesajKonu: Monoton Bir Günde Buluşmak    Monoton Bir Günde Buluşmak  Icon_minitimePerş. Ağus. 05, 2010 6:22 pm

Melissa Ambrose&Claudia Arwell



Eğer aileniz sizinle ilgilenemeyecek kadar meşgullerse, özgürsünüz demektir. İstediğiniz barda sabahlayabilir, istediğiniz kişiyle yatıp kalkabilirdiniz. Yaptıklarınızdan haberleri bile olmaz. C'nin ailesi kesinlikle bunlardan birisi. Bütün gün boyunca 'günaydın' 'iyi geceler'den başka bir şey söylemiyorlar birbirlerine. Hatta bazen buna bile zaman ayıramıyorlar. Çoğu kişi tarafından 'iğrenç bir durum' diye düşünülebilir, oysa Claudia halinden gayet memnun. Müziği son ses açmış, kulaklarına zarar verip vermediğini umursamadan müziğe eşlik ediyordu. Günü oldukça güzel geçeceğe benziyordu, kendisinden bir yaş büyük olmasına rağmen en yakınlarından biri olan Melissa ile konuşması az önce bitmişti. Birkaç saat sonra buluşmak için sözleşmişlerdi. C ise hazırlanmaya başlamıştı bile. Yatağına dizdiği kıyafetleri bir daha inceledi. En sonunda, göz rengini iyice ortaya çıkaracağını düşündüğü kısa zümrüt yeşili bir elbiseyi tercih etti. Aynanın karşısına geçip saçlarının yolunmasına aldırmadan uzun bir süre taradı saçlarını, bunları yapmasının tek nedeniyse zaman geçirmek istemesiydi. Kapı aniden ardına kadar açıldığında yerinde zıpladı. Böyle ani şeylerden nefret ederdi, belki de bundan küçük kardeşi her zaman bunu yapıyordu. Kim bilir. "Hey C, benimle çizgi film izlemeye ne dersin?" Küçük kardeşi George şimdiden küçük bir film yıldızını andırıyord. Onun saç renginin aksine koyu kestane saçlara ve kendisininkiyle aynı tonda zümrüt yeşili gözlere sahipti. Buğday rengindeki teni bir çocuk için bile fazla kusursuzdu. Çoğu kişi onu annesine benzetiyordu -Şu öz annesiymiş gibi davranan ahmak kadına değil, babasıyla 2 yıl önce ayrılıp onları bırakan annesine.- Yüzündeki ifadeden reddedileceğini bildiği açıktı yine de şansını denemek istemişti anlaşılan. "Defolup gitmeye ne dersin?" dedi. Müziğin yüksek sesi yüzünden bağırarak söylemişti bu kelimeleri. George gözlerini kısıp ona bakmaya devam ederken arkasını dönüp aynaya son bir kez daha baktı. Hazırdı. Biraz erken gitmekten bir şey olmazdı. Müziği kapatıp arkasını döndüğünde George gitmişti, büyük ihtimalle şu an bakıcısını onunla birlikte çizgi film izlemek için zorluyordu.

Derin bir iç çekiş eşliğinde kapıya doğru ilerledi, kapının tokmağını çevirerek açtı. Birkaç dakika sonraysa dışarıydaydı. NY çoğu zamankinden farksızdı, bu sıcağa aldırmayan bir dolu insan alışveriş yapıyor ya da sevgilileriyle dolaşıyorlardı. Bu görüntü C için artık çok monotondu. Starbucks'ın önüne geldiğinde birkaç tane tanıdık yüz görsede aldırmadı. Daha çok zenginlerin oturduğu bu semtte park edenlerin yarısının arabası limuzin ya da onun gibi bir şey olduğunda o arabasından inerken kimse dönüp ona bakmadı. Starbucks onun en gözde mekanlarından birisiydi böyle günlerde. Sıradan bir günde içeriye dalıp bir şeyler içmek ona zevk veriyordu. Özellikle şimdi Melissa ile de buluşacağından bu zevk daha da artmıştı. Melissa ile sözleştikleri saate henüz 1 saat vardı. İçeriye girmek yerine vitrinlere bakmaya tercih etti C. Ayağındaki yüksek topuklu ayakkabılar yüzünden küçük adımlar atarak ilerliyordu.

Bunaltıcı derecedeki sıcak keyfini kaçırmak istercesine daha da artmıştı. NY vitrinlerde her zamanki şeyler vardı. Daha geçen hafta aynı vitrinlere baktığından belkide bu kadar sıradan gelmişti ona. Dersler bittikten sonra okulda kalıp ödevlerini bitirmek yerine iğrenç okul kıyafetleriyle vitrinlere bakmayı tercih ediyordu. Ödevler konusunda sık sık öğretmenlerle başı derde girsede ara sıra ona zaman ayırarak bu problemi çözen bir annesinin olması iyi bir şeydi. İşe yaradıkları tek konu buydu aslında. Diğer konularda herhangi bir yararı dokunmuyordu C'e. Üvey annesi Juliet, ah evet, Romeo ve Juliet'i hatırlatıyor olabilir. Ama J kesinlikle aşka inanmıyor, ya da duygularını saklayan birisi. Görünüş olaraksa 'her erkekle yatan bir k.ltak' görünümü çiziyor. Bunun nedeniyse her yerinin estetikle düzeltilmiş olması. Claudia onun yüzünden babasının o ve erkek kardeşinden uzaklaştığını düşünüyor, belki de bu yüzden ondan bu kadar nefret ediyor. Aslına bakarsanız babası John onlarla asla fazla ilgilenen birisi olmamııştır. Ama artık o azıcık ilgiyi bile göstermiyor.

Erkek kardeşiyle sürekli kavga etse de 'o' evde en çok değer verdiği kişi o. Hatta hayatında en çok değer verdiği kişi. Aslında George ile iyi geçinirdi, yani çizgi film izlemek istemediği zamanlarda. Çehresinde hafif bir tebessümle Starbucks'a girdi C. Normal zamanlardankinden daha doluydu içerisi, masaların çoğunuysa sevgililer kaplamıştı. Etrafa göz gezdirdi, her zamanki gibiydiı; Masalar belirli aralıklar dizilmiş ve oldukça düzenliydi. Etrafta ellerindeki tepsilerle sıcaktan bunalmış garsonlar geziniyordu. Çoğu yerde Starbucks'ın simgesi -deniz kızı- vardı. Sık sık tercih ettiği masaya daha yerleşmeden bir garson elinde küçük bir not defteriyle başında dikilmeye başlamıştı bile. Bu yoğun günün onların açısından bir işkence olduğu belliydi, sandalyesine oturduktan sonra konuşmak için dudaklarını araladı: "Bir tane Karamelli Frappucino." Melissa'nın saat kaçta geleceğini bilmediğinden siparişini vermişti. Parmaklarıyla masanın üzerinde ritim tutarken etrafı izlemeye devam ediyordu. Tanıdık kimsenin olmayacağını umuyordu, özellikle de erkek arkadaşlarıyla ilgili sorunlarını anlatan kızlar... Herhangi birisiyle ilgilenecek havasında kesinlikle değildi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Melissa Ambrose
Constance Billard IV.Sınıf
Constance Billard IV.Sınıf
Melissa Ambrose


Mesaj Sayısı : 310
Kayıt tarihi : 02/08/10
Lakap : Mell, M, Lissa.

Şöhret
Puan: 3

Monoton Bir Günde Buluşmak  Empty
MesajKonu: Geri: Monoton Bir Günde Buluşmak    Monoton Bir Günde Buluşmak  Icon_minitimeCuma Ağus. 06, 2010 3:37 pm

Evimin geniş balkonundaki pufa gömülmüş, upuzun binaları koyu menekşe rengi ufka yaslanmış muhteşem kenti izliyordum. İnce, pahalı sigaramın dumanıyla değişik şekiller yaparken bir saat sonra Starbucks'ta buluşacağım dostum Carolyn'le ne kadar uzun süredir vakit geçirmediğimi düşünerek gülümsedim. Birileriyle uzun uzun sohbet etmeye ihtiyacım vardı. Sigaranın zehirli dumanı ciğerlerime dolarken eskiden Jesse'yle ne kadar çok sohbet ettiğimi hatırlayıp hüzünlendim. Bir sorunum olduğunda ben ona gidemeden yanımda biterdi. Yine de... O ölmüştü - öleli tam bir sene olmuştu - ve artık bu durumu kabullenmeliydim. Bütün hayatımı o lanetli anıları düşünüp ağlayarak geçiremezdim, değil mi? Güçlü olmaya çalışarak dudağımı ısırdım ve kazayı aklımın uzak bir köşesine ittim. Carolyn'le buluşacak olmamın bana verdiği neşeyi bu şekilde öldürmeye niyetim yoktu. Sigaramdan son bir nefes çektim ve daha yarısına bile gelmemiş olmamı umursamadan küllüğe bastırıp söndürdüm. Cam balkon kapısındaki parlak yansımamı süzerken üzerimi değiştirip değiştirmemek konusunda kararsız kaldım. Biraz düşündükten sonra turkuaz rengi ince askılı t-shirtüm ve kot şortumla Starbucks'a gitmek için yeterince şık olduğuma karar verdim. En güzel kıyafetlerimi bu akşamki eğlenceye saklıyordum. Bless'le kendimizi içkiye vurup dansetmeyi planlamıştık. Ah, çok eğlenceli bir gün olacaktı!

Odama bağlı olan banyoya gittim ve kirpiklerime rimel sürdüm. Parlak yeşil ojelerime kat yapıp, kolayca kuruyan cildimi kremledikten sonra evin kapısına yöneldim. Converse'lerimi giymeyi planlıyordum, ama onun iki yanında duran siyah, deri sandaletler gözüme çok daha hoş göründü. Sonuç olarak yaklaşık on dakika sonra - beş dakikası asansörle otuz beş kat aşağı inmekle geçmişti - toz pembe Vespa'mın başındaydım. Normalde kaskımı takardım, ama kask takmak için fazla sıcak bir gün olduğuna karar verdim ve parlak mor kaskı motorun arkasına bağladım. Vespa'yı çalıştırırken çıkan hafif sesi duyunca gülümsedim. O aleti çok severdim. Ne kadar sürdüğüne dikkat etmediğim zevkli yolculuğun sonunda Starbucks'ın önüne parkettim ve yakıcı güneşten kaçma çabasıyla içeri daldım. Gözümü kısıp birkaç saniye yuvarlak masaları taradım. Garsona siparişini söyleyen Carolyn'i gördüğümde gülümseyerek yanına koştum ve "Bana da bir vanilyalı buzlu Latte lütfen!" dedim garson yanından ayrılmadan. Genç çocuğun siparişlerimizi not edip gitmesini bekledim, ardından sıkı sıkı sarıldım Carolyn'e. Özlemimi yatıştırıp yanağına bir öpücük kondurduktan sonra kendime bir sandalye çektim ve "Umarım çok bekletmemişimdir..." diye mırıldandım mahçup bir ses tonuyla.


En son Melissa Ambrose tarafından Cuma Ağus. 06, 2010 10:54 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Carolyn Essence Ravén
Constance Billard III.Sınıf
Constance Billard III.Sınıf
Carolyn Essence Ravén


Mesaj Sayısı : 59
Kayıt tarihi : 03/08/10

Şöhret
Puan: 0

Monoton Bir Günde Buluşmak  Empty
MesajKonu: Geri: Monoton Bir Günde Buluşmak    Monoton Bir Günde Buluşmak  Icon_minitimeCuma Ağus. 06, 2010 4:36 pm

Cam kenarında bir masa seçmesinin avantajlarında birisi de ezbere bildiği bu sokağı inceleme fırsatına sahip olmasıydı, çoğu kişinin hiç kullanmadığı dandik telefon kulübeleri, yan yana dizilmiş ve aralarında neredeyse hiç boşluk olmayan yüksek binalar... Tipik NY. Etrafta hiç yeşillik yoktu, attığınız her adım başında yerde sigara çöpleri görebilirdiniz, tamam çevreci manyaklardan olmadığı kesindi ama yine de etrafın bu kadar pis görünmesi sinirini bozuyordu. Elinde döndürüp durduğu gözlüğü kalıbının içine koydu, normalde yüzünün yarısını kapatan büyük gözlüklerini takmayı sevmesede uzun zamandır düzgün uyuyamamasından kaynaklı gözlerinin altında oluşan halkaları saklamak için bir şeyler yapması gerekiyordu çünkü en iyi fondoteninin bile saklayamacağı dereceye gelmişlerdi. Starbucks'ın kapısı aralanırken bakışları istemsiz olarak o tarafa çevrilmişti. Melissa'yı gördüğü anda çehresinde gamzelerini ortaya çıkaran büyükçe bir gülümseme oluşmuştu. Ayağa kalkıp arkadaşının ona sıkıca sarılmasına izin verdi. Onu özlemişti. M, 4. sınıf olduğu için zor bir yıl geçiriyordu. Ona sürekli buluşalım diye baskı yapmamaya çalışsa da onu içten içe hep özlüyordu. Arkadaşı yanağına küçük bir öpücük kondurup kendi siparişini verdiği sırada Carolyn onu izliyordu. Ona çok yakışan turkuaz rengi bir t-shirt giyinmişti. Altındaki kot şort ve sandaletlerle hoş görünüyordu. Koyu kestane saçları ve saçlarıyla aynı renkteki badem şeklinde gözleri vardı. Çoğu erkeğin dikkatini üzerine çekebilecek bir çekiciliğe sahipti. Melissa'nın ince sesi düşüncelerinden ayrılıp gerçek dünyaya geri dönmesine neden olmuştu.

"Hayır, sadece biraz daha erken gelmek istedim. Evde çok sıkıldım da..."

Ev? Orasının kendi evi olduğunu düşünmüyordu, çoğu kişi tarafından 'yuva' olarak betimlenen ve insanın en mutlu olduğunu söyledikleri yeri bir türlü benimseyemiyordu. O eve her girişinde geçmişiyle boğuşmaktan usanmıştı, yeni bir döneme girip olabildiğince mutlu olmak istiyordu. Hayatının en iyi kısımlarını saçma sapan insanlarla uğraşmak yerine daha farklı geçirmek istiyordu. Geçen yaz ailesine yalvararak İtalya'ya gerip dönmek istese de aldığı hayır cevabı bütün umutlarını yitirmesine ve herkesten soğumasına neden olmuştu. Hem Juliét hem de babası buraya alıştıklarını ve buradan kopamayacaklarını söylemişlerdi. Saçma sapan bahanelerle kendisini kandırmak istemeleri ise iyice sinirine dokunmuştu. Masaya konulan siparişlerinin sesi sayesinde nerede olduğunu hatırlayarak konuşmak için dudaklarını tekrar araladı. "Hem sayende George ile çizgi film izlemekten kurtuldum, ama dadısı o kadar şanslı değil." Diye kıkırdadı. Mell sık sık evlerine geldiğinden ailesinin tüm bireylerini tanıyordu. Juliét'in onayladığı az sayıdaki arkadaşlarından birisiydi. Sanki onun düşünceleri umurundaymış gibi. George'a gelince, henüz 5 yaşında olmasına rağmen çapkınlıklara başlayarak Mell'in telefon numarasını istemişti. Bu sayede onu oyuncak telefonundan arayıp onlara gelmesini teklif edecekti. Bir süre sonraysa George yaşına daha uygun bir kız bularak ona sarkmaya başlamıştı. Erkeklerin hepsi aynı değil mi? Yaşı 5 olmasına rağmen şimdiden kız peşinde. Şapşal. Frappucino'sunu eline aldı, hafif ve dinlendirici olan müziği dinlemeye başladı. Böyle müzikler genelde uykusunu getirirdi ve şu anda kesinlikle uyumaması gereken bir yerdeydi. Müziği boşvererek zümrüt yeşili gözlerini arkadaşına doğrulttu:

"Ee naber? Uzun zaman oldu, şu lanet olasıca üniversite sorunların sinirimi bozuyor."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Melissa Ambrose
Constance Billard IV.Sınıf
Constance Billard IV.Sınıf
Melissa Ambrose


Mesaj Sayısı : 310
Kayıt tarihi : 02/08/10
Lakap : Mell, M, Lissa.

Şöhret
Puan: 3

Monoton Bir Günde Buluşmak  Empty
MesajKonu: Geri: Monoton Bir Günde Buluşmak    Monoton Bir Günde Buluşmak  Icon_minitimeC.tesi Ağus. 07, 2010 1:42 pm

Carolyn gül gibi ince, zarif ve kıvrımlı vücudunu kavramış kısa zümrüt yeşili elbisesi ve elbisesiyle hoş bir uyum içindeki yeşil gözlerine yaptığı hafif ama etkili makyajıyla mükemmel görünüyordu. Onu süzerken uzun süredir içimde tuttuğum yakıcı özlem duygusu su yüzüne çıktı. Ne kadar uzun süredir birlikte vakit geçirememiştik? Bir ay? İki ay? Ürperdim. Onu gördüğüm günden beri hayranı olduğum muhteşem, yeşil gözlerine bakarken benimle aynı hisleri paylaştığını anladım. Bir gözünde benimle buluşmuş olmanın verdiği coşku ve neşe, öbüründe sanki bir gölge gibi ince bir keder vardı...

"Hayır," diye cevap verdi soruma. "Sadece biraz daha erken gelmek istedim. Evde çok sıkıldım da..." Carolyn'in evindeki yaşamından hiç haz etmediğini biliyordum ve eskiden - annesinin onayladığı nadir arkadaşlarından biri olmamdan da yararlanarak - onu boş ve sıkıcı evime kaçırırdım. İkimiz için de hoş bir değişiklik olurdu bu. Geceleri hiç uyumaz, onun bayıldığı, benimse tamamında gözümü kapalı tuttuğum korku filmleri izler, sohbet eder, gülüşürdük. Şimdiyse lanet üniversiteye hazırlanmaktan hiç kimseye istediğim vakti ayıramıyordum. İstediğim bölüm konservatuar olduğundan işim diğerlerinden biraz daha zordu. Carolyn "Hem sayende George ile çizgi film izlemekten kurtuldum, ama dadısı o kadar şanslı değil." diye mırıldandığında kıkırdadım. Carolyn'in minik kardeşi George ilk görüştüğümüzde numaramı istemiş ve fazlasıyla tatlı hareketler yaparak beni elde etmeyi ummuştu. Her ne kadar yaşı gereği çıkamayacak olsak da bir erkeğin benden hoşlanması beni mutlu etmişti, sıklıkla olan birşey değildi bu. Uzun süredir yalnızdım ve sıkılmaya başlamıştım. Beni sahiplenecek bir erkeğe ciddi şekilde ihtiyacım vardı...

"Eee, n'aber?" dedi Carolyn, beni merak içinde süzerek. "Uzun zaman oldu, şu lanet olasıca üniversite sorunların sinirimi bozuyor." Üniversite... Yalnızlık konusundan daha az can sıkıcı bir konu değildi. Dediğim gibi, konservatuara girmek için sadece başvurmak yetmiyordu. Hem okuldaki notlarım iyi olmalıydı, hem de yetenek sınavını geçmeliydim. Yetenek sınavı da bir hayli zordu. "Bir de bana sor..." diye mırıldandım kendimi suçlu hissederek. Zamanında çalışmadığım için sevdiklerimi ihmal etmek zorunda kalıyordum. "Yetenek sınavlarının ne kadar zor olduğuna inanamazsın... Sadece güzel gitar çalman yeterli değil, beste falan da yapman gerekiyor." Biraz önce gelen buzlu Latte'mi yudumladım ve "İki aydır neyle uğraştığımı sanıyorsun?" dedim, "Sınava hazırlanıp nefes almaktan başka birşey yapmadım. Keşke daha önce başlasaydım..." Sessizlik oldu. Masadaki renkli desenleri süzerken Carolyn'in benim aptal sorunlarımla ilgilenmesini istemenin küstahlık olduğunu düşündüm ve "Sen ne yaptın peki? Juliet'le aranız hâlâ eskisi gibi mi?" diye sordum. Evindeki yaşamının biraz olsun düzelmiş olmasını umuyordum...


En son Melissa Ambrose tarafından C.tesi Ağus. 07, 2010 4:55 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Carolyn Essence Ravén
Constance Billard III.Sınıf
Constance Billard III.Sınıf
Carolyn Essence Ravén


Mesaj Sayısı : 59
Kayıt tarihi : 03/08/10

Şöhret
Puan: 0

Monoton Bir Günde Buluşmak  Empty
MesajKonu: Geri: Monoton Bir Günde Buluşmak    Monoton Bir Günde Buluşmak  Icon_minitimeC.tesi Ağus. 07, 2010 3:28 pm

Seneye kendisininde bu durumda olacağını düşününce istemsiz bir biçimde ürperiyordu. Asla derslerini takan birisi olmamıştı, çoğu zaman ödev yapmak yerine deli gibi alışveriş yapmayı, her partiye katılmayı tercih ederdi. Gelecekle ilgili bir derdi yoktu, ailesinin her şekilde onu geçindireceğini bildiğinden belki de bu kadar serbestti. Babasının iş yerinde oturup boş boş kağıtlara bakmak sıkıcı olacaktı fakat onun Melissa gibi herhangi bir yeteneği yoktu. Mell, harika gitar çalardı ve çok güzel bir sesi vardı. Ara sıra onun bu özelliğini kıskandığı olurdu, buna rağmen arkadaşıyla sonsuz gurur duyardı. "Kim bilir ben ne yapacağım, hiçbir şeye yeteneğim yok. Nereyi istediğimi bilmiyorum, kararsızlık iğrenç bir şey." Çehresini tiksintiyle buruşturdu. Frappucinosundan bir yudum alırken bir yandan da elindeki telefonla Brooke'e mesaj atıyordu. 3 yaşından beri arkadaşı olan Brooke'e de en az Melissa kadar güveniyordu. O da 4. sınıf olmasına rağmen Mell'in aksine derslerine daha az önem veriyordu bu yüzden görüşmeyeli çok zaman olmamıştı. "Imm, Brooke'a mesaj attım. Akşama buluşuruz büyük ihtimalle, sende gelsene." Dedi. Brooke ve Melissa tanışıyordu. Hadi ama! Manhattan'da ki çoğu kişi birbirini tanır. Bu bazen can sıkıcı bir hal alabilir. Yalnız kalmak istediğiniz zaman bile illa ki birisi çıkar karşınıza. Bu en büyük düşmanınız ya da en yakın arkadaşınız olabilir.

"Juliét? O k.ltak iyice yerleşti eve. Annem olduğunu sanıyor herhalde."

Gerçekten de öyleydi. Şu aralarsa evi biraz değiştirerek daha 'modern' bir hale sokmak istiyordu. Tanrı aşkına, geçen yıl da bu bahaneyle evi düzenlemişti. Bir yılda ev nasıl eskiyebilir ki? "Her zamanki gibi eve takmış durumda. Cidden sinir bozucu bir kadın." *Hatta fazla sinir bozucu* diye geçirdi içinden. İlk görüşte J', sevmişti. Tatlı bir kadına benziyordu, tamam haksızlık etmemek gerek C'nin onu sevmemesinin tek nedeni her şeye burnunu sokup 'iyiliğini istiyorum' diye bahane uydurmasıdır. Ah, bir de babasını ondan uzaklaştırması vardı bir de. "Korku filmi izlemeyi özledim ve kusana kadar içmeyi de." Sızlandı. Özellikle geçen yılının çoğunu Melissa'nın evinde geçirmişti. Tabii M de onlara sık sık gelsede. Juliét'in gözleri sürekli üzerlerinde olduğundan rahatça vakit geçiremiyorlardı. Buluşmalarından birkaç gün önce filmi seçerlerdi. M, her zaman 'bu sefer izleyeceğim' dese de genelde filmi izlemez ve gözlerini kapatıp film bitene kadar öyle dururdu. Film bittikten sonra ya bir bara giderler ya da evde buldukları bütün içkileri tüketirlerdi. C'nin hassas midesi yüzünden sık sık kusarak geceyi mahvederdi. Bu sıradan olayları tekrar etmek için her şeyini verirdi. Ama en azından sınavlar bitene kadar bunun imkansız olduğunu biliyordu. Masanın üzerindeki telefon titreyince düşüncelerinden kurtuldu. Güvenlik kodunu girerek B'nin mesajını okudu. Harika, en azından akşama programı belliydi. "Programımız tamamdır." Yüzündeki zafer kazanmış ifade Melissa'nın yüzüne bakarken iyice büyüyordu. Melissa'nın 'tamam' demesi için dua etti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Melissa Ambrose
Constance Billard IV.Sınıf
Constance Billard IV.Sınıf
Melissa Ambrose


Mesaj Sayısı : 310
Kayıt tarihi : 02/08/10
Lakap : Mell, M, Lissa.

Şöhret
Puan: 3

Monoton Bir Günde Buluşmak  Empty
MesajKonu: Geri: Monoton Bir Günde Buluşmak    Monoton Bir Günde Buluşmak  Icon_minitimeC.tesi Ağus. 07, 2010 6:31 pm

Bir süre derin derin düşündü Carolyn. Aklının sorduğum soruda mı, ondan önce anlattıklarımda mı olduğunu anlamak mümkün değildi. Tam Latte'min köpüklerine dalıp gitmiştim ki, hoş sesi beni uyandırdı. "Kim bilir ben ne yapacağım... Hiçbir şeye yeteneğim yok." Yanılıyordu. Sarhoşken ne güzel şarkı söylediğini hatırlayıp gülümsedim. "Nereyi istediğimi bilmiyorum, kararsızlık iğrenç birşey." C'nin babasının yanındaki yeri hazırdı, ama bunu istediğini sanmıyordum. En azından benim gibi kendini paralamadan bir iş sahibi olabiliyordu. Bir an onu kıskandım, ama sonra küstahlık ettiğimi düşündüm. O kolayca iş sahibi olabilse de istediği işi yapmazsa mutsuz olacaktı ve bu hayatta isteyebileceğim son şeydi. Kendine uygun bir meslek bulabileceğini umdum... Belki de manken olurdu. Telefonuyla ilgilenen C'yi süzdüm ve onun manken olmak için fazlasıyla güzel olduğunu düşündüm.

Ben derin derin onu izlerken Carolyn'in her zaman kıskandığım kızıl saçlarıyla çevrelenmiş tatlı çehresi heyecanla parladı. "Hmm, Brooke'a mesaj attım. Akşama buluşuruz büyük ihtimalle, sen de gelsene!" Anında onaylamak için ağzımı açtım, ama sonra Bless'le akşamki planımız aklıma geldi ve ağzımı açtığım hızla kapadım. Brooke'u tanır ve severdim, ayrıca C'nin gece eğlencesi için ne kadar ideal biri olduğunu çok iyi biliyordum; ama Bless bu konularda bir ilahtı ve onu ekemezdim. Yine de onlara uğrayabileceğimi umdum. O sırada C mükemmel dudaklarını araladı ve "Juliét? O kaltak iyice yerleşti eve... Annem olduğunu sanıyor herhalde." dedi bıkkın bir ses tonuyla. "Her zamanki gibi eve takmış durumda. Cidden sinir bozucu bir kadın..." J, ilk bakışta tatlı bir kadın gibi görünse de düzen takıntısı ve sahte gülücükleriyle gerçekten sinir bozucuydu. Onun yanında kendinizi rahat hissedemezdiniz. Carolyn'in benim evimde kalmasının avantajlarından biri de buydu. İstediğimiz herşeyi yapabilirdik. Bara gitmek ya da bayılana kadar içmek gibi... C, ruhumu okumuş gibi "Korku filmi izlemeyi özledim, ve kusana kadar içmeyi de..." dediğinde özlemle iç çektim. Tam hislerimizin aynı olduğunu söyleyecektim ki C'nin iPhone'u titredi. Mesajı okuduktan sonra "Programımız tamamdır." dedi, zafer kazanmış gibi gülümseyerek. Çok kötü tepki vermemesini umarak "Canım... Benim Bless'e sözüm vardı." dedim. "Ama eğer yarın gece boşsan beni yanında bil." Kendimi en kötüsüne hazırladım ve cevabını beklemeye başladım...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Carolyn Essence Ravén
Constance Billard III.Sınıf
Constance Billard III.Sınıf
Carolyn Essence Ravén


Mesaj Sayısı : 59
Kayıt tarihi : 03/08/10

Şöhret
Puan: 0

Monoton Bir Günde Buluşmak  Empty
MesajKonu: Geri: Monoton Bir Günde Buluşmak    Monoton Bir Günde Buluşmak  Icon_minitimeC.tesi Ağus. 07, 2010 7:21 pm

Elinde tuttuğu telefonunu bir yandan döndürürken diğer yandan arkadaşıyla konuşmaya devam ediyordu: "Sorun değil, yarın gece boşum sanırım." Dedi. Yarın gece herhangi bir programının olup olmadığını iyice yokladı aklında. Sonrasında ailesinin herhangi bir bireyiyle tartışmaya girmek istemiyordu. Çünkü bu tartışmalardan genelde kendisi yenik düşmüş bir biçimde ayrılıyordu. Ve çoğunda cezalandırılmış; Arabası elinden alınması, 1 hafta boyunca George'a bakmak zorunda kalmak, gece dışarı çıkmasının yasaklanması gibi salakça cezalar uygulanıyordu üzerinde. Sanki bunlara uyuyormuş gibi... Parmaklarıyla masada ritim tutarken bir yandan da dışarısını izliyordu. Hava yavaş yavaş kararmaya başlamıştı. Zamanlarınıın azaldığının farkında olduğundan olabildiğince konuşarak özlem gidermeye çalışıyordu. Zamanın Mell ileyken su gibi akıp geçtiğini farketti. Eğer Brooke ile buluşacak olmasaydı o ve Bless ile buluşurdu belki de. Her neyse. Gece dikkatli olun derim, GG'nin nasıl olduğunu bilirsin, en ufak kusurunuzu bulduğu anda bunu herkes öğrenir." Yüzünü buruşturdu. Şu ana kadar ki kurbanlardan olmaması iyi bir şeydi. Gossip Girl'ün yaydığı haberler ara sıra işine yarıyordu. Manhattan'ın her şeyini nasıl bilebilirdi ki bir insan? Kimin ne yaptığını, nerede olduğunu? Melissa'larda kaldığı gecelerde bunu tartışırlardı sık sık saçma sapan teoriler üreterek onun kim olduğunu bulmaya çalışırlardı. Sonuç? Elbette bulamazlardı.

Melissa o tatlı gülümsemesini sergilerken o da arkadaşına küçük bir tebessüm hediye etti. Frappucino'sunun son yudumunuda içtikten sonra eliyle itti. Birkaç saniye sonra gelen garson bitmiş içeceğini alırken adamın 'başka?' diyen bakışlarıyla karşılaştı. [color=#ffcccc]"Hayır, teşekkürler." Gözlerinin altındaki kahverengi-mor halkaları işaret ederek: "Kaç gecedir uyumuyorum Tanrı bilir. Gitmeden biraz vitrinlere bakalım, başka bir güneş gözlüğüne ihtiyacım var." Bilmiyor muydunuz? Manhattan'da yaşayan zengin aile çocuklarının hepsi böyledir. Çorap değiştirir gibi eşya değiştirirler. Sonuçta parayı aileleri kazandıkları için sorun yoktur. C de bunlardan birisi. Brooke ile buluşması erken biterse eve gidip uyumayı planlıyordu. Eğer Melissa ile buluşacaksa bu kesinlikle uyumamak demekti. Yani sonuçta sızmak ve uyumak arasında fark var değil mi?

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Monoton Bir Günde Buluşmak
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Gossip Girl R-Play :: New York City :: Manhattan :: Starbucks-
Buraya geçin: