Gossip Girl R-Play
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


You know, you love me. XOXO Gossip Girl
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 # just friends?

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Rochelli Milene Rousseau
Constance Billard IV.Sınıf
Constance Billard IV.Sınıf
Rochelli Milene Rousseau


Mesaj Sayısı : 519
Kayıt tarihi : 19/07/10
Lakap : Roche. Devil's Sister diye de anılır.

Şöhret
Puan: 28

# just friends? Empty
MesajKonu: # just friends?   # just friends? Icon_minitimePerş. Ağus. 05, 2010 4:46 pm

Alex Mclain & Rochelli M. Rousseau

# just friends? Ben_Barnes_21 x # just friends? Erin_heatherton46


Bara girdiğimde üzerimdeki siyah mini straplez elbise uzun ve bronz bacaklarımı gözler önüne seriyordu. Altımdaki siyah rugan platformlar ise uzun olan boyumu daha da uzun gösteriyordu. Siyah göz kalemi çekilmiş mavi gözlerim muzip bir ışıltıyla sırıtırken her zamanki kırmızı parlak rujumu sürdüğüm dudaklarım manalı bir gülümsemeyle kıvrılmıştı. Orta bir boya sahip sarı saçlarımı tarayıp doğal haline bırakmıştım. Bir yanım çok masum bir yanımsa çok vahşiydi ve bu beni kusursuz yapıyordu. Yüksek topuklularım üzerinde barın olduğu tarafa doğru yürürken etraftakilerin gözlerini üzerimde hissediyorum. Gidemediğim partilerin acısını çıkartacağım bu gece. Belki barlarda bile dans edebilirim, kim bilir? Hatta bunu yapacağım, kesinlikle yapacağım. Yüksek bak taburelerine oturduğumda artık alışık olduğum barmene sırıtarak vişne votkamı sipariş ettim. Burası yine her zaman ki gibi kalabalıktı, bir sürü terli vücut etrafta dolanıyordu. Onlardan biri neden olmayayım ki? Tabii daha farklı bir şekilde. Eğilip ayakkabılarımı çıkarmaya başlayınca barmen benim ne yapmak istediğimi anlarmış gibi gülümsüyor. Tekrar normal konumuma dönerek ona göz kırpıp sırıtıyorum. Deri topuklularımı elime tutuşturarak bar taburesinde ayağa kalkıyorum ve ayakkabıları bir yere koyması için ona uzatıyorum. Bar taburelerindeki ya da dans pistindeki ne yaptığımı anlamaya çalışır gibi bakan gözlereyse anlamlı bir şekilde sırıtıyorum. Çalan müzik ortama çok uygun tam istediğim gibi. Barın üstünde çıplak ayaklarımla dururken müziğin ritmine hafif hafif uymaya başlamam gittikçe daha hızlanıyor ve şu an tam anlamıyla dans ediyorum. Kahkahalarım duyulmasa bile ben onların çınladığını hissedebiliyorum. Kendi haline bıraktığım saçlarım iyice karışıyor, darmadağınık oluyor. Bir yarım saat kadar bu ritüeli sürdürdükten sonra Alex'in tanıdık kahverengi kafasını görünce aklıma ona buluşmamızı söyleyen mesajı attığım geliyor. Saat tam on bir. Hiç geç kalmamış. Tabii o kadar fazla içtim ki aklımdan çıkmış buluşacağımız. Yine de sorun değil, ikimiz de buradayız sonuçta. Alex bulunduğum tarafa doğru yürürken arkamın dönük olduğu barmene elimi uzatıyorum ve deri topuklularımı geri alıyorum. Ayağıma hızlıca geçirip bar taburesine yeniden oturuyorum. Aklım o kadar bulanık ki Lex yanıma geldiğinde sarılıp yanağına sulu bir öpücük kondururyorum. Sarhoşluğuma bağlanabilecek bir hareket, aldırmayın. 'Hoşgeldin arkadaşım.' diyerek neşeli bir şekilde gülüyorum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://lc-rpg.do-goo.net/forum
Alex Mclain
St.Jude IV.Sınıf, Admin
St.Jude IV.Sınıf, Admin
Alex Mclain


Mesaj Sayısı : 1215
Kayıt tarihi : 18/07/10
Lakap : Lex

Şöhret
Puan: 113

# just friends? Empty
MesajKonu: Geri: # just friends?   # just friends? Icon_minitimePerş. Ağus. 05, 2010 8:36 pm

Gece araç kullanmak için fazla güzel bir geceydi. Alex elleri ceplerinde, dudaklarında geçmişin nostalji filmlerinden kopma bir melodinin ıslığı vardı. O an keyifli gibi görünebilirdi ama tüm bunlar aslında derin bir yanılsamadan ibaretti. Alex loş ışıklı bir barda içki hayalleri kurarken zaten parmaklarının arasından kalıp giden ve Irish Cream yazısı yukarı bakacak şekilde durana kadar yuvarlanan Bailey’ten bir şişe bitirmişti. Tüm bu melankoliyi gömme amaçlı içilen içkinin yarattığı mutluluk sebebinin bir kart parçası olması garipti. Clem’in elinde Cleo’nun kartını gördüğünde yaşadığı mutluluk tarifsizdi. Yine de yazılanlar arasında kendini bulamamak ayrı bir üzüntü sebebiydi. Kelimeler arasında tek bir Alex adı bile geçmiyordu, Alex’e benzer bir kelime bile yoktu. Alex orada Clem’e umursamadığını göstermeye çalışırken buna inanmayacağına adı gibi emindi. Clem’i dertleşme partneri olarak bellese de konu Cleo olduğunda son günlerde biraz daha zorlanır olmuştu. Bu yüzden onunla konuşabilecek olduğunu bile bile bu güzel seçeneği fırlatıp kenara attı ve yarım ağız bir bahaneyle eve gitmesi gerektiğini söyledikten sonra babasının yokluğunu fırsat bilip dolaptaki Baileys’ten bir şişe bitirmişti, az önce sokağa düşürdüğü boş şişenin içindekileri yani. Mutluluk hormonu salgılamasındansa daha çok hüzünlenmesine sebep olmuştu bu içten. Ama gevşek sinirsel yapısı yüzünden her an keyiflenip her an üzülebiliyordu. Cleo’nun kendisini unuttuğuna kesin kanaat getirmişti gelen kartpostalla. Bunu zor bulmuyordu, aksine Cleo’nun VS mankeni olduğunu öğrendikten sonra bu günün geleceğini biliyordu. Muhtemelen erkekler peşinde pervaneydi ve Alex bütün VS’ı alıp iflas ettiremeyeceği için herhangi bir şey yapamıyordu. Eli kolu tamamen bağlıydı ve böyle olmak onu daha da çileden çıkartıyordu. Şişeyi hala elinde tutuyor olsa bir vitrin camına fırlatırdı. Kapalı dükkânlardan birinin önünde durup camdan kendi yansımasına baktı. Beyaz gömleklerinden biri yine üzerindeydi. Altında hep giydiği takım elbise pantolonlarından birinin aksine gece koyusu bir kot vardı. Siyah kadife ceketi yine üzerindeydi, bu ceketi aldığı zamandan beri onu uğurlu buluyordu ki bu kendisi gibi uğursuzluklara batmış biri için biraz ironikti. Siyah kravatına uyumlu siyah converselerin her zaman havalı durduğuna inandığından yaşlı ayakkabısı gördüğü siyah rugan ayakkabıların aksine onları giymişti. Kendi yansımasına bakarken cebindeki blackberrynin titrediğini hissetti ve elini cebine atıp telefona baktı kısık gözlerle. Rochelle’in davetini gördüğünde gülümsedi, artık arkadaş sayıldıklarından hiçbir iğneleyici laf atma gereği duymamıştı. Roch’u kızdırmayı sevse de onunla anlaşma işine daha bir ısınmıştı nedense. Blackberryi cebine atarken ayakları çoktan gideceği yere yönelmişti.
Rochelli’yi bulduğunda onu o şekilde bulmayı beklemiyordu. Ne şekilde bulmayı beklediğini belirlememişti elbette ama olmayan liste içinde bar taburesi üzerinde dans etme seçeneği yoktu. Roch bar taburesine yeniden otururken Alex onun sarhoş olduğunu fark etti. Doğrusu içki kokan nefesi bariz bir şekilde sarhoş olduğunu haykırıyordu. Alex de hafiften kayık hissettiğinden öfkeli ayık insan rolünü oynamayacaktı. Alex adem elmasına sürtünen kravatı gevşetip barmene döndü ve ”Tekila shot, hem de bir sürü.” Dedi ve Rochelli’ye döndü. “Partiye bensiz başlamışsın ama, haksızlık.” Alex Rochelli’nin inanılmaz göründüğünü reddedemedi. Topuklu ayakkabılarından dar ve felaket kısa elbisesine kadar iştah açıcı görünüyordu. “Yine fazla… Arkadaşça giyinmişsin.” Dedi ve yamuk gülümsemesiyle süzdü Rochelli. Evet Roch ile arkadaşlık iyi fikirdi ama Rochelli’nin çekiciliğine karşı koyması gerekecekti böyle devam edebilmesi için. Yine de belki alkolün sızdırdığı güzel geçmiş anılarının tatlı kokusunu hissetmeden edemedi, bir ilkini yaşadığı Rochelli ile ilgili olan zevkli anısından silkinerek kurtuldu ve yanına getirilen dört tekila shotu fondipleyip limonunu ısırırken ekşi bir suratla “Daha fazla.” Dedi barmene. İçkinin midesini yaktığını ve kulaklarına kadar uzanan o gıdıklanma duygusunu hissedebiliyordu. Yeterli değildi, daha fazla içmeliydi. Alkolün kanına karıtığını ısınan bedeninden anladığında yine Roch’a döndü ama ona bakmak daha da sıcaklamasına sebep olmuştu. Kravatı çekip çıkardı ve yere attı. Arkada gürültülü bir müzik vardı. “Burası fazla gürültülü değil mi?” diye sordu sesini duyurabilmek için Rochelli’ye yaklaşıp. Ardından yeniden barmenin bıraktığı tekilaları Rochelli’nin omzunun üstünden gördü, kızın önündeki tekilaları alıp fondiplerken ikisini ona bıraktı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Rochelli Milene Rousseau
Constance Billard IV.Sınıf
Constance Billard IV.Sınıf
Rochelli Milene Rousseau


Mesaj Sayısı : 519
Kayıt tarihi : 19/07/10
Lakap : Roche. Devil's Sister diye de anılır.

Şöhret
Puan: 28

# just friends? Empty
MesajKonu: Geri: # just friends?   # just friends? Icon_minitimeCuma Ağus. 06, 2010 1:27 pm

'Anlaşılan sen de beni beklememişsin.' diyerek gülümsüyorum. Anlayışlı bir gülümseme bu. Daha normal bir gecede olsaydık ona neden bu kadar değiştiğini sorardım, ama şu an fazlasıyla içtim ve sarhoşum, bu tür şeyleri düşünecek halim yok. Bu yüzden gülümsememi daha neşeli bir sırıtışa bırakıyorum tekrardan. Söylediği kelimeler gülümsememin biraz duraksamasına neden oluyor, hafif bocalıyorum. Fazla arkadaşça olmak ikimiz için de biraz sorun yaratabilir. İyi anlaşabiliriz, hatta iyi bir arkadaş olma kapasitemiz de var belki ama geçmişimiz biraz sorun çıkarabilir. İlklerimizi beraber yaşadık, ve ilkler benim için önemlidir. Her neyse, bunları düşünmemeliyim. O daha fazla içki isterken başımı çevirip durgun bir suratla tekrar barmene bakıyorum. Ona neler oldu böyle? Bu gidişle benden daha kötü olacak. Gerçi ben de sarhoşum gıcıklık yapmayacağım buy yüzden. Yalandan neşeli gülümsememi yeniden takınıyorum, bu alışık olduğum bir şey. Bu gülümsemeye çok ihtiyacım oldu gerçekten, olmak istemediğim yerlerdeyken, olmak istemediğin kişilerleyken... İyi bir oyuncu oldum geçen zaman içerisinde. Hareketlerimi çoğunlukla tahmin eden Alex bile şu an bu gülümsemenin yapmacıklığını fark edemez. Kravatını gevşetip çıkarmaya başlayınca yeniden ona bakıyorum. Anlaşılan o kadar içmiş ki alkol kanına karışıp onu fazlasıyla ısıtmış. Kötü çocuk haliyle enfes gözüktüğünü söylemeliyim, bu alkolün aklıma sızdırdığı bir düşünce olsa bile. Biz burada otururken müziğin sesi iyice artmış, herkes fazlasıyla coşmuştu. Alex söylediklerinde haklıydı, burası fazla gürültülüydü. Ben de sesimi duyurmak için ona biraz daha yaklaşarak konuştum. 'Nereye gitmek istiyorsun?' İkimiz de buram buram alkol koksak bile onun bu kadar yakınında olmak gerçekten harika bir histi. Sarhoşluğumun etkisiyle algılarım çok değişken, yavaşlayıp hızlanıyorlar sürekli. Müziğin sesi bu yüzden beynimi patlatacak gibi oluyor burdan hemen çıkmalıyım. Alex'in elini tutup çekerek 'Hadi gel.' diyorum ve ikimizi de sürükleyerek dışarı çıkarıyorum. Bunu neden yaptığımın bilincinde değilim, hatta ne yaptığımın da farkında değilim. Kollarımı göğsxümde birbirine kavuşturarak yeniden onun konuşmasını bekliyorum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://lc-rpg.do-goo.net/forum
Alex Mclain
St.Jude IV.Sınıf, Admin
St.Jude IV.Sınıf, Admin
Alex Mclain


Mesaj Sayısı : 1215
Kayıt tarihi : 18/07/10
Lakap : Lex

Şöhret
Puan: 113

# just friends? Empty
MesajKonu: Geri: # just friends?   # just friends? Icon_minitimeCuma Ağus. 06, 2010 4:27 pm

Alex soru üzerine aklından bir sürü yer geçirdiyse de hiçbirini dile getirmedi zira Roch ile arkadaş olmaya cidden çaba gösteriyordu. Arkadaki müzik iyice gürültülü olmuştu ya da içtiği Baileys yüzünden cidden beyni infilak edecekmiş gibi hissediyordu. Neyse ki bir şey demesine kalmadan Rochelli tarafından dışarı sürüklendi. Bunun için ona minnettardı. İçeride daha fazla kalırsa midesinin taklalar atacağını ve kalabalıktan daha da bunalacağını biliyordu. Güzel gecenin serinliğinden büyük bir parça aldı derin bir nefesle. Temiz hava cidden iyi geliyordu. Rochelli’nin kollarını göğsünde kavuşturup beklentiyle baktığını fark etti. Alex gülümsedi. “Sadece yürümeye ne dersin? Dümdüz, yol nereye götürürse?” Eliyle yolu işaret etti ve Rochelli’nin cevabını beklemeden ellerini cebine sokup yürümeye başladı. Neyse ki tekrar içeri girip Alex’i yarı ayık yarı sarhoş sokakta bırakmamıştı. Düz yürüdüğünü düşünürken sallana sallana yürüyordu, her hareketinde saçları önüne düşüp yüzünü gıdıklıyordu. Gülümsemesi hala silinmemişti, kısa bir zaman dilimi için de olsa aklından Cleo’yu çıkarabilmişti. Yol çizgilerinin ne kadar bulanık olduğunu düşünüyordu. “Kütüphanede üstüne geldiğim için özür dilerim Roch.” Dedi konuştuğunu bile fark etmediği zamanda. Dudakları uyuşukça açılıp kapanıyordu sadece. “Sadece en iyi arkadaşımla eski sevgilimin çıkıyor olma düşüncesini kendime yediremiyorum. Aramızda olanlardan sonra ve...” Normal zamanda bunun konusu açılsa başka bir sebep sunardı ama o an ne dediğinin farkında değildi. Son anda Thomas'ın onu Clem ile aldattığını söylemeden sustu. Bu büyük bir facia olurdu. Sonunda bir süre yürüdükten sonra yolun ortasında durup parmağıyla Starbucks’ı işaret etti. “İşte, hadi starbucks’a gidelim! Biraz kahve içeriz.” Hesaplamadığı tek nokta Starbucks’ın gecenin köründe kapalı olmasıydı. İkili bunu anca kapısına kadar geldiğinde fark etmişti. Alex kapıyı tıklatıp ellerini kapıya yasladı ve içeriye bakındı. “Kimse yok mu?!” Sesi sokak lambalarının aydınlattığı boş sokak yankılandı. Alex cebinden bir tahta kalemi çıkarıp, bunun nereden geldiği hakkında en ufak bir fikri bile yoktu, Rochelli’ye gösterdi. “Biz de not bırakırız.” Otomatik cam kapıya devasa puntolarla “Geldik ama yoktunuz, iki adet frappucino istiyoruz!” yazdıktan sonra kalemi Roc’a verip emeğine uzaktan beğeniyle baktı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Rochelli Milene Rousseau
Constance Billard IV.Sınıf
Constance Billard IV.Sınıf
Rochelli Milene Rousseau


Mesaj Sayısı : 519
Kayıt tarihi : 19/07/10
Lakap : Roche. Devil's Sister diye de anılır.

Şöhret
Puan: 28

# just friends? Empty
MesajKonu: Geri: # just friends?   # just friends? Icon_minitimeC.tesi Ağus. 07, 2010 1:20 am

Alex'in yazdığına gülmekten kırılıyorum, bunu yaptığımıza inanamıyorum aynı zamanda. Tabii manyak gibi gülmem fazla alkolün sonucu. Normalde böyle bir şey için bu kadar fazla gülmem. Uzattığı kalemi alıyorum ve Lex'in yazdığının yanına 'Karamel soslu olsun lütfen!' kelimelerini de ben ekliyorum. Bunu yazdıktan sonra Alex'e dönüp yüzüne birkaç saniye baktıktan sonra gülmemin şiddeti iyice artıyor. Bilimselliği ne kadardır bilmiyorum ama fazla gülerseniz bu da alkol etkisi yapıyor, tarafımdan denendi. Gülmeye devam ederek 'Gerizekalının tekiyim.' gibi bir şeyler geveliyorum. Alkolün yoğun etkisiyle dengem de iyice bozuldu. Giydiğim topuklular beni fazla rahatsız ediyor, yürürken sürekli düşecek gibi oluyorum zaten. Ayakkabıları yavaş yavaş ve teker teker çıkartıp elime tutuşturuyorum. Çıplak ayaklarla hafif soğuk kaldırıma basmak bana büyük bir zevk veriyor nedense. Bu hissi daha da arttırmak için Alex'i yeniden arkamda sürükleyerek nereye gittiğimi bilmeden yürüyorum. Sarhoş olmasaydım muhtemelen Lex'in az önce söylediklerinden hinlenirdim. Ama şu an çok farklı hissediyorum, normalde asla yapmayacağım şeyler yapabilirim. Geçmişin tatlı anıları zihnime tekrar süzülürken gülmeyi kesip mayhoş bir şekilde sırıtıyorum. O zamanlar daha iyi biri olduğum bile söylenebilir. En azından bir bakıma bu kadar kirlenmiş değildim. Ablamla yaşanan olaylardan beri böyleyim ben, bu da çok uzun bir zamana denk geliyor. Bunları şu an düşünmemem gerekiyor değil mi? Evet. Dengemi daha fazla kurmaya çalışarak yürüyorum ama işe yaramıyor tabii ki. Kaldırımların üzerinde başıboş dolanırken ani bir fikir değişimiyle sokak lambasının tekine doğru yürüyüp yere çökerek ona yaslanıyorum. Ayaklarımı ileri doğru uzattım, ayakkabılarımsa hemen yanımda duruyor. Alex'e hadi gelsene tarzı bir bakış atıyorum, o ise bir süre ne yaptığıı anlamamış gibi bakmayı sürdürüyor. Ancak sonradan beni yalnız bırakmamaya karar verdi herhalde, yaslanacak bir yeri olmasa bile o da yanıma oturuyor. Ona acırmışçasına bakıp 'İstersen başını bacaklarıma koyabilirsin.' deyip yeniden gülüyorum. Bu garip anlaşılabilecek türden teklifi neden kabul ettiğini bilmiyorum ama başını koyup yüzünü yeniden bana çevirdiğinde gülümsemem biraz soluyor gibi. Hatta bir an saçlarını okşayasım bile geliyor. İkimizin arkadaş olması biraz zor gibi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://lc-rpg.do-goo.net/forum
Alex Mclain
St.Jude IV.Sınıf, Admin
St.Jude IV.Sınıf, Admin
Alex Mclain


Mesaj Sayısı : 1215
Kayıt tarihi : 18/07/10
Lakap : Lex

Şöhret
Puan: 113

# just friends? Empty
MesajKonu: Geri: # just friends?   # just friends? Icon_minitimeC.tesi Ağus. 07, 2010 3:35 pm

Alex de katıla katıla gülüyordu Roch ile birlikte. Yaptıkları resmen Vandalizm idi ama herhangi bir polise yakalanmadıkça ve böylesine sarhoş oldukça daha sık yapabileceği bir şey idi. Sanat eseri inceler gibi kapıya baktıktan sonra baş parmağını kaldırdı ve ölçü alır gibi kapıya tuttu ama kolu sabit durmuyordu, Alex olduğu yerde sendelerken yeniden güldü. Gözleri yukarıdaki kendilerine dönük beyaz renkli güvenlik kamerasına takıldığında gülmeyi kesti ama kıkırdamayı kesemiyordu, sanki görünmez parmaklar tarafından gıdıklanıyor ve onları durduramıyordu. Kafası Clem ile karşılaştığı ve Thomas’ın hastanede olduğunu öğrendiği o akşamdan farksızdı, o gün solo atan penguenleri ve zeybek yapan kutup ayılarını düşünmüştü, bu gece ise görünmez parmakların saldırısına uğramış gibiydi. Sonunda nefes almak için kendine ayırdığı o küçük zaman diliminde hala gülümsese de gülmeyi kesmişti. Doğrulduğunda yine tökezledi ama bu sefer dengesini daha çabuk sağlamıştı. Rochelli bir şeyler geveliyordu ama Alex onu tam anlamıyla duyamadı. “Evet, belki de bugün yağar.” Dedi gülümseyerek. Rochelli’in hamburger yağmurundan bahsettiğini düşünmüştü, önceki akşamların birinde yemeklerin yağdığı bir animasyon izlediğinden uzak bir düşünce gibi gelmemişti. Tabi kendisi de geveleyerek konuştuğundan duyulup duyulmadığından da emin değildi. Rochelle tarafından yeniden sürüklenmeye başladığında şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdı. Boş sokaklar arasında onun ardından sürüklenirken etrafına bakıyordu. O kadar boştu ki zombi saldırısına uğramış bir kasabayı andırıyordu. Hayata dair olan tek şey çok uzaklardaki bir bardan taşan, uykulu bir sevgilinin fısıltısını andıran müzikti. Alex en azından bu çalanın çıktıkları yerde çalandan daha iyi olduğunu düşündü, Coldplay’in hatırlayamadığı bir şarkısıydı. Sonunda Roch onu bırakıp sokak lambasının dibine çöktü. Alex ayakkabısız olduğunu o sırada fark etmişti, ayaklarının acıyıp acımadığını merak etti ama büyük bir özgürlük olmalıydı ayakkabısız dolaşmak. Bir gece pijamayla şehri dolaşmak istiyordu ama bunu yapamayacak kadar göz önünde bir insandı. Roch’un daveti üzerine şaşkın yavru köpek bakışlarından kurtulup sarsakça yanına oturdu kambur gibi. Ardından Roch’un ikinci davetine de hayır diyemedi başını bacaklarına koydu. Kafasında alkolün bulandırdığı bir sürü düşünce vardı. “Nasılsa arkadaşsınız.” Diyordu iç sesi. Başını çevirip Rochelli’ye baktığında şu sarhoş haliyle normalden güzel olduğunu düşündü. Bu arkadaşlık duygusuna çok tersti. Roch'un dudaklarına ve yüzüne pembelik gelmişti, baygın bakışları onu daha da tatlı gösteriyordu. Alex ona bakarken ikinci sınıf toy bir çocuk olduğunda hissettiklerini yeniden hissettiğine emindi. O zamanlar Roch’un dışarıdan görüldüğü gibi biri olmadığını düşünmüştü, ardında gizlendiği maskenin bir kabuktan ibaret olduğunu, aslında sırf zarar görmemek için böyle yırtıcı davrandığını. Ve yine yıllar önce yanılsamadan ibaret olduğunu ve o zamanlarda kendini kandırdığına karar verdiğinde ayrılmışlardı. Tabi bu kararı vermesinde şu kendisini aldattığı çocuğun da rolü büyüktü. Yine de o gece sokak lambası altında Roc’un gölgelere saklanmış yüzüne baktığında bir şeyleri özlediğini fark etti. Sessizce geçen dakikalarda Alex’in yüzünden birçok ifade geçti. Yattığı yerden güçlükle doğruldu ve Roch’a yaklaştı. Gözlerinde hala bunu isteyip istemediğini açık edecek bir ifade arıyordu. Biraz daha cesaret kazandığında Roch’a eğildi, gözleri dudaklarıyla arasında tereddütlü bir yol izledi. Parmak uçlarını Roch’un pürüzsüz yanağını okşadı, sonunda çekilmesine fırsat bırakmadan Roch’un gece karanlığında bile kıpkırmızı görünen dudaklarına bastırdı kendini. Üç saniyelik zaman diliminde Roch’un dudaklarının tadına baktıktan sonra geri çekti başını ve arzuyla karışık meraklı bakışlarını Roch’un parıldayan gözlerine dikti. O mesafeden kızın sıcak nefesini duyumsamak ne de tatlı bir duyguydu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Rochelli Milene Rousseau
Constance Billard IV.Sınıf
Constance Billard IV.Sınıf
Rochelli Milene Rousseau


Mesaj Sayısı : 519
Kayıt tarihi : 19/07/10
Lakap : Roche. Devil's Sister diye de anılır.

Şöhret
Puan: 28

# just friends? Empty
MesajKonu: Geri: # just friends?   # just friends? Icon_minitimePaz Ağus. 08, 2010 11:06 pm

Her zaman çok beğendiğim elleri yanağımı okşarken kendimi ikinci sınıftaki gibi hissediyorum. Aslında o zaman yaşananlar için üzgünüm, pek çok kişi gibi onu da hayal kırıklığına uğrattım çünkü. Bunu istemezdim, gerçekten. Anlık bir olaydı ve bunu açıklamaya çalıştım ama her normal insanın yapacağı gibi beni dinlemedi. Ben de dinlemezdim, bu yüzden onu hiç suçlamadım. O gözlerimin içine bakarken içimdeki bir parçamın hala eskiyi özlediğini fark ediyorum. Dudaklarıma yapıştığındaysa geri çekilmiyorum, bunu yapmayı kesip ışıldayan gözlerime baktığındaysa bu sefer ben ellerimi onun yüzüne koyuyorum. Ağır çekimde gibi dudaklarımızı yeniden birleştirirken başlarda masum olan öpücük daha arzulu bir hale bürünüyor. Ellerimi yüzünden çekip uzun saçlarını okşuyorum. Saçlarını gerçekten çok seviyorum, gerçi onun her santimetresi mükemmel. Bunu kendim biliyorum, inanın bana. Sıcak ellerini sırtımda yeniden hissetmek müthiş bir duygu. Geri çekilerek ayakkabılarımı yeniden elime alıyorum ve ayağa kalkıyorum. Alex ne olduğunu anlamaya çalışırmış gibi yeniden bakıyor, bense sadece bir kez daha elini tutup bir taksi bulmak için kaldırımın kenarına yürüyorum.

Anahtarlarımı bulup evin kapısını hızlıca açmaya çalışıyorum, ancak bu pek mümkün olmuyor. Biraz uğraştıktan sonra kapı açıldığındaysa ikimizi de içeri sürüklüyorum. Bunu isteyip istemediğini gerçekten bilmiyorum, ama çekip gitmediğine göre istiyor olmalı. Şu an sarhoş olmasam onunla öpüşmez ve evime getirmezdim, beynimin hala mantıklı düşünen küçük yanı bana bunları fısıldasa da umursamıyorum. Alex'in hala tuttuğum elini bırakıp yüzümü ona çeviriyorum ve şu an çok az olan düşünme yetimi tamamen kullanarak konuşuyorum. 'Bunu istiyor musun?'
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://lc-rpg.do-goo.net/forum
Alex Mclain
St.Jude IV.Sınıf, Admin
St.Jude IV.Sınıf, Admin
Alex Mclain


Mesaj Sayısı : 1215
Kayıt tarihi : 18/07/10
Lakap : Lex

Şöhret
Puan: 113

# just friends? Empty
MesajKonu: Geri: # just friends?   # just friends? Icon_minitimePtsi Ağus. 09, 2010 12:55 am

Bulduğu karşılık Alex’in kalbini yerinden söküp almıştı adeta. Hissettiği o duygu tarifsizdi, adeta su altında fazladan kalmış birinin aldığı ilk nefes gibi. Bu sefer hükmedici kısmın Rochelli olması işleri çekingen bir buseden daha arzulu hale çevirmişti. Eli Roch’u sahiplenircesine sırtına gittiğinde dudakları da aynı şekilde aynı hissi paylaşıyordu. Sokak lambası altında oynaşan gölgeler Roch’un geri çekilip ayaklanması ile son bulmuştu. Bir an esef bile çekip gideceğini düşündü, kendisini bu yaptığı ile tek başına bırakacak belki gülerek bunların hepsini onunla alay etmek için yaptığını söyleyecekti. Alex böyle düşünürken kendini felaket hissetti, tuzağa düşmüş gibi. Zaten o anki dünyası ağır bir tekerlek gibi dönerken bu çok ağır gelirdi. Ama Roch’un sadece bir taksi için kendisini bıraktığını öğrendiğinde eski haline geri döndü. Eve nasıl geldiklerini bile bilmiyordu, tek hissettiği taksi koltuğunun ne kadar rahatsız olduğuydu ardından evin kapısını kurcalayan anahtar sesini işitmişti. İkisi de sarhoştu bu yüzden geçen zaman fark edilmeyecek kadar az gibi geliyordu.

Eve girdiğinde Roch’un küçük ve sıcak eli tarafından sürüklenmeye izin verdi. Rcoh o karanlıkta dönüp kendisine baktığında yüzüne dokunan ay ışığı altında tanrıça gibi görünüyordu. Karanlıkta bile gözlerinin feri gitmemişti, biraz sarhoşluktan biraz da onu yakıp kavuran arzudan. Soruyla beraber Alex hiçbir şeyi bu kadar istemediğini düşündü. Hala Cleo’nun anıları sinek vızıltısı gibiydi ama Alex o geceliğine onu bile kulak arkası edebilirdi. Cleo’nun hatıralarının yerini Rochelli’nin ikinci sınıftaki anıları almıştı ve kokusuyla beraber yeniden hayata geçiyor gibiydi. Alex Rochelli’ye yürüdüğü zaman aralığında heyecanla ve istekle mırıldandı keskin ve en ölümcül ses tonuyla. “Kesinlikle.” Başı ve tüm dünyası Roch’un ekseni etrafında dönüyordu sanki tüm dünyası onunmuş gibi. O an ne Clem vardı, ne Cleo ne de Thomas. Sadece kendini geride bırakacak kadar sarhoş iki eski sevgilinin yeniden alevlenmiş tutkuları ile dudakları hareket ediyordu. Roch’un kıvırcık kirpikleri yüzünü gıdıklarken eli bel çukurunu buldu. İşin ehlini bilen ellerinden biri çenesinin altındaki o boşluğa otururken belindeki hafifçe aşağı kayıp kadınsal kıvrımlarında dolaştı, ilerleyerek Roch’u da gerilemeye zorlarken çarpıcı kokusu burnunu dolduruyordu. Eli dar ve çıplak omuzlarından kayarak elbisesinin fermuarını buldu ve hazine sandığını ilk kez açan bir korsan misali heyecanla kanına adrenalin pompalarken kendini birazcık geriye çekip şehvetle büyüyen gözbebeklerini Kısık gözlerinin ardından Rochelli’nin kızarmış dudaklarına dikti ve öpüşmekten ciğerlerinden sökülen havanın el verdiğince “Şimdi nereye?” diye fısıldadı. Göğsü derin nefeslerden inip kalkarken düşünebildiği tek şey Cleo’nun gidişinden beri kimseyi bu denli istememiş olduğuydu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Rochelli Milene Rousseau
Constance Billard IV.Sınıf
Constance Billard IV.Sınıf
Rochelli Milene Rousseau


Mesaj Sayısı : 519
Kayıt tarihi : 19/07/10
Lakap : Roche. Devil's Sister diye de anılır.

Şöhret
Puan: 28

# just friends? Empty
MesajKonu: Geri: # just friends?   # just friends? Icon_minitimeSalı Ağus. 10, 2010 9:36 pm

Aldığım cevap karşısında sırıtmama engel olamıyorum. Şu an benim için için Alex'ten başka kimse önemli değil, şu an kontrolüm tamamen onun elinde. Bir sevgilim olduğunu unutuyorum, en yakın arkadaşlarımdan birinin ondan hoşlandığını unutuyorum, onunla eski sevgili olduğumuzu unutuyorum... Tüm bunlar bittiğinde mazeretim bile tamamen hazır. Sarhoştum. Biliyorum ki bu durum kimsenin umurunda olmayacak, çünkü çoktan herkesi kırmış olacağım. Bu gerçekten şu an önemli değil ama sona geldiğimizde de böyle olacak mı bilmiyorum. Elleri vücudumda gezintiye çıkarak sonunda fermuarımı açtığında elbisemin bedenimden kayışını hissediyorum. Üzerimde sadece sutyen ve tanga varken öpüşmeye devam ederek geri geri ilerliyorum. Ellerimi göğsünde gezdirerek önce ceketini çıkarıp yere fırlatıyorum, sonra da yine aynı hızda gömleğinin düğmelerini açıyorum. Alex'in başını geri çekerek konuştuğunda gülüyorum. Bu gülüşte s*rtükçe bir hava sezilse de bunu umursamayacağım. 'Cevabını bildiğin soruları neden soruyorsun?' Bu lafımla beraber geri geri ilerlemeye devam ederek odama doğru ilerliyoruz ve el yordamıyla kapıyı açıyorum. Düğmeleri açık olan gömleğini vücudundan sıyırıp onu da bir yere fırlatıyorum. Dejavu hissine kapılsam da bu seferki daha farklı. Bu sefer bilinç dışı hareketler var, buna rağmen tereddüt de yok. 'Ama haksızlık, sen benden daha fazla giyiniksin.' Kısık nefeslerimin arasında kedi mırıldaması gibi çıkan bu sese karşı Alex gülüyor. Pantolonunu çıkardıktan sonra hangimizin birbirimizi çekiştirdiği belli olmuyor ama bir şekilde o yatağa uzanıyoruz. Dağınık ve asla topalamadığım yatağımın üzerinde öpüşmeye devam ederken üzerimizdeki son kıyafet parçaları da kayıyor. Bu yatakta her uyuduğumda aklıma sürekli bu anın gelip delireceğimi henüz bilmiyorum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://lc-rpg.do-goo.net/forum
Alex Mclain
St.Jude IV.Sınıf, Admin
St.Jude IV.Sınıf, Admin
Alex Mclain


Mesaj Sayısı : 1215
Kayıt tarihi : 18/07/10
Lakap : Lex

Şöhret
Puan: 113

# just friends? Empty
MesajKonu: Geri: # just friends?   # just friends? Icon_minitimeSalı Ağus. 10, 2010 11:05 pm

Rochelli’de kendisini bu kadar etkileyen neyin olduğunu bilmiyordu. Belki güzelliği, belki geçmişleri, belki de sadece insanı çileden çıkaracak tavırlarıyla baştan çıkması olabilirdi. Kesin olarak bildiği tek şey onun çıplak tenine dokunurken belkemiğinden yükselen ürpertinin güzel hissettirdi. Alkol onun dudaklarından ve nefesinden yayılırken çok daha tatlı, çok daha enfes. Darmadağın saçları çarşaf üzerine yayılmışken çok daha cezp edici. Alex tüm o arkadaş muhabbetlerini çoktan sokak lambası altında ona baktığında kaybetmişti. Belki de daha ilk andan itibaren istediğinin o olmadığını düşünüyordu. Kütüphanede ateşkesi yaptığı anda kendisine iğneleyici laflar sokan Rochelli’yi kitaplık rafları arasına sürükleme isteği duyduğunu henüz kendi tadını onun dudaklarında aldığında fark etmişti. O an büyüleyici fiziğini karanlıkta da olsa gördüğünde karşılık vermemek için deli olması gerektiğini biliyordu. Anıları tekrar vücut bulurken Alex’in elleri Roch’u keşfe çıkmıştı. Dudaklarını kulak kepçesinde gezdirdikten sonra kesik bir nefes alıp boynunu öptü. Yemeğiyle oynayan yırtıcı bir hayvan gibiydi, parmakları Roch’un biçimli bacaklarında kayarken göğüslerine doğru yükseldi. Hayranlıkla karışık bir inilti dudaklarından dökülürken dudaklarını Roch’un kızarmış, aralık dudaklarına bastırdı ve bacaklarının arasına yerleşti. Ritmik hareketleri nefesiyle uyuyordu, ensesindeki bir ter damlası sırtından aşağı kayarken Roch’un kokusu üzerine sinmiş, karanlık odadaki belirsiz görüntüsü hafızasına kazınmıştı. Ne kadar sarhoş olursa olsun bunu unutabileceğini sanmıyordu. Kenetlenmiş bedenleriyle tek vücuttular, Rochelli’nin küçük silüeti üzerine perde gibi inmişti geniş bedeni. İnce belindeki elleri kalçasına kaydığında yeniden kesik bir nefes aldı ve titreyen bedeninden güçlükle geri bıraktı karbondioksidi.
Gece karanlığında kaybolmuş iki tek gecelik aşktı onlarınkisi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
# just friends?
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Gossip Girl R-Play :: New York City :: Manhattan :: Harrison Street Club-
Buraya geçin: