Gossip Girl R-Play
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


You know, you love me. XOXO Gossip Girl
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Azıcık Jazz

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
Jeremy M. Whitehouse
St.Jude IV.Sınıf
St.Jude IV.Sınıf
Jeremy M. Whitehouse


Mesaj Sayısı : 410
Kayıt tarihi : 30/07/10
Lakap : Jerry

Şöhret
Puan: 49

Azıcık Jazz Empty
MesajKonu: Azıcık Jazz   Azıcık Jazz Icon_minitimePerş. Ağus. 05, 2010 1:44 pm

Azıcık Jazz Rp0-1 x Azıcık Jazz 09
Jeremy M. Whitehouse & Symphony Calista Boleyn
Konu yok, gidişata göre takılıcaz işte adfsafd - Calista tarafından editlendi Razz


Günün ilerleyen saatlerine yaklaştığında Jeremy'nin aklında genellikle iki şey olurdu; ya eğlenmek için müziğin dolu dolu olduğu bir bar; ya da gönlünü eğlendirmek için bir striptiz bar. Bu aralar nedense ikinci seçeneği yapmak istemiyordu. Erkekliiğinden falan şüphe ettiği yoktu hala sağlamdı; fakat kendisinde değişmiş olan bir şeyler vardı orası kesin. Hala kadınlara seksi birer canlı gözüyle baksa da; Loretta'nın aklından çıkmayışı, onları oldukça geri plana atıyordu. Herhangi bir kıza ilgi duyacak havada değildi; çapkınlığı sönüyor gibiydi. Bunu isteyip istemediğinden bile emin değildi.

Üzerine geçirdiği siyah takım elbise ve kırmızı bir kravatarı takarken adeta az sonra buluşacağı yakın arkadaşı Calista'yı düşünüyordu. Onunla uzun süredir bir arkadaşlıkları vardı ve sık sık takılırlardı. Uzun süredir görüşmüyorlardı ve bu kadar aradan sonra biraz görüşmeleri ikisi içinde iyi olabilirdi. Calista'dan aldığı son mesajın ardından üzerine hızlıca geçirdiği birkaç kıyafetin ardından, karanlık gecenin tadını eski bir arkadaşıyla geçireceği için yüzünde içten bir gülümseme oluştu. Kapıdan çıkarken, kat görevlisine 'içeriyi temizle' anlamında bir el işareti yaptı.

İçerisi oldukça pisti. Jeremy, bulunduğu ortamı hemen kirleten bir yapıya sahipti; sebebi oldukça pasaklı oluşundan olabilirdi. Umursamazlığı ve vurdumduymazlığı yüzünden arkasından birçok hizmetlinin laf saydığını bilmiyordu tabi... İçtiği bir bardağı bile yerine götürmekten acizken, nasıl olurda yediği şeyin çöpünü, çöp kutusuna atabilirdi ki? Resmen şımarık bir çocuk olarak yetişmişti ve terbiye içinse, baya geç kalmıştı.

Limuzine binerken, birkaç meraklı gözü kendi üzerinde hissetti. Alışılageldik bir biçimde her gün bu arabaya burdan binmesine rağmen, bir sürü sümüklünün kendisine bakması içindeki kibiri arttırmaktan başka bir işe yaramıyordu. Çok pahalı bir otelin kapısından çıkarken anca böyle bir arabayla karşılanması gerektiğini onlar tahmin edemiyor muydu? Eh, edemiyor gibi gözükmeleri, Jeremy'nin aklındaki o 'sümüklü' düşüncelerini kanıtıyor gibiydi.

Limuzin şoförü Tom, son yaşanan aksilikten beri arabayı hiç bu kadar hızlı sürmemişti. Jeremy bu konuda memnun oldu; disiplin her zaman kazanç getiriyordu, orası tartışılmaz bir doğruydu. Vardıkları Jazz Klubüne geldiklerinde aracından yavaşça indi ve ağır adımlarla içeriye doğru ilerlemeye başladı. Hafif bir Jazz orkestrasının çaldığı müzik uzaktan bile oldukça rahat bir şekilde duyulabilirdi. İçinde eski günlerin hatırlanmasına sebep olan bir duygu kendisini kasıp kavurdu. Bunun ne olduğunu bilmiyordu ama; hoş bir duyguydu. Buraya ölmüş olan annesiyle sürekli gelirdi...

Küçüklüğünü bir kenara atarak kapıdan içeriye girerken, takım elbiseli bir çalışanın kendisini içeriye buyur etmesini izledi. Yüzüne dahi bakmadan içeriye girereken, en önlerde rezarvasyon ettirdiği pahalı bir masaya doğru ilerledi. İçeride, nahoş bir hava vardı. Karanlıktı ve ortamı aydınlatan tek şey, yukarıda sarkmakta olan altın kaplama bir avizeydi. Hafif bir ışığın eşliğinde, sahneni karşısında yer alan onlarca yuvarlak masadaki insanlar, sandalyelerini sahneye çevirmiş bu mükemmel müzik gösterisini izliyorlardı. Jeremy en öne otururken birkaç kişi ona resmen tiksintiyle baktı. 'Heralde en öne oturamadı' diye düşünürken, oturduğu masanın yanına o tanıdık yüz geldi. Calista'yı gördüğü an yüzünde kocaman bir gülümsemeyle ayağı kaltı ve kendisine sarılarak heyecanla konuştu.

"Merhaba eski dostum! Nasılsın? Seni göremiyorum uzun zamandır!" diye heyecanla noktaladı cümlesini...


En son Jeremy M. Whitehouse tarafından Perş. Ağus. 05, 2010 4:55 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Symphony Calista Boleyn
Constance Billard IV.Sınıf, Admin
Constance Billard IV.Sınıf, Admin
Symphony Calista Boleyn


Mesaj Sayısı : 438
Kayıt tarihi : 17/07/10

Şöhret
Puan: 20

Azıcık Jazz Empty
MesajKonu: Geri: Azıcık Jazz   Azıcık Jazz Icon_minitimePerş. Ağus. 05, 2010 4:51 pm

Saçma... Makyaj insanı nasıl daha güzel gösterebilirdiki? Her şeyin doğalı güzeldi ona göre. Saçlarını kurutma makinesiyle kuruttu ve elbise dolabından annesinin onun için seçtiği beyaz ve kremrengi karışımı, üzerinde çiçek desenleri olan kısa elbisesini giydi. Saçları her zamanki gibi omuzlarına iniyordu ve dağınık, taranmamış bir görüntüsü vardı. Öyleydi de. Kahvaltı yapma ihtiyacı duymadan, vestiyerde asılı siyah deri ceketini üstüne geçirdi ve çantasını da alıp evden defoldu.

Güneşli hava yüzünden gözlerini kısarak ilerleme ihtiyacı duyuyordu. Hafif hafif esen rüzgar yüzüne çarptıkça içinde bir ürperme meydana geliyordu.

Topukluları yürümesini zorlaştırıyordu ve aklından bu haftasonu için ayarlanmış Eric'le buluşma merasimini düşünüyordu. Eric'i düşününce yüzüne ister istemez bir tebessüm kondurdu. Hayatı boyunca tamamiyle bağlandığı tek insandı Eric. Ondan önce Alex vardı tabi. Ama hiçbiri yerini tutmuyorduya...

Jazz Bar'ın önüne geldiğinde bu düşünceleri kafasından silip eski dostunu düşünmeye ve ona odaklanmaya başladı. İçerisi mayhoş edici bir tat veriyordu insana. Hafif hafif camların arasından giren ışık demetleri salonu haz verici yapmıştı. Eşsiz bir melodi arkasından onu takip ederken o; dostunun yanına doğru yürümeye başladı. O sarı saçları kim olsa farkederdi. "Merhaba eski dostum! Nasılsın? Seni göremiyorum uzun zamandır!" Jeremy ona kocaman kocaman güldükten sonra bu cümleleri sarf etmişti. İçi sıcaklıkla kaplandı Sym'in. Uzun zamandır işleri ve okul yoğunluğundan pek görüşemiyorlardı. Sym neredeyse boyunun iki katı olan adama sıkıca sarıldı. Onu gördüğü için mutluydu. Erkekleri pek sevmezdi bu yüzden Jeremy kendini özel hissetmeliydi. Yanağına masumane bir öpücük kondurduktan sonra Jeremy'nin onun için çektiği sandalyeye oturdu. ''Jeremy, seni çok özlemişim. İyiyim, gerektiğinden fazla. Sen?'' Garsonu el işaretiyle sipariş vermek için yanına çağırdı ve gelen kahvesini yudumlarken kendini rahatlatıcı müziğin etkisine bıraktı...

Kıyafetcaazım:
Spoiler:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jeremy M. Whitehouse
St.Jude IV.Sınıf
St.Jude IV.Sınıf
Jeremy M. Whitehouse


Mesaj Sayısı : 410
Kayıt tarihi : 30/07/10
Lakap : Jerry

Şöhret
Puan: 49

Azıcık Jazz Empty
MesajKonu: Geri: Azıcık Jazz   Azıcık Jazz Icon_minitimePerş. Ağus. 05, 2010 5:40 pm

Calista'yı uzun süredir göremiyordu. Okulundan dolayı pek vakit geçirmediği bir yığın arkadaşından biriydi Calista. Yanağına masumca bir öpücük kondururken yüzünde samimi bir arkadaşın edasıyla gülücük oluşturdu. Beraber masaya otururlarken, Calista'nın heyecanlı gülüşleri ardında, ortamın nahoş havasını şenlendirir bir ses tonuyla konuşmasını dinledi.

''Jeremy, seni çok özlemişim. İyiyim, gerektiğinden fazla. Sen?'' dedi ve hemen ardından aceleyle yanından geçen bir garsonu çağırdı.

Jeremy aldığı tepki karşısında oldukça sevinmişti; lâkin bir kaç gündür bir ruh gibi bir orada bir burada dolaşıyordu. Loretta ile buluşması gerektiği hala aklındaydı ve unutmayacaktı. Onunla buluşmayı unutursa bu sefer söyleyebileceği herhangi bir yalan olmadığını da fark etti. Şu anda eski bir dostunun yanındaydı; fakat bu eski dostun çoktandır onun samimi bir kız arkadaşı olduğunu, yeni tanıştığı bir kıza açıklamak mantıksızdı. Öte yandan kuzeniyle görüşmüş olduğu vakit, Loretta'nın onun en yakın arkadaşlarından biri olduğunu öğrendiğinde baya şaşırmış; hatta bunu gizleyememişti. Aslında bunca zaman dip dibe yaşarlarken birbirlerinin farkına bile varmamışlardı. Bu koca şehirde ne kadar da, raslantı olasılığı küçük bir ihtimaldi bu böyle...

"Eh işte Calista iyi sayılırım. Bu aralar sıkıntılıyım fakat neşemi yerine getirecek bir kadınla tanıştım desem inanmazdın sanırım?" dedi belli belirsiz gülümseyerek.

Jeremy'nin katıksız çapkınlığını Manhattan'daki arkadaşlarından bilmeyen yoktu. Herhangi bir kadına bağlanma olasılığını düşünebilecek arkadaşı da yoktu. Aslında bunun sebebinin normalliği tartışılamazdı. Her akşam, pahalı bir otele seksi kızlarla birlikte girmesi Dedikoducu Kız'a bile haber olmuştu. Bu haberi Loretta'nın atlamış olmasına sevinmişti. Neden sevindiğini anlayamıyordu aslında. Ne de olsa; hayatına bu tarz önemli kızlar girmemişti. Tabi herşeyden çok değer verdiği dostları ve arkadaşlarını saymazsa... Onları hiç bir zaman erotik bir biçimde yorumlamamıştı; işin hiç o kısmını düşünmemişti. Onlar, en yakın arkadaşlarıydı sadece... Daha ilerisi olabilmesi, gerçekten imkansızdı. Aslında bir bakıma erkeklerden tek farkları, tanıştıkları kızlar hakkında edepsizce şeyler konuşamıyor olmasıydı.

"Eh, sanırım inanmalısın çünkü gerçekten oldu. Çapkınlığımı yitiriyor muyum ne dersin?" diyerek hafif bir kahkaha koydu ve Calista'nın vereceği cevabı beklemeye başladı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Symphony Calista Boleyn
Constance Billard IV.Sınıf, Admin
Constance Billard IV.Sınıf, Admin
Symphony Calista Boleyn


Mesaj Sayısı : 438
Kayıt tarihi : 17/07/10

Şöhret
Puan: 20

Azıcık Jazz Empty
MesajKonu: Geri: Azıcık Jazz   Azıcık Jazz Icon_minitimePaz Ağus. 15, 2010 11:49 pm

Kahveyi iki kez yudumladıktan sonra gerektiğinden fazla sıcak olduğunu fark etti ve irkilerek kahveyi masanın üzerine bıraktı. İrkildikten sonra elinde duran kahve bardağı sallandığı için krem rengi elbisesinde orta boy kahverengi bir leke oluştu. 'Ah hay aksi!' Sakarlığı tam da kıyafetini bulmuştu. Zaten hep olmadık zamanlarda anormal olaylar onun başından geçiyordu. Neden böyle olduğunu bilmiyordu; ama olumsuz enerjinin onun etrafında dolandığına içten içe kendini inandırıp; moralini bozuyordu. Yuvarlak ve ahşap masanın üzerinde duran peçeteyi alarak elbisesini temizlemeye çalıştı; ama olan olduğundan uğraşmaktan vazgeçti.

"Eh işte Calista iyi sayılırım. Bu aralar sıkıntılıyım fakat neşemi yerine getirecek bir kadınla tanıştım desem inanmazdın sanırım?" Bu cümleden sonra Calista kafasını; sanki elbisesinin üzerinde gerçek bir fil varmış gibi şaşkınlıkla baktığı lekesinden ayırıp Jeremy'ye yöneltti. Tanrı aşkına Manhattan'ın erkeklerine ne oluyordu?! Ya usluları tuvalette sürtüklerle azarken buluyordu ya da yaramazları kitap okuyup, kendini geliştirecek bir şeyler yaparken. Sanki bir gece herkes uyurken gizemli bir cadı gelmiş ve şehrin ışıkları altındaki gülümsemeleri değiştirmişti. Ha? Evet bu cümleyi anlamadığını biliyorum. Tahmin etmelisinki kurduğu düşünceleri o bile anlayamadı...

Jeremy'nin şu anki halini bilemiyordu; ama konuştukları onu inandırmasına yetmişti. Eski hali Sym'in gözünde her ne kadar yaramaz bir piçi andırsada, geri kalan kişiliği Sym'in onun hakkında iyi duygular beslemesini sağlıyordu. Ve hiçbir zaman ona beslediği bu duygular arkadaşlıktan öte bir bağa hitap etmiyordu. Jeremy'nin de bu duygular içinde olduğunu biliyordu. Onu iki yılda her yönüyle tanımıştı. Arkadaşlarını arkadaştan öte görmeyen insan modeli. Şimdi Jeremy'nin onun hakkında neler bildiğini merak etmeye başlamıştı.

Sym uzun süre yanıt vermemiş olacakki Jeremy söze girişti. "Eh, sanırım inanmalısın çünkü gerçekten oldu. Çapkınlığımı yitiriyor muyum ne dersin?" ''Evet bunu yapsan iyi edersin. Senin adına çok sevindim. Umarım çok mutlu olursunuz. Ve o şanslı kızla tanışmalıyım J!'' İnsanlarla iyi ilişkilerinin olduğu pek söylenemezdi; ama Jeremy'nin hatrına kızla tanışmalıydı.

Derken telefonuna gelen acil çağrıyı gördü. Telefonu hemen cevaplamak yerine biraz daha çalmasını bekledi. İnsanları bekletmek ve telefonun melodisini sonuna kadar dinlemek ona zevk veriyordu. Evet kızımızın böyle farklı zevkleri de vardı. Melodinin tonu hafif hafif alçalırken Jeremy'den izin isteyip telefonu cevapladı. Ekranda Caitlyn'in adı vardı. ''Efendim bebek.'' Annesine bu pohpohlayıcı sözcükleri söyleyerek onu eğlendirmeyi seviyordu. Caitlyn'in ince sesi Sym'in eve gelmesi gerektiğini söylüyordu. Yarın tatile gidecekleri için yanına alacağı kıyafetleri seçmesi gerekiyormuş. Ve evet bunun için erkenden eve gitmesi gerekiyordu. Dolapta o kadar fazla kıyafet vardıki, içlerinden bavuluna koyacaklarını seçmek uzun zaman alıyordu!

Barın önünde durup; başını telefondan kaldırırken barmenin suratıyla karşılaştı. Barmen tuhaf kaş göz işaretleriyle Sym'e bakıyordu. Sym yuvarlarından çıkacak olan gözlerini üç yüz atmış derece, gözleri içindeki kırmızı sinirler gözükene dek döndürdü ve barmenin başka bir müşteriye yönelmesini izledi. Sonra Jeremy'nin yanına, masalarına yürüdü. Evet aşırı tepki verip, insanların onun hakkında farklı şeyler düşünmesini seviyordu. Tanrı aşkına takma adı mal beyin hücresi olabilir miydi?! Ah bir düşünelim. Olabilir!

Masada oturmuş onu bekleyen Jeremy'ye ayrılması gerektiğini söyledi. ''Ah J. Şimdi gitmem gerek. Bavul hazırlamalıyım. En kısa zamanda tekrar görüşelim. Ve bu sefer sevgilinde yanında olsun. '' Dedi hafif bir kahkaha koyvererek. Kahkaha attığında çıkan sesi seviyordu. Jeremy'yle vedalaştıktan sonra barın kapısından çıktı ve onu bekleyen limuzine bindi kapı görevlilerinin gözleri eşliğinde...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alex Mclain
St.Jude IV.Sınıf, Admin
St.Jude IV.Sınıf, Admin
Alex Mclain


Mesaj Sayısı : 1215
Kayıt tarihi : 18/07/10
Lakap : Lex

Şöhret
Puan: 113

Azıcık Jazz Empty
MesajKonu: Geri: Azıcık Jazz   Azıcık Jazz Icon_minitimePerş. Ağus. 19, 2010 5:33 pm

Rpleriniz puanlanmıştır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Azıcık Jazz
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Gossip Girl R-Play :: New York City :: Brooklyn :: Birdland Jazz Club-
Buraya geçin: