Gossip Girl R-Play
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


You know, you love me. XOXO Gossip Girl
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Geç Farkedilen Mesaj

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
Alex Mclain
St.Jude IV.Sınıf, Admin
St.Jude IV.Sınıf, Admin
Alex Mclain


Mesaj Sayısı : 1215
Kayıt tarihi : 18/07/10
Lakap : Lex

Şöhret
Puan: 113

Geç Farkedilen Mesaj Empty
MesajKonu: Geç Farkedilen Mesaj   Geç Farkedilen Mesaj Icon_minitimeÇarş. Ağus. 04, 2010 3:39 pm

1 yeni mesaj!
Clee
Babamdan bir tokat yemiş ve evden ayrılmış olabilirim sanırım. Gelip beni alsana Lex..


Ne kadar zamandır telefonumun ekranına baktığımı bilmiyorum. Fark ettiğimden beri denebilir sanırım, mesajı fark edeli ne kadar oluyor ki? Çok daha önce fark etmeliydim, bunu biliyorum. Sanırım bu tereddütlü pişmanlık duygusu da bu yüzden yayılıyor içime. Zehir gibi bütün sinir sistemimi uyuşturdu. Yanına gitmek istiyorum ama mesajı attığı yerde değil. Tanrım, her zamanki mesajlarından biri sanmıştım. Tipik dalga geçen ya da şakacı iğnelemelerinden. Mesajı okumaya bile lüzum görmemem bu yüzdendi. Bir de bakışlarıyla bile beni tatmin edebilecek o kız yüzünden tabii. Adı neydi Fle… Flo… Florance! Alev rengi saçları ve insanın kalbine işleyen gözleri vardı. Kırmızı dudaklarında viskinin tadı, evet kabul etmem gerek o an sadece istediğimi elde niyetindeydim ve Florance’ın da aynı şeyi istediğini biliyordum.Yeşil elbisesi içinde cehennemin en cezp edici köşesinden kopup barın ortasına düşmüş gibiydi. Aklımın başımda olmadığını söylemem Clem’e bir şey fark ettirmeyecek. Telefonu eline alıp yeniden masaya bırakan ve yanımdaki güzelliğin tadına gömülen de yine benim. Sorumsuzluğumun açıklaması yok zaten sadece bilseydim… O zaman gelirdim. Şimdi gitmeye korkuyorum. Onu ne durumda bulacağımı bilmiyorum, bana karşı ne yapacağını bilmiyorum. Daha da korktuğum şey tokat kısmı. Korkuma rağmen ne durumda olduğunu merak etmeden de duramıyorum.
Sonunda mesaj yazma cesaretini buldum ve yeni tamir edilmiş telefonumun temiz tuşları üzerinde gezdirdim parmaklarımı. “Clem. Queens’te buluşalım.” Bu kadar. Yolladığımda hala telefona bakıyordum. Ne diyebilirim ki, tek umudum gelmesi. En azından gelirse ona açıklama fırsatım olur. Neyi? Bilmiyorum. Tek bildiğim gönlünü almak için her şeyi yaparım. Arkama dönüp baktığımda yatak boştu. Acaba o gideli ne kadar oluyordu? Neydi adı, yine unuttum. Arkasında bir hoşça kal hediyesi gibi numarasını bıraktığını fark ettim. Takıldığımız barın verdiği bardakaltlığına yazmış adını ve numarasını mürekkebi bol bir pilot kalemle. Akıllıca, böylece yırtıp atamam ya da bir daha bulunmaması adına katlayıp bir cebin derinliğine atamam. Giyinmem gerektiğini biliyorum. Giyinip Queenste gelip gelmeyeceğini bile bilmediğim dostumu beklemeliyim. Gelirse ne yapacağımı boş zamanımda düşünürüm. Tişörtümü kapıp giyerken yerler yine şişelerle dolu. Belki eskileri bunlar ama araya yenilerinin katıldığını da fark ettim. Yeşil olan o kızı hatırlattı bana. Neydi adı acaba?
Queensi seviyorum. Brodway kadar olmasa da hoş bir yer. Resim yapmak için birebir. Clem’i tanıyorsam Queens’in neresinden bahsettiğimi anlamıştır. Thomas ile buraya dondurma yemeye gelirdik. İçkinin dibini bulmadığımız zamanlarda dondurma severdik ne de olsa. Buraya gelmek yine onu hatırlatıyor ama hüzünlü bir mutluluk hatırası. Dondurma dükkanının kapısına sırtımı yasladım ve beklemeye başladım belki de hiç gelemyecek olanı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Clementine Crandal
Constance Billard IV.Sınıf
Constance Billard IV.Sınıf
Clementine Crandal


Mesaj Sayısı : 663
Kayıt tarihi : 18/07/10
Lakap : Cle.

Şöhret
Puan: 70

Geç Farkedilen Mesaj Empty
MesajKonu: Geri: Geç Farkedilen Mesaj   Geç Farkedilen Mesaj Icon_minitimeÇarş. Ağus. 04, 2010 7:40 pm


Bu hayatımın en garip gecelerinden biri. Olmaz dediğim şeyler başıma geliyor. Cleo beni bırakmaz, Thomas kardeşimdir, biri bana asla el kaldıramaz, Connor Mead ve onun gibilerden nefret ediyorum ve Lex güvenebileceğim çok az insandan biri. Kısa süre içinde Cleo gitti, Thomas'ın hayatını ben kararttım, babam tarafından yüzüme atılan bir tokada maruz kaldım, Connor Mead'le bir gece geçirdim ve iyi biri olduğu ihtimalini düşündüğüm oldu.. Ve Lex ona en ihtiyacım olduğu zamanlardan birinde yanımda yoktu.
Hastanede ve sonrasında olanlardan sonra Lex'in hep yanımda kalacağını düşünmüştüm. Ne olursa olsun.. Kızsam da kızdırsam da hatta yüzüne bakmasam da günlerce hep yakınımda yanıbaşımda olacağına duyduğum inanç artmıştı. Zaten sahip olabildiğim bir tek o vardı ve bu beni rahatsız etmiyordu var olduğu sürece. Bu olanlar ona duyduğum sevgiyi etkilemedi, etkileyemez de. Ama bir parçamla "her durumda Lex'e güvenmekle hata mı ediyorum acaba" diye düşünmüyor da değilim. Her durumda yardımıma koşmasını beklemek bencillik belki. Ama bir süredir ihtiyacım olduğunda arayabileceğim tek kişi. Sanırım daha fazla sığınak inşa etmeliyim kendime.
Uyandığım oda yabancıydı bana bu sabah, burada bulunan diğer insan kadar en az. Ama bir şeyler kırıldı dün gece. Eski nefretim yok yerinde. Kumdan kaleleri tekmelercesine delikler açtı o sert nefretimde. Burada ikinci bir gece geçirmek ihtimal dahilinde bile değil ama dün gece buraya gelmek seçebileceğim en düzgün şeymiş. Hele Mead insan gibi davranınca benim için gayet güzel bir sığınak oldu, tek gecelik de olsa. Boş boş olduğum yerde bakınırken telefonumun sesiyle dikkatim dağılıyor. Lex. Ah geç kaldın. Şu anda yanına gelmek yerine burada Connor için süper bir sofra bile hazırlayabilirim. Hatta oturup onunla güzelce bir şeyler yedikten sonra günü burada geçirebilirim de. Şu anda yanına gelmektense bütün bu ihtimaller daha çekici bana göre..
Olduğum yerde boş boş birkaç saat daha geçirdikten sonra kendime lanet etmeye başlıyorum. Lex'e karşı uzun süre katı kalamıyorum ve bu benim için fazlasıyla zayıf bir yön. Telefonumu alıp tekrar inceliyorum mesajı. *Lanet olsun Lex günlerce orada beklemeyi hakediyorsun aslında.* Kalkıp üstümü başımı düzeltiyorum. Daha fazla orada tek başına beklemesi ihtimaline dayanamıyorum. Ben kızgınım tamam, ama onu biraz tanıyorsam o da suçluluk duyuyor olmalı. Son zamanlarda yaşadıklarımızdan sonra daha fazla acıya ya da suçluluğa ihtiyacımız yok zaten. Bulduğum ilk aynada yüzümü inceliyorum. Kızarıklığın tamamı geçmiş ama dudağım fazlasıyla şiş hala. Elimle hafifçe dokunup verdiği hissi anlamaya çalışıyorum. Parmaklarım sertleşmeye başlayan kabuğa değdiğinde sızlıyor dudağım. Çabuk geçse hiç şikayet etmem.
Otelin önünde bekleyen taksilerden birine atlayıp nereye gideceğimizi söyledikten sonra aklımda bin düşünceyle birlikte yolun etrafımdan akıp gidişini izliyorum. O kadar bekletmiş olmama kızdı mı diye düşünebilmek beni rahatsız ediyor. *Kendine gel Clee! O sana değil sen ona kızgınsın!* Onu orada, dondurma dükkanının duvarının dibinde otururken görünce kızgın olan kısmımla üzgün olan kısmım gerçek bir savaşa giriyorlar. Hangisine yenileceğimi merak ederek ilerleyip yanında dikiliyorum.
"Alex."



Eaaa bok oldu book. Ne yazıcağımı bilemediğimden o da. Geliştikçe toparlarım heralde *-*
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alex Mclain
St.Jude IV.Sınıf, Admin
St.Jude IV.Sınıf, Admin
Alex Mclain


Mesaj Sayısı : 1215
Kayıt tarihi : 18/07/10
Lakap : Lex

Şöhret
Puan: 113

Geç Farkedilen Mesaj Empty
MesajKonu: Geri: Geç Farkedilen Mesaj   Geç Farkedilen Mesaj Icon_minitimeÇarş. Ağus. 04, 2010 10:21 pm

Uzaktan gelirken onu gördüğümde henüz yakmıştım sigaramı. Bu dudaklarımdaki o mentollü saçmalıklardan, kız sigarası dediklerinden kısacası.Niye bunu aldığımı bilmiyorum sanırım hayatımda değişiklik aramıştım. Aslında bunları aldığımı bile hatırlamıyorum, yani kokuşmuş bir sokağın derinliklerinden de bulmuş olabilirim. Fark eder mi, ikisinde de zehir zıkkım olacak bana. Gerçi sigaranın da ayrı keyfi olduğunu söyleyenler haksız değiller, insan uzun süreden sonra tütün tadını bile alabiliyor, farklılığını derhal hissediyor. Ben Monte Carlo’yu sık içenlerdenim, çoğu kişi içemese de sert Amerikan tütününe alıştım artık. Niye daha kaliteli ve pahalı sigaralardan almadığımı soranlar oldu, cevabım hep aynı. Kendimi öldürmek için servet harcayacak değilim. Arada zevkine çikolatalı ya da vanilyalı Captain Blackler içsem de Monte Carlo ile mutluyum, bu naneli çubuktan daha iyi olduğu kesin. Clem yaklaşırken hala ne diyeceğimi hiç düşünmediğimi fark ettim. Yani yumurta kapıya dayandı ama ben hala ne yapacağımı bilmiyorum. Yanıma gelip adımı söylediğinde kolumda örümcekler yürüyormuş gibi ürperdim. Normalde bana Lex derdi, yani Alex dediğine göre başım ciddi dertte olmalı. Yavru köpek hüzünlü bakışımı attığımı bile fark etmemiş olmalıyım, toparlanıp sigaramdan bir nefes çektim ve “Clementine.” Dedim buğulu bir tınıyla. Ne diyebilirim ki? Şimdiye değin yere yapışıp ayakkabılarını öpüyor olmalıydım, biliyorum. Ama Cleo’ya direk açılamama sebebim yine önüme geçiyordu. Hastalık gibiydi bu içgüdü, yemin ederim. Yanımda dikilirken bana kızgın olduğunu gayet iyi biliyorum. Kısa süreli bakışmanın ardından ilk konuşan ben oldum. Tabi konuşabilmek için gerekliymiş gibi sigaramdan bir nefes çektikten sonra. “Ne desen haklısın. Biliyorum, yanında olmam gerekiyordu ama… Bilmiyordum işte. Durumun nasıl?” Elimi Clem’in çenesine atmak için bir harekette bulunduysam da tereddütlü bir şekilde geri çekip cebime soktu, ne tepki vereceğini bilmiyordum. Uzaktan yüzünü incelerken “Ah o herifin ağzını burnunu kırmak vardı.” Diye mırıldandım dalgın bir şekilde. Yeniden elimdeki sigarayı içime çektikten sonra “Ne oldu? Nasıl oldu?” sorusunu sorabildim. Merak etmiyor değildim ama cevap verme tenezzülünde bulunacağından emin olamıyordum. Cevap vermese bile haklıydı, ihtiyacı olduğu bir anda onu yalnız bırakmaktan ötürü suçluluk duyuyordum. Ona bunu anlatmak için taklalar atmama gerekecekti ama öncelikle, ne olduğunu öğrenmeliydim ben yokken.

Rpye bak oha kötü performansımdayım bu akşam. *-*
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Clementine Crandal
Constance Billard IV.Sınıf
Constance Billard IV.Sınıf
Clementine Crandal


Mesaj Sayısı : 663
Kayıt tarihi : 18/07/10
Lakap : Cle.

Şöhret
Puan: 70

Geç Farkedilen Mesaj Empty
MesajKonu: Geri: Geç Farkedilen Mesaj   Geç Farkedilen Mesaj Icon_minitimePerş. Ağus. 05, 2010 3:30 pm

Aslında çok rahatlatıcıdır dostun dokunuşu. Sanki sihirli gibi bir anda bir şeyleri düzelttiğini hissettirir. Bu yüzden geri çekilmemin bir anlamı yoktu. Otomatik bir tepkiydi bu. Lex'e kızgınlığımdan mı yoksa dudağımın acısından mı bana uzanan parmakları reddettim bilmiyorum ama bunu yaptıktan sonra bile mantıklı bir açıklama getiremiyorum. O da zaten emin değil gibi hiçbir hareketinden. "O mesajı bilebilmen için atmıştım zaten. " Bakışlarına kıyamıyorum aslında. Sarılıp tamam önemli değil, iyiyim demek istiyorum. Ama bir şey var beni olduğum yerde tutan. Mırıltılarına onaylarcasına bir tepki verip senin de ağzını burnunu kırma ihtimalim olsaydı durmazdım Lex demek istiyorum nedensizce. Bunu söylesem muhtemelen sadece güler alaylı biçimde. Ona kıyamayacağımı biliyor çünkü. Bu yüzden bunu hiç dile getirmiyorum. Boş boş birbirimize baktıkça konuşma ihtiyacı hisseder gibi bir ses tonuyla cümleler kuruyor. Seni neden ilgilendiriyor deme isteğim içimde büyüyor. Ama kıyamıyorum. Yüzüne baktıkça içimdeki karmaşa büyüyor. Bir yandan bağırıp çağırmak bir yandan da başımı kucağına dayayıp burada tekrar uyumak istiyorum. Sonra tutamadıklarım birden dökülüveriyor. "Ne oldu mu? Bunu dün gece gelip sormalıydın Lex! Senin beklerken bütün geceyi Connor Mead'in yanında geçirmeden önce mesela! Ya da evden tamamen ayrılmayı düşünürken sen beni ortada bıraktığın için oraya geri dönmek zorunda kalacağımı düşünerek uykusuz kalmadan önce! Ya da bu hale gelmeden önce Lex. Her durumda seni aramamalı mıyım acaba diye düşünerek bana bizi sorgulatmandan önce. Sadece bir gece için şu anda adını hatırlamadığına bahse girebileceğim bir sürtükten vaz geçip yanıma gelmen bu kadar mı imkansız bir şeydi?" Sesim yükseldikçe ağzım açıldı, ağzım açıldıkça dudağım gerildi ve canım yandı, canım yandıkça daha çok bağırmak istedim ve tekrar sesim yükseldi. Her cümlemle Alex'in yüzü farklı bir şekle giriyordu. Sonunda yavaşlamayı becerip susabildim. Ama bu Lex'e kıyamadığımdan değil dudağımın acısındandı. Gidip az önce onun oturduğu yere çöktüm. Fazla bağırmış olmanın pişmanlığı ve onu bu kadar suçlamanın haksızlık olduğu düşüncesi içime oturup dudağımdakinden daha büyük bir sızı yarattı. Hayatını yaşamasına engel oluyormuşum gibi geldi bir an. Boşuna üzüyormuşum gibi. "Ben.." Toparlayamadığım cümleler vardı hala. Ortamızda da derin bir sessizlik ve içtiği sigaranın kokusu. Ona hala kızgındım ama ona acı çektirmeye dayanamadığımın da farkında olmalıydı.


Bi de bana bak. Uğursuzluk var üstümüzde ahaha
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alex Mclain
St.Jude IV.Sınıf, Admin
St.Jude IV.Sınıf, Admin
Alex Mclain


Mesaj Sayısı : 1215
Kayıt tarihi : 18/07/10
Lakap : Lex

Şöhret
Puan: 113

Geç Farkedilen Mesaj Empty
MesajKonu: Geri: Geç Farkedilen Mesaj   Geç Farkedilen Mesaj Icon_minitimePerş. Ağus. 05, 2010 5:08 pm

Engerek zehrini yaymaya başlıyor, hazırlıklı olduğumdan büyük bir üzüntü duymadım açıkçası. İlk laftaki imasını görmezden geliyorum, sonuçta ne geçmişi değiştirme ne de geleceğe karar verme yetkim var. Bana olan güvenini yıktığımın farkındayım ama bu süreçte yapabileceğim bir şey yok, sadece gönlünü almam gerekiyor. Komik, onu da nasıl yapacağımı bilmiyorum ya. Mırıldanırcasına bir şeyler geveliyorum ama doğruyu söylemek gerekirse söylediklerimi daha yüksek sesle söyleme cesaretim yok. Cidden bu kadar geçen zamana rağmen hala geçerli bir açıklama bulamadım mı ben? Çözüm yolum olmadığından belki. Bu sigarayı içmeyi sorumluluk gibi gösterip konuşmama malzemesi olarak kullandıkça bir şey diyemem zaten. Konuşmak istediğime de emin değilim, nasılsa her an atik bir panter gibi bir şey dememi ve karşılık vermeyi bekliyor Clem. O yüzden sükûnet zırhım gibi. Tabi bu yine de Clem’in bana saldırmasına engel olmuyor. Yasak bilgileri dayanamayıp polise anlatan bir suçlu gibi dökülüveriyor ortaya. Kelimeleri dudaklarından kurtulurken akşamdan kalma kafama rağmen oldukça net dank ediyor Connor Mead adı. Clem’in o hergele ile olması beni bana kızgın olmasından daha da huzursuz ediyor. Onunla yattın mı sorusu dilimin ucuna kadar gelse de geri yutuyorum, cevabı hayırsa bana şimdikinden daha fazla kızabilir bana. Onca cümle arasında yüzüm şekilden şekle girmişti resmen. Şaşkınlık, öfke, üzüntü her şeyi ardı ardına hissettiğime eminim. Sonunda ise tereddüt kapladı benliğimi ve yine sona ulaşan sigaramdan son bir nefes çektim. Clem önümden geçip banka otururken yanına gitmek konusunda da tereddütlüydüm. Sonunda yönelimim o tarafa doğruydu oturup dizlerime koyduğum ellerime bakmaya başladım. Pişmanlığa o kadar alıştım ki son zamanlarda. Nereden başlasam? Cleo’nun gidişi benim yüzümdendi, benden nefret ediyor olmalı. Thomas’ın intihar işi var, ona dediklerimi hala hatırlıyorum. Blaise’in bir manyak tarafından bıçaklanması var ki orada olmalıydım, bunu hala söylerim. Babamın kalp spazmı geçirdiğini söylemiş miydim, aynı gecede? Zorla konuşurken senin yüzünden demişti. Sanki bütün o biftekleri ve sigarayı ağzına ben tıkmışım gibi. Pekâlâ, belki o kızıp bağırdığım için tetiklemiş olabilirim. Şimdi bir de Clem vardı. Bir o eksikti zaten. Sanki pişmanlığa gömülmemişim gibi. Ayağa kalktım ve içeri girdim. Kapının üzerindeki rüzgar çanları beni selamladı. İçeride fazla oyalanmadım, niye girdiğim belliydi. Elim dolu olduğundan omzumla kapıyı açıp külahtaki dondurmaların birini Clem’e uzattım ve yanına oturup kendiminkini yemeye başladım sessizce. Çocukça bir özür olabilirdi ama umarım anlar bunu amaçladığımı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Clementine Crandal
Constance Billard IV.Sınıf
Constance Billard IV.Sınıf
Clementine Crandal


Mesaj Sayısı : 663
Kayıt tarihi : 18/07/10
Lakap : Cle.

Şöhret
Puan: 70

Geç Farkedilen Mesaj Empty
MesajKonu: Geri: Geç Farkedilen Mesaj   Geç Farkedilen Mesaj Icon_minitimeCuma Ağus. 06, 2010 6:31 pm

İçimdeki ateş yerini uyuşmaya bıraktıkça beynimdeki farkındalık azalıyor. Suçluluğum içimde alev alev yanarken Lex'in bir şey söylemeden öylece durması canımı yakıyor, bunun nedeninin ben olduğumu bilmeme rağmen. Karşımda öyle duruşu acıtıyor. Kızgınlığıma rağmen acıtıyor.. Dudakları kıpırdasa bile sesi gelip kulağımı okşamıyor. Sanki ona yapması gerekeni söyleyecek birini bekliyormuş gibi duruyor öylece. Yanımda oturmasının bile huzur getirdiğini farkındayım ama bu sessizlik öldürecek birimizi. Ayağa kalktığında bırakıp gideceğini düşündüm bir an. Yapsa fena olmazdı hani. Onu tutar ve özür dilerdim. Özür dilemesi gereken ben olmasam bile bu iyi gelirdi. Konuşulmuş olurdu. Dokunup sıcaklığını hissettiğimde aramızdaki buzlar çözülmüş olurdu. Oysa gitmek yerine dondurmacıya girdi. Rüzgar çanının sesi bana özlediğim pek çok şeyin anısını getirdi.
Thomas ve Cleo'nun yokluğunda iyi eğitilmiş evcil hayvanlar gibi kaldık biz. Görüşümüz bulanıklaştı. O bin farklı sürtüğe ben alkole saldırdım. Bizi sarhoş eden duyguların bağımlısıydık, seks ya da alkolün değil. Bunun bilinciyle Thomas geldiği gibi o duygunun yeri dolacağından tekrar alkole ihtiyaç duymayacakmışım gibi geliyor. Ama o duyguyla yaşıyorum bir süredir, bir bağımlının kaçma şansı yoktur zaten. Kanımın akın edip yaktığı dudaklarım hala soğumamışken ve kokusu hala burnumdayken sağlıklı düşünemiyorum ki kaçmaya çalışayım. Bakışları, sözleri, gülüşü, kokusu, şakaları, öpüşü… Kendimi kaybetmemem imkânsız gibi bunlar aklıma geldikçe. Peri masalında gibiyim onu hissederken. Yaşadığımı hissettiriyor bana. Ona kalbim itaat ederken beynimin isyanı hiçbir işe yaramaz yaramadı da zaten. Beni kendine hapsettiği için kızmıyorum ona. Onun gülümsemesinin yitmesi benim için kâbus sadece. Onu seviyorum, gerçekten. Her şeyim onun olabilir ve bunu şikayet etmeden yapabilirim. Bu teslimiyet bana acı vermesi gerekirken zevkten eritiyor zaten. Ona bu kadar uzakken bir de Lex'in gülmediğini görmek acıtıyor sadece. Sözde kimseye ihtiyacı olmayan Clementine'ın başka birini kaybetmeyi kaldıracak gücü yok. Birileri bunu anlamalı ve canımı yakmayı kesmeliler.
Bir dakikadan az süren bir boşlukta bu kadar şey düşünebildiğim için yakında bip bip lemeye başlamalıyım. Bir robota dönüyorum muhtemelen. Lex elinde dondurmalarla yanıma geliyor. Yüzüne bakıp gülümsememek için zor duruyorum. Elime uzattığı dondurmayı kavrayıp yanıma oturmasını bekliyorum. Dondurma. Çocukluğumuzun af dileme aracı. Oyuncaklar. Birbirimize güvendiğimizin kanıtı. Çikolata. Sır saklamak için verilen rüşvet. Geçmişin anısı dudağımdaki yara gibi sızlıyor . O günlere dönebilmek için o zaman sahip olduğum bütün oyuncaklarımı, bütün hayatımı feda edebilirim şimdi. Parmağımı dondurmaya değdirip elime bulaşan dondurmayı Lex'in yüzüne sürüyorum. Bana dönen yüzüne ve bulaşan dondurmaya gülümseyerek bakıyorum. Hepsi geçti. Basit bir özürden daha basit bir biçimde onu affetmemi sağlayabildi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alex Mclain
St.Jude IV.Sınıf, Admin
St.Jude IV.Sınıf, Admin
Alex Mclain


Mesaj Sayısı : 1215
Kayıt tarihi : 18/07/10
Lakap : Lex

Şöhret
Puan: 113

Geç Farkedilen Mesaj Empty
MesajKonu: Geri: Geç Farkedilen Mesaj   Geç Farkedilen Mesaj Icon_minitimeCuma Ağus. 06, 2010 8:01 pm

Çikolatalı, karamel parçalı ve kavunlu dondurmamı yerken – biliyorum iyi bir kombinasyon değil diyeceksiniz ama güzel oluyor bence- yanağımdaki soğukluk gözlerimi külah tepesinde eriyen dondurmadan Clem’e çevirmemi sağlıyor. Yüzünde bir gülümseme var sanırım bu beni affettiğine işaret. Benim de gülümsemem genişlerken teşekkür amaçlı ne yapmalıyım diye düşünüyorum. O özrünü kabul ettiğini anlatmak için yüzüme dondurma sürüyorsa herhalde benim dondurmayı komple yüzüne yapıştırmam gerek. Neyse ki çocukluğu tam vaktinde kesiyorum, yoksa kardan adama burun ekler gibi Clem’in yüzüne gömeceğim dondurmamı. Uzaktan bir yerden tanıdık bir parça çalıyor. Incubus- Love Hurts. Daha iyi anlatamazdın herhalde diye geçirdim içimden. Gitar ritminde parmaklarımı oturduğumuz bankın kollarına vuruyorum. Hala Connor işi sinirimi bozuyor ve sormazsam kendi kendimi bir papağanın kraker kemirmesi misali yiyebileceğimden korkuyorum. Bu sırada yine Cleo ve Thomas’ı düşünmemek elde değil. Aslında Clem ile kadre ortağı sayılabiliriz, sonuçta Thomas da Cleo da burada değil. Aslında söylemek istediğim şeylerden biri de bu karşılaştırma. Yani hastanede onu susturma çabamın sebebi. Düşününce, Clee’yi kendime kıyasla daha şanslı görüyorum. Bunu ona söylesem çıldırmış olduğumu, koma ile taşınmayı nasıl karşılaştırabildiğimi sorar. Sadece o açıdan değil aslında. Birincisi, Clee’nin Thomas’ın kendisini duyduğuna dair bir umudu var bense İngiltere’ye gitsem de helikopter arkasına pankart asıp adayı turlasam bile beni görmek isteyeceğinden emin değilim. İstese bile gene batıracak bir şey yaparım, adım gibi eminim. İkincisi, sarhoş zamanlarında da olsalar Clee’nin Thomas ile bir yaşanmışlığı var, lanet olsun ki ben Cleo’nun nefesini yüzümde hissettiğim zamanlarda bile cesaret edip bir şey yapamadım. Gerçi, yapsam da hata olurmuş. Belki teninin kokusunu, dudaklarının sertliğini bilmek Clem’e daha da işkence yapıyor ama onca yıl arından her gün onun hayalini kurmak kadar acıttığını sanmıyorum. Sahip olup kaybetmek daha çok acıtır derler, ı sahip olmayı düşlediğin şeye uzanamamak, ona dokunamamak kadar olacağını sanmıyorum, hayır. En azından bir zamanlar sahip olduklarının anısında yaşarken elde edemediklerinin umutsuzluğunda geri kalan her şeyi ona adapte ederek hayatı cehenneme çevirmekten uzak olur insan. Yaptığım da bu zaten, her gece arzunun alevinde yanarken kendi cehennemimde kavruluyorum ve kimse aslında ne yaşadığımı göremiyor, aksine mutlu sanıyorlar. Mutlu olmam gerektiğini düşünüyorlar, para kızlar ve alkol içinde yığılıp kalanın cesetten farksız olduğunun bilincinde değiller. Clem’in bile beni gerçekten anlayamadığını düşündüğüm zamanlar var.
Çıtır dondurma külahının tepesindeki karamelli dondurma benim dalgın bakışların arasında yuvarlanıp kendini kaldırıma attığında kendime geldim ve Clem’e çevirdim başımı aniden dile geldiğimi fark etmeden. “Connor Mead ile yattın mı Clem?”
Umarım yanlışlıkla yine pişman olacağım bir şey yapmamışımdır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Clementine Crandal
Constance Billard IV.Sınıf
Constance Billard IV.Sınıf
Clementine Crandal


Mesaj Sayısı : 663
Kayıt tarihi : 18/07/10
Lakap : Cle.

Şöhret
Puan: 70

Geç Farkedilen Mesaj Empty
MesajKonu: Geri: Geç Farkedilen Mesaj   Geç Farkedilen Mesaj Icon_minitimeC.tesi Ağus. 07, 2010 12:53 am

Gün güzeldi. Olan ve olacak her şeye rağmen güzeldi. Lex'le düzelebilmek iyi gelmişti. Başımı omzuna dayayıp dondurmamı yerken iyi hissediyordum bu yüzden. Cinnet sonrası ayağa kalkmış bir şizofren gibiydim.Gözlerimi açınca gökyüzü doluyordu içime. Gördüklerim hüzün bulutuydu sadece. Ve parlak bir mavi. Bulutlar yalnızken mutlu bir mavi, bir araya geldiklerinde gök gürültüsünden ürken mavi. Her bulut birer insan, her insan birer yalnızlık içinde. Duygular hep yanyana içlerinde. Yanyana durmaları değiştirmiyor bir şeyleri onlar yine hep yalnız bir biçimde. Sükunetin asıldığı beyinler taşıyan bebek vücutlar huzura değil başka bedenlere öpücükler dağıtırken bile yalnızlar. Onların beyni düşünmez, onların vücudu yapar. Onların etrafındakiler onları anlamama konusunda diplomalıdırlar. Bu yüzden hepsi kendini sevdirebilmek için başka yataklarda zevkle sabahlar. Bu benim için geçerli değil derim hep. Bu yakada bakışlarıyla anlaşabildiği birilerine sahip olan çok az insandan biriyim. Ama görülen o ki Lex onlardan biri değil. Sözlerini duyduğum anda balyozla beynime vurulmuş gibi oluyorum. Lex'in beyni üstüne patladığı her kızla birlikte akıp gidiyor olmalı. Yoksa bunu bana söylemezdi. Öyle bir cesareti kendinde bulamazdı. En alkollü halinde bile bunu yapmaması gerektiğini bilirdi. Aynı şekilde karşılığında alacağı tepkiyi de bilirdi. Ama tokadımı yüzünde hissetmeyi hiç beklemiyormuş gibi duruyor.
Bunu nasıl yaptım bilmiyorum. Hele bana bu olanlardan sonra birine nasıl tokat atabildim. Bundan bu kadar tiksinirken elim nasıl kalktı hala emin olamıyorum. Ve bunu Lex'e yapmak zorunda kalacağımı da hiç düşünmemiştim. Ama haketti. Fazlasıyla haketti. Yani içim rahat bir biçimde yine olsa yine yaparım diyebiliyorum. Beni tanımıyormuş gibi nasıl bunu sorabildi. Thomas'la olan onca şeyden sonra ve bunun beni nasıl etkilediğini en iyi bilen adamken, her anımda yanımdayken bunu nasıl söyleyebildi. Dün geceden sonra güvenimi sarstığını biliyordum. Ama bu derece birbirimizden uzaklaşmamıza ne neden oldu merak ediyorum.
Bir şey söyleyemeyecek haldeyim. Sinirden gözlerim doluyor. Oturduğum yerden kalkıp hızla ilerlemeye başlıyorum. Ayağımın altında yer sallansa umrumda olmaz, ki onu sallayan ben olurum bu sinirle. Lex arkamda hala ne olduğunu anlayamamış biçimde otururken ben fazlasıyla ilerlemiş durumdayım. Sonra birden sesini duyuyorum. "Clee! Bekle!" Sesiyle daha çok sinirlenip daha sert ve hızlı adımlar atıyorum. Ama o bana yetişip kolumdan tutuyor.
"Canın cehenneme Lex! S*ktir git başımdan!"


uğursuz bu rp -.-


En son Clementine Crandal tarafından C.tesi Ağus. 07, 2010 2:24 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alex Mclain
St.Jude IV.Sınıf, Admin
St.Jude IV.Sınıf, Admin
Alex Mclain


Mesaj Sayısı : 1215
Kayıt tarihi : 18/07/10
Lakap : Lex

Şöhret
Puan: 113

Geç Farkedilen Mesaj Empty
MesajKonu: Geri: Geç Farkedilen Mesaj   Geç Farkedilen Mesaj Icon_minitimeC.tesi Ağus. 07, 2010 1:33 am

Tokadın yüzümde nasıl patladığını anlatamam. Kan direk yanağıma hücum ediyor olmalı. Kızardığına eminim çünkü yanıyor. Az önce Clem’den tokat mı yedim yani? Şaşkınlıkla ona baktığıma eminim çünkü öyleyim, şaşkın yani. Sorduğum sorunun patavatsızca olduğu doğru ama bu tepki biraz aşırı değil mi? Yani evet ya da hayır demesini beklerken tokat attı resmen. Onların evindeyken Jake de yanınızda mıydı desem kesin ayağını ağzıma sokardı. Belki de saçımı tutuştururdu. Nedense şu andan itibaren fazla uzak bir düşünce gelmiyor. Yoksa ben mi abartıyorum? Belki de ben abartıyorum.
Böyle düşünürken kalkıp gittiğini fark etmemiştim. Sadece ağrıyan yanaklarımı ovuşturup yerdeki düşmüş dondurmaya bakıyordum. “Sanırım bu hayır demek.” Diye mırıldandım elini çenemden çekmeden. Clem’in yanımdan basıp gittiğini anlamam geç olmuştu ama arayı açtığını fark edince adeta aç bir tazı gibi fırladım olduğum yerden. “Clem, bekle!” Bekle demenin faydalı olmayacağının farkındayım ama bir ihtimal belki arkasını döner ve bana laf atar diye bir umut besliyorum. Nafile, durmuyor. Ama ona yetişmek zor değil. Kolundan yakaladığımda "Canın cehenneme Lex! S*ktir git başımdan!" diye bağırdı. Kolunu anında bıraktım canını yakıyormuş gibi. Gitmesin diye yürüdüğü doğrultuda önüne geçtim. Üzgün yavru köpek bakışlarımı atmaya başladım, Clem bana kıyamadığından genelde işe yarıyordu bu. Tuttuğum nefesimi verdim ve kendimin bile beklemediği bir şey yaptım. İtiraz etmesine fırsat bırakmadan ona sarıldım. Zaten minyon bir şey olduğundan benden kaçması zor, ayrıca bir imtiyazla ona böyle dostça sarılma lütfunde bulunduğumdan geri çekilmesi beni çok kırardı. O arada “Özür dilerim.” Dedim. Bu iki kelimeyi çok yan yana getiren insanlardan sayılmam. Biraz düşünmek için kendime zaman verdikten sonra bombayı patlattım. “Aynı eve çıksak mı acaba?” Hala ona sarıldığımdan yüzünü göremiyorum ama ses tonundan anlamaya çalışacağım sanırım ne hissettiğini.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Clementine Crandal
Constance Billard IV.Sınıf
Constance Billard IV.Sınıf
Clementine Crandal


Mesaj Sayısı : 663
Kayıt tarihi : 18/07/10
Lakap : Cle.

Şöhret
Puan: 70

Geç Farkedilen Mesaj Empty
MesajKonu: Geri: Geç Farkedilen Mesaj   Geç Farkedilen Mesaj Icon_minitimeC.tesi Ağus. 07, 2010 9:33 pm

Kendime notlar diye defter tutmalıyım artık. Madde bir spora başla, mümkünse koşuya olmalı. Lex beni yakalamakta zorlanırdı ve rahatca bir otele gidebilirdim bu sayede. Ama başarısız olduğum bir konu Lex'ten hızlı olmak. Bir de beni tutup özür dilemeyi başardığında şoktan kalakalıyorum. Lex'in dudaklarından o kelimenin dökülmesi çok zordur. Lex her zaman haklıdır karşı taraf hatalıdır düşüncesini savunur hatta özür dilememek için. Bu nedenle ikinci hareketiyle beni daha da şaşırtıyor. Lex birine ancak yataktayken böyle sıkı sarılır. Ve algı sorunum yoksa şu an gayet giyinik bir biçimde ayakta duruyoruz. Ellerim açık yüzümde salak bir şok ifadesiyle orada öylece dikildiğimi farkedene kadar bir şey yapamıyorum. Ama onun bu haline dayanamıyorum, o da bunu biliyordur eminim. Kollarımı ona sarıp affettiğimi tekrar farketmesini sağlıyorum. Bu gün tarafımdan iki kere affedildi ve ikisinde de haketmiyordu. Tanrım fazla zayıfım konu o olduğunda. Biraz daha domuz gibi davranabilsem nolur sanki. Orada öylece birbirimize sarılmış bir biçimde dikilirken aklıma gelenler yüzünden gözlerimin dolacağını hissediyorum yanmalarından. Ama benim fazlasıyla sulu gözlü olduğum son günlere rağmen bunu engelleyecek bir şey söylüyor Lex. O kadar uzun süre ağzım açık bir biçimde kalıp cevap veremiyorum ki benden uzaklaşıp yüzüme bakıyor iyi olup olmadığımı anlayabilmek için. Sonunda zar zor konuşabiliyorum. "Ciddi olamazsın!" Yüz ifadesi şok halimi destekliyor. Lex'in kafasına cidden odunla vurmuş olmalı birileri. Bunun ne demek olduğunu anlayamayacak kadar salaklaşmış heralde. Yüzüne bakıyorum. Sonra parmaklarımla sayarak konuşmaya başlıyorum. "Bunun ne demek olduğunu farkındasın değil mi? Eve kız getiremeyeceksin çünkü ben olacağım? Yattığın kızların sayısı yarıya düşecek? Sürekli her hareketini kontrol eden biri olacak? Lex sen iyi misin cidden?" Yüzüme alayla bakıyor. Bunları düşünmeden böyle bir şey der miyim aptal dercesine hatta. Yüzümde çarpık bir gülümseme oluştuğuna eminim, çünkü yüzümün gerildiğini fazlasıyla hissediyorum. Sonra o gülümsemeden bozma şey şüpheye dönüşüyor. "Bunu yapmak zorunda değilsin Lex biliyorsun. Eve dönmeyecek olmam her gece başka yatakta uyanacağım anlamına gelmiyor. Benim için bunu bir görev gibi yerine getirmesen de başıma bir şey gelmeyecek falan. Biliyorsun değil mi?"


Bakalım daha ne kadar kısaltabilicez. Son mesaj ok by olucak diye korkuyorum artık.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alex Mclain
St.Jude IV.Sınıf, Admin
St.Jude IV.Sınıf, Admin
Alex Mclain


Mesaj Sayısı : 1215
Kayıt tarihi : 18/07/10
Lakap : Lex

Şöhret
Puan: 113

Geç Farkedilen Mesaj Empty
MesajKonu: Geri: Geç Farkedilen Mesaj   Geç Farkedilen Mesaj Icon_minitimeC.tesi Ağus. 07, 2010 10:48 pm

Clem’in yüzüne gülerek baktım. Bana şu kız avcılığı konusunda engel olabileceğini düşünüyordu. Aynı evde kaldığımızda da bunu yapacağına kesin emindi. Yüzümdeki gülümseme bilmediği bir şeyi bildiğimi açıkça gösteren bir gülümsemeydi. Clem en sıkı kankamdı, hatta ultra sıkı kankamdı ama o bile buna engel olacak güce sahip değildi. Doğrusu başlarda bunu düşündüğümde kendime engel olabileceğimi düşünüyordum. Sadece öylesine kızları eve attığımı, bunun gelip geçici bir şey olduğuna emindim. Zamanla yalnız bir gece geçiremez olmuştum açıkçası. Bu artık bir bağımlılıktı, alkol gibi. Tek başıma kaldığım anda melankolizm damarlarıma işliyor, bütün gece uykusuz, boş tavana bakarak zaman harcıyordum. Bu hem yorucu hem de tüketici bir eylemdi, üstüne bir de o sırada ayık olursam bariz acı çekiyordum. Cleo aklımdan gitmiyor, gümüş maskesi yeniden avuçlarımdaymış gibi hissediyor, telefonunu duvara atıp parçaladığımı sonra da Becky’nin telefonunu alarak ona saldırmaya devam ettiğimi ama o sırada gözyaşlarımın görüşümü örttüğü anlarını hatırlıyordum yeniden. Clem ile sadece yattığım ve uyumaya çalıştığım zaman bile bunlardan biriydi, hem de o gece en kötüleriydi. Sırtımdaki ve burnumdaki ağrı, pişmanlığın baskısı yanında hiçti. Clem’in derin uykuya dalmasını bekledim. Hıçkırıkların sesi düştüğünde ve sonunda tükendiğinde çok yavaşça çekilmiştim yanından onun sıcaklığını da beraberimde götürerek. Küveti doldurmuş, ılık suya uzanmış ve suyun altına dalarak dalgalanan duvar fayanslarına dikmiştim gözlerimi. O an delicesine kendimi suda boğma dürtüsünü yerine getirmek için küvet musluğuna bile tutunmuştum ama hayatta kalma dürtüsü kaslarımı çözmüş ve su yüzeyine çıkmamı sağlamıştı. Oysa zamanın durduğunu bile düşünmüştüm, keşke dursaydı. Başımı ellerim arasına gömüp saçlarımı geriye taramış ve soğuyan sudan çıkıp marihuana sarıp onu içtikten sonra Clem’in yanına geri dönerek gözlerimin önünden geçen beneklere gülümsemiştim. Küçük bir çocuk gibi.
İşte Clem ile bu yüzden aynı evde yaşamak istiyordum. Onun güvenliğinden korkmamın yanında kendi güvenliğimden korkuyordum. Çünkü babam muhtemelen kendimi öldürsem ölümümü bile yurtdışı gezisi olarak gösterirdi. Zaten Clem dediğim gibi, kız işinin önüne geçemezdi. Bunun için hala boş otel odaları ve bar arkasındaki dar sokaklar vardı. Bunu Clem’e söylememe gerek var mı? Sanmıyorum.
“Biliyorum.” Dedim sıcak bir gülümsemeyle. “Ama umursamıyorum.”
Belki de büyük bir hata yapıyorduk. Ama denemeden hata yaptığımızı anlayamazdık, değil mi? Kolumu Clem’e atarken onunla beraber yürümeye devam ettim. Geride Thomas’ın hatırası gibi kazınmış dondurmacıyı bırakarak.



Finito.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Andreas Chamberlain
Fotoğrafçı&Manken
Fotoğrafçı&Manken
Andreas Chamberlain


Mesaj Sayısı : 235
Kayıt tarihi : 18/07/10

Şöhret
Puan: 630

Geç Farkedilen Mesaj Empty
MesajKonu: Geri: Geç Farkedilen Mesaj   Geç Farkedilen Mesaj Icon_minitimePaz Ağus. 08, 2010 2:37 pm

Puanlandı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Geç Farkedilen Mesaj
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Gossip Girl R-Play :: New York City :: Queens-
Buraya geçin: