Gossip Girl R-Play
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


You know, you love me. XOXO Gossip Girl
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Bir Şişe Konyak

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
Darren Becker
St.Jude IV.Sınıf
St.Jude IV.Sınıf
Darren Becker


Mesaj Sayısı : 121
Kayıt tarihi : 29/07/10

Şöhret
Puan: 5

Bir Şişe Konyak Empty
MesajKonu: Bir Şişe Konyak   Bir Şişe Konyak Icon_minitimeÇarş. Ağus. 04, 2010 2:04 pm

Oyuncular: Darren Becker & Blessing Ivalyn


Güneşin binaların ardında kaybolup, yerini vakur bir alacakaranlığa bıraktığı saatlerdi. Ağaçların yaprakları önce altın, sonra ise bakır olgunluğuna erişerek birer birer terk ederken dallarını, genç bir adam geçiyordu o dalların ardından. Üstünde o an için değil de, akşamın kalanı için giydiği belli olan bir palto vardı. Paltonun altından paçaları belli olan pantolonu ayakkabılarının yarısına yakınını kapatıyordu. Paltosunun önünde birbirine kavuşturduğu elleri ve aceleci bir şekilde birbiri ardına sıraladığı adımlarından belli oluyordu bir sıkıntısının olduğu. Bir anlığına durdu ve gökyüzüne baktı. Doğu tarafındaki karanlığın gökyüzünün tamamını ele geçirmesi için yarım saat kadar bir süre vardı. Daha sonra yol kenarındaki ışıklar yanacak, insanları bu caddelere çekecekti. Brooklyn'de böyle yollar her akşam insanlarla dolu olurdu zira.

Oysa o akşam, genç adamın istediği tek şey, tek başına kalmaktı. Her zamanki hisleri değildi o an onu yönlendiren. Kimliğinin ıssız bir köşesinde açılan delikten fışkıran bu düşünceler kaplamıştı zihnini o akşam. Onlarla nasıl başa çıkabilirdi, onları nasıl bastırabilirdi, hiçbir fikri yoktu. Daha önce de yaşadığını hatırlıyordu bu hisleri, ancak o zaman evine kapanıp uyumak, onlardan kurtulmak için yeterli olmuştu. Şimdi ise dışarıdaydı, eve gitme fikri bir şekilde içini boğuyordu. Dört duvarın arasına gireceği an nefes almakta zorluk çekeceğini, bedeninin içindeki baskı ile dışındaki daraltıcı ortam arasında ezileceğini biliyordu. Hayır, o akşam kesinlikle eve gitmemeliydi.

Birbiri ardına sıraladığı adımları onu Hudson Nehri'nin kıyısındaki bir yola getirirken alacakaranlık neredeyse tamamen kaybolmuştu. Birkaç dakika önce yanmış olan sokak lambaları genç adama yolunu gösteriyor, bir şekilde onların oluşturduğu sırayı istemsizce takip etmesini sağlıyordu. Adımlarını nihayete erdirerek nehrin kıyısındaki duvardan korkuluğa yaslandı. Önündeki duvar göğsünün hemen altına kadar geliyordu. Paltosunun oradaki tozla kirlenmesini umursamadan dirseklerini yasladı duvara ve suyun akışını izlemeye başladı. İçindeki düşüncelerin de suyla birlikte bir yöne doğru akmasına izin vermek en mantıklı seçenekmiş gibi gözüktü gözüne o an. Yıllar önce öğrendiği gerçeğin kendisini etkilemesine izin vermeyen genç adam, ilk kez o düşüncelere bu denli kaptırmıştı kendini. Ailesinin onu evlatlık almış olması gerçeği değildi canını sıkan. Ailesinin kim olduğunu bilmemesi, bunu öğrenmeye hiç çalışmamasıydı. Anne ve babasının onu bırakma nedenini bir kez olsun araştırmaya kalkmamış olmasıydı. Kendisini suçluyordu bu konuda, ancak böyle düşünmesine neden olan diğer insanlar da suçlamalarından payını almadan kurtulamıyordu elbette. Gerçek anne babası onu bıraktıkları için suçluydular gözünde. Şu anki ailesi onlardan bahsetmedikleri için suçluydular. Herkesin bir suçu vardı genç adamın gözünde.

Kolundan destek alıp öne doğru eğilmiş bedenini doğrulttu. Hava serinlemeye başlamıştı. Üstündeki paltoyu giymenin akıllıca olduğunu bir kez daha kabul ederek, elini paltonun iç cebine soktu. Orada duran şişeyi çıkardı. Kapağını üç tur çevirdikten sonra, yavaşça kaldırarak şişenin kenarında asılı kalmasına izin verdi. Dudaklarına götürdüğü şişeden bir yudum aldı. Konyağın boğazından aşağıya doğru akarken ardında bıraktığı hissin tadını çıkardı. Ağır bir adamın karda yürürken bıraktığı ayak izleri kadar belirgindi boğazındaki ısınma hissi. Konyağın ayak izleri yemek borusuna, ardından da düz bir çizgi halinde midesine taşınırken gülümsedi. Kendisini o akşam boyunca gülümseten yegane şeyin bu konyak olduğunu düşününce çarpık gülümsemesi acı bir gülümsemeye dönüştü, bir saniye sonra da kayboldu. Şişeyi bir kez daha dudaklarına götürürken duydu sağ tarafından gelen ayak seslerini. Başını çevirmedi gelenin kim olduğuna bakmak için, suyun akışını izlemeye devam etti sessizce.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Blessing Ivalyn
Constance Billard IV.Sınıf
Constance Billard IV.Sınıf
Blessing Ivalyn


Mesaj Sayısı : 499
Kayıt tarihi : 19/07/10
Lakap : Bless

Şöhret
Puan: 42

Bir Şişe Konyak Empty
MesajKonu: Geri: Bir Şişe Konyak   Bir Şişe Konyak Icon_minitimePaz Ağus. 08, 2010 10:10 pm

    Blessing Brooklyn sokaklarında önünde bulunan binaları adım adım ilerleyerek geçiyordu. Bir yandan da güneşin batışını izliyordu. Çünkü güneş tam karşısında batarken gözlerini o mükemmel görüntüden alamıyordu. Bazen yanından geçen insanlara çarpıyordu ama umursamıyordu. Güneş ışığı yüzüne vururken yüzü tatlı bir sıcaklığa bürünüyordu ve bu istemsizce yüzünde gülümseme oluşmasına neden oluyordu. Kendi kendine gülerken etrafında bulunan insanların ona deli gözüyle bakmasına neden oluyordu ama umursamıyordu. Sadece kendi keyfine bakıyordu o kadar. Birkaç dakika sonra güneş tam anlamıyla ortadan kaybolmuştu ve yerini alacakaranlığa bırakmıştı. Şimdi o kadar harika görünüyordu ki. Blessing hala o mükemmel büyüden kurtulamıyordu ama gözlerini büyülü görüntüden ayırdıktan sonra iki blok öteden Hudson nehrinin bulunduğu yöne doğru döndüğünü görünce hemen adımlarını hızlı hızlı atmaya başladı. Çünkü Darren, Blessing’in yakın arkadaşıydı ve onu uzun zamandan beri görmüyordu. Özlemişti de. Onunla konuşmak için sabırsızlanıyordu.

    Hudson nehrine giden yolda yürürken bir yandan da etrafına bakıyordu çünkü Darren’i kaybetmişti. Ama nereye gittiğini biliyordu. Tabii ki nehrin kıyısına… Daha hızlı yürümeye başladı. Başka yere gideceğini sanmıyordu. Ama içinde tuhaf bir his vardı. Blessing’in Darren’i tanıdığı kadarıyla o, kendini kötü hissetmediği takdirde nehre gitmemeye özen gösterirdi. Başının derde girdiğinde şüphe etmeye başlamıştı Blessing. Ama başı dertteyse de kendine bir şey yapacağı korkusu aklından çıkmıyordu Blessing’in ama yapacağını da sanmıyordu. Nehre giden yolda daha fazla vakit kaybetmemek için koşmaya başladı. Önünde az bir yol kalmıştı. Onu birkaç adım öte de nehir ile orasını kesen bir duvar da arkasını dönmüş bir şekilde nehre bakarken görünce dudaklarına küçük bir tebessüm yayıldı ve hızını keserek ona doğru yavaşça yürümeye başladı. Adım attı zaman ayağının altında bulunan kurumuş yaprak ve dal parçalarının üzerine bastığı zamanki çıkan ses yüzünden Darren birisinin geldiğini anlamıştı ama istifini bozmadan nehre sessizce bakmaya devam etti. Bir derdi olduğu kesinlikle her halinden belliydi. Sesini çıkarmadan yanına doğru ilerledi. Onu incelediğinde elinde bir şişe konyak olduğunu görünce fazla da şaşırmamıştı. Çünkü Darren’in ne zaman bir derdi olsa çareyi bir şişe konyakta bulurdu ve bunun iyi geleceğini sanırdı. Aslında haklıydı. Bir süreliğine de olsa olanları unutmaya yetiyordu ama sadece bir süreliğine… Bir süreliğine ortam sessizliğe bürünmüştü. Akıntı sesi, rüzgârın ağaç dallarına çarparak onun etkisiyle çıkardığı ses ve Darren’in her yudum aldığında gırtlağından gelen yutkunma sesi… O kadar hızlı içiyordu ki bir şey olmasından korkuyordu Blessing. Dayanamayarak sessizliği bozdu. ‘’ Yeter artık bu kadar içtiğin Darren. Neyin var senin? Ne oldu? ‘’ diyerek Darren’in elinde bulunan konyağı alarak soran gözlerle ona baktı. Artık bir şeyleri öğrenmenin zamanı gelmişti değil mi?


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Darren Becker
St.Jude IV.Sınıf
St.Jude IV.Sınıf
Darren Becker


Mesaj Sayısı : 121
Kayıt tarihi : 29/07/10

Şöhret
Puan: 5

Bir Şişe Konyak Empty
MesajKonu: Geri: Bir Şişe Konyak   Bir Şişe Konyak Icon_minitimePaz Ağus. 08, 2010 10:50 pm

Ayak seslerinin geçip gitmesini umdu, tıpkı ondan önceki birkaçının yaptığı gibi. Ancak bu sefer ayak seslerinin hemen arkasında sona erdiğini duyunca, burnundan sıkıntılı bir nefes almadan edemedi. Neden kendisi için ayırmak istediği yegane akşamda birileri buluyordu kendisini. Arkasındaki kişinin kim olduğuna dair en ufak bir merak duymuyordu. Tek istediği şey yalnız kalmaktı. Ciddi anlamda görünmez olabilmeyi diledi o an. Kimsenin onu görmeyip bu sayede rahatsız etmemesini dileyebilecek kadar kötü hissediyordu. Sağ ayağının topuğunun üzerinde yavaşça dönerek çevirdi başını. Lanet olsun, diye geçirdi istemeden. Üzerlerine düşen kestane rengi kahküllerin altında parıldayan o kahverengi gözlere baktı birkaç saniye boyunca. Yan tarafında yanan ve ortama tarifsiz bir güzellik katan beyaz lambaların yaydığı beyaz ışığı yansıtan o gözlerde samimiyeti gördü. Bless'ti karşısındaki, etrafındaki onca insan içinde güvenerek bir şeyler anlatabildiği, kendisini neredeyse herkesten daha iyi tanıyan arkadaşıydı. Onu yanında istemeyecek kadar kötü hissediyor olabilirdi o an, ancak bu kadar kötü hissediyorsa bile yapacağı şey onu uzaklaştırmak değil, kendi suratına vuracağı sert bir tokatla kendi aklını başına getirmek olurdu. Bu düşünceler aklından geçerken elindeki, sadece parmaklarının dokunduğu ufak yuvarlak kısımları nispeten ısınmış olan metal şişeyi kaldırdı ve büyük bir yudum daha aldı. Nefesinin buharlar halinde çıkmasını beklemesine neden olan yanma hissi içini kasıp kavururken, kızın öne doğru hamle yapıp şişeyi almasını engelleyemeyecek kadar dalgındı.

Sözlerini ve sorularını duyduktan sonra, kendi kendine sordu neyi olduğunu. Elbette, neyi olabilirdi ki? Nasıl biri olduğunu bir yana bırakın, adını bile bir kez sormadığı babası, ya herhangi bir şehirdeki herhangi bir evde herhangi birinin hayatını sürüyordu, ya da varlığından haberdar bile olmadığı bir mezarlıkta gömülüydü. Hangisinin doğru olduğunu nasıl bilebilirdi ki? Soruşturmamıştı bile neden bırakıldığını. Sadece bu durumu kabullenmiş, bununla ilgili tek bir kelime dahi etmemiş, sadece evlatlık olmanın vekil ailesinin evinde sağladığı geniş sınırları bile zorlayabilecek kadar rahat bir yaşam sürmüştü. Sürekli gülmüş, eğlenmiş, kendisi ve anlık keyfi dışındaki hiçbir şeyi umursamamış, züppe sayılacak biri gibi yaşamıştı. Tüm bu zaman sürecinde tek bir kişinin yanına yaklaşmasına izin vermişti, Bless'in. Dertleri konusunda bilgisi olan tek kişi oydu. Neredeyse hepsini müstesna bir metanetle dinlemişti. Bazılarından ona bile bahsetmemişti Darren, öyle anlarda da varlığını yanında isteyecek kadar bencil olabilmişti ona karşı. Bunun farkına o anda vardı ve bu yüzden içinde konyaktan farklı bir neden kaynaklı bir yanma hissetti. Birazdan dudaklarından çıkacakların farkında olmak sadece o yanmanın verdiği acıyı artırıyordu.

"Sana neler olduğunu anlatmadığım, ama buna rağmen benimle olmanı istediğim zamanları hatırlıyor musun Bless? Yine benimle olmana ihtiyacım var."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Blessing Ivalyn
Constance Billard IV.Sınıf
Constance Billard IV.Sınıf
Blessing Ivalyn


Mesaj Sayısı : 499
Kayıt tarihi : 19/07/10
Lakap : Bless

Şöhret
Puan: 42

Bir Şişe Konyak Empty
MesajKonu: Geri: Bir Şişe Konyak   Bir Şişe Konyak Icon_minitimePaz Ağus. 08, 2010 11:54 pm

    Hava iyice kararmaya ve soğumaya başlamıştı. Yan tarafta bulunan beyaz renkte ki lambalar aydınlanmıştı bile. Ve ortama oldukça hoş bir görüntü veriyordu. Blessing meraklı gözlerle Darren'i izliyordu. Olumsuz bir şeylerin olduğu hissine kapılmıştı. Bunu öğrenmek ve genç adamın zihnindeki olumsuzlukları gidermek için buradaydı zaten. Darren, Blessing'in en yakın dostuydu. Bir sürü yakın dostları vardı ama o başkaydı. Farklı içten düşünceleri ve samimi bir yapısı vardı. Ve bu Blessing'i ona iten en büyük nedenlerden birisi olmuştu. Dürüst oluşu, diğer erkeklerden farklı olması ve her zaman ki içtenliği… Onu sevmesinin diğer nedenleri de bunlardan ibaretti. Hiçbir zaman diğer erkekler gibi kadın düşkünü ve içkici biri olmamıştı. İçine kapanık birisi olsa da hiç çekinmeden her şeyi Blessing’e anlatıyordu. Blessing de asla ve asla başkasına söylemiyordu. Aklından bile geçirmiyordu bu hainliği. Çünkü onun gibi bir dostu asla bulamayacağını biliyordu. Diğer dostlarının yaptığı gibi aralarında asla hiçbir şekilde tartışma konusu yaratacak bir şey geçmemişti ve geçmesini de istemiyordu. Blessing, Darren’in hakkında her olumlu ya da olumsuz her şeyi biliyordu. Fakat bazı zamanlar bazı şeyleri anlatmadığı da oluyordu ama Blessing daha sonra kesinlikle anlatacağını, şuan anlatmak istememesinin olumlu bir sebebi olduğunu düşünerek her zaman dostunun yanında olmuştur ve asla onu zorlayacak bir harekette bulunmamıştır. Bulunmayacaktı da. Sonsuza dek. Tabii ki Darren de onunkini. Blessing de hiçbir zaman tereddüt etmeden her yaşadığı şeyi ona anlatıyordu ve ne zaman mutsuz olsa ona koşuyor, Darren de derdine derman oluyordu her zaman. Fakat kısa süre önce olan olaydan yani Alex’den haberi yoktu. Bunu şuan söylemeyi düşünmüyordu. Çünkü bir de dostunun başını kendi dertleriyle ağrıtmak istemiyordu. Şimdi sorununun çözülmesi gereken kişi Darren idi ve Blessing onun derdine derman olmak için dostunun yanındaydı. Her zaman olduğu gibi… Kesinlikle şimdi de dostunun yanında olacaktı Blessing. Darren sözlerini sarf ettikten sonraki yüz ifadesi sanki kendini ağlamak için zor tutuyormuş gibiydi. Bu durum Blessing’in canının yanmasına ve üzülmesine neden olmuştu. Genç adamın ellerini tutarak ümitlice hatırladığını onaylarcasına başını olumlu bir şekilde salladı ve dudaklarını aralarken sarf ettiği cümleler genç adamın mutlu olması içindi. ‘’ Her zaman olduğu gibi yine yanında olacağım dostum. ‘’ diyerek genç adamın boynuna sarıldı. Bu hareketi ona umut vermek ve onu mutlu etmek için yapmıştı. Bunu tüm içtenliğiyle yapmıştı. Aynı içten tepkiyi ondan da görünce yüzünde küçük bir tebessüm oluştu. Fakat kafasında soru işaretleri kalmıştı. Bir süre sonra kollarını Darren’in boynundan çekti ve kafasında ki cevapsız soruları gün yüzüne çıkardı.

    ‘’ Fakat anlamadığım bir şey var. Benden sakladığın ve seni bu kadar mutsuz eden olay ne? Bana anlatmanı istesem senden kötü bir şey mi istemiş olurum canım? ‘’

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Darren Becker
St.Jude IV.Sınıf
St.Jude IV.Sınıf
Darren Becker


Mesaj Sayısı : 121
Kayıt tarihi : 29/07/10

Şöhret
Puan: 5

Bir Şişe Konyak Empty
MesajKonu: Geri: Bir Şişe Konyak   Bir Şişe Konyak Icon_minitimePtsi Ağus. 09, 2010 6:12 pm

"Hayır, elbette kötü bir şey istemiş olmazsın."

Bir cevaptan çok tepki gibiydi bu sözleri, onunkilerin üzerine hızlı ve istemsiz bir şekilde dökülmüştü dudaklarından. Karşısındaki kız, en zor anında bile yanında olan, en umutsuz derdine kadar bütün anlattıklarını dinleyen, çözümler bulmasına bir şekilde yardımcı olan arkadaşıydı. Onun hareketlerinin tamamını ipekten bir örtü gibi kaplamış olan samimiyetin dokunuşlarını hissediyordu kızın söylediği her kelimede. Onu bu şekilde dinlerken ve dediklerinin anlamlarını idrak ederken bile biraz olsun rahatladığını hissedebiliyordu. Sarılışındaki hafifliğin, boynuna doladığı kollarının sıkışıyla nasıl tezat oluşturduğunu düşünerek bakışlarını yere doğru kaçırdı ve hafifçe gülümsedi. Bir anlığına da olsa kederine gölge düşürmeyi başaran kızın daha fazlasını yapabileceğini de biliyordu. Gülümsemesini tekrar sağlayabileceğini, neşesini yerine getirebileceğini, dertlerini unutmasını sağlayabileceğini. Ama tüm bunlar o yanındayken olacak ve o gittikten sonra nihayetin engin kucağında son bulacaktı. Onu her an yanında tutması mümkün değildi, zira bu durum ondaki özel olan her şeyin genç adamın gözünde sıradanlaşmasına neden olurdu. Bunu istemediğini tekrar etti kendine yarı isteksiz, yarı umutsuzca. Bir şekilde, o akşamın tamamında iyi olması mümkün değilmiş gibi gözüküyordu. Kederin bileğine takılan ucu, çırpınışlarının etkisiyle iliklerine kadar dolanmıştı. Onu tamamen sökmek için gerekenler, sadece kendisinin yapması gereken şeylerdi. Yine de tüm bunları yapabilmek için biraz daha iyi hissetmesi gerekiyordu. Bu yüzden istiyordu kızın varlığını yanında. Onunlayken kısa sürelerle ve uzun aralıklarla da olsa, gülümseyebiliyordu.

Konyağa uzanmak için seğiren elini durdurdu sertçe. Kolundaki kasılmanın etkisiyle daha da keskinleşen algılayışını köreltmek için bakışlarını nehre çevirdi. Beyaz lambalardan çıkan ışık, nehrin yüzeyinden yansıyor, suyun titrek yüzeyinde ışık oyunlarının oluşmasına neden oluyordu. Bu ışık oyunları, rüzgarın etkisiyle yüzeyde oluşan yüzlerce küçük dalganın hareketlendirmesiyle titreşerek dans ediyordu. Suyu hareket ettirenin artık tatlı bir esinti olmaktan çıkıp serin bir rüzgara dönüştüğünü fark eden adam irkilerek paltosunu çıkardı. Kıza yaklaşarak bir eliyle tuttuğu paltoyu onun omuzlarına yerleştirdi. "Üşümüş olmalısın." Bunu söyledikten sonra, kızın sırtına hafifçe dokunarak onu kendisiyle birlikte duvarın kenarına doğru gelmeye davet etti. Üzerindeki uzun kollu, ince kazak onu soğuğun zararlı etkilerinden koruyacaktı. Dirseklerini tekrar nehrin kıyısı boyunca uzanan duvarın üstüne koyarak suyun akışını seyretmeye başladı. Sözcükler de gözlerinin önündeki suya ayak uydurarak akmaya başladı dudaklarının arasından.

"Bir şeyi ne kadar düşünürsen, bu seni o kadar rahatsız eder, biliyorsun. İçini acıtan bir şeyi dile getirmekse canını ciddi anlamda yakar." Uzanarak elini kızınkinin üstüne koydu. "Korkuyorum, Bless, bunu düşünmek bile beni böylesine yormuşken, dile getirmenin nelere neden olabileceğini öğrenmekten korkuyorum."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Blessing Ivalyn
Constance Billard IV.Sınıf
Constance Billard IV.Sınıf
Blessing Ivalyn


Mesaj Sayısı : 499
Kayıt tarihi : 19/07/10
Lakap : Bless

Şöhret
Puan: 42

Bir Şişe Konyak Empty
MesajKonu: Geri: Bir Şişe Konyak   Bir Şişe Konyak Icon_minitimeSalı Ağus. 10, 2010 2:41 pm

    Darren'in olumlu yanıtı Blessing'in yüzünde gülümseme oluşmasına neden olmuştu. Şimdi anlatacağı şey onun için oldukça önemliydi ve bunun ne olduğunu bilmediği için merak etmeye başlamıştı Blessing. Birkaç dakika süren sessizlikten sonra Blessing onun konuşmasını meraklı gözlerle ona bakarak bekliyordu. Blessing sol elinde hala konyağı tutuyordu. Darren konyağa uzanmak için hamle yaptığında Blessing istemsizce ve sertçe elini durdurdu. Artık içmesini istemiyordu. Daha fazla içtikçe bünyesi kaldıramazdı ve kötü şeyler olabilirdi. Blessing gözlerini nehre odakladı. Darren hala konuşmamıştı ama sabırlıydı genç kız. Onun dertlerini bugün mutlaka dinleyecekti. Bundan emindi çünkü az önce söylediği cümleden anlatacağı belliydi ama yine her zaman yaptığı gibi geç anlatmayı yeğleyecek gibiydi Darren. Ama gece iyice çökmüştü ve hava da soğumaya başlamıştı. Etrafı kenarda yanan beyaz lambalar aydınlatıyordu. Onların sayesinde Darren’i görmesi işini kolaylaştırıyordu. Çünkü biraz sonra Darren’in sarf ettiği cümlelerin yüzüne verdiği mimikleri incelemek için yardımcı olabilirdi. İçinden aniden bir ürperme geçti ve vücudunun titremesine engel olamadı. Darren de bunu görmüş olsa gerek Paltosunu çıkartıp Blessing üzerine örterken elini kızın sırtına doğru dokundurdu ve kendine doğru çekerek duvarın kenarına doğru kendisini Blessing ile beraber itti. Blessing omzunda onun elini hissettiğinde yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu ve ısınmak için ona doğru sokulurken içinde tatlı bir his uyanmıştı ama onun hakkında asla özel şeyler düşünmek istemiyordu. Çünkü biliyordu ki özel şeyler düşündüğü zaman aralarındaki bu yakınlaşma tamamen yok olacaktı kısa süre sonra ve bunu istemiyordu Blessing. Aynı şeyleri Darren’in de düşündüğüne emindi. İkisi de duvara yaslanarak nehri izlemeye devam ederken Blessing suratını rüzgârın geldiği kısma doğru yönlendirerek rüzgârın saçlarını dalgalandırmasına izin verirken bir yandan da Darren’in konuşmalarını dinliyordu. Her zaman ki gibi konuyu geç anlatmaya ve o zamana kadar da şifreli konuşamaya devam ediyordu. Ama Blessing bu söylediklerini anlamaya çalışırken Darren’in eli kendi elinin üzerine geldiğinde gülümseyerek Darren’in gözlerinin içine bakmaya başladı. Bir yandanda genç adamın elini sıkarak konuşmaya başladı. Sözlerini tüm içtenliğiyle söylüyordu.

    ‘’ Korkmamalısın. Ben senin her zaman yanındayım bunu biliyorsun. Bana ne zaman ihtiyacın olursa her zaman olduğu gibi senin yanında olmaya hazırım. Hangi durumda olursam olayım. ‘’ diyerek içtenlikle gözlerinin içine bakarken derdini anlatmasını bekliyordu. Fakat yine uzun süre sonra anlatacağa benziyordu. Ama Blessing beklemeye hazırdı.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Darren Becker
St.Jude IV.Sınıf
St.Jude IV.Sınıf
Darren Becker


Mesaj Sayısı : 121
Kayıt tarihi : 29/07/10

Şöhret
Puan: 5

Bir Şişe Konyak Empty
MesajKonu: Geri: Bir Şişe Konyak   Bir Şişe Konyak Icon_minitimeÇarş. Ağus. 11, 2010 10:55 pm

Rüzgar şiddetli esişinden anlık bir kaprisle vazgeçmiş, hızını kesmişti. Artık sadece tatlı ve serin sayılabilecek bir esintiden ibaretti. Yüzünü okşuyor, suyun üzerinde kayıp giden bakışlarına refakat ediyordu. Hava sert değildi biraz önceki gibi, bu güzel havanın süreceğinden ya da tekrar sertleşeceğindense emin değildi Darren. Bunun için paltosunu kızın ince ve narin omuzlarından kaydırmaya yönelik bir harekette bulunmadı. Söylediklerini dinledi gözleri yarı kapalı bir vaziyette. Nehrin karşı tarafındaki ışıklar suyun yüzeyinden yansıyıp yarı kapalı gözkapaklarından içeri sızarken, her bir sözcüğünün tadını çıkardı.

"Yanımda olacağını biliyorum." dedi kızın gözlerine bakarak. "Bunun için ne denli minnettar olduğumu anlatamam."

Anlatamazdı gerçekten de. Bless gibi bir dosta hayatının önceki yıllarında sahip olmamıştı, bundan sonra da olacağını sanmıyordu. Onunki gibi karşılık beklemeyen bir samimiyeti başka kimseden göremezdi muhtemelen. Ona aynı derecede içten karşılık vermesinin nedeni de muhtemelen kızın bu haliydi. Ona baktığı zaman, hiçbir kötü niyet, sinsilik ya da ifade edilmemiş bir düşünce göremiyordu. Her zaman kibar, iyi niyetli ve dürüsttü Bless. Bu yüzden onun yakınında olması, genç adama iyi hissettiriyordu. Onun yanındayken, en ufak uygunsuz bir söz etmemek için söyleyeceklerini diğer zamanlarda olduğu gibi iki kez gözden geçirmek zorunda değildi. Elbette söylediklerini dikkatle seçiyordu, ama bu kalitesiz bir nezaketin eseri değildi, onu incitmekten çekinmesinden dolayıydı. Bu ufak dikkatin dışında, ona hissettiklerini her zaman anlatabiliyordu. Ender zamanlarda hislerinin nedenleri konusunda sessiz kalmayı seçebiliyordu, ancak anlatmaya cüret edebilseydi anlatacağını tekrar ediyordu kendine defalarca kez. Bunları düşünürken aklına kızın sözleri geldi. Sözlerindeki samimiyeti anımsadı. İçinde biraz önce oluşan yanma hissi devam ediyordu. Öyle artmıştı ki, yüzünü ekşitti hafifçe. Ondan bu durumu uzun süredir gizliyor olmanın verdiği vicdan azabı birikerek tenine nüksetmeye başlamıştı. Böyle bir iyi niyet, böyle bir içtenlik, böyle bir dostluk hak etmiyor muydu gerçeği bilmeyi. Alt dudağını dişledi farkında olmadan. Sonunda karar verdi. Söylemeliydi ona. Ancak bunun için biraz daha yanması gerekiyordu.

"Pekala." dedi kabullenerek. "Anlatacağım sana. Ama bunun için elindeki konyağa ihtiyacım var." Uzanarak şişeyi aldı ve irice bir yudumu boğazından aşağıya gönderdi. Sıcaklık sanki oradan vücudundaki bütün damarlara sızmış gibi ısıtırken bedenini, iç çekti. Anlatmalıydı en yakın dostuna. Neden bilindiği gibi pervasız, umarsız olamadığını, her zamanki sinir bozucu kendini beğenmişliğinin -bu kendini beğenmişlik kendisine yakın görmediği herkese karşı takındığı bir tavırdı- neden ortalarda olmadığını, az sayıda insanın sevip kalan çoğunun itici bulduğu ukala ve küstah Darren Becker'ın zihnini neyin allak bullak ettiğini. Kıza dönmedi, bunu söylerken onun gözlerine bakamayacaktı çünkü. Suyun akışına düşüncelerini de kaptırarak dudaklarını aralardı.

"Ben evlatlığım." dedi bunu söylemenin içindeki nefesi dışarı vererek. Bunu söylediği an fark etmişti daha hafif hissettiğini. Bless'in varlığı güven veriyordu. Ona baktıkça istediği kadarını anlatabileceğini hissediyordu. O ne daha fazlasını isteyecek, ne de sıkılıp kesmesini isteyecekti. Bunun farkında olarak devam etti. "Bugüne kadar bu durumu umursamamıştım, ancak bugün nedense bu konu içime oturdu. Onlar hakkında hiçbir şey bilmediğimi, hatta sorgulamadığımı fark ettim. Etrafımdakilerin benden hoşlanmaması umrumda olmaz, bilirsin, ama asıl anne babamın benim onları umursamadığımı düşünmeleri, ve bana sırt çevirmiş olmaları düşüncesi canımı sıktı." Bunları söyledikten sonra iri bir yudum daha aldı konyaktan. Şişenin dibine varmıştı neredeyse. Boğazındaki yanmanın etkisiyle nemlenen gözlerini nehrin genişlediği ileri taraflara çevirdi. Hiçbir şey söylemedi bir süre. Daha sonra biraz daha güçlü hissettiğinde tekrar yanındaki kıza döndü. "Sana nasıl olduğunu soramadım, anlat bakalım sen ne durumdasın?"
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Blessing Ivalyn
Constance Billard IV.Sınıf
Constance Billard IV.Sınıf
Blessing Ivalyn


Mesaj Sayısı : 499
Kayıt tarihi : 19/07/10
Lakap : Bless

Şöhret
Puan: 42

Bir Şişe Konyak Empty
MesajKonu: Geri: Bir Şişe Konyak   Bir Şişe Konyak Icon_minitimePerş. Ağus. 12, 2010 10:55 pm

    Blessing karşısında duran adamı dinlemeye koyulurken serin esen rüzgâr hafiften azalmaya ve havanın daha bir güzel olmasına neden olmuştu ama yine de Darren, Blessing'in omuzlarında duran ceketini almak için yanaşmadı bile. Bu hoşuna gitmişti kızın ve ardından gelen sözlerindeki içtenlikte daha da içini ısıtmasına neden olmuştu. Blessing, Darren de en sevdiği özellikte de çok dürüst ve üçten olmasıydı. Onunla istediği her şeyi karşılıksız ve hiç sonunda ne olur diye düşünmeden konuşabilirdi. Darren de aynı Blessing gibi olduğu için tam da istediği biri ve çok şanslıydı Blessing. Kısa süren sessizliğin ardından Darren telaşlanmaya ve gözlerini kaçırmaya başladı. Bu bir şeyler anlatacağının göstergesiydi. Alt dudağını yemeye başladı ve anlatacağını belirten kelimeyi söyledikten sonra Blessing iyice heyecanlanmıştı. Ne anlatacağını gerçekten merak ediyordu ama aniden elindeki konyağın kaybolduğunu ve Darren’in parmaklarının arasından hızlıca dudaklarına değdiğini görünce ona kızmıştı ama belli etmedi. Demek ki anlatacağı şey gerçekten çok önemliydi ve kendi ile ilgiliydi. Saklanılan, kimsenin bilmediği bir şey gibi görünüyordu. Daha da heyecanlanmaya başlamıştı genç kız. İçinden söylemesi için dua ediyordu. Darren kızın gözlerinden gözlerini kaçırarak nehre doğru bakmaya başladı. Ama Blessing onun gözlerinin içine bakmasını istiyordu. Ama Darren oldukça gergin görünüyordu. Birkaç dakika sonra dudaklarının arasından dökülen kelimeler kızın üzerine kocaman cümleler gibi düşüyordu.

    Blessing duyduklarına inanamıyordu. Onunla tanıştığı zamandan beri ailesini iyice tanıyordu ve öz oğulları olduğuna emindi. Bu aklının ucundan bile geçmemişti. Çünkü aynı öz ebeveynlerin çocuklarına davrandığı gibi davranıyorlardı ve bu şimdi Blessing oldukça şaşırtıcı bir durumdu. Genç adamın son sözlerine kadar onu dinledi ve konyağı son yudumuna kadar içmesini izledi. Demek sakladığı sır buydu. Demek kaç saatten beri söylemek için debelendiği konu buydu. Ama oldukça önemli ve bunu kaç yıl sonra öğrenmek onun için oldukça kötü olmuştur. Blessing genç adam için çok üzülmüştü. Bir anda kendi anne ve babasını düşündü. Blessing’in ailesi hiç yakınlık göstermiyorlardı ve bu durumda Darren gibi bir ailesi olmasını aklından geçirmiyor değildi. Ama sonradan kendini toparladı ve çocuğun gözlerinin içine bakmaya başladı. O ise konuyu değiştirmek için Blessing’den söz etmek istemişti. Aslında iyi de yapmıştı. Çünkü Blessing ne diyeceğini bilmiyordu nu konu hakkında. Ama bir şey söylemeliydi. En azından şimdilik… Kendini toparlayarak dudaklarını araladı. Darren’in sorduğu soruya birazdan cevap verecekti. Gerçi şimdi de ne diyeceğini bilmiyordu ama neyse. ‘’ Çok üzüldüm tatlım. Ihmm… Bilmiyorum senin için ne gibi bir durum olduğunu ama kötü bir şey olduğu kesindir. Az da olsa senin hissettiklerini hissedebiliyorum. ‘’ diyerek genç adamın ellerini avuçlarına aldı. Tüm içtenlikle gözlerinin içine bakıyordu. Kendisini iyi hissetmesini sağlıyordu bir yandan. Başarmışa benziyordu ama yine de aklını başka yönlere çekmek istiyordu. Onun daha fazla üzülmesini istemiyordu. Şimdi az önce sorduğu soruya cevap vermek için genç adamın ellerini bıraktı ve ikisi birlikte duvara yaslandılar. ‘’ Aynı işte Darren bildiğin gibi evden okula, okuldan eve. İşte bazı zamanlar arkadaşlarımla ve kardeşlerimle takılıyorum. Aynı monoton hayat işte. ‘’ diyerek gülümsedi. Darren de onu içtenlikle dinliyor gibiydi. Şimdi ona kendi ile ilgili bazı şeyleri anlatabilirdi. Hiç sıkılmadan dinleyeceğine emindi. Ama ilk önce omuzlarındaki ceketi sıyırdı ve duvarın üzerine katlayarak koydu. Ona başıyla ceket için teşekkür ettikten sonra tekrardan konuşmaya başladı. ‘’ Sana anlatacağım bazı şeyler var Darren. Okuldan bir çocuk ile ilgili. Dördüncü sınıftan Shane. Bilirsin belki daha çıkalı bir hafta oldu ama ben onu seviyorum işte. Ona aşık oldum. Onunda beni sevdiğinin farkındayım ve sanırım bu benim ilk aşkım. ‘’ dedi. Ama biraz çok çabuk konuşmuştu.


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alex Mclain
St.Jude IV.Sınıf, Admin
St.Jude IV.Sınıf, Admin
Alex Mclain


Mesaj Sayısı : 1215
Kayıt tarihi : 18/07/10
Lakap : Lex

Şöhret
Puan: 113

Bir Şişe Konyak Empty
MesajKonu: Geri: Bir Şişe Konyak   Bir Şişe Konyak Icon_minitimeCuma Ağus. 27, 2010 1:43 pm

Puanlandı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Bir Şişe Konyak
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Cadılar Bayramı Oyunu:Şişe Çevirmece

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Gossip Girl R-Play :: New York City :: Brooklyn-
Buraya geçin: