Gossip Girl R-Play
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


You know, you love me. XOXO Gossip Girl
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 let's d r i n k !

Aşağa gitmek 
5 posters
YazarMesaj
Evie C. Zamora
Constance Billard IV.Sınıf
Constance Billard IV.Sınıf
Evie C. Zamora


Mesaj Sayısı : 358
Kayıt tarihi : 18/07/10
Lakap : E

Şöhret
Puan: 39

let's d r i n k ! Empty
MesajKonu: let's d r i n k !   let's d r i n k ! Icon_minitimeCuma Tem. 30, 2010 3:53 am

Her pisliğini onun arkasından temizleyen değerli kuzeninin yeniden doğuş gününü kutlamak için hazırladığı bu mükemmel partiye gelmek ve eğlenmek, ona verilebilecek en güzel teşekkürlerden biri olmalıydı. Alex, her zaman Evie'nin karıştırdığı olayları düzeltmiş, düğümlediği ipleri çözmüş, döktüğü gözyaşlarını silmiş, skandallarını babasına belli etmemeye çalışıp mazeretler üretmişti. Aslına bakılırsa, Alex'ten daha iyi bir kuzeni olacağını aklına bile gelmezdi. Ayrıca yakışıklıydı da, birçok kız ona aşık sayılırdı, kendine aşık etme konusunda iyi bir yerdeydi ama gözü tek bir kızı görürdü. Ee, böyle bir partiden sonra Blaise'in tarafına geçecek gibi gözüküyor. Kızlar, içkiler, partiler. İlk parti de buydu, 'Ben artık değiştim bebek, o aşık olduğum tek kıza lanet olsun!' diyen bir partiydi. Mini etekler giymiş bir sürü Constance kızı Alex'in etrafında pervane olmuş olmalıydılar ve Edna geldiğinde de aynı şey erkekler için gerçekleşecekti. Gerçekten, şu Edna'nın neyini seviyorlardı? Geçen yüzyıl yaşamış bir büyükannenin adına sahipti ve iri baldırları vardı. Tamam, belki balıketli kadınlar çekici olabilirdi ama Evie, Edna'nın çekici olabileceğine bir ihtimal bile veremiyordu. Belki mini bir şeyler giyerse, çekici olmaya yaklaşabilirdi fakat Constance'ta ondan çok daha güzelleri ve değerlileri vardı. Edna'yı hiç sevmemişti zaten, kendi haricinde herkesi kötüleyen, kendini beğenmiş bir erkek düşkünü daha. Queen Bee rütbesini elde edebilmek için ne yaptığını gerçekten merak ediyordu.

Çatıda esen hafif ve serin rüzgar, Evie'nin açık kahve saçlarını dalgalandırıyor ve onu yatıştırıyordu. Elinde en sevdiği içki, viskisi vardı ve çatının en kenarındaki camlara yaslanmış, yüksekten Queens'i inceliyordu. Aklında olan pek bir şey yoktu, Alex'e gidip ona teşekkürlerini sunacak ve tebrik edecekti. Bir bu vardı, bir de aklından hiçbir zaman, tek bir saniye dahi çıkmayan Blaise. Çatı katı boş sayılırdı, çünkü herkes aşağıda partinin merkezinde takılmayı tercih ediyordu. Gözleri derine daldığında, yine Blaise'i düşünüyordu. Onu ne hale getirdiğini, döktüğü gözyaşlarını ve onu bu kadar ağlatan tek erkeğin o olduğunu. Bunların hiçbirini bilmiyordu Blaise, büyük ihtimalle. Bir öğrense, belki Evie adına birazcık olsun üzülebilirdi. Ancak Evie yine son zamanlarda kendini en yakın arkadaşına bırakmayı aklına koymuştu, alkole. Bu yüzden böylesine eğlenceli bir partiyi üzülerek ziyan etmeyecekti, içerek tüm dertlerini unutacaktı.
Çatının aşağıya inen merdivenlerinden partinin kalbinin attığı yere geldi. Gözleri Alex'in saçlarını arıyordu, uzun saçlı olmayı seven az erkekten biriydi o da. Onu gördüğünde, boynunda renkli bir tüy, yanında birkaç kız ve elinde içki bardağı bağıra çağıra eğleniyordu. Kalabalığı iki eliyle aralayarak kuzenine doğru ilerledi ve yanındaki tanımadığı iki kıza gitmeleri için el hareketi yaptı. Kızlar Alex'in kollarına öyle yapışmışlardı ki. "İkiniz de birkaç dakika ondan uzak durabilecek iradeye sahipsiniz, hadi çekilin!" dedi kızlara Evie ve ikisinin de kenara çekilmesiyle Alex'e sıkı sıkı sarıldı, adeta gözlerinin içi gülüyordu. "Süper bir parti Alex. Sana söylemek istediğim bir iki şey var aslında, belki bunun için yanlış yer ama yine de aklında olsun. Yeni kişiliğinle gurur duyuyorum, çünkü üzüntülerin gerçekten seni kötü yönde etkiliyordu fakat asla Blaise gibi kontrolden çıkmanı istemem." Onun adını andığında kalbinin hızlanmasına alışmıştı artık. Adını duyduğunda, söylediğinde, düşündüğünde. Bir nefes aldı ve devam etti. "O zaman gerçekten hayatında pek çok kişiyi üzebilirsin, biri tarafından üzüldüğün gibi. Ve, beni tüm o dertlerden kurtardığın için teşekkür ederim, senden daha iyi bir kuzen daha olamaz. Şerefine Alex!" Elindeki yarısını içmiş olduğu viski bardağını Alex'in elindeki içki bardağına vurdu ve kocaman bir kahkaha patlattı. Sonra bardakta kalan tüm viskiyi tek seferde kafasına dikti ve bir bardak daha almak için Alex'in yanından ayrıldı. Bu gece eğlenecekti, ağlamayacaktı. Tek istediği unutmaktı, unutmak.

Spoiler:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Connor Mead
St.Jude IV.Sınıf
St.Jude IV.Sınıf
Connor Mead


Mesaj Sayısı : 370
Kayıt tarihi : 18/07/10

Şöhret
Puan: 59

let's d r i n k ! Empty
MesajKonu: Geri: let's d r i n k !   let's d r i n k ! Icon_minitimeC.tesi Tem. 31, 2010 2:38 pm

Bu gece bir parti vardı Manathan'da ve bütün iyi aile çocukları -kaşınızı kaldırmayın hiç boşuna tabiki öyleler- orada olacak ve eğleneceklerdi. Parti olurdu da Connor geri kalır mıydı? Tabiki hayır çoktan duşunu almış kendine kıyafet seçmeye başlamıştı bile. Kuzeni Jake'i arayıp onunda oraya geldiğini öğrenmişti. Jake'le Gisela konusunu çoktan aşmışlardı; Gisela'ya sadece arkadaşça yaklaşması gerektiğini gayet iyi biliyordu Jake ve Connor buna güveniyordu, belki de büyük bir aptallıktır bu yakada güven. Kimin eli kimin cebinde pek belli değil burada ne de olsa. Kendine beyaz bir tişört seçmişti Connor, altına da güzel bir keten pantolon giymişti siyah. Kırmızı ceketiyle de tam bir uyumu sağlamıştı. Ayakkabı da kahverengi ve tonlarından vazgeçmeyen Connor bu sefer farklılık yapmış ve duman rengi tarzı klasiğe çalan bir ayakkabı giymişti. Renkli kombinasyonları seven Connor aynada şöyle bir kendisine bakıp iyi olduğuna karar kıldıktan sonra saçlarını düzeltmek için tekrar banyoya girmişti. Daha o çıkmadan önce parfümün kokusu odayı doldurmuştu bile. Neden bu kadar süsleniyordu kimse bilemezdi, Connor'ın aklından geçenleri kimse tahmin edemezdi doğrusu. En büyük ihtimal birkaç gece öncesinde yaşadığı tehlikeli olaylardan ona hatıra kanlan gözündeki morluğu kapatabilmekti, tabi bu imkansızdı. O yüzden akşam vakti olmasına rağmen gözüne bir de gözlük takmıştı.

Parti sahibinin Alex olması ve gözündeki belirgin morluk biraz pürüz yaratıyordu olayda ama eğlenmesini gölgeleyemezdi bu sebep. Sevdiği sevmediği birçok kişi orada olacaktı, insanları deli edip eğlenecek sebepleri olacaktı elbetteki hazırlanıp yanına gelen Jake'le birlikte yola çıkarken gecenin güzel olacağını biliyordu. Jake'in gözünün devamlı gözlüğüne gitmesinden sıkılan Connor "İyi bir fikir olmadığını biliyordum zaten." deyip gözlüğü çıkardığında gözündeki morluk ortaya çıkmıştı yeniden. Çıkardığı gözlüğü iç cebine koyarken Jake'in bakışlarını üzerinde hisseden Connor "Craig'le kafa dağıtınca böyle sonuçlar doğuruyor, hiç sorma sonra anlatırım." dedikten sonra bulduğu bir aynadan kendine bakarak saçlarını düzeltip gözünü incelemeye koyulmuştu. "Kızlar bu konu da çok şanslılar, en azından böyle şeyler için bir sürü boyaları var... Zaten bir mafya babasından tokat yemezler en fazla zorla onun yatağına girerler." deyip güldü. Limuzin partinin olacağı yerin önüne geldiğinde arabadan inip hızla içeriye daldı. Parti çoktan başlamıştı.

Jake ve Connor içeri girdiğinde bazı gözler onlara dönmüştü ve geldikleri haberi çok çabuk bir şekilde salona yayılmıştı. Düşman oldukları anlaşılan herkes tarafından biliniyordu ki herkes şaşkınlıkla bakıyordu onlara. Connor ise hiçbir şey yokmuş gibi aynı kendine güvenen ifadesiyle ilerliyordu masalar arasında. İleri de Alex'le konuşan Evie'yi görünce onlara doğru yaklaşmıştı ve konuştuklarına kulak misafiri olmuştu biraz. Sinsilik kanında vardı; Blaise'den bahsettiğini duyunca gülümsemişti Connor, Alex'in yanından ayrılan Evie'yi içki alırken yakalayan Connor viski şişesini barmenden alıp Evie'nin bardağını doldururken "Hala mı aklın Blaise'de Evie?" deyip gülümsedi. Barmenden bir kadehte kendine istedikten sonra ona kuşkuyla bakan Evie'ye "Merak etme, sen beni öpmezsen beni seni öpmem.." dedi ve onun masasına geçtiler. Kısa bir süre sonra Jake'de tekrar katılmıştı onlara.

Partideki tarz bu!!

Spoiler:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jake Proswan
St.Jude III.Sınıf
St.Jude III.Sınıf



Mesaj Sayısı : 601
Kayıt tarihi : 19/07/10

Şöhret
Puan: 17

let's d r i n k ! Empty
MesajKonu: Geri: let's d r i n k !   let's d r i n k ! Icon_minitimeC.tesi Tem. 31, 2010 6:14 pm


Yeni bir partinin olması kimse için şaşırtıcı değil. –ki bir de bu partiyi Alex veriyorsa- Partiler sadece iyi aile çocuklarının gittiği, eğlenilen mekanlarda verilen organizasyonlar değildi. Partiler; dostların ve düşmanların, dost görünüp arkasından konuşanların, hatta arkasından konuşulduğunu bildiği halde bunları takmamaksızın eğlenenlerin, kumarbazların, içki koliklerin, uyuşturucu bağımlıların, ruh ve sinir hastalıkları hastanesinde tedavi görenlerin, seksten başka bir şey düşünmeyenlerin, dostum dediği insanlara ihanet edenlerin, mutlu görünüp mutsuz olanların, nasılsın sorusuna iyiyim diyip kötü olanların, sevgilisini on binlerce kez aldatanların sonra gene sevgilisiyle yiyişenlerin, ailesine karşı her zaman iyi çocuk olup paralarını sömürenlerin ve daha sayamayacağımız kadar çok –kötü- özellikteki insanların toplanıp eğlendiği organizasyonlardır. Tabii bu organizasyonların dostluğu uçurumda olanları uçurmakta veya o uçurumdan kurtarmakta da yararı vardı. Gossip Girl’de çıkan son haberden sonra Connor ile arası bozulan Jake ne yapıp edip C ile arasını düzeltmeyi başarmıştı ama bugünkü parti sayesinde araları daha da iyi olacaktı. Bu yüzden Alex’in partisine bu gece rahat gidecekti. Çoktan duşunu almış kendini hazırlanmak için odasına atmıştı. Beyaz gömleğinin düğmelerini aynada kendini izleyerek kadar düğümledi. Son düğmesini açık bırakmıştı. İnce bir kravatı önceden yapılmış bir şekilde dolapta buldu. Yüzündeki küçük bir tebessümle kravatın boyun kısmını kafasından geçirdi. Gömleğin yakalarını havaya kaldırarak kravatı yerleştirdi. Fazla sıkmayacak biçimde yukarı doğru kaldırdı ve gömleğinin yakasını düzeltti. Dolaptan ütülenmiş bir siyah keten pantolonu aldı ve giydi. Gömleğinin uçlarını pantolonun üstüne attı. Koltukta duran siyah yeleğini eline aldı ve giydi. Ayağına rahat bir ayakkabı seçtikten sonra kendini bir kez daha aynanın karşısına attı. Elleriyle saçlarını karıştırdı, güzel bir şekil vermeye çalışıyordu. Hızlı adımlarla banyoya geçerek çekmeceleri karıştırdı. Bulduğu parfümü bolca sıktı.

Hazırlanıp C’nin yanına doğru yola çıkan J düşmanı olan Alex’in partisine gitmenin her zamanki gibi olay olacağını bildiği halde gidiyordu –ki zaten Yukarı Doğu Yakasında olay olmak alışıldık bir şeydi.- Connor ile beraber siyah limuzinlerine binmişlerdi. Ama değişik bir şey vardı C de. Evet, gözlük. Yakışmamıştı, bunun iyi fikir olduğunu zannetmiyordu. Bakışlarını fark etmiş olmalı ki gözlüğü bir kenara atıp konuşma gereği duymuştu C. "İyi bir fikir olmadığını biliyordum zaten." Gözlüğü çıkarması Jake’in bakışlarına bir son vermesini engelleyememişti. Çünkü gözündeki morluk gözlükten daha dikkat çekiciydi. "Craig'le kafa dağıtınca böyle sonuçlar doğuruyor, hiç sorma sonra anlatırım." Kafasını cama doğru çevirdi, yolu izledi. Geldiklerini fark etmesi fazla zaman almamıştı ikisi de ayrı kapılardan arabadan indiler ve partinin bulunduğu bara giriş yaptılar. Connor ve Jake’in geldiği haberinin yayılması uzun sürmemişti. Tabii Alex’e de bu haber ulaşmıştı. Alex’le düşman olduklarından dolayı bakışların J ve C’nin üzerinde olması normaldi. Jake Connor’dan ayrıldı ve etrafı gezmeye başladı. Nerdeyse herkes buradaydı. Kendine bakan kızlara hafifçe, sapıkça ve çarpık bir şekilde gülümsüyordu. İnsanların bakışlarından uzaklaşarak barmene doğru yürüdü. İçkisi aldı ve tek hamlede hepsini içti. Bu gece hiçbir kızın yanına gidip onlarla yiyişmek veya onlara asılmak –hayret- istemiyordu. Geri Connor’ın yanına döndü. Yanındaki kız umurunda değildi Jake’in. Hiç olmamış gibi davranıyordu. Diğer insanların vızıltıları ve müziğin sesi sinirini bozmaya başlamıştı. Konuşma isteği vardı içinde. “Bu gece sanırım bizim gecemiz olacak Connor, ne dersin? Baksana kimse gözünü bizden ayıramıyor. Demek ki en eğlenecek kişiler biz olmalıyız.” Connor’a doğru sırıtarak gülümsüyordu.

Spoiler:

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Connor Mead
St.Jude IV.Sınıf
St.Jude IV.Sınıf
Connor Mead


Mesaj Sayısı : 370
Kayıt tarihi : 18/07/10

Şöhret
Puan: 59

let's d r i n k ! Empty
MesajKonu: Geri: let's d r i n k !   let's d r i n k ! Icon_minitimePaz Ağus. 01, 2010 1:27 am

Jake'in sıkılgan tavırları ve Evie'yi yok saymasını tuhaf karşılayan Connor şaşkınlıkla onu izliyordu. Hiçbir kıza yüz vermiyordu, sorununu merak etti doğrusu. Ama bunun üzerinde pek durmamaya karar vermişti bile Connor bakışlarını salonda gezidrirken. Herkes buradaydı cidden ama daha çok Alex'in dostları vardı ve birçok nefret ettiği insanda vardı doğal olarak Connor'ın. “Bu gece sanırım bizim gecemiz olacak Connor, ne dersin? Baksana kimse gözünü bizden ayıramıyor. Demek ki en eğlenecek kişiler biz olmalıyız.” dediğinde bakışlarını ona çeviren Connor gülümseyerek karşılık vermişti kuzenine. Konuşmaya başladığında sesi halinden memnun bir şekilde çıkıyordu; "Tabiki gözler bizim üzerimizde olacak J. başka bir şey olması mümkün mü? " diyerek güldü. Kendini beğenmiş tavırları belki de Evie'nin canını sıkıyordu ama Conor'da pek umursamıyordu o an Evie'yi. Gözü yeni çıtırlara takılmıştı; küçük snıf öğrencilerine böyle hitap ederdi, dokunulmamış çıtırlar.. Gerçekten bazen hayvanlaşabbiliyordu Connor ama bazen de dünyanın en iyi erkeği olabiliyordu. Bunu sağlayan tek bir kişi vardı o da Gisela'ydı elbetteki. Aralarını hala düzeltememiş olmaları Connor'ın çok canını sıksa da bu gece keyfini bozmayacaktı, kararlıydı.

Gözlerini salondan Jake'e çevirdiğinde yüzünde sinsi bir gülüş vardı. "Sanırım sana bir içki borcum var J. Haklı çıktın, parti sahibi bile gözlerini bizden alamıyor." deyip az ötede gözlerini onlaara dikmiş olan Alex'i gösterdi gözleriyle. Bu gece eğlenceli geçecekti, olmamaları gereken bir partide var olmak hoş bir duyguydu, özellikle de parti sahibi sinirinden çatlarken gayet güzel duygular hissediyordu parti hakkında. Jake'e içkisini almak için bar kısmına giden Connor ayrılmadan önce "Ne istersen iste bakalım.." dedi ve cevabı aldıktan sonra harekete geçti. Kendine de bir vodka alan Connor masaya geri dönmeden önce birkaç kızla hoş sohbet edip ilerleyen saatler için bazı tekliflerde bulunmuştu. Bazıları hemen atlarken teklifine bazıları ise zorlamıştı Connor'ı, çıtırların özelliği buydu; korktukları için geç ikna oluyorlardı. Çatının manzarasının iyi olduğunu varsayan Connor bu gece o çatıda hoş şeyler yaşayacağını düşünerek döndü masaya. Evie içkiyle beraber gitgide kendinden geçiyordu ve Jake'e içkiyi verip "İyi tahminine.." deyip kendi kadehinden bir yudum aldı.

Kısa bir süre geçmişti Alex'e baktığında hala onlara bakıyordu kaçamak kaçamak, belki de Evie'yle takılıyor olmamız kaçırmıştı sevgili Alex'in canını, ne de olsa Evie onun kuzeniydi ve daha çok geçmemişti gossipgirl'ün Connor'la olan haberinin üzerinden. Ters bakışlar fırlatan Alex'e manidar bir şekilde Kadehini kaldırıp gülümseyen Connor Jake'e dönerek "Nasıl oldu da ben bizi farketmez dedim ki? Bana bunu otun ardından mı sordun pis çakal seni? Adamın bizi farketmemesi imkansız gözlerini üzerimizden ayırmıyor." dedi Connor hain bir gülüşle. Alex çok gözüne takılıyordu, ne zaman salona baksa hep o dikkatini çekiyordu. Artık ne olacaksa olsa da bunun bir sonu gelse diye düşünen Connor'da bakışlarını oraya dikmişti. Aynı şekilde Jake de onu süzüyordu. En sonunda Alex harekete geçince Connor, aklından, Hah işte böyle.. diye geçirmeye başlamıştı. Bu partiye eğlenmekten çok içine etmek için gelmişti, amacına ulaşınca zaten çok eğlenmiş olacaktı da. Sadisliğin hatsafada uçuştuğu beyni bunu gerçekten arzuluyordu; onlara doğru gelmekte olan Alex'ten gözlerini ayrmadan "Sanırım birileri de çok eğlenmek istiyor, ne dersin sence eğlenebilecek mi?" diye sormuştu onunla aynı noktaya bakan Jake'e bakışlarını kısa bir anlığına ona çevirdiğince yüzündeki gülümseme Connor'ı tatmin etmişti bu konuda. İyice yaklaşan Alex'e "Merhaba Lex, hoş bir parti. Tam senin elinden çıkma içerisi çıtırlarla dolu, benim için tam bir cennet.." deyip tekrar kadehini kaldırıp bardağın dibini buldu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alex Mclain
St.Jude IV.Sınıf, Admin
St.Jude IV.Sınıf, Admin
Alex Mclain


Mesaj Sayısı : 1215
Kayıt tarihi : 18/07/10
Lakap : Lex

Şöhret
Puan: 113

let's d r i n k ! Empty
MesajKonu: Geri: let's d r i n k !   let's d r i n k ! Icon_minitimePaz Ağus. 01, 2010 6:24 pm

Parti kısmen iyi tanımına uyuyordu, sonuçta çevresi görmek istediği insanlarla ve arzuladığı bir avuç kız ile sarılıydı. Partinin ana malzemesi olmak da ayrı bir zevkti, etraftaki herkes onu tanıyor, varlığını bariz bir şekilde gözüne sokmak için çeşitli taktiklere başvuruyorlardı. Alex bunu anlamıyordu o anda bile, parti sahibine kendini gösterme çalışmaları saçmalıktı. Daha önceleri olsa kesinlikle ilgi odağı olmaktan kaçar, partinin en sessiz ve sakin alanına çekilip kendi çapında kafa çekerdi. Şimdiyse… Eh, buna pek fırsatı yoktu negatif kutbu çeken bir mıknatıs gibi nereye itse ilgiyi üzerine çekiyordu. Buna rağmen Clem’i yanından hiç ayırmamıştı, muhtemelen kız artık tüm yaşananlardan bunalmış ona göz kulak olma sözünden de vazgeçecekti, çünkü ne olursa olsun bu bas bas arkada çalan müziğe ve durmadan selam veren insanlara katlanmak zordu. Bir de onca insanın teri, içki kokan sıcak nefesler, ağır parfüm kokusu iyi bir baş ağrısı yaratıyordu. Alex Clem’e dönmeden önce gözü bir hareketliliğe takıldı. Aslında başından beri onları görmemesi ilginçti, zira üzerindeki o ilgi baskısını hafifleten etkileri vardı. Dişlerini gıcırdattığını sızlayan çenesinden anca fark etti. İlk başta ilgilenmemeye çalıştı, ne de olsa şu sırada sorun çıkarmıyorlardı. Ama sonuçta parti ‘kendi’ partisiydi ve bu iki şempanze bozması herifi çağırmamıştı. Alex düşünmemeye çalıştı Clem ile konuşurken ama zaten iyiden iyiye sarhoş olmaya başlamıştı, konsantresini istediği yere vermek güçtü. “Onlara bakma, önüne bak! Clem’e bak. Hayır hayır hayır Jake’e bakma. Connor’a da bakma. Önüne Alex önüne! “ Arada kaçamak bakışlar atmadan durmak elinde değildi. İçten içe köpürüyordu. Hatta artık bunu mimiklerinde iyice göstermeye de başlamıştı.

Bir ara onları unutmayı başardı, Clem’den çok kısa süreliğine kurtulmuştu. Clem’in yeniden kendisini bulduğu sırada adını dahi hatırlayamadığı sarışın bir bombayı dudaklarından başlayarak yemekle meşguldü. Clem en doğal kanka tepkisiyle Lex’i kulağından kıskaç gibi olan parmaklarıyla yakalayıp dar kırmızı elbiseli çıtırdan uzaklaştırmıştı. Alex bunu Cleo için mi Edna için mi yapıyor anlayamıyordu ama kız ilahi bir görev gibi sarılmıştı şu Alex’i kızlardan uzak tutma işine. Alex’in buna itirazı yoktu onun elinden kaçıp kısıtlı zamanda birilerine kaçamak dokunuşlarda bulunmaktan hoşlanıyordu lakin orada olmak bir kez daha Connor ve Jake’i hatırlamasını sağlamıştı. Yeniden onlara bakarken Connor ile göz göze geldi. Gülümsemesinin en küçük parçasından bile nefret ediyordu. O domuzu andıran yüzüne öfkeyle baktı. Ardından Jake’in akbabayı andıran sıfatına. Daha fazla dayanamayacağını biliyordu, derin bir iç geçirip Clem’e döndü. “Clem beni burada bekle.” Clem Alex’in bakış açısını izleyip ikiliyi gördü. “Burada bekleyeyim de salak bir şey yap, değil mi? Aptalca bir şey yaparsan seni sopalarım Lex.” Alex Clem’e zoraki bir gülümseme attı. “Biliyorum, çok sıkı bir kankasın.” Clem’i geride bırakamayacağını bildiğinden onunla beraber istenmeyen misafirlerin yanına gitti. Connor’a böcekmiş gibi baktıktan sonra. “Evet, ikinizin de olmaması gereken bir cennet.” Derin bir nefes alıp tırnaklarının kestiği avcunu gevşetip yeniden sıktı ve belli belirsiz Clem’i geri itti yüzüne içten bir gülümseme yayarken. “Ama madem buradasınız, bir hoş geldin hediyesi vermeliyim.” Yüzündeki gülümseme elini Jake’in yakasına attığı anda kayboldu. Çocuğu sımsıkı yakalayıp kaldırdı ve olağan gücüyle yüzüne yumruğunu indirip kendi ivmesiyle düşmesi için bıraktı. Evie’nin orada olduğunu bile unutmuştu, Connor’ın da. Tek düşünebildiği o an iyi hissettiğiydi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Connor Mead
St.Jude IV.Sınıf
St.Jude IV.Sınıf
Connor Mead


Mesaj Sayısı : 370
Kayıt tarihi : 18/07/10

Şöhret
Puan: 59

let's d r i n k ! Empty
MesajKonu: Geri: let's d r i n k !   let's d r i n k ! Icon_minitimePtsi Ağus. 02, 2010 10:04 am

Alex Connor'ın sözlerine karşılık ona nefret dolu bir bakışla baktıktan sonra "Evet, ikinizin de olmaması gereken bir cennet.” dedi sinirle. Buna karşılık Connor'ın yüzsüz gülümsemesi iice genişlemiş "Azizsiz cennet olmaz Alex.." deyip gülmüştü kendinden emin bir tavırla. Sinirlendiği aşikar olan Alex Clee'yi pek farkettirmeden geriye itmişti biraz, yüzüne yerleştirdiği gülümsemeyle onları süzerek “Ama madem buradasınız, bir hoş geldin hediyesi vermeliyim.” dedikten sonra bir anda Jake'in yakasında yapışıp diğer eliyle de yumruğu indirmişti suratına. Sağlam vurduğu henüz bir iki kadeh içki içmiş olan Jake'in yere yığılmasından anlaşılıyordu. Bir anda tüm gözler onlara dönmüştü, kızgın olmasına rağmen yüzüne sinsi bir gülüş yerleştiren Connor "Ohohooo" deyip yüksek sesle Alex'in kendinden geçip hırlaştığı haline dikkat çekmek istiyordu. MAdem bir iş yaptı rezil olmalıydı değil mi? "Sevgili uyanan ergenimiz pek uyanamamış anlaşılan, bu sinir neden Lex yoksa hiçbir zaman ilgi odağı olamadığını anlayıp bu yöntememi başvurdun. " onaylamayan bir ses çıkardıktan sonra Jake'n üzerine giden Alex'i hafif geri iterek "Aynısını bir daha deneyim deme Lex," demişti tehditkar bir ses tonuyla. Nefretini JAke'in üzerinden çekip Connor'a yönelten Alex ne söylediyse o sıra Connor'ın yüzündeki gülümseme bir anda silinmişti.

Ne olduysa olmuş Connor'da işler çığırından çıkmış gibiydi, sert bir ifadeyle Alex'e baktığında milletin onu durdurmasına kalmadan Connor bir anda Alex'i geriye doğru hızla itmiş, masaya çarparak masayla birlikte devrilmesine nedne olmuştu. Koşup üstüne atlayan Connor'ı kimse durdurmaya cesaret edemiyordu, ne kadar gözü döndüğü insanların korkar tavırlarından belliydi. Yakasına yapıştığı, hem sarhoşluğun hem de savrulmanın verdiği sersemlikle kendine gelememiş olan Alex'e sağ yumruğuyla bir tane geçirmişti Connor. Bu yetmiş miydi Connor'ın sinirinin geçmesi için, tabiki hayır. Dudağı patlayan Alex'in yanağına doğru bir tane daha geçirmişti ama eli hafifçe kayıp burnuna denk gelmişti ya da bunu özellikle yapmıştı Connor belkide. Burnunda gelen sesle burnun ya kırıldığını ya da fena bir şekilde ezildiğini anlamıştı Connor. Alex'in kulağına eğilip "Yanlış bir gece seçtin Alex, bu iş daha bitmedi.." dedikten sonra doğrulmuştu yerinden. Bir iki tane daha vurmak isterdi ama ortamdaki müzik dahi kesilmiş herkes dehşetle onları izliyordu Alex'in kendinden geçmiş yüzüne bakan Connor yakasını savururmuş gibi bıraktı ve doğruldu. Kalktığında onları video'ya çeken birkaç kişiyi farketmişti gözleri ama şuan onlara tepki gösterecek gücü kalmamıştı. Zaten herkesin içinde parti sahibini dövüp de haber olmamak imkansızdı, o yüzden hiç düşünmedi işin o tarafını. Alex'in başında dikilip kanlara karışmış yüzüne bakarak olacakları hesap etmeye çalışıyordu. Yüzüne bakınca bir anda yine hırslanmış hemen ayaklarının dibinde olan bacağına sert bir tekme savurmuştu. İğrenerek baktığı Alex'e arkasını döndüğünde Jake'in kalkmış olduğunu görüp hiç kimseye bakmadan ona doğru yöneldi.

Çenesine vururken Alex'in dişine gelen elinin kesildiği yere masanın üzerindeki bir peçeteyle silen Connor Kanayan burnunu tutan JAke'in kulağına eğilip "Haber ver gelsin alsınlar, başını kötü vurdu. Üstümüze kalmasın.." dedikten sonra şaşkınlıkla onları izleyen kalabalığı kaşını kaldırarak şöyle bir baktıktan sonra artık gitme vakitlerinin geldiğini anlayıp Evie'ye "Üzgünüm Evie.." dedikten sonra hala nefretle Alex'e bakan Jake'i de sürükleyerek çıktılar mekandan. "Kendi partisini dağıtacak kadar aptal olduğunu bilmiyordum doğrusu, benim işime gelir.." deyip güldü sinsi sinsi. İyi bir kapanış olmuştu Connor'a göre, partinin bitiğini çok iyi biliyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jake Proswan
St.Jude III.Sınıf
St.Jude III.Sınıf



Mesaj Sayısı : 601
Kayıt tarihi : 19/07/10

Şöhret
Puan: 17

let's d r i n k ! Empty
MesajKonu: Geri: let's d r i n k !   let's d r i n k ! Icon_minitimePtsi Ağus. 02, 2010 11:56 am

"Tabi ki gözler bizim üzerimizde olacak J. başka bir şey olması mümkün mü?” Connor gülerek ve halinden memnun bir biçimde karşılık vermişti Jake’e. Jake Connor’ın bu kendini beğenmiş tavırlarına alışkın olduğundan sadece küçük bir tebessümle bakışlarını diğer parti çılgınlarına doğru çevirdi. Etrafta dönen hiçbir kızı umursamaz tavırlarındaydı. Buraya sadece düşmanının partisine nasıl gidilir diye millete ders vermek amacıyla falan gelmişti herhalde. Fazlasıyla sıkılıyordu. Nedensiz, veya nedenini bildiği halde bilmemek istemesi, veya öyle bir şey işte. Bu gece eğlenmeliydi ama kızlarla değil, daha farklı biçimde. “Connor sence bu gece Alex bizi fark eder mi?” Connor’ın dalga geçer gibi bakışından “Tabii ki de fark etmez!” dediğini anlayan Jake’in canı oyun istiyordu. Ne fazla büyük bir oyun, ne de fazlasıyla küçük bir oyun. Tek isteği Connor’ı biraz kızdırmaktı. “Var mısın iddiaya? Bence Alex bizi fark edecek ve yanımıza gelecek. Çünkü o bizim yanımıza gelmeye cesaret edecek kadar aptal bir domuz.” Sözlerini bitiren Jake elini Connor’a doğru uzatıyordu. Sen kaşındın havasıyla C, Jake’e karşılık verdi ve elini sıktı. İkisi de ellerini ayırdıktan sonra Connor etrafındaki diğer kızlara Jake ise içkisine dönmüştü. Hiçbir şey umurunda değildi. Belki de bugün bolca içip kendini rezil etmek ve buradan uzaklaşmak istiyordu. Olay olsun, şu partiden uzaklaşsın onun için yeter. Belki de olayı içki içmek yerine şu güzel, eğlenceli, hoş partide kavga çıkarmakla da yaratabilirdi. Saçmalıyordu. Bunu istemesinin tek nedeni Connor’a ihanet ettiği halde onun yanında dostuymuş gibi durmasıydı. İlk defa böyle hissediyordu.

Yeniden içki isteyen Jake kendi dünyasından Connor’ın sayesinde uyanmıştı. "Sanırım sana bir içki borcum var J. Haklı çıktın, parti sahibi bile gözlerini bizden alamıyor." Gözlerimi uzun süre sonra Alex’in oldu tarafa çevirdim. Bu tarafa bakıyor ama bakışlarını gizlemeye çalışıyordu. Muhtemelen bizim burada ne işimizin olduğunu, davet edilmediğimizi, ne hakla hangi yüzle geldiğimizi, yüzümüze bakmanın ona ne kadar iğrençlik verdiğin, hangi hayvana benzettiğini falan düşünüyordu. Connor yine konuşmaya başlamıştı ama fazla anlamıyordu. Sanırım ne içmek istediğini falan sormuştu. Her zamankinden istediğimi söyledim ve barmenle konuştu. İçkiyi Jake’e uzatıp "İyi tahminine.." kadehinden yudumladı. Connor konuşuyordu dinliyordu, anlıyordu ama ona cevap verebilecek kadar önemsemiyordu. Gözlerini Alex’e dikmiş bakıyordu. Oda bu bakışmalardan sıkılmış, yüzleşmenin zamanının geldiğini düşünüyordu ki Clem’den kurtulmaya çalışıp C ve Jake’e doğru yürüyordu. Connor gülümseyerek atışmıştı. "Merhaba Lex, hoş bir parti. Tam senin elinden çıkma içerisi çıtırlarla dolu, benim için tam bir cennet.." Connor’ın rahat tavırları belli ki Alex’i fazlasıyla rahatsız etmişti. “Evet, ikinizin de olmaması gereken bir cennet.” Alex yeniden konuşmuştu. Peşinden gelen Clem’i geriye itti. “Ama madem buradasınız, bir hoş geldin hediyesi vermeliyim.” Ne olduğunu anlayamadan Alex, Jake’in yakasına yapışmış, diğer eliyle de Jake’in yüzüne yumruğu indirmişti. J bir anda yere yığılmıştı. Sağ baş parmağıyla burnunu yokladı, kanıyordu. Yerinden hemen doğrulma gereği duymadı. Connor ve Alex’i izliyordu çünkü Connor hareketlenmişti. Alex’e bir şeyler söylüyordu. Söylediği şeyler can sıkıcı olmalı ki Alex, Jake’e doğru yönelirken yönünü değiştirmiş artık C ile ilgileniyordu. Ama bu sefer Alex başlamadan hızla Connor, A’e doğru yürümüş ve onu itmişti. Alex arkasındaki masayla birlikte yere yığılmıştı. Hiç mola vermeden Alex’in üzerine atlayan C’yi kimse durdurmaya çalışmıyor, tam tersine film gibi izliyorlardı. Kendinden geçmiş olan Alex doğrulamadan çoktan yüzüne yumrukları yemişti. Jake yavaş, yavaş yerinden doğruluyordu. Ayağa kalkmıştı ve Connor’ın işi de bitmişti. Etrafta toplanan insanların yarısının elinde telefon vardı, kameraya çekip GG’ye yollama ihtimallerini düşünen Jake artık umursamıyordu. Belki Connor iyice Alex’i benzetmişti ama Jake hala sinirliydi. İşini bitirdikten sonra bir tekme daha atan Connor Jake’in yanına geldi ve kulağına eğilerek bir şeyler fısıldadı. Sonra hiçbir şey olmamış gibi, sona eren partiden hızlı adımlarla çıktı. Barmenden bir kadeh içki alan Jake’i şaşkınlıkla izliyorlardı. Jake yavaşça Alex’in yanına gitti. Doğrulmaya çalışan Alex’i izliyordu. Tüm kadehi kafasına dikti ve biraz doğrulmuş olan Alex’in kafasında kadehi parçaladı ve yüzüne bir yumruk indirdi, Alex tekrar yere yığıldı. Ortalık dağılmış, etrafta cam kırıkları vardı. Ona hala nefretle bakarken Connor’ın kolundan sürükleyip çıkarmasıyla eğlence, haliyle de parti sona ermişti.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alex Mclain
St.Jude IV.Sınıf, Admin
St.Jude IV.Sınıf, Admin
Alex Mclain


Mesaj Sayısı : 1215
Kayıt tarihi : 18/07/10
Lakap : Lex

Şöhret
Puan: 113

let's d r i n k ! Empty
MesajKonu: Geri: let's d r i n k !   let's d r i n k ! Icon_minitimePtsi Ağus. 02, 2010 12:42 pm

O an iyi hissettiğini bilen Alex devamında pek de iyi hissetmeyeceğini biliyordu işte bir şekilde. Yaptığı mantık dışıydı ve Connor’ın ayaklanmasıyla adeta mantıksızlığı hayat bulmuştu. Gözleri yerde burnunu yoklayan Jake’ten kendisine doğru gelen Connor’a kaydığında hapı yuttuğunu anlamıştı. Etraftaki insanların ilgisini de bu sefer olumsuz anlamda çektiklerini fark ettiğinde aklından geçen tek düşünce eskrim yerine boks derslerinde uzmanlaşmış olmaktı. Muhtemelen şimdi uzun bir sopa vurup Connor’a sallamaya kalksa çocuk onu alıp ikiye böler ve o sopalarla döverdi Alex’i. Her iki şekilde de saniyelik zaman diliminde itibarının ve suratının darmadağın olacağını fark etmişti. İki küçük geri adımdan sonra Connor’un ilk hareketi geldi. Her ne kadar şapşal bir ifadesi olsa da Connor Alex’ten sağlam bir tipti. Yani Alex ona vurma fırsatı yakalasa bile iyi bir performanstan sonra yine yeri boylardı. Etkiyle beraber geriye savrulurken masaya tutunmaya çalıştıysa da bu sadece masayla beraber düşmesine sebep olmuştu. Tam belinin olduğu yerde etine batan bir şey vardı Alex kısa bir zaman diliminde belinin altındaki pullu çantayı çekip kenara atacak zamanı buldu. Doğrusu o an acı tam olarak netlik kazanmış bir kavram sayılmazdı çünkü Alex beyninin iyi çırpılmış bir mojhitoya döndüğüne emindi. O an işini bitirmemiş olan Connor tepesine bindiğinde Alex yerden kalkacak gücü bile bulamaz durumdaydı. Tavan ve Connor’ın suratı yavaş dönen bir balerin gibi daireler çizerken Alex buruk bir gülümseme yerleştirmişti yüzüne. Connor yakasından tutup onu kendine çektiğinde kurtulmaya çalışmadı bile. Sadece çabuk bitsin istiyordu. İlk sağ yumruk elmacık kemiğinde patladı ve sarhoş olmasına rağmen bu cidden acıtmıştı. Üstelik yumruğun asıl merkezi olan dudak daha beterdi, kanın metalik tadını alabiliyor, sıcaklığını damağında hissediyordu. Connor yılmamış gibiydi, Alex ona sadece defolup gitmesini ve kendisini yerde bırakmasını isteyecekti lakin bunun için fırsatı olmadı zira diğer yumruk da burnunda patlamıştı. Bunun acısı çok daha kötüydü, bir an kırıldığını düşündü histerik bir endişeyle. Burnundan akan kan patlayan dudağındaki kana karışmıştı. Connor elini çektiğinde kendisini ağır bir patates çuvalı gibi hissediyordu. Yine de yerde kalamazdı, en azından acı onu bu kadar canlı tutarken. O an yerde yatmak onun için doğru karar olurdu çünkü Jake yumruğun bedelini arkadaşından dayak yemiş Alex’ten almaya karar vermiş ve kafasında kadeh kırmıştı. Gerçi o an iyice bezmiş Alex için bu hiçbir şeydi, burnundaki sızıyı geçmek için anca şişe kırmak gerekirdi. Yine de bu yeniden savrulmasına sebep oldu. Ellerini son anda yere koyup koyu kanı tükürdü.

‘Müthiş İkili’ barı terk ettiğinden telefon kameraları kendi üzerindeydi. Önce Evie’ye sonra da kameralara bakıp dudaklarındaki kanı elinin tersiyle sildi. Yan yatmış masadan destek alıp tökezleyerek doğrulduğunda “Parti bitti millet.” Diye mırıldandı. Beyaz tişörtünde damla damla kan lekeleri vardı. Sildiği yerden kan yolu yeniden başlıyordu fakat Alex hastaneye gitmeye davranmaktansa barın yanına yürüdü savrukça ve bulduğu bardaktaki birayı içmeye çalıştı. Dudaklarındaki kan biraya karışıyordu ama o bunu fark etmemiş gibiydi. Neyse ki gelen Clem’i fark etti. Ve onun ensesinde patlayan hafif sikkesini. “Hey, daha yeni dayak yedim!” dedi Alex itiraz edercesine. Çenesinden damlayan kanı yine elinin tersiyle silip yere düşmemek için tezgaha tutundu. “Ve hala istiyor gibisin! Benimle gel, hastaneye gidiyoruz.” Alex kavga sırasında içinde biriken ama dışa çıkamayan erkeklik gururuyla Clem’i savuşturdu. “Bir şeyim yok.” Dedi homurtulu bir ses ile ama o bile burnundaki ağrının sebebini merak ediyordu. Doğal olarak Clem’in gözlerinde inanmazlık yakaladığında pes etti. Barmenden kendisi için buraları toplamasını ve insanları def etmesini isteyip Clem ile beraber bardan çıktı. "Çok sarhoş olmasam ikisini de döverdim, biliyorsun değil mi?" dedi, dudaklarındaki olanlara rağmen eğlenen alaycı gülümsemesiyle. Bu patlayan dudak sebebiyle o denli çekici gelmiyordu tabii ki göze. "Hıı tabi tabi kaplan, palavranı sonraya sakla."
Parti bitmişti, gerçek anlamda.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Andreas Chamberlain
Fotoğrafçı&Manken
Fotoğrafçı&Manken
Andreas Chamberlain


Mesaj Sayısı : 235
Kayıt tarihi : 18/07/10

Şöhret
Puan: 630

let's d r i n k ! Empty
MesajKonu: Geri: let's d r i n k !   let's d r i n k ! Icon_minitimeÇarş. Ağus. 04, 2010 9:37 pm

4ünüze de kurgudan dolayı 5 tam puan veriyorum. +Partiye katıldığınız için +4 puan daha ekliyorum. Yani toplam puanınız +9.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
let's d r i n k !
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Gossip Girl R-Play :: Eğlence Treni/Role Play Dışı :: GG Geçmiş :: Balo&Parti Rpleri-
Buraya geçin: