Gossip Girl R-Play
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


You know, you love me. XOXO Gossip Girl
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 No. 319

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
Archles Samael Frohagen
St.Jude IV.Sınıf
St.Jude IV.Sınıf
Archles Samael Frohagen


Mesaj Sayısı : 204
Kayıt tarihi : 25/07/10
Lakap : Arch.

Şöhret
Puan: 6

No. 319 Empty
MesajKonu: No. 319   No. 319 Icon_minitimeÇarş. Tem. 28, 2010 1:34 am

No. 319 Barbarrefaeli1007630310 No. 319 Arthurbradleyjames12659
Archles Samael Frohagen & Michelle Spancel

Etrafındaki tüm o insanlar sanki hiç orada değillerdi. Tüm o kalabalık içerisinde kendisini öylesine yalnız hissediyordu ki. Kesinlikle bir içkiye ihtiyacı vardı, kendini bar bölümüne yönlendirirken boğazını sarmalayan kravatın onu boğduğunu hissedebiliyordu. Buzlu bir viski aldı kendine. Tüm bu şaşaadan hep nefret etmişti zaten. İki- üç ayda bir görüştüğü ailesi onu bu aptal toplantılara zorla sürüklerlerdi. Bu Frohagen ailesinin vazgeçilmez bir geleneğiydi, ne de olsa tüm Frohagenler asil, kültürlü ve aile bağlarına özen gösteren bireyler olarak bu aile toplantılarına katılırlardı. Ne bağlar ama. Aylarca görüşmedikten sonra anne ve babasıyla konuşacak hiçbir şeyi olmuyordu Arch’ın. Zaten ailesinin de böyle bir isteği yoktu NYC’ ye geldiklerinde – ki bu çok nadir olurdu- önemli davetlere katılmaktan çocuklarına vakit ayırmayı elbette unutuyorlardı. Sonra sanki çok mutlu bir ailelermiş gibi evlerinde davetler verip, özel ve geleneksel aile toplantıları yapıyorlardı. Bu toplantılara Frohagen adını taşıyan tüm aile üyeleri ve çok yakın olan başka birkaç seçkin ailede katılıyordu. Bu gecede onlardan biriydi ve Archles yine o boğulmuşluk hissini iliklerine dek hissediyordu. Buradan defolup gitmesine yalnızca yarım saat kalmıştı, bunu yapabilirdi. Evet, bunu yapmalıydı. Sonra da kendine gelmek için sağlam bir eğlence bulmalıydı. Bu gece bir parti var mıydı acaba? Zihninde bu sorunun cevabını ararken kendisine yöneltilen soru ile yeniden o fazla ihtişamlı ve sıkıcı salona döndü. ‘ Peki, en genç Frohagenlardan biri bu konuda ne düşünüyor?’ Kırış kırış olmuş suratı, yere yakın vücudu ve ablak gülümsemesi ile yakın bir aile dostları soruyordu bu soruyu. ‘ Sen gidip cenaze hazırlıklarına başlasana moruk. ‘ Sarışın çocuk içinden geçirdiği düşünceleri olabildiğince gölgelemeye çalışarak suratına yapay bir gülümseme yerleştirip adamdan soruyu yenilemesini rica etti. ‘ Yale mi yoksa Brown mu diyordum evlat. Sence hangisi? ‘ Archles mavi gözlerini sıkıntıyla devirdi, üniversite ile zerre kadar ilgilenmiyordu, daha önünde uzun aylar vardı. Şimdiden bunun için endişelenmeye ne gerek vardı ki? Yine de olabildiğince eğreti bir kibarlıkla ‘ Ben Yale’i tercih ederim Bay Melon. ‘ ‘ Ah, elbette Yale’e gidecek. Her Frohagen gibi. ‘ Estetikten kalıplaşmış suratı ve cırtlak sesiyle annesiydi bunu söyleyen. Ah evet, elbette şu aptal Frohagenler ve onların aptal aile gelenekleri. Boş versene, kimin umurunda? Bazen bu soyadı taşımaktan gerçekten nefret ediyordu.

Son yarım saati de doldurduktan sonra Arch’ın işkencesi sonunda bitmişti. Temiz havaya çıktığında büyük bir yükün altından kalktığını hissedebiliyordu, bir dahaki aile toplantısı iki ay sonraydı. Yüzüne çarpan soğuk havayla birlikte limuzinine yöneldi. Bu geceye en şık arabasıyla gelinmesi bir kural olduğu için ailesi limuzini tercih etmişti ancak Bay ve Bayan Frohagen kız kardeşini de alıp geceyi Wilson ailesinin evinde birkaç kadeh bir şeyler iiçerek noktalamaya karar vermişler bu doğrultuda da Wilson’ların limuzinine binmişlerdi. Limuzin tamamen Archles’a kalmıştı. Ona kapıyı açan şoföre bakma zahmetine bile girişmeden kendini lüks arabaya attı. İlk iş kravatını çıkartıp kendine mini buzdolabından bir viski daha koydu. ‘ Eve mi gidiyoruz efendim? ‘ dedi şoför. Arch bir süre düşündükten sonra eve gitmeye karar verdi, oradan kendi arabasını alıp eğlenecek bir yerler bulurdu nasıl olsa. Gucci takımının ceket cebindeki telefonu çıkartıp açtı. Evet aile toplantılarında telefon kullanmak yasaktı. Birkaç saniye sonra telefon kapalıyken gelen mesajlar tek tek ekranda parlamaya başladı. Mesajlara cevap verdikten sonra Michelle’den bir sesli mesaj geldiğini fark edip dinlemeye başladı. ‘ Selam Arch. N’aber? Uzun zamandır görüşemiyoruz, biraz eğlence istersen dön bana. ‘ Sarışın çocuk keyifle gülümsedi ne yapacağını bulmuştu bile. Limuzinin içindeki telefonla şoföre ‘ Karar değiştirdim. Place Hotel’a. ‘ dedi, arabanın döndüğünü hissederken telefonun mesaj bölümünü açmakla meşguldü. ‘ Selam Michie, evet gerçekten uzun zaman oldu. Özel bir partiye ne dersin. İki kişilik VIP biletim var. Yalnızca sen ve ben. Eğer sende eğlenmek istiyorsan yarım saat sonra Place’de. Oda numarasını yollayacağım. ‘ yazıp ‘Gönder’e bastı. Mesaj Michelle’e gitmişti. Evet, gerçekten stresli bir akşamdı ve Arch stres atma işini Michie’nin hünerli ellerine bırakmayı tercih ediyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Michelle Sparcel
Constance Billard III.Sınıf
Constance Billard III.Sınıf
Michelle Sparcel


Mesaj Sayısı : 1114
Kayıt tarihi : 20/07/10

Şöhret
Puan: 3

No. 319 Empty
MesajKonu: Geri: No. 319   No. 319 Icon_minitimeÇarş. Tem. 28, 2010 11:29 am

Çantasını açtı ve içinden bir paket Malboro Light çıkardı.Kapağıyla 1-2 kez oynadı ve içinden bir dal çıkardı.Zipposunu çıkardı ve sigarasını yaktı.Bir nefes çekti.Havaya üflediği sigara dumanının burgularına baktı.Gecenin karanlığına tezat oluşturan beyaz dumanların havanın içinde hapsoluşunu ilgiyle izledi.Başını kaldırdı ve ufka ilgiyle baktı.Keşke aileside,Michelle'nin dumanlara baktığı ilgiyle baksaydı.Manhattan'ın şaşaalı hayatı içindeki balolara, sergilere ve onun gibi saçma sapan organizasyonlara katılmaktan kızlarını unutmuşlardı.Prestij ve güzel bir konum için ruhlarını satacak dereceye gelmişlerdi.Ayrıca ailesinin Michelle'ye diğer ailelerin kızlarını örnek olarak göstermesinden nefret ediyordu.Özünde hepsininin birer sürtük olduğun bihaberdiler.Bu Michelle'yi boğuyordu.Sigarasından son bir nefes çekti ve yere atıp yeni aldığı Nine West ayakkabılarının altında ezdi.Şimdi birşeyler yapması gerekiyordu.Burada boş boş durup mutluluğun kendisini bulmasını bekleyemezdi.Böyle bir şey yapmak moronluktan farksızdı. Iphone'nunu çıkardı ve rehberindeki isimlere göz attı.Çoğu kişi yattığı veya kavga ettiği kişilerdi.Bazıları iyiydi fakat onların hepsi şu an bir partide fingirdiyordu.Partiye Michelle gitmemişti çünkü şu anda partiye gidecek morali yoktu.A harfinin sonuna geldiğinde aklına birisi gelmişti.Archles!Bingo!Onunla müthiş bir gece geçireceğinden emindi.Telefonunun mesaj kısmına geldi ve ‘ Selam Arch. N’aber? Uzun zamandır görüşemiyoruz, biraz eğlence istersen dön bana.' yazdı ve "Gönder" tuşuna bastı.Kenardaki banka oturdu ve elinin altında telefonu çevirerek cevabını beklemeye başladı.Aradan bir on dakika geçti ve telefonuınun titrediğini hissetti.Telefonunu kaldırdı ve "Mesaj Aç" düğmesine bastı.Ekrana gelen yazıları hızlı hızlı okumaya başladı.' Selam Michie, evet gerçekten uzun zaman oldu. Özel bir partiye ne dersin. İki kişilik VIP biletim var. Yalnızca sen ve ben. Eğer sende eğlenmek istiyorsan yarım saat sonra Place’de. Oda numarasını yollayacağım. ‘ yazmıştı.Michelle'nin suratında muzur bir gülümseme oluşmuştu.Tahta banktan ayağa kalktı ve karşıdan gelen taksiyi durdu.Taksiden içeri girdi.Adamın ağzını açmasına izin vermeden "Palace Hotel" dedi.Telefonunun tekrar titrediğini hissetti.Mesaj Arc'tandı.Kelimeleri muzur bir ifadeyle okudu "Numara 319.Güzel bir gece bizi bekliyor" demişti.Mesajı kapadı ve taksinin camından dışarıya baktı.Taksinin hızından dolayı ışıl ışıl parlayan Manhattan caddeleri buğu gibi görünüyordu.Taksi durunca adamın eline 50$ sıkıştırdı ve paranın üstünü almadan kendini Palace Hotelin içine attı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Archles Samael Frohagen
St.Jude IV.Sınıf
St.Jude IV.Sınıf
Archles Samael Frohagen


Mesaj Sayısı : 204
Kayıt tarihi : 25/07/10
Lakap : Arch.

Şöhret
Puan: 6

No. 319 Empty
MesajKonu: Geri: No. 319   No. 319 Icon_minitimePerş. Tem. 29, 2010 10:31 pm

Altın sarısının hakim olduğu, lüks otel lobisinin kaygan ve pürüzsüz zeminini adımladı yavaşça. Dışarıdaki sıcak havadan sonra klimalarla soğutulan lobiye girmek çok iyi gelmişti doğrusu. Resepsyona doğru ilerlerken Michie'nin görüntüsünü canlandırdı zihninde. ' İki kişilik bir oda istiyorum. ' Dedi yaka kartında 'Josh' yazan genç bir adama. Archles'ı görmeye alışık olan resepsyon görevlisi sorunun cevabını bilse de görev icabı yine de sordu ' Ne kadar kalmayı düşünüyorsunuz efendim? ' ' Tek gece. ' Dedi Archles parmaklarını altın sarısı saçlarının içine daldırırken. Josh önündeki son model bir bilgisayara bir şeyler tuşladı ' İsminiz ? ' Dedi yine görev icabı. Archles ismini ve gerekli birkaç bilgiyi daha verdikten sonra görevlinin uzattığı anahtarı alarak ' Bir misafir bekliyorum. Michelle Spancel, geldiğinde kendisini yukarı yönlendirirsiniz. ' diyerek asansöre doğru ilerledi.. Asansör görevlisi bıkkın bir gülümseme ile samimi olmaya çalışarak ' Oda numarası nedir efendim? ' Dedi üzerinde eğreti duran bir kibarlıkla. ' 319. ' Diye yanıtladı Arch. Bu sırada takımının cebindeki telefona uzandı yeniden. 'Numara 319.Güzel bir gece bizi bekliyor' yazıp Michelle'e gönderdi. Kulaklarına dolan rahatsız edici derecede durdun müziğe katlanmaya çalışırken bu gecenin gerçektende güzel olacağını düşünüyordu. ' Ding. ' Sesiyle birlikte asansörün ağır kapıları otomatik bir şekilde yana doğru açıldı ve Archles o nefret edilesi müziği geride bırakarak asansörden indi.


Koyu kahverengi halının yumuşak yüzeyini adımlayarak 319 numaralı odaya gitti ve içeri girdi. Anahtara bağlı kartı duvara monte edilmiş cihaza sokarak odanın ışıklarını yaktı, karanlık oda birden aydınlanıvermişti. Oldukça lüks döşenmiş odada ilerlerken ceketini çıkartıp krem - kahve renklerinde ki yatağa fırlattı. Yine aynı tonlardaki perdeleri yana ittirip açarak devasa pencereleride ortaya çıkarttı. Pencerenin ardında Manhattan renkli ve hareketli görünüyordu, her zamanki gibi. Pencerenin ahşap sapına uzanıp yana doğru savurdu, hava soğuyordu. Rüzgar suratını yalayıp geçerken, temiz havayla ciğerlerini şişirdi genç adam. Olduğu yere çok uzak görünen aile partilerinin yapıldığı binayı rahatlıkla seçebiliyordu bulunduğu yerden. Oradan nefret ediyordu, o aptal yer ve onun aptal parti salonu boğuyordu Archles'ı. Gereksiz kibarlıklar, kraliyet ailesindenmişçesine yapmacık asillikler, sanki mükemmel bir aileye sahiplermiş gibi sahte bir mutlu aile tablosu oluşturmaları. Hepsi batıyordu ona. Bu saçma gösterişten nefret ediyordu, anne ve babası yalnızca bu salak toplantılar için geliyorlardı NYC'ye. Çocukları umurlarında bile değildi, yıllarca görüşmeseler dahi ailesinin onun yokluğunu farkedeceğini zannetmiyordu Arch. Keşke hep çocuk kalabilseydi, küçükken belki de her şey çok daha kolaydı. O zamanlar 'gerçekten' mutlu bir aileydiler. Anne ve babası çocuklarıyla ilgilenirlerdi. Tamam, belki pek çok ebeveyne göre ilgisiz sayılırlardı, yine de birlikte yemek yer, aynı evde yaşar ve bir şeyler konuşurlardı. Şimdiyse yalnızca iki ayda bir görüşüyorlar ve konuşacak hiçbir şey bulamıyorlardı. Ne garip! Ne Archles onların hayatıyla ilgili bir şey biliyordu ne de onlar. İşte bu yüzden kız kardeşine çok değer verirdi Archles. Çünkü ailem diyebileceği tek kişi oydu. Frohagen soyadını paylaştığı diğer insanlar - buna anne ve babasıda dahil- birer yabancıdan farksızdılar. Değersiz, gözden çıkartılabilir. Oysa kız kardeşi bu dünyada taptığı tek şeydi. O Archles'ın her şeyiydi, bir abi olarak onun için her şeyi göze alabilirdi. Anne babalarından asla göremedikleri ilgi ve sevgiyi iki kardeş birbirlerinde bulmuşlardı. İlişkileri tam anlamıyla özenilesiydi.


Tıklayan kapı daldığı düşünceler silsilesinden sıyrılmasına neden olmuştu. Kapıya yönelirken duvara sabitlenmiş aynada kendine bir göz attı. Uzun parmaklarını açık renk saçlarının arasına sokup şöyle bir karıştırdı. Dağınık saç her zaman çok yakışmıştı ona. Aynada kendine ' Dünyanın en yakışıklı erkeği benim. ' bakışlarından birini atıp yeniden kapıya doğru gitti. Koyu kahverengi ahşap kapı hafifti, basit bir hareketle kapıyı kendine doğru çekip açtı. Karşısında gördüğü şey tam anlamıyla... nefes kesiciydi. Açık kumral saçları beline dek uzanıyordu, hoş bir bronzluktaki teni, bir tür kremin etkisiyle hafif ve etkileyici bir ışıltı saçıyordu. Sürekli renk değiştiren gözleri şimdi buz mavisi tonundaydı, uzun ve biçimli kirpiklerle çevrelenen gözleri anlamlı bakıyordu. Koyu kırmızı bir rujla renklendirdiği dudakları dolgun ve öpülesiydi. Siyah, dar mini elbisesi kadınsı hatlarını ortaya çıkartmış, uzun topuklu ayakkabıları kusursuz denilebilecek mükemmeliyetteki bacaklarını daha da belirginleştirmişti. Şu an Michelle'i anlatabilecek olan tek kelime ' nefes kesici' olmalıydı. Archles en parlak gülümsemelerinden birini kıza bahşederek yana doğru geçti ve hafifçe eğilerek ' Onur duydum. ' Dedi. Michie'nin attığı hafif kahkanın sebebi Arch'ın berbat reveransı olmalıydı. ' Bende.' dedi Michie yeni bir kahkayı bastırmaya çalışarak. Genç kız kendinden emin adımlarla odanın içine doğru ilerlerken Archles kapıyı kapattı. Kızın hemen arkasından ilerlerken ' Ne içersin güzelim? ' Dedi. Michelle uzun saçlarını sağ omzuna atıp boynunu cömertçe sergilerken pencereden dışarı bakıyordu. ' Sana bırakıyorum. ' Dedi Manhattan'ı izlerken. Archles mini buzdolabını açıp bir süre kararsızca önünde bekledi. Sonunda bir Malibu şişesi ve süt çıkartıp kokteyl hazırladı. O bunları yaparken Michie yatağa oturmuş, bacak bacak üstüne atmış Arch'ı bekliyordu. Archles elinde tuttuğu iki bardakla kızın yanına gidip oturdu, bir bardağı ona uzatırken diğerini kendisi yudumladı. Kız bardağı dolgun, kırmızı dudaklarına götürüp küçük bir yudum alırken Arch'ın gözleri ondaydı. ' Çok güzel görünüyorsun. ' Dedi gülümseyerek.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Michelle Sparcel
Constance Billard III.Sınıf
Constance Billard III.Sınıf
Michelle Sparcel


Mesaj Sayısı : 1114
Kayıt tarihi : 20/07/10

Şöhret
Puan: 3

No. 319 Empty
MesajKonu: Geri: No. 319   No. 319 Icon_minitimeCuma Tem. 30, 2010 12:37 pm

Kapıyı açtığında klimalardan gelen esinti yüzüne vurdu.Bu hoşuna gitmişti.Dışarının bunaltıcı havasına karşın buradaki ezatlık beynindeki o minik ağrıyı gidermişti ve şimdi kendini çok çok daha iyi hissediyordu.Güleç bir tavırla resepsiyona yöneldi ve yaka kartında Josh yazan adama baktı.Gerçekten hoş bir adamdı.Kumral saçları omuzlarına uzanıyordu ve gözleri yeşim rengiydi.Gözlerinin etrafında mavi halkalar vardı ve bu gözleri kıvrık kirpikler çevreliyordu.dama göz kırptığında adamın nefesi kesilir gibi oldu.Kendini toparladı ve çarpık bir gülümsemeyle."Buyrun.Siz Michelle Sparcel misiniz?" dedi.resepsiyon masasına yaslandı ve gizemli bir tonda "Evet.Ta kendisi" dedi.Adamın tekrar nefesi kesilir gibi oldu ve kendini tekrar toparladı."ü-üç-yüzz-on-dokkuz numara" dedi kekeleyerek.Michelle gitmek için arkasını döndü ve fakat adama göz kırpmayı ihmal etmemişti.Asansöre bindiğinde asansör görevlisine şöyle bir baktı ve "319 numara" dedi.sansör görevlisini 1-2 düğmeye bastı asansör hareket etmeye başladı.Sıkıcı müziğin uğultusu kulaklarına dolarken hemen buradan çıkmak istiyordu. Asansör üst katlara çıktıkça yavaşladı ve sonunda durdu.Sıkıcı müziği arkada bırakarak asansörden indi Michelle.

Archles kapıyı açtığında karşısında sanki Archles değilde yakışıklı bir adam duruyordu.Suratının çocuksu yuvarlaklığı gitmiş, yerine köşeli bir çene ve iri elmcık kemikleri gelmişti.Altın sarısı saçları uzamış ve karışık haliyle gerçekten hoş duruyordu.[size=10]Archles en parlak gülümsemelerinden birini kıza bahşederek yana doğru geçti ve hafifçe eğilerek ' Onur duydum. ' Dedi.Bu berbat reverans karşısında küçük bir kahkaha attı Michelle ve içeri girdi.Arch'a döndü ve tek kaşını kaldırarak "Bende" dedi.Kendinden emin adımlarla dev cama döndü ve uzun bukleli saçlarından sağ omzundan sarkıtarak manzaraya bakmaya başladı.Archles kapıyı kapattı. Kızın hemen arkasından ilerlerken ' Ne içersin güzelim? ' Dedi. "Sana bırakıyorum" dedi Michelle saçlarını sağ omzundan sol omzuna aktarırken. Archles mini buzdolabını açıp bir süre kararsızca önünde bekledi. Sonunda bir Malibu şişesi ve süt çıkartıp kokteyl hazırladı. O bunları yaparken Michelle yatağa oturmuş, bacak bacak üstüne atmış Arch'ı bekliyordu. Archles elinde tuttuğu iki bardakla kızın yanına gidip oturdu, bir bardağı ona uzatırken diğerini kendisi yudumladı. Kız bardağı dolgun, kırmızı dudaklarına götürüp küçük bir yudum alırken Arch'ın gözleri ondaydı. ' Çok güzel görünüyorsun. ' Dedi gülümseyerek.Michelle gizemli bir kahkaha attı ve "Sende çok baştan çıkarıcısın" dedi.ÜStünki mini ceketi çıkardı ve yatağın öbür ucuna attı.Şimdi vücut hatları daha çok ortaya çıkmıştı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Archles Samael Frohagen
St.Jude IV.Sınıf
St.Jude IV.Sınıf
Archles Samael Frohagen


Mesaj Sayısı : 204
Kayıt tarihi : 25/07/10
Lakap : Arch.

Şöhret
Puan: 6

No. 319 Empty
MesajKonu: Geri: No. 319   No. 319 Icon_minitimeCuma Tem. 30, 2010 4:25 pm

İçkisini yudumlarken gözlerini alamıyordu yanında oturan genç kızdan. 'Sende çok baştan çıkarıcısın' Dedi Michelle, olabildiğince seksi bir ses tonuyla. Kız üzerindeki ceketi çıkartıp vicudunu daha da gözler önüne serdiğinde Archles tahrik olmaya başladığını hissediyordu. ' Hım... Senin gibi büyüleyici bir güzelliği baştan çıkarmak zor bir iş olsa gerek. ' Dedi çarpık gülümsemesiyle. Michelle, Archles'a biraz yaklaşarak ' Senin için zor olmayacağından eminim Archles. Ne de olsa bu konuda epey ün sahibisin. ' Dedi. Archles'ın gözleri kızın suratında dolaştı, seksi bakışlarla bütünleşmiş renkli gözler, kırmızı dudaklar, ışıltılı saçlar.. Sonra deniz mavisi gözler kızın vücuduna doğru indi, M'nin fiziği mükemmeldi. Gözleri kusursuz bacaklarında dolaştı, dolgun göğüslere birkaç saniye fazladan vakit ayırdıktan sonra nihayet yeniden kızın suratına odaklandı. Kırmızı, biçimli dudakları beğenilmenin verdiği güven hissiyle yana kıvrılan Michelle ' Yanılıyor muyum? ' Dedi tahrik edici bir tonla. Archles kızı incelemekle öylesine meşguldü ki karşılık vermeyi unutmuştu. Mavi gözlerini onunkilere kenetleyip ' Bunu göreceğiz. ' Diye fısıldadı. Ardından kızın ince parmaklariıyla kavradığı boş içki bardağını nazik bir hareketle aldı. Ayağa kalkıp bardakları küçük masanın üzerine bıraktı. Michelle de gözlerini Arch'ın üzerinden ayırmadan her hareketini gözlemlerken ayağa kalktı. Archles nedenini bilmese de oyalanmaya çalışıyordu, ne kadar uzun sürerse o kadar çok zevk alacaktı. Ama Michie onunla aynı fikirde değildi anlaşılan. Masanın başında oyalanan Archın yapılı omuzlarını kavradı zarif elleriyle, ardından adamın boynuna bir öpücük kondurdu. Ufak, zararsız bir öpücük gibi görünse de şehvet kokuyordu bu öpücük. ' Görelim o halde. ' Diye fısıldadı çocuğun kulağına doğru, Archles suratını kıza döndü ve ince belini tek hamlede kavrayıverdi. Kan kırmızısı dudaklara sert ve ateşli bir öpücük kondurdu, hemen sonra geri çekildi. Kızın suratını görmek istiyordu, Michelle sağ eliyle Arch'ın ensesine dek inen altın sarısı saçlarını kavradı ve bu kez o birleştirdi dudaklarını Arch'ınkiyle. Bu seferki kısa bir öpücük değildi ama. Tutku dolu ve ıslaktı. Archles kızın aromalı rujunun tadını alabiliyordu, şeye benziyordu... Çilek!

Michelle'in sıcak nefesi Arch'ın içine dolarken genç adam daha şiddetli karşılık vermeye başladı. Odada tekinsiz adımlarla ilerliyorlardı, ne yöne gittiklerini bilmiyordu Arch. Michelle'i ince belinden sımsıkı yakalamış yatağa doğru götürmeye çabalıyordu. Dudakları bir an olsun ayrılmıyordu, kızın sırtının duvara çarptığını hissetti, şiddetli bir şekilde sarsılmıştı Michelle. Canı yanmış mıydı acaba? Öyle bile olsa kız bunu umursamayacak kadar meşguldü. Arch'ın saçlarına sımsıkı yapışan eli, altın sarısı saçları çekiştiriyordu. Archles'sa kızı duvara yapıştırmıştı nefessiz bırakacak kadar çok sıkıyordu belini, ve hiç durmadan öpüşüyor, öpüşüyorlardı. Michelle'in sol eli Archles'ın göğsüne hafif bir baskı uyguladı. genç adam kızın ne yapmak istediğini anlamıştı. Kapalı gözleri ve M'ye kenetlenmiş dudaklarıyla zihninden yatağın yerini bulmaya çalışıyordu. Çok geçmeden bacaklarının arka eklemlerine çarpan yumuşak bir şey hissetti, o anda Michelle sarışın çocuğu geriye doğru ittirerek sırtüstü yatağa düşürdü. Yumuşak yatağın yüzeyini sırtında hisseden Arch eliyle üstüne çıkan kızın kısa elbisesini yokluyordu. Kızın saçlarından yayılan portakalımsı bir kokuyu içine çekerken elleri bacaklarına doğru indi. Archles'ın erkeksi elleri kızın düzgün bacaklarını okşuyordu şimdi. Michelle'in elleri ise Arch'ın 500$ lık gömleğine uzandı, gömleğin düğmelerini hızlı ve sabırsız bir tavırla çözdükten sonra sarışın çocuğun kaslı, bronz vücudunu ortaya çıkartmıştı. Sırtüstü yatan çocuğun tam kucağındaydı şimdi, öpüşmeyi bırakmışlardı. Michelle'in uzun, açık kumral saçları bukleler halinde boynundan aşağı doğru iniyordu. Kız bir an bile duraksamadan siyah elbisesinin farmuarını açtı ve elbiseyi kafasından yukarı çekerek bir kenara fırlattı. ' Vay canına! ' Diye geçirdi içinden Arch. Kız iç çamaşırı giymeye gerek duymamıştı anlaşılan! M tüm mükemmeliğiyle Arch'ın üstünde oturuyordu, hem de tamamen çıplak! Arch'ın mavi gözleri büyümüştü, Michelle ise dudaklarına kondurduğu seksi gülümseme ile ona bakıyordu, sanki Arch'ın tepkisini ölçmeye çalışıyordu. Kızın sıcak belini kavrayıp yana doğru attı. Ardından vücudundaki tüm gereksiz fazlaklıklardan bir hamlede kurtuldu. Şimdi ikiside en 'doğal' halleriyle birbirlerine bakıyorlardı, Archles kıza doğru uzanıp yine aynı şiddetli tavırla onu öptü, şimdi üstte olan oydu. Uzun dalgalı saçları vücuduna yayılan kızın saçlarını yana doğru attı ve onun o ince boynunu öpücüklere boğdu Arch. Yavaş yavaş aşağı inerek boynunun her bir noktasını, omuzlarını ve nihayet göğüslerini dudaklarıyla adeta ezberlerdi. Tüm bunlar olurken Michelle kafasını geriye atmış hafif hafif inliyordu. Kızın çıkardığı seslerle dahada tahrik olan Arch ' Seni istiyorum. ' diye fısıldadı güçlükle, ' Bende.' dedi Michelle iniltilerin arasında yarı kaybolan sesiyle ve genç adam nazik davranmaya çalışarak kızın bacaklarını iki yana ayırdı ve sonunda arzudan titreyerek onun içine girdi. Arch'ın her ileri-geri gidişinde Michelle daha da çok inliyordu, sonunda inlemeler çığlıklara dönüştü. Nefesleri, kokuları, terleri birbirine karışırken ikisi bir bütün olmuşlardı artık. Şu an dünyada o ikisi dışında kimse yoktu onlar için.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Michelle Sparcel
Constance Billard III.Sınıf
Constance Billard III.Sınıf
Michelle Sparcel


Mesaj Sayısı : 1114
Kayıt tarihi : 20/07/10

Şöhret
Puan: 3

No. 319 Empty
MesajKonu: Geri: No. 319   No. 319 Icon_minitimePaz Ağus. 01, 2010 3:12 pm

Archın darbelerini içinde hissediyordu Michelle.Bu ona zevk verirken aynı zamanda içinde tiksinti oluşuyordu.Arch'ın vücüdunu sımsıkı tutmuş ellerini biraz gevşetmesi gerektiğini düşündü.Arch'ın elleri Michelle'nin belini sımsıkı tutuyordu ve zaman geçtikçe sıkmaya devam ediyordu.Vücudu ateş parçası gibiydi cayır cayır yanıyordu.Bacaklarını Arch'ın beline sardı ve kollarını Arch'ın boynuna doladı...

ERTESİ GÜN

Michelle kalktığında çıplak sırtına güneş ışığı vuruyordu.Kolunu yağa dayadı vdoğruldu.Arch yanında horlayarak uyuyordu.Bi kolunu Michelle'nin sırtına atmış, diğer koluda yataktan aşağıya sarkıyordu.Arch'ın kolunu yavaşça itti ve Yataktan kalktı.Her yanı ağrıyordu.Aynanın karşısına geçti ve çıplak vücuduna baktı.Vücudunun üstünde morluklar vardı.Dudakları şişmiş ve çatlamıştı.Saçları karmakarışıktı.İç geçirdi.Bundan daha kötüleride olmuştu.Hızlıca banyoya girdi ve sıcak bir duş aldı.İyi gelmişti.Hızlıca bornozu üstüne sardı ve banyodan çıktı.Arch hala uyuyordu.Hızlıca dünki elbiselerini giydi ve çantasını topladı.Aynanın önüne geçti ve hızllıca makyaj yaptı.Artık insan karşısına çıkabilecek durumdaydı.Son bir kez saçlarını düzeltti ve odanın kapısını hızla çarparak çıktı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Andreas Chamberlain
Fotoğrafçı&Manken
Fotoğrafçı&Manken
Andreas Chamberlain


Mesaj Sayısı : 235
Kayıt tarihi : 18/07/10

Şöhret
Puan: 630

No. 319 Empty
MesajKonu: Geri: No. 319   No. 319 Icon_minitimeSalı Ağus. 03, 2010 12:49 pm

Archles Samael Frohagen; Akıcı hoş güzel ama sonunu beğenmedim= +3
Michelle Sparcel;; Sonunu beğenmedim= +3
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
No. 319
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Gossip Girl R-Play :: New York City :: Manhattan :: The NY Palace Hotel-
Buraya geçin: