Gossip Girl R-Play
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


You know, you love me. XOXO Gossip Girl
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Kaza

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Alex Mclain
St.Jude IV.Sınıf, Admin
St.Jude IV.Sınıf, Admin
Alex Mclain


Mesaj Sayısı : 1215
Kayıt tarihi : 18/07/10
Lakap : Lex

Şöhret
Puan: 113

Kaza Empty
MesajKonu: Kaza   Kaza Icon_minitimePtsi Tem. 26, 2010 9:32 pm

Kaza 4204
Berbat bir banner oldu ama shoptaki sorundan kaynaklanıyor, boşverin.
Bir dolunay akşamı.
Alex Mclain & Erin Candice Swane

“Artık kullanmayı öğrendiğine göre…”Öğrendiğime göre bu bebeği götürebilir miyim?” Orta yaşlarda olan geniş omuzlu adam motor yağıyla lekelenmiş ellerini kirli bir bez parçasına silip bezi atölyesindeki teneke kutuların üzerine fırlattı. Bulundukları ortamdaki her şey motor yağına bulanmıştı, İngiliz anahtarlarından çalışanların atletlerine kadar, her şey. Buna rağmen içeri girildiği anda insanın ciğerlerini bir kereste kokusu dolduruyordu. İlk başlarda bunun baş ağrısı yaptığına kanaat getirmiş olsa da Alex buraya gele gele alışmıştı bu kokuya. İnsanlar onun simasını gördükçe içtenleşmiş ve sonunda aradan o kadar zaman geçmişti ki geldiği anda ona içecek bir şey ısmarlar olmuşlardı. Alex her seferinde bundan mahçup olsa da bir süre sonra reddedememiş olmanın ezikliğine boyun eğmişti. Burası Bronx’un tekinsiz sokaklarından biriydi. Dışarısı biçimsiz gecekonduların istilasındaydı. Sokaklar haşat durumda, insanlar tekinsizdi. Alex buraya gelirken her zaman kendi akıl sağlığını soruşturuyordu. Kendisi gibi fanusta yaşayan tabir-i caizse şımartılmış zengin p.çlerinin ortamı değildi burası. Kifayetsiz sebeplerden kavga çıkaran eli bıçaklı hergelelerin ortamıydı ve bu her zaman Alex’i ürkütmeye devam edecekti. Eskrim bilgileri burada işe yarar mı emin olamıyordu. Neyse ki kendisine bulaşan hiç kimse olmamıştı, şimdiye kadar. Usta Alex’e katıksız bir ciddiyetle baktıktan sonra çatlayan duvardan sızan su gibi ifadesini gevşetmiş ve yüzünde bir gülümsemeyle delikanlının omzuna dostça vurarak “Tabii ki amigo! Parasını ödemedin mi?” diye haykırmıştı. Leonardo’nun en kötü huyu duygularını bastıramıyor oluşuydu. Sevindiğinde de öfkelendiğinde de sert bir adamdı. Alex omzuna gelen darbenin kolunu çıkaracağını düşünmüştü. İspanyol adamın kol kasları da bu şiddete elverişliydi. Alex nefesini düzenlemeye çalışırken zoraki bir gülümsemeyle baktı. Buradaki insanlar bunca zamanlarını ona bu mereti kullanmayı öğretmek için harcamışlardı. Para için yaptıkları doğruydu ama Alex minnettar olması gerektiğini biliyordu. Aldıkları para kendi gözünde hiçbir şeydi, aptal bir ipod almaya bile yetmezdi. Ama bu insanlar aldıkları düşük bütçeli maaşla hayatta kalıyorlardı. Bronx’ta bulunduğu zaman Alex’i tedirgin eden şeylerden biri de buydu, bu suçluluk duygusu. Yaşam standartlarından dolayı utanmasına sebep oluyordu tüm bu ambiyans.
Alex Thomas’ın mesajına cevap verirken havadan kendisine doğru uçan anahtarları yakalayamadı. Yere düşen anahtara eğildiği sırada göbekli bir araba tamircisi gelip Leonardo ile konuşmaya başladı. Alex göz ucuyla baktı gelene ve gülümsedi. Onlar gibi artık kendisi de hepsini tanıyordu. Bu fos bıyıklı adam Hasan’dı. Türk olduğunu biliyordu ülkesinin yerini bilmese de. Yine de Hasan sayesinde oranın kültürü hakkında iyi bir genel kültürü olmuştu. Garip aksanıyla uğurlar diledikten sonra Alex’in gülümsemesiyle dalga geçti. Alex Erin’e mesaj atarken şişko parmaklarında İngiliz anahtarıyla yanlarından ayrıldı. Alex kendini motorun üzerine sabitlediğinde Leonardo bir anne gibi nasihata başladı. “Dizlerinle tankı tut. Çıkışı görene kadar gazlama. Motor yatırmayı göstermiştim? Onu da her zaman yapma, sevdiğini biliyorum ama tehlikeli bir hareket.” Alex yüzünde mutluluğun izleriyle adama baktı. “Her şey için teşekkürler Leo.” Leo gülümsedi. "Bronx sadece eşkiyaların mekanı değil, evlat. Unutma." Atölyeden dışarı çıkarken Leo’yu bir daha ne zaman göreceğini bilmiyordu.
Sıra Erin’i almaya gelmişti. Kızı uzun zamandır görmüyordu, ona önceden motor muhabbetinden bahsetmiş, ilk onunla deneyeceğine söz vermişti. Sözünü tutmak için tam zamanıydı, belki onu arkasına atıp Bronx’u turlayarak aslında o kadar kötü bir yer olmadığını göstermiş olurdu. Erin ile buluşacakları alana gerdiğinde motoru kaydırarak önünde durdu. Altında bu bebek varken kendini hiç olmadığı kadar havalı hissediyordu. “Arkama atla bakalım fıstık. Söz verdiğim gibi.” Erin’i el işaretiyle çağırdı. Elinde olan tek kaskı ona verdi. O an kendini ölümsüz hissederken Azrahil’e çok uzaktı.


Out: Kaza anını sana bıraktım. Brox'u seçtim ki aksiyon olsun, kendi rplerinde NPC serseriler falan ekleyebilirsin.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Kaza
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Gossip Girl R-Play :: New York City :: The Bronx-
Buraya geçin: