Gossip Girl R-Play
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


You know, you love me. XOXO Gossip Girl
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Beyaz Yalan

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
Alex Mclain
St.Jude IV.Sınıf, Admin
St.Jude IV.Sınıf, Admin
Alex Mclain


Mesaj Sayısı : 1215
Kayıt tarihi : 18/07/10
Lakap : Lex

Şöhret
Puan: 113

Beyaz Yalan Empty
MesajKonu: Beyaz Yalan   Beyaz Yalan Icon_minitimePaz Tem. 18, 2010 8:01 pm

Beyaz Yalan

Partinin birinde Alex eski sevgilisi Symphonie ile karşılaşır. Geçmişte de olsa terkedilmenin yıktığı gururunu ilişki durumuyla ilgili küçük beyaz bir yalanla kapatmaya çalışır.

Gürültü başını şişiriyordu, yeniden ve yeniden bu partiye niye geldiğini düşünmeye itti bu durum onu. İnsanlar içeride çılgınca içip birbirlerinin üzerine atlarken o açık terastan aşağı, sokağa bakıyor, elindeki içkiden arada yudumlar aırken parmaklarının arasındaki sigaradan nefes çekiyordu. Tüm bu olanlar saçmalıktı gözünde. İnsanların azgınlıklarını atacak şeylere ihtiyacı oluyordu. Pekala, partiler sosyalleşmek açısından iyiydi ama içkiyi fazla kaçırıp sapıtan kızların kendilerine yaptıkları acımasızlıktı. Alex bunlardan hoşlandığını kabul etmek istemiyordu, en az normal bir erkek kadar hoşuna gidiyordu ama kendisi için özel olan kişilerin ilgisini tercih ederdi. Ya da burada olmaktansa resim yapmayı. Neden burada olduğunu da bilmiyordu zaten, birinin peşinden sürüklenmiş, neşelenme umuduyla ortama karışmıştı. Yine de aklı Claudia'daydı. Acaba o neredeydi? İçeriden fırlayan biri kolunu Alex'in omzuna atıp içki kokan ağzını yaklaştırdı ve yüzüne doğru "Dostum, içeri gel partiyi kaçırıyorsun. Kızlar... uçmuş!" dedi. Alex bunun kim olduğunu da bilmiyordu, zoraki bir gülümsemeyle kafasını salladı "Kalsın, dostum. Ben gidiyorum." Sigarasından son bir nefes alıp ayağının altında ezerken yanındaki delikanlı alınmış gibi geri çekildi ve gitmemesi gerektiğine dair bir şeyler haykırdı ama Alex çoktan sırtını dönüp gitmişti. İnsan güruhu arasından ite kaka geçerken tanıdık bir sima karşısına çıktı. "Symp?" Symphonie eski sevgililerinden biriydi. Kendisini terkettiğinde ağlamış falan değildi ama egosu zedelenmişti. Kız diğerlerinden farklıydı, hafifmeşrep bir kaçık değildi en azından. Yanındaki herifi gördüğünde homurdanmamak için zor tuttu kendini. Uzun bir gece olacaktı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Symphony Calista Boleyn
Constance Billard IV.Sınıf, Admin
Constance Billard IV.Sınıf, Admin
Symphony Calista Boleyn


Mesaj Sayısı : 438
Kayıt tarihi : 17/07/10

Şöhret
Puan: 20

Beyaz Yalan Empty
MesajKonu: Geri: Beyaz Yalan   Beyaz Yalan Icon_minitimeSalı Tem. 20, 2010 12:05 am

Gecenin on ikisinde yatağında mışıl mışıl uyuyor olmak yerine neden bu saçma sapan partide olduğuna anlam veremiyordu. Arkadaşı sağolsun, sabahtan evini basmış ve giyinmesi, süslenmesi için ısrar etmişti. O da kıramayıp hiç hoşlanmadığını herkesin bildiği partiye konuk olmuştu.

Etrafta iğrenç diye nitelendirilebilecek görüntülerin oluştuğu ona göre kesinlikle söylenilebilitesi yüksek olan bir şeydi. Büyük odanın dört bir köşesinde de seksi kıyafetler giymiş kadınlar; insanın içine ürpertecek ve tahrik edici hareketlerle direklerde akrobatik hareketler yapıyordu. Ve önlerinde sanki bir adamın uçtuğunu görürcesine şaşkınlıkla açılmış ağızlarını toplamak için uğraşan erkekler duruyordu. Morun yeşille bütün oluşturduğu ve vücudunu bir tül gibi saran kısa ve şık elbisesi onu olduğundan daha güzel gösteriyordu. Önünde perçemiyle dağınık bir görüntü sergileyen saçları saçları, başkalarının onu gizemli olarak tanımlamasını sağlıyordu. Öyleydi evet. Gizemli narin bir çiçek. Paylaşılamayan bir kavram. Evet o buydu. YDY kızlarından farklıydı. Her şeyini bir gecede ortaya dökmek yerine; tutsaklarıyla oyun oynamayı seven bir afacan.

Kalabalık salonun ortasında arkadaşının elini tutmasıyla ite kalka yürüyordu. Sosyetenin bütün kızları barmen masasında yerini almış ve sıradaki şarkıyla birlikte erkeklerini etkilemeyi bekliyordu. Kimisi kısa yırtık etek giymiş, kimisi sanki çok sıcakmış gibi üzerindekileri çıkarmış ve sütyeniyle duruyordu. Yanında onlara katılan arkadaşı John vardı. Her ikisi de birbirine arkadaşlıktan öte duygular beslemiyordu. Sym ona bakınca John'un da diğer erkekler gibi kızları kestiğini gördü. İşte böyleydi. Arkadaşım desen bile kapı eninde sonunda aynı yere çıkıyor: erkeklerde düşünce kayması... İçinden her neyse deyip arkadaşının parmağıyla gösterdiği boş koltuklara doğru ilerledi. Kafası öne eğilmiş giderken bir erkeğin bedenine çarptığını hissetti. Sarsılıp kafasını kaldırdığında bunun Alex'ten başkası olmadığını gördü. İlk önce şaşırmış daha sonra ise ifadesizleşmişti. "Symp?" Çocuğun sesi ifadesiz suratına bir konuşma eklemesini sağlamıştı. ''Ah Alex. Seni burada görmek ne büyük bir zevk.'' Sym'in bakışları nedendir bilinmez John'a kaydı. Alex eski sevgilisiydi ve evinde hala onun çizmiş olduğu kendi portresi bulunuyordu. Sanatsal yönü çok kuvvetliydi ve duyguları ile hissettikleri Sym'le benzerlik gösteriyordu. Onu sevme nedenlerinden bazılarıydı bunlar...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alex Mclain
St.Jude IV.Sınıf, Admin
St.Jude IV.Sınıf, Admin
Alex Mclain


Mesaj Sayısı : 1215
Kayıt tarihi : 18/07/10
Lakap : Lex

Şöhret
Puan: 113

Beyaz Yalan Empty
MesajKonu: Geri: Beyaz Yalan   Beyaz Yalan Icon_minitimeSalı Tem. 20, 2010 5:55 pm

''Ah Alex. Seni burada görmek ne büyük bir zevk.'' Alex için pek öyle sayılmazdı. Symp, tam adıyla Symphonie Calista Bolyn kendisinin, yanı Alex Mclain'in eski sevgilisi rütbesindeydi. Onunla ne zaman nasıl çıkmaya başladıklarını hatırlamıyordu ama sonu iyi bitmemişti. Alex ilişkinin gayet istikrarlı gttiğini düşünürken Symp'in bitirme cümlesiyle karşılaşmış, bozuntuya vermiyor gibi görünse de çok kırılmıştı. Üstelik Symp klişe ayrılık cümleleri kullanmaktan çekinmeyerek kendisini farketmeden biraz daha aşağılamıştı. Alex o ayrılığın sonunda terkedilen taraf olmanın hayalkırıklığını atamamıştı. Bu yüzden Symph'i gördüğüne memnun değildi ne yazık ki, hele yanındakini erkek arkadaş olarak algılamışken. Ne diyeceğini düşünürken ellerini cebine soktu ve yüksek sesli müziğin beynini patlatmamasını umdu. Alex partileri severdi, hatta partilere bayılırdı, lakin kafası sadece iyiyken ve keyfi yerindeyken katlanabiliyordu. Şimdilerde babası moral buzmak konusunda iyice ustalaşmış, anne müsvettelerine para saçarken oğlunun resim ihtiyaçlarını saçma bulduğundan bütçeyi kesmişti. Muhtemelen ortalığı dağıtan ve masa üzerinde kravatını çeviren Alex görmemelerinin sebebi de buydu. Çıldıran sarhoş kalabalığa bir bakış attıktan hemen sonra "Evet, aynen." diye cevapladı. Ne diyebilirdi ki, onu görmeyi beklemiyordu ve kafası karışmıştı. Üstelik içkiyi biraz fazla kaçırmıştı, başı dönerken mantıklı bir cevap düşünmek zor oluyordu. "Şey, sevgilinlesin bakıyorum? Ne güzel." Bunu söylediğini işittiğinde kendine hayret etti, içinden söylediğini düşünüyordu oysa ki. Gözleriyle yanındaki çocuğa baktı ama o diğer kızlarla daha çok ilgili gibiydi. Symp gidip bu herifi mi buldu?, diye geçirdi içinden. Gözleri yeniden Symp'e kaydığında bunu kaldıramayacağına karar verdi. "Görüşürüz Symp." Symphonie giderken arkasında zedelenmiş bir erkek egosu bırakmıştı ve o ego şu duruma tahammül edemiyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Symphony Calista Boleyn
Constance Billard IV.Sınıf, Admin
Constance Billard IV.Sınıf, Admin
Symphony Calista Boleyn


Mesaj Sayısı : 438
Kayıt tarihi : 17/07/10

Şöhret
Puan: 20

Beyaz Yalan Empty
MesajKonu: Geri: Beyaz Yalan   Beyaz Yalan Icon_minitimeÇarş. Tem. 21, 2010 12:39 pm

Alex'in bu olumlu gibi gözüken; ama olumsuzluğu her halinden belli ölan tepkisi Symphony'yi hiç şaşırtmamıştı. Eski sevgilisiyle karşılaşsa ve yanında bir kız görse o da bu şekilde davranırdı. Ki o kız değil erkek görmüştü o ayrı. Ve yanındaki arkadaşıydı sevgilisi değil. Salonda bir kola kutusundan çıkmak istercesine tepinip duran gaz gibi orta yerde donakalmıştı ve gidip uyumak istiyordu. Eski sevgilisini hiç görmemiş gibi. Normalde de eski sevgililerini günlük hayatta görmekten hiç hoşlanmazdı. Onlarla olan; geçmiş bitmişti ve yeni bir arkadaşlık gibisinden bir şey söz konusu pek olamazdı. Hayatı boyunca hep o terketmişti. Hiç kimse onu terkedecek cesareti kendinde bulamıyor muydu? Belki evet. Ama G ve E onun bırakılamamasının nedenini dişiliğine ve tutkulu oluşuna bağlıyordu.

Kışın YDY'de hava nasıl geçiyorsa yine öyle bir gündü ve Alex, Sym'i evinden almış okula götürüyordu. Oğlanın görüntüsü, Alex'in yine o her zamanki sanatsal yönünü dışa vuruşuyla kendine bir beden kazandırmış gibi geliyordu Sym'e. Tam gösterişli okulun, demir parmaklıklı hapishane duvarlarını andıran kapısının önüne vardıklarında Sym ona durmasını söyledi ve hissettiği her şeyi anlattı. Alex çıktığı ve arkadaş olduğu seneler boyunca kendini iyi tanıttıysa eğer; bu durumu kendine yediremezdi. Ah egosu vardıya! Erkeklerin miniminnacık* egosu... Sanki kendileri çok değerliymiş gibi sindiremedikleri laflar... O zamandan dördüncü sınıfa kadar Alex ne zaman Sym'i görse yolunu değiştirmeye başlıyordu. Bunu farketmişti. Ve o da aynısını yapmaya başladı bir süre sonra. Neden onu takmayan birini takacaktı?! İşte bugün, iki sene sonra teni onun tenine dokunmuştu. Aslında özel bir his hissetmiyordu artık ona karşı. Ama geçmiş işte. Dokunulan yerler hala sızlıyor.

Alex'in kıpırdanması ve gitmek için hazırlandığını anlayabilmişti. Çocuğun suratı bir yanda duran ve biraz daha ağzını açacak olursa; toplamak için çok uğraşacağı kesin olan John'a, bir yandan da Sym'e kayıyordu. Sym'in aklına bir an John'un onun sevgilisi olduğunu sandığı geldi. Bunun doğru olup olmadığını bilmiyordu ama Alex'in mırıldandığı sözler üzerine, o da hareketlenmişti ve iğne atsan yere düşmeyecek olan azgın insanların arasından dışarıya doğru çıkan Alex'i takip ediyordu. Tam ona yetimiş, omzuna dokanacaktıki; arkasında bir şaplak hissetti. Tanrım ne kadar iğrenç yaratıklar. Ah arkasını dönüp onlara laf sayamı bıra, onlarla konuşmak bile istemiyordu. Etrafta onca 'gel beni sev' diyen davetkar popolar varken neden onun bu iğrençliğe katlanması gerekiyordu? Salondan çıktığında çatı katı onu davet etti Manhattan'ın güzelliğine. Gerçekten cennet gibi bir yerdi! Manzara oldukça iç açıcıydı ve her şey ama her şey yaşadıkları yerin kaliteli olduğuna örnekti. Önde duran Alex'e yaklaştı ve ''Ne kadar güzel değil mi? '' dedi manzarayı göstererek. ''İçeride o kadar iğrenç insan varki...'' Ah oradan buradan vücuduna yayılan ışıklar ne kadar masum bir güzellik katıyordu ona...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alex Mclain
St.Jude IV.Sınıf, Admin
St.Jude IV.Sınıf, Admin
Alex Mclain


Mesaj Sayısı : 1215
Kayıt tarihi : 18/07/10
Lakap : Lex

Şöhret
Puan: 113

Beyaz Yalan Empty
MesajKonu: Geri: Beyaz Yalan   Beyaz Yalan Icon_minitimeÇarş. Tem. 21, 2010 5:00 pm

Çatı katı, kurtuluşu buna bağlıymış gibi el uzatırken Alex’e, partini olağan aksiyonunun yarattığı nefessiz dakikaların devre arası gibi bir umut taşımıştı o an. Merdivenlerin demir korkuluklarına attı elini ve ayakları onu yukarı taşırken Alex aklından Symp ile karşılaşmasını çıkarmaya çalıştı. Onu özlediği falan yoktu lakin durumun sadece zedelenmiş egosuyla da alakası olmadığını biliyordu. Symp tarafından terk edilmeden önce güzel bir şeyin içindeydi, sakin ve iyi gittiğini düşündüğü bir ilişki. Bitişini görememiş, bir yarışa dâhil olduğunu fark edememişti. Symp ile yeniden karşılaşmak ve sesini duymak ona geçmişteki güzel anılarından birinin ayaklar altına alınarak yok edildiğini hatırlatmıştı. O zamanlardan kalan hafif bir öfke duygusu baş göstermiş daha bin bir tanımlanamaz duyguyla açığa çıkmıştı. Symp’e öfkeliydi, hatası olmayan bir ilişkiyi sonlandırdığı için. Kim bilir kendince ne sebepleri vardı bunu yaparken ama Alex’i orada öylece yalnız bıraktığında tutkularını sömürmüş ve dayak yemiş gibi bırakmıştı. Kendisini terk eden herkes için aynı şeyi hissediyordu, Symp onların önderi gibiydi o şartlar altında. Oysa onu kimse onun kadar tanıyamazdı, her bir kıvrımını kalemi altında ezberlemişti Alex. Symp’in arkasından gelen sesini işittiğinde sigarasını henüz yakmıştı. “Ne demezsin.” dedi duygusuz bir ses tonuyla. Kuru dudakları arasından bir duman yükseldi geceye. Ayaklar altındaki ses kirliliği şimdi çok uzaktaydı sanki şehrin ışıklı görüntüsüne karışmıştı. Aşağıya göre daha huzurluydu burası ama o an Alex’in tek istediği resim kâğıdını yere serip zihnindeki Claudia simasını kâğıda aktarmaya çalışmaktı. Neden gitmediği ise hala bilinmezlik olarak kalıyordu zihninin bir köşesinde. “Neden buna devam ediyorsun?” diye sordu sonunda başını çevirmeden sadece omzunun üzerinden Symp’e bakarak. “Seni görmek istemediğimi fark etmişsindir. Bu durum biraz… Uygunsuz.” Doğru kelimeyi bulabilmek için zihnini zorlaması gerekmişti. Buğulu düşünceleri arasından çıkan bu kelimeyse kendi anlamına zıt olarak oraya tam olmuştu. Yine de Symp’in gitmesini istemiyordu, burada düşünceleriyle yalnız kalmak sadece daha fazla ıstıraba sebep olurdu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Gisela Müller
Constance Billard IV.Sınıf, Admin
Constance Billard IV.Sınıf, Admin
Gisela Müller


Mesaj Sayısı : 505
Kayıt tarihi : 18/07/10

Şöhret
Puan: 29

Beyaz Yalan Empty
MesajKonu: Geri: Beyaz Yalan   Beyaz Yalan Icon_minitimeC.tesi Tem. 24, 2010 4:28 pm

Alex / +4 puan
Symphony / +4 puan
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Beyaz Yalan
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Gossip Girl R-Play :: Eğlence Treni/Role Play Dışı :: GG Geçmiş-
Buraya geçin: