Gossip Girl R-Play
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


You know, you love me. XOXO Gossip Girl
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Çelişki

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Lillian Sundblad
Constance Billard IV.Sınıf
Constance Billard IV.Sınıf
Lillian Sundblad


Mesaj Sayısı : 63
Kayıt tarihi : 20/07/10

Şöhret
Puan: 2

Çelişki Empty
MesajKonu: Çelişki   Çelişki Icon_minitimePerş. Tem. 22, 2010 9:51 pm

Çelişki.
katılımçılar:
Doañzel Sacrél, Lillian Sundblad.

Bütün bir gün boyunca arayıştan sonra kendisine fevkalade yakışacağını düşündüğü okyanus mavisi elbisesini şoförüne teslim ettikten sonra ayaklarının hala yürümeye katlanabileceğini hissetti ve rotasını doğru Sigerson Morrison’a çevirdi. Biliyorum, moda bazen beni çekilmez hale getirebiliyor. Manhattan sokaklarında yürümenin verdiği oturaklı edayı ağzındaki sakızı yere tükürmekle mahvederken bir yandan da vitrinleri kurt gibi kesmeyi de ihmal etmiyordu. Tüm gün hareket halinde olmasından mıdır nedir, ayaklarına henüz bir şey olmamıştı ama başının zonklamaya başladığını hissetmişti. Refleks gibi algılanabilecek bir hızlılıkla elini kafasına götürdü, birkaç küçük sıvazlamadan sonra tekrar elini serbest bıraktı. Nihayet varmak istediği yere gelmişti, Lillian’ın minik ayaklarına uygun bir babet alabileceği Sigerson Morrison.

İçeriye girdi, bir hayli olan kalabalığı çok doğal karşılıyordu çaresiz. Sade ama şık babetlerin olduğu bölüme geçti, üstüme sarı bir bluz, altıma da kot pantolon giysem, bu beyaz babet bana yakışır mı diye düşündü. Şöyle bir elledi, etiketini yokladı eliyle, yanındaki parayla karşılayabileceği bir fiyatta olduğunu görünce hemen eline aldı müstakbel babetlerini. Tam kasaya fiyatı ödemek için gidiyordu ki, sağ tarafında gördüğü şey bedenini tam anlamıyla dondurdu. Böyle bir şeyi, daha önce gördüğünü hiç ama hiç zannetmiyordu. Vakit kaybetmeden oraya yöneldi, bir mucize olmalıydı bu. Bir mağazada bir şey beğenememekten daha kötüsü iki şey beğenmektir. Tam göz hizasında bulunan parlak siyah topuklu ayakkabılara ağız sululuğuyla bakıyordu. Lillian’ın görmüş olabileceği en güzel topuklu ayakkabıydı belki ama hangisini almalıydı? Uzun süre düşündü, kan ter içinde kaldı hatta. Mağaza görevlilerinin bile fikrini almaktan aciz kalmadı, ancak bir orta noktaya varamadı. Çareyi ta en sonunda kendisine Hamsin yortusundan önce ayakkabı beğenmesini sağlayan Doañzel’i çağırmakta buldu. Doañzel’le Portekizce kursundan beri tanışıklardır, ancak Lillian’ın Doañzel’in St. Jude’da okuduğunu öğrenmesi, Doañzel’i daha da sevmesini sağlamıştır. Babetleri sağ elinden sol eline taşıdı, sağ eliyle telefonunu çıkardı ve Doañzel’e çabucak bir mesaç* çekti. Umduğu şey, kabul edip buraya gelmesiydi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Doañzel Sacrél
St.Jude III.Sınıf
St.Jude III.Sınıf
Doañzel Sacrél


Mesaj Sayısı : 47
Kayıt tarihi : 20/07/10

Şöhret
Puan: 2

Çelişki Empty
MesajKonu: Geri: Çelişki   Çelişki Icon_minitimePerş. Tem. 22, 2010 10:21 pm

Manhattan'da yürümek apayrı bir şeydi. O sokakların kokusunu ta ciğerlerimde duymak; o leziz lezzetleri aklımın bir ucuna kazımak bana, benim ya da her neyse; daha farklı hissetmemi sağlıyordu. İnsanlar buranın moda merkezi olduğunu düşünüyordu; bence de öyleydi. Diğer ilçelere nazaran uyumlu kumaş satan nadir yerlerden biriydi. Günümün büyük kısmını burda geçirir; genç ergenler gibi Starbucks'a falan giderdim. Gönlümün isteğince alışveriş yapar, günümü gün ederdim. Bugün ise uzun sarı saçlı kız ile hafif meşrep bir sohbetten sonra kendimi yolla atmıştım. Canımı sıkmamış değildi. O çırpı bacaklarıyla bana moda ikonası olduğunu mu anlatıyordu yani? Sadece gülmüştüm. Vitrinlerdeki yansımama baktıkça ne kadar şanslı olduğumu görebiliyordum. Hayır, tiki değildim. Tiki olarak anılsam da asla özenti olmayacaktım. Kendime dalmışken, sağ cebimde bir ısınma ve tivit tvit diye bir ses duydum. Ah, mesajlaşmayı sevmezdim. Gününün yarısını mesajla harcayan gençlerden de değildim. Bu mesaj işini fazla abartıyorlardı bence. Elimi dar cebime soktum ve incecik telefonu kavradım. Takılı olan beyaz kulaklık da ellerimin arasından aşağıya sallandı. Mesaj, Lil'dendi. "Naber amigo? Sana ihtiyacım var, Sigerson Morrison'dayım." Ah, moda ikonu değilim. İnsanların giyinişine dikkat eder sert uyarılarda bulunurum evet, bazen önerilerim fazladır. Emir gibi algılanabilir. Bunlar bir yana, sanırım giydirmeyi, seçtirmeyi ve beğenmeyi seviyorum. İnsanlara yapıcı eleştirilerde bulunduğum gibi bazen ayna karşısında kendime de yaparım. Neden bu kadar şıkım sanıyorlar ki? Üzerimdeki gökyüzü mavisi t-shirt'ü ve üzerindeki desenleri kim bir pantolona uydurabilirdi? Kim uğraşırdı onlara uyacak bir bağcığı? Kimse. Bu takıntı değildi, sadece anlayıştı. Parmaklarıyla telefonunu tuşladı, tuşladı denemez. Dokundu demesi daha uygun olur. "Espere, estou chegando! (Bekle geliyorum)" demişti harfler ona. Baş harfiyle kaydettiği tek insandı Lillian, L'yi seçti ve gönderdi. Ayakkabıcının önünden az önce geçmesi çok üzücüydü, yürümek ona göre değildi. Aktif olarak bir tek dans ederdi, yakın zamandır da yapmıyordu. Elinde kahvesi, tam ayakkabıcıdan girecektim ki keskin gözler tarafından tarandığımı hissettim. Henüz bitmemiş kahvem onlara batacak gibi gözüküyordu. Kaşlarımı hafifçe kaldırdım ve gülümseyerek yakınımdaki bir rafa koydum. Kasanın henüz ilerisinde hipnotize olmuş gibi ayakkabıyı gözleriyle taciz eden kızı farketmemek güç olacaktı. Sapsarı saçlarıyla tüm ışığı o yansıtıyor gibi gözüküyordu. Elindeki ayakkabıya baktım; ah hayır. Kızlar neden cafcaflı şeylerden hoşlanırlardı ki? Kafamı salladım, "Ah yapma, o ayakkabıyı kaşarlık yaparken mi giyeceksin?!" Bunu bir merhaba olarak kabul edebilirdi. Belki biraz sert çıkışmıştım; böyle konularda zaafım olduğunu bilen herkes beni anlayışla karşılayabilirdi. Az önce laflarımı işittikten sonra boğazını, ki kasten yaptı diye düşünüyorum, temizleyen adam hariç. Kızın uzun ve ince elindeki bu ayakkabı olmayacaktı. Siyah ayakkabıyı bulunduğu yerden aldı ve bir elinin üzerine koydu. "Gerçek deri olduğunu sanmıyorum, o bembeyaz teninde iyi durur ancak teninde renk çıkaracağına iddiaya girerim. Tanrım, buna 545$ mi istiyorlar? Delirmiş olmalılar?!" Paranın yokluğundan değil, zevkin bokluğundan alınmıştı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Lillian Sundblad
Constance Billard IV.Sınıf
Constance Billard IV.Sınıf
Lillian Sundblad


Mesaj Sayısı : 63
Kayıt tarihi : 20/07/10

Şöhret
Puan: 2

Çelişki Empty
MesajKonu: Geri: Çelişki   Çelişki Icon_minitimeCuma Tem. 23, 2010 10:38 pm

Telefonunu cebine koymasının ardından çok fazla vakit geçmemişti ki pantolonun sağ cebinde aralıklı bir titreşim hissetti. Elini cebine götürüp telefonunu kavradıktan sonra cebinden çıkardı ve gelen mesacı bir gözünü kırparak okumaya başladı. “Espere, estou chegando!” Evet, görmek istediği tam anlamıyla bu sayılırdı. Gözü normal haline döndü ve hiçbir hal belirtmiyorken dudağı artık neşe belirtiyordu, ancak gözleri gülüyor denmezdi. Bunun nedeni belki de Lillian’ın ana önem vermesiydi, her ufak mutluluğun sonucunda gözleri dolu dolu gülseydi sevinmek bayatlardı. Yapmacık da olsa tebessümü bırakıp tekrar herhangi bir durum belirtmeyen ifadeyi takındıktan sonra vakit geçirmek amacıyla dükkânı şöyle bir süzdü. Buraya çoğu kez gelirdi, yalnız veya yanında birileriyle. Ayakkabılarının onda sekizini buradan temin ederdi zaten. Aldığı ayakkabılar önünden geçti, onları giyerken onu ilk kimlerin gördüğü, vesaire. Tekrar siyah topuklu ayakkabının bulunduğu rafa döndürdü bedenini. Kendini zorladığında gerçekten hatırı sayılır ölçüde çok fazla âlemlerin kapılarını açabiliyordu. Bir şeyden mantıklıca başka bir şeye çağrışım yapma konusunda ona bahis yatırabilirdiniz. Ancak bu düşünceler şöyle dursun, tam arkasından gelen sıcak tonlu bir ses onun kafasını boşaltmıştı. Arkasına döndüğünde gördüğü tanındık bir yüzden başka bir şey değildi. Suratındaki boşluk kaybolmuş, dudakları kulaklarına varmasa da iki yana saçılmış, gözleri de az da olsa gülüyordu; en azından geçer not alacak kadar. Dalga geçtiğini belirtmek için güler yüzle kafasını sağa sola sallayarak: “Yapma, ayaklarımın kaşarlığımla muhatabı yok.” dedi. Aklından tam da kararsızlığını ona sunmayı planlıyordu ki o Lillian’dan çok daha hızlı davranmıştı bile. Çocuk Lillian’ın babetleri beğendikten sonra ihtişamla baktığı siyah topuklu ayakları elinin üstüne almış, çoktan incelemeye koyulmuştu bile, Lillian da onun eline inceler gözlerle bakıyordu. “Ben elimdeki şu süslü babetle o asil topuklu arasında bir seçim yapamadım. Bana Hamsi yortusundan önceki yaptığın ayakkabı tavsiyesi neredeyse günümü kurtarmıştı, aynı tavsiyeyi tekrar bekliyorum.” laflarını sarf ederken, onunla konuşmayı; ayrıca onunla vakit geçirmeyi ne kadar çok özlediğini fark etti kendi bünyesince. ”Eh, seninle vakit geçirmeyeli çok oldu, doğrusu özlemişim.” Neler hissediyor olduğunu kendisi de anlamaya çalışıyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Doañzel Sacrél
St.Jude III.Sınıf
St.Jude III.Sınıf
Doañzel Sacrél


Mesaj Sayısı : 47
Kayıt tarihi : 20/07/10

Şöhret
Puan: 2

Çelişki Empty
MesajKonu: Geri: Çelişki   Çelişki Icon_minitimeCuma Tem. 30, 2010 12:12 am

Aklındakileri bana aktardı ve düşünmem için bir süre verdi. Az önceki ayakkabıya asil demesi beni utandırmıştı. Sadece bakmakla yetindim, zaten pek keyfimin de olduğu da söylenemezdi. Gösterdiği ince babeti hissetmeden inceledim, güzel gelmişti ancak en iyisi tabi ki değildi. Kafamı alabilirsin şeklinde salladım, sanki iznimi istermiş gibi. Kahvemi bıraktığım yerden aldım ve kızın gözlerindeki ışıltıyla ayakkabıları paketletmesini izledim. Kahvem, tadını kaybetmişti. Yerine geri koydum ve ödemesi biten kızın bileğinden kavradım, incelerdi ve zarif bir saat ona yakışabilirdi. Belki de, el mankeni olmalıydı. "Haliyle alışverişten bıkmışsın, gel de biraz dinlenelim." Kafasından geçen sadece birkaç metre ötedeki çimlere yayılmaktı. Kızın kolundaki birkaç paket, benimkine geçti. Pek ağır sayılmazlardı ancak içlerindekilere para döküldüğü anlaşılıyordu. Elim kızın bileğinden ayrıldığında kollarımı iki yana salladım ve çimenlere yayıldım neredeyse. Yüzümde sadece gülümseme mevcuttu, kısıyordu güneşin ardında kalanları.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Çelişki
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Gossip Girl R-Play :: New York City :: Manhattan :: Sigerson Morrison-
Buraya geçin: